2024-2025 Kadın Voleybol Takımı (Galatasaray Daikin)

Görünen şu ki, hedef transferlerde geriye Bongaerts, Timmerman ve Kalandadze kalıyor. Alınan oyunculara bakıldığında, Haziran sonuna kadar devam edecek VNL'i ve Temmuz sonundan Ağustos ortasına kadar devam edecek Olimpiyatları dikkate alırsak ve bunun yanısıra Eylül ayında, takımımızın katılacağı Balkan kupasının Eylül ayı ortası gerçekleşeceğini hesaplarsak, transfer planının dikkatlice ele alındığını söyleyebiliriz.

Şöyle ki, henüz hiçbirşey kesin olmamakla birlikte, ön elemelerin geçilmesi halinde (hem Türkiye, Hem Sırbistan hem de Hollanda), sezon öncesi hazırlıklarında, İlkin, Alexia, Lazovic, Bongaerts ve Timmerman gibi oyunculardan yoksun olma ihtimalimiz var. Avrupa kupasına katılım için, BVA Cup'ı almamız gerektiğinden, bu eksiklerin yerine kupayı almamıza yetecek oyuncuların olması gerekiyor.

Sözü edilen oyuncuların katılamaması halinde oluşacak en kötü senaryoda bile, BVA kupasındaki takımın sahadaki geniş kadrosu, an itibarı ile şu oyuncularda oluşacak;
Kalandadze, Sude, Ayçin, Yasemin Güveli, Yasemin Özel, Bihter, Eylül ve Aslıhan Kılıç.

Buradaki olası sıkıntı, bir sakatlık durumunda, Yasemin Özel ve Aslıhan'ın yedeğinin olmaması durumudur ki, bunun da dikkate alınacağını düşünüyorum.
 
Kadın voleybol takımı 3 kez final oynamış olduğu CEV Cup'a davetiye, wild card alamıyorsa gelecek sezon Burhan Felek'e 2000'lerde doğan kuşağı gözlem için; Karşıyaka maçında Sinan Erdem'de yaşandığı üzere 2 saatlik akşamüstü aktivitesi için gider geliriz. Ligde 4. ya da 5. sırada yer almak bu ölçüde kafa patlatılacak, neredeyse uğruna kavga edilecek bir soru değil Galatasaray için.

Deseniz ki, CEV müthiş tutarlı bir yapı. Bizim yerel ligin de 50 yıldır değişmeyen mimari harikası sütun gibi, bütüncül bir sıralama sistemi var. O durumda 4. olalım, sonraki sezon CEV'e gidelim derim. Gel gelelim ki Rus takımları diskalifiye edilmiş durumda, İsrail takımı var mı yok mu; varsa nerede oynayacak o belli değil. Bu ortamda stüdyoda gerginliği de manalı bulamıyorum ben.
 
Zaten son 3 sezon takım bütçesi yerlerdeydi bu yüzden bu konuma geldi bu takım.Bu sezon yatırım sinyali verildi bunun doğruluğu tartışılıyor diğer sezonlara göre biraz daha rekabetçi olacak bu sezon normalde direkt kafadan zaten ilk 4 gidiyordu.
 
Görünen şu ki, hedef transferlerde geriye Bongaerts, Timmerman ve Kalandadze kalıyor. Alınan oyunculara bakıldığında, Haziran sonuna kadar devam edecek VNL'i ve Temmuz sonundan Ağustos ortasına kadar devam edecek Olimpiyatları dikkate alırsak ve bunun yanısıra Eylül ayında, takımımızın katılacağı Balkan kupasının Eylül ayı ortası gerçekleşeceğini hesaplarsak, transfer planının dikkatlice ele alındığını söyleyebiliriz.

Şöyle ki, henüz hiçbirşey kesin olmamakla birlikte, ön elemelerin geçilmesi halinde (hem Türkiye, Hem Sırbistan hem de Hollanda), sezon öncesi hazırlıklarında, İlkin, Alexia, Lazovic, Bongaerts ve Timmerman gibi oyunculardan yoksun olma ihtimalimiz var. Avrupa kupasına katılım için, BVA Cup'ı almamız gerektiğinden, bu eksiklerin yerine kupayı almamıza yetecek oyuncuların olması gerekiyor.

Sözü edilen oyuncuların katılamaması halinde oluşacak en kötü senaryoda bile, BVA kupasındaki takımın sahadaki geniş kadrosu, an itibarı ile şu oyuncularda oluşacak;
Kalandadze, Sude, Ayçin, Yasemin Güveli, Yasemin Özel, Bihter, Eylül ve Aslıhan Kılıç.

Buradaki olası sıkıntı, bir sakatlık durumunda, Yasemin Özel ve Aslıhan'ın yedeğinin olmaması durumudur ki, bunun da dikkate alınacağını düşünüyorum.
Bence sıkıntı olmaz ya BVA da Türk takımları turnuvaya kalite katıyor onun dışı çok düşük kalite bence bu kadro da yeterli olur.
 
Kadın voleybol takımı 3 kez final oynamış olduğu CEV Cup'a davetiye, wild card alamıyorsa gelecek sezon Burhan Felek'e 2000'lerde doğan kuşağı gözlem için; Karşıyaka maçında Sinan Erdem'de yaşandığı üzere 2 saatlik akşamüstü aktivitesi için gider geliriz. Ligde 4. ya da 5. sırada yer almak bu ölçüde kafa patlatılacak, neredeyse uğruna kavga edilecek bir soru değil Galatasaray için.

Deseniz ki, CEV müthiş tutarlı bir yapı. Bizim yerel ligin de 50 yıldır değişmeyen mimari harikası sütun gibi, bütüncül bir sıralama sistemi var. O durumda 4. olalım, sonraki sezon CEV'e gidelim derim. Gel gelelim ki Rus takımları diskalifiye edilmiş durumda, İsrail takımı var mı yok mu; varsa nerede oynayacak o belli değil. Bu ortamda stüdyoda gerginliği de manalı bulamıyorum ben.
Yani o zaman Mert Dervişoğlu kardeşimize çağrımızı yapalım. Nasıl olsa çok çok 4. 5. oluruz bu nedenle hiçbirşeyi de tartışmaya, yorum yapmaya, öneride bulunmaya da gerek yok. Zaten bu forum sayfası da Galatasaray Basketbol Sitesi adı ile anılıyor yani nasıl olmasa voleybol sitemiz de yok. Kapansa yada açık kalsa bile birşey farketmez, bu durumda kimse de boşuna zahmet edip bu foruma zaman harcamaz. Oyuncularımızı, yöneticileri ve biraz bilgisi olup paylaşan kişileri de eleştirmek veya hakaret etmek konusunda içlerindeki zehiri de X (Twitter) sayfalarında/hesaplarında bol bol diledikleri gibi akıtırlar, kullanırlar.

Ne dersiniz Mert bey? Nasıl olsa kimse farketmez... Öneri ile bu Basketbol forumunu kapatalım'mı?

Konu, tek başına 4.lük 5.lik konusu veya sadece transfere para harcama konusu değil. Belki de işe buradan başlamak gerekiyor hatta futbol ile başlayarak tüm branşlar için birtakım temel düzenlemeler ve hatta kararlar alınıp, buna ilişkin ilgili adımlar atılabilir.

Geçtiğimiz sezon, küme düşer denilen takım sezon sonunda play off oynadı. Bu da o sarı kırmızı forma sayesinde oldu. Rekabet her yerde var ve havaya karşı oynamıyoruz. Tüm rakipler şampiyon olmak veya ulaşabilecekleri en üst noktaya kadar gidebilmek için uğraşıyor. Düne kadar futbolda neyi konuşuyorduk, oysa bugün neyi konuşuyoruz. O mantıkla gidilirse, o zaman sat İcardi'yi, sat Ziyesh'i, sat Barış'ı, dön yeniden milyonlar harcayarak takım kur ve başarı hedefle.

Daha dün'e kadar ezik olanlar, hırs yapmış, tam birlik olmuş, sahamıza gelip bize posta koymuş, eksik kadro ile bizi yenmiş, yendikten sonra da bir güzel hakaret etmişler ve tüm bunları birlik halinde hareket ederek, ağlayıp sızlanarak ve kamuoyu üzerinde baskı yaratarak gerçekleştirmişler, bizlerdeki bazı kesimler de, vurun takıma, vurun yönetime mantığı ile hareket etmeye devam ediyorlar. Haftaya şampiyonluğu da kaybedersek işte o zaman seyreyle manzarayı.

Kapatın voleybolu, hatta kapatın futbol'u. Forumları da kapatın. Nasıl olmasa, milyonlar harcanıp hiçbir yere varılmıyor. Bu kadar çabaya, masrafa ve konuşmaya ne gerek var. Değil'mi Onur bey?
.
 
Mete Bey, üst üste ikinci defa doğru düzgün bir okuma yapmadan cevap veriyorsunuz bana. Üçüncü defa yaşanmayacağını ümit ederek bir kereye mahsus, maddeler halinde yanıt vereceğim.

-Mert Dervişoğlu değil de Önder Çiçekoğlu'na tabi bir forum Gsbasket. Kimin sorumluluğunda, kime karşı sorumlu şekilde yazdığınızı bilmenizde fayda var.
-Yaşım 32. 12 yaşımdan beri kimi aralıklar dışında Gsbasket'e yazıyorum. 20 yılda bir kez olsun branşlar kapatılsın demedim. Dünya üzerinde var olan her takım sporunda Galatasaray var olmalı dedim. Galatasaray'ın 8, Fenerbahçe'nin 6 Olimpik takım sporunda var olmasını her daim yüceltiyorum. Hentbolda kadın ve erkek takımları kurulsun diye takriben 10 yıl önce yazdım, muhtemelen de fazlası var. Hali hazırda kadın sutopu takımının final serisini ailelerinden daha ilgili şekilde takip ediyorum.
-KADIN VOLEYBOL TAKIMI CHALLENGE CUP'A DEĞİL DE CEV CUP'A, BİR ÜST KUPAYA KATILMALI YAZDIM. KADIN VOLEYBOL TAKIMI AÇIK KALSIN, KAPATILSIN DİYENLERE KARŞI DA TÜM AVRUPA'DA HABER DEĞERİ TAŞIYACAK BİR KUPAYI KAZANSIN YAZDIM. YOLCULUKLARI KOLAY OLSUN YAZDIM, ÇABALARI SONUÇ VERDİĞİNDE TAKDİRE ŞAYAN OLSUN YAZDIM. BUNLARIN TAM OLARAK NESİNİ, NERESİNİ ANLAYAMADINIZ?

Şayet Burhan Felek'e yolunuz düşüyorsa, Savaş Eskigülek abinin varış hakemliğinde Ali Çayır'dan, Krnic'ten, Djerisilo'dan, Calderon'dan, Gulinelli'den, Burutay'dan bahsedebiliriz. Burhan Felek çevresindeki mekanlarda müdavim konumunda olduğumu da belirtmemde fayda var. Sizi ve hayatınızı bilemem, internet üzerinden Galatasaray voleybolu takip ediyor da olabilirsiniz. Fakat her iki ihtimalde de okumak, anlamak ve bu şekilde yanıt vermek zorundasınız. Gsbasket'in düşünsel düzeyi hep buralarda oldu zira.

Bitirirken, siz yazmasanız da ben yazmasam da; ben iradi bir biçimde yurtdışında yaşasam da Önder Çiçekoğlu bu forumu açık tutar. 25 yılın ardından, tecrübeyle sabit.
 
Mete Bey, üst üste ikinci defa doğru düzgün bir okuma yapmadan cevap veriyorsunuz bana. Üçüncü defa yaşanmayacağını ümit ederek bir kereye mahsus, maddeler halinde yanıt vereceğim.

-Mert Dervişoğlu değil de Önder Çiçekoğlu'na tabi bir forum Gsbasket. Kimin sorumluluğunda, kime karşı sorumlu şekilde yazdığınızı bilmenizde fayda var.
-Yaşım 32. 12 yaşımdan beri kimi aralıklar dışında Gsbasket'e yazıyorum. 20 yılda bir kez olsun branşlar kapatılsın demedim. Dünya üzerinde var olan her takım sporunda Galatasaray var olmalı dedim. Galatasaray'ın 8, Fenerbahçe'nin 6 Olimpik takım sporunda var olmasını her daim yüceltiyorum. Hentbolda kadın ve erkek takımları kurulsun diye takriben 10 yıl önce yazdım, muhtemelen de fazlası var. Hali hazırda kadın sutopu takımının final serisini ailelerinden daha ilgili şekilde takip ediyorum.
-KADIN VOLEYBOL TAKIMI CHALLENGE CUP'A DEĞİL DE CEV CUP'A, BİR ÜST KUPAYA KATILMALI YAZDIM. KADIN VOLEYBOL TAKIMI AÇIK KALSIN, KAPATILSIN DİYENLERE KARŞI DA TÜM AVRUPA'DA HABER DEĞERİ TAŞIYACAK BİR KUPAYI KAZANSIN YAZDIM. YOLCULUKLARI KOLAY OLSUN YAZDIM, ÇABALARI SONUÇ VERDİĞİNDE TAKDİRE ŞAYAN OLSUN YAZDIM. BUNLARIN TAM OLARAK NESİNİ, NERESİNİ ANLAYAMADINIZ?

Şayet Burhan Felek'e yolunuz düşüyorsa, Savaş Eskigülek abinin varış hakemliğinde Ali Çayır'dan, Krnic'ten, Djerisilo'dan, Calderon'dan, Gulinelli'den, Burutay'dan bahsedebiliriz. Burhan Felek çevresindeki mekanlarda müdavim konumunda olduğumu da belirtmemde fayda var. Sizi ve hayatınızı bilemem, internet üzerinden Galatasaray voleybolu takip ediyor da olabilirsiniz. Fakat her iki ihtimalde de okumak, anlamak ve bu şekilde yanıt vermek zorundasınız. Gsbasket'in düşünsel düzeyi hep buralarda oldu zira.

Bitirirken, siz yazmasanız da ben yazmasam da; ben iradi bir biçimde yurtdışında yaşasam da Önder Çiçekoğlu bu forumu açık tutar. 25 yılın ardından, tecrübeyle sabit.
Onur bey,
Doğru dürüst okuma yapmadan size yanıt verme söylevi yerine, önceden paylaştığım gibi edebi üslupla yazdığınız bazı yazılarınızı beğendiğim noktasından baksanız, herhalde daha sakin kalabilirdiniz. Yazımda adınızı kullanma nedenim de, 4.lük veya 5.liğin çok da önemi olmadığı ve bu ortamda 'stüdyodaki gerginliği manalı bulmadığınız' yönünde yapmış olduğunuz yoruma, kinayeli bir yaklaşım göstererek, aslında hibirşeyin tartışmaya veya fikir belirtmeye değer olmadığı bu nedenle de foruma da gerek kalmadığı yönündeki, biraz espirili biraz da kinayeli bir yaklaşımı, bu kez siz yanlış algılamışsınız. Bu sizi anlamadığım, yanlış anladığım veya görüşünüze karşı olduğum anlamına gelmiyor.

Camianın bu denli içinde olan birisi ile konuşmak veya tartışmak, ayrıca değerli. Bu denli açık fikirli olup kendinizi ortaya koyma şeklinizi de ayrıca takdir ettim. Herhalde yanlışlar ve talepler konusundaki fikirleri, sizin veya en azından Önder Çiçekoğlu'nun vasıtasıyla yönetime aktarma imkanı oluşur. Mert bey'e gelince, bu forumu takip etmeye başladığımdan bu yana, bu foruma en çok katkı yapan arkadaşlardan ve neredeyse forumu sahiplenmiş birisi olarak adından sözettim. Bir kez daha kendisine teşekkür ederim.

Bana gellince, belki önceden okumuşsunuzdur. Eğitimi ve mesleği Istatistik olan bir kişiyim. Yaşım sizden oldukça ileride ve 80li yıllarda Hacettepe voleybol seçmelerinde lisans hakkı kazanan ayrıca yurt dışında lisanslı voleybol oynamış, Galatasaray sevdalısı birisiyim. Konunun hem bilimsel hem de pisikolojik yönlerini de değerlendirme kapasitesine sahibim. Rahmetli Payidar'ın kuşağından diyebilirsiniz.

Bunların yanısıra, buradaki rumuzumla, başta inside. volleycountry. com gibi forumlarda, hem uluslararası hem Vodafon Sultanlar ligi hem de milli takımlar konularında (başta milli takımımız ve Galatasaray olmak üzere) takımlar ve oyuncularla ilgili olarak yorumlar ve bilgiler paylaşıyorum. Bazı ligleri de yakınen takip ediyorum. En uzak durduğum konu ise X (twitter) gibi resmi veya kurumsal olmayan platformların seviye altı yorumlarıdır. Bunlar zehir saçmakla kalmıyor, bazılarını da yanlış ve saçma sapan yorumlarla zehir saçmaya teşvik ediyor. Esas endişem, bu etkinin forumlara taşınmasıdır ve ne yazık ki olumlu olan birtakım gelişmelere rağmen, tek olumlu birşey söylemeyerek, fırsatını bulduğu anda hep eleştiren kişilerin yarattığı ortamdır. Eleştiri olmazsa gelişme de olmaz ama bari eleştiriken, aynı zamanda, kabul görebilecek akılcı öneriler yapılsa ve uygun bir üslupla bunlar tartışılabilse diyorum. Hep eleştiri ve ötesi suçlama ile hiçbir yere varılamaz. Yani sözün özü, sizin savunduğunuzu savunuyorum.

O zaman yeri gelmişken, camianın bu kadar içinde olan birisi olan sizler vasıtası ile bir voleybolsever olarak taleplerimi sıralayım
1- Önder Çiçekoğlu'na erişiminiz varsa, artık Voleybol forumunu özerkliğe kavuştursun. İki ayrı temel branş olan Basketbol ve Voleybol sözkonusu iken neden bu forum Basket adı altında yer alıyor? Buradan başlamak mantıklı olur.
2- Galatasaray twitter X hesabı ile ilginç gözlemlerim var. Mesela an itibarı ile milli takımımızdaki İlkin'imiz Hollanda karşısında mükemmel maç çıkarıyor ve voleybolseverler ya maç anında veya başka hesaplardan bunu öğreniyor veya detaylara başka siteler aracılığı ile sahip oluyor. Kendi oyuncusunu bile onore etmekten uzak bu hesap niye var? Bu konuda birşeyler yapılamazmı? Bu, erkek takımımızdaki oyuncularla da ilgili bir konu. İlgilenmeniz mümkün'mü?
3- Turnuvalar sırasında, Eczacıbaşı, Vakıfbank ve hatta Kuzeyboru bile tanıtım ve reklam yaparken, bu noktada niye GS yok? Bununla ilgili hiçbirşey yapılamaz'mı? Hani biz yetiştirici kulübüz?
3- Birey olarak, konulara bu denli duyarlı iken, şimdilik belki detay olarak görülen bu tür konuları halletmenin bir yolu varmı? Bu konularda ne düşünüyorsunuz?

Evet, ümit verici birçok gelişme var ve beklenti içerisindeyiz ama artık bazı konuların da ele alınması gerekiyor. Doğruya doğru derken, eğriye de eğri demeyi veya tam tersi eğriye eğri derken, doğruya da doğru demeyi bilmek lazım. Tüm konunun ve buradaki tartışmanın özü de bu.
 
Mete Bey, öncelikle size artık Mete Abi olarak hitap edeceğim. Geride bırakmış olduğumuz güne Dariusz Stanicki ile; bu kez Burhan Felek çevresi değil de yaşadığımız ortak mekansal bağlam üzerinden, öğle saatlerinde kahve tercihimizin de örtüşmesi yoluyla kısa ve benim için hayli keyifli bir voleybol sohbetiyle başlamışken Paidar Demir'lerin kuşağından bir birey olduğunuzu öğrenmekten ötürü hayli hoşnutum. Zira Paidar Demir'ler sonrası Galatasaray voleybolu diyerek söze girdik. Şayet hususi bir tanışıklığınız varsa, bana da özelden soyadınızı bahşederseniz Dariusz Abiye selamlarınızı iletmek isterim. :)

Gsbasket'te sıklıkla dillendirdiğim üzere, 2000'lerde doğan kuşak için kadın voleybol erkek basketbolun tahtını sallayacak bir noktaya geldi; 2023 yazında Türkiye'nin 10 Olimpik takım sporunda tarihinin ilk Avrupa şampiyonluğunu kazanmasıyla. Bu kuşağın kayda değer bir bölümü, 90'larda doğan kuşağımdan da gözlemlenebileceği üzere Galatasaray taraftarı. Kendileri adına, Galatasaray ve kadın voleybol kesişimi yaratacak etkin; finans üzerinden de bir o kadar mümkün bir başarı kulübün yol haritasını oluşturmalı. 2012-2013 sezonunda, Şampiyonlar Ligi'ne wild cardla katıldığımız ortamda; aradan geçen 11 yılın ardından Avrupa kupalarında Rus takımlarının 2 sezondur yokluğu adeta bir kara delik yaratmışken, CEV Cup katılımı bizim için işten dahi olmamalı. Ben kolaylıkla çift haneleri sayabilecekken, siz yaşam süreniz ve deneyiminiz üzerinden niceliği katlayabilecekken; Türk Hava Yolları gibi bugün var olan fakat yarını alabildiğine belirsiz kulüplerden biriyle rekabet etmek, 4. sırada bitirmeye çabalamak ve bu yolla daimi finalistine evrildiğimiz CEV Cup'a sonraki sezon katılabilmek bana kulağı tersten tutmak gibi geliyor açıkçası. Bu içerik Halil Bey, Gizem Hanım ve sizin aranızda sıklıkla kullanıyor olduğum eski İstanbul Türkçesiyle tartışılsa dahi 2000'lerde doğan kuşağı Galatasaray'ın voleybol takımlarıyla hemhal bir noktaya getiremeyecektir sezon içerisinde.

Kulübün içerisinde bir birey olduğumu söyleyemeyeceğim. Bununla birlikte, taraftar olmanın getirdiği geniş özgürlük alanını tercih ederek, kulübün çevresinde fakat hayli yakınında olduğumu söyleyebilirim. Gsbasket, uzun yıllardan bu yana kulübün içerisinden hiç de beklenmeyecek aktörler tarafından ama yazılanlar otopsi masasına yatırılarak; ama gelişigüzel okunarak bilfiil takip ediliyor. Bu noktada suya yazı yazmıyor olduğunuza, yazmıyor olduğumuza dair sizi temin ederim.

Gsvoleybol forumu uzun yıllar boyunca; Savaş Eskigülek abinin önderliği ve Önder abinin desteği dahilinde hayata geçirilmeye gayret edildi. Burhan Felek'in saygı bildirdiğim dinozorlarının düzenli yazarlığı üzerinden yaşadığı dönemler de oldu. Fakat devamında, biraz da Gsbasket'in 90 kuşağının Galatasaray'a kavuştuğu yaşları yakalayabilmesi üzerinden; Gsbasket'in yarattığı alışkanlık öne çıktı. Yoksa Gsbasket'in önde gelen simalarının voleybolla olan dirsek teması basketbolun önünde diyebilmem dahi mümkün. :) Gsvoleybol'un bir kez daha canlanabilmesinin yolu, gelecek sonuçlar üzerinden yakılacak bir kıvılcım diye düşünüyorum. Savaş Abi, ışık görüldüğü anda bu bahiste her daim elini taşın altına koyuyor.

Kulübün iletişim noktasında eksik kalıyor oluşunu Mert Bey de sıklıkla dillendiriyor. Erkek futbolun finans üzerinden anlaşılır şekilde öncelikli olması, iletişimin temel gerekliliklerine dair es geçilen noktaları elbette ki normalleştiremez. Bununla birlikte spor kulüpleri, federasyon ve Türk ulusçuluğu ilişkisi yüz yüze iletişimde uzun uzadıya değerlendirilmesi gereken hassas, düal bir dengeyi barındırıyor. Yazdıklarınıza böyle bir katkıda bulunarak ben de içeriğe dikkat çekmeye yöneliyorum şu aşamada. Galatasaray'ın kulüp olarak rasyonelliği, iletişim kadrosunu nicel ve nitel olarak güçlendirmeyi finans üzerinden irrasyonel bulmak gibi bir reaksiyonu beraberinde getirebiliyor.
 
Mete Bey, öncelikle size artık Mete Abi olarak hitap edeceğim. Geride bırakmış olduğumuz güne Dariusz Stanicki ile; bu kez Burhan Felek çevresi değil de yaşadığımız ortak mekansal bağlam üzerinden, öğle saatlerinde kahve tercihimizin de örtüşmesi yoluyla kısa ve benim için hayli keyifli bir voleybol sohbetiyle başlamışken Paidar Demir'lerin kuşağından bir birey olduğunuzu öğrenmekten ötürü hayli hoşnutum. Zira Paidar Demir'ler sonrası Galatasaray voleybolu diyerek söze girdik. Şayet hususi bir tanışıklığınız varsa, bana da özelden soyadınızı bahşederseniz Dariusz Abiye selamlarınızı iletmek isterim. :)

Gsbasket'te sıklıkla dillendirdiğim üzere, 2000'lerde doğan kuşak için kadın voleybol erkek basketbolun tahtını sallayacak bir noktaya geldi; 2023 yazında Türkiye'nin 10 Olimpik takım sporunda tarihinin ilk Avrupa şampiyonluğunu kazanmasıyla. Bu kuşağın kayda değer bir bölümü, 90'larda doğan kuşağımdan da gözlemlenebileceği üzere Galatasaray taraftarı. Kendileri adına, Galatasaray ve kadın voleybol kesişimi yaratacak etkin; finans üzerinden de bir o kadar mümkün bir başarı kulübün yol haritasını oluşturmalı. 2012-2013 sezonunda, Şampiyonlar Ligi'ne wild cardla katıldığımız ortamda; aradan geçen 11 yılın ardından Avrupa kupalarında Rus takımlarının 2 sezondur yokluğu adeta bir kara delik yaratmışken, CEV Cup katılımı bizim için işten dahi olmamalı. Ben kolaylıkla çift haneleri sayabilecekken, siz yaşam süreniz ve deneyiminiz üzerinden niceliği katlayabilecekken; Türk Hava Yolları gibi bugün var olan fakat yarını alabildiğine belirsiz kulüplerden biriyle rekabet etmek, 4. sırada bitirmeye çabalamak ve bu yolla daimi finalistine evrildiğimiz CEV Cup'a sonraki sezon katılabilmek bana kulağı tersten tutmak gibi geliyor açıkçası. Bu içerik Halil Bey, Gizem Hanım ve sizin aranızda sıklıkla kullanıyor olduğum eski İstanbul Türkçesiyle tartışılsa dahi 2000'lerde doğan kuşağı Galatasaray'ın voleybol takımlarıyla hemhal bir noktaya getiremeyecektir sezon içerisinde.

Kulübün içerisinde bir birey olduğumu söyleyemeyeceğim. Bununla birlikte, taraftar olmanın getirdiği geniş özgürlük alanını tercih ederek, kulübün çevresinde fakat hayli yakınında olduğumu söyleyebilirim. Gsbasket, uzun yıllardan bu yana kulübün içerisinden hiç de beklenmeyecek aktörler tarafından ama yazılanlar otopsi masasına yatırılarak; ama gelişigüzel okunarak bilfiil takip ediliyor. Bu noktada suya yazı yazmıyor olduğunuza, yazmıyor olduğumuza dair sizi temin ederim.

Gsvoleybol forumu uzun yıllar boyunca; Savaş Eskigülek abinin önderliği ve Önder abinin desteği dahilinde hayata geçirilmeye gayret edildi. Burhan Felek'in saygı bildirdiğim dinozorlarının düzenli yazarlığı üzerinden yaşadığı dönemler de oldu. Fakat devamında, biraz da Gsbasket'in 90 kuşağının Galatasaray'a kavuştuğu yaşları yakalayabilmesi üzerinden; Gsbasket'in yarattığı alışkanlık öne çıktı. Yoksa Gsbasket'in önde gelen simalarının voleybolla olan dirsek teması basketbolun önünde diyebilmem dahi mümkün. :) Gsvoleybol'un bir kez daha canlanabilmesinin yolu, gelecek sonuçlar üzerinden yakılacak bir kıvılcım diye düşünüyorum. Savaş Abi, ışık görüldüğü anda bu bahiste her daim elini taşın altına koyuyor.

Kulübün iletişim noktasında eksik kalıyor oluşunu Mert Bey de sıklıkla dillendiriyor. Erkek futbolun finans üzerinden anlaşılır şekilde öncelikli olması, iletişimin temel gerekliliklerine dair es geçilen noktaları elbette ki normalleştiremez. Bununla birlikte spor kulüpleri, federasyon ve Türk ulusçuluğu ilişkisi yüz yüze iletişimde uzun uzadıya değerlendirilmesi gereken hassas, düal bir dengeyi barındırıyor. Yazdıklarınıza böyle bir katkıda bulunarak ben de içeriğe dikkat çekmeye yöneliyorum şu aşamada. Galatasaray'ın kulüp olarak rasyonelliği, iletişim kadrosunu nicel ve nitel olarak güçlendirmeyi finans üzerinden irrasyonel bulmak gibi bir reaksiyonu beraberinde getirebiliyor.
Genel olarak, aynı noktada olduğumuzu biliyordum ve bir kez daha bunun teyid edilmesiyle memnuniyetimi ifade ederken ben de size Onur bey kardeşim diyorum. Aynı noktalarda buluşmamıza rağmen, pek tabii ki sizler ve çevrenizdeki arkadaşlardan farklı bakış açılarının olması da mümkün. Şöyle ki, "gelecek sonuçlar üzerinden yakılacak kıvılcım" ı beklemek yerine, harekete geçerek ve gerekli düzenlemeleri yaparak başarıyı yakalamak, hem daha değerli hem daha mantıklı geliyor. Yani sözü edilen arkadaşlarımızın bu konuda gerekli girişimleri yaparak, basketboldan bağımsız, voleybol ile ilgili her alanda kurumsal özerk bir yapılanmayı, dört gözle beklediğimi aktarmak istiyorum. İnanın ki konuya bu açıdan bakarak harekete geçmek, özlenen üst düzey başarıyı da beraberinde getirecektir. Buna transfer politikası da dahildir. Böylelikle nasıl olsa birşey yapılmıyor düşüncesinin çöpe atıldığı ve başarının zorlandığı ve motive edildiği yeni bir süreç başlatılabilir. Kozmetik girişimlerle başarı beklemek hayal ötesi olup, 100 yıl daha üst düzey başarıyı beklememize neden olur. 100 yılı aşkın bir şubenin (kulüp veya camianın değil), profesyonel ve özerklik çerçevesinde değerlendirilip yönetilmesi, beraberinde mutlaka başarıyı getirecektir.

Konuyu biraz daha açayım. Voleybol Şubesi, diğer konularla ilgili her türlü etkiden arındırılmalıdır. Buna, yeni yönetim seçimlerinin ve diğer şubelerde alınan sonuçların olası etkileri de dahildir. konu ile ilgili sosyal iletişim ağının etkinlik ve yeterliliğinin sağlanarak, ulusal ve uluslararası alanda şube ve altyapı faaliyetlerinin geniş çapta tanıtımlarının yapılarak altyapıya önem verilmesi ve bunun tüm şubelerde yaygınlaştırılması, kulübün geleceği açısından da son derece önemlidir. Bazı serzenişleri kesinlikle anlıyorum. Dışarıdan genç oyuncu alıp, 1 veya 2 yıl oynattıktan sonra başka kulüplere kaptırmak, yetiştirici kulüp anlamına gelmiyor, tam tersine basamak kulüp oluyoruz. Artık, seçim nedeniyle veya futbol kulübünün şampiyon olamaması nedeniyle, voleybol şubesindeki bazı transferler askıya alınabilirmi diye düşünmek istemiyorum. Örneğin, hala Bongaerts, Timmerman ve Kalandadze açıklanmadı. Geçen sezonlarda son ana kadar getirip, direkten dönen transferleri göz önüne aldığımız zaman, evet bitti, imzaladı deninceye kadar tedirgin bekleyiş devam edecek. Bunları yaşamak istemiyoruz.

Bu yıla gelince, İlkin ve Ayçin'in tutulmasını çok yerinde ve olumlu gelişme olarak görüyorum. Kimilerine göre çok olumsuz olarak bakılan Alexia'nın katılımı, takıma hem güç, hem enerji hem de kalite katacağı düşüncesini benimsiyorum. Alexia hem camiaya yabancı değil hem de bizde oynadığı süre içerisinde çok iyi işler yaptı. Vakıfbank'da harcanma noktasına gelen Alexia'nın, bu yıl kendisini bir kez daha gösterme hırsı ile, önceki performansının da üzerine çıkacağına inaniyorum. Sezon sonunda, tıpkı İlkin konusunda olduğu gibi, Alexia karşıtları ile yine konuşacağız. Takım şampiyon olamıyorsa Alexia veya İlkin kötü veya yetersiz demek en kolayı oluyor. Bu, voleybolun dinamiklerini bilmemekle kaynaklı genel bir sorun.

Şu ana kadar açıklanan transferlerin tümünü, geçmiş yıllarla kıyasladığımda, gayet başarılı buluyorum. Bu nedenledir ki geçen yıl ilk 4 olan takımlar, yeni takımlarla birlikte, bizim gerçekleştirdiğimiz ve eklenecek diğer transferleri dikkate alarak, Dana Retttke gibi ilave sürpriz transferlere girişiyorlar. Aras Kargo, Zeren gibi yeni takımlar da güçlü kadro kurma peşinde ve genel anlamda yeni takımlarını oluşturmuşlar gibi. Ligin diğer mevcut takımları da boş durmuyorlar. Bir diğer sürpriz de Bahçelievler'in yeni transferi Caitlin Baird. Biraz somurtkan ama Stanford Üniversitesinden bu yıl mezun olan ve iki yıldır izlediğim smaçör, LOVB havuzuna dahil edilmiş ama bu arada da ne olduysa nasıl olduysa Bahçelievlere imza atmış. Sözün özü, sanırım bu yıl kimse için ilk 4 garanti olmayabilir. Bu arada Stysiak'ın THY'ye transfer balonu, dedikodudan ibaret kaldı. THY'nin, henüz nasıl bir takım kurgusu olacağı net değil. Vakıfbank ise yoğun şekilde transfer yaptı ve bunun ilerleyen zamanda nasıl ve ne kadar sürede oturacağını da görmek lazım.

Son olarak, Hollanda, Almanya karşısında Van Aalen ile bocalarken, Bongaetrs hamlesi ile takım galibiyetle tanıştı. Yabancı forumlardaki değerlendirmeler de çok olumlu. Timmerman'ı zaten biliyor ve son olarak da VNL 1.turda izlemiştik. Kalandadze transferi de tutarsa, yabana atılacak bir takım olmayacağımız kesindir. Geçen yıl küme düşer denilen takım playoffları oynamışsa, bu yıl daha iyisi olacağına da inanıyorum. Yeter ki yönetim, yukarıda paylaştığım etkenlerle bir değişikliğe gitmeden bu oyuncuları transfer etsin. Fazlası, pasta üzerine krema çilek olur.
 
Son düzenleme:
Hernandezin başında olduğu Romanya kendinden kat kat güçlü Haaklı İsveç’i 3-0 yendi Haak %30 da mı ne kaldı bu sezon öyle maçı yok Hernandez cidden büyük hoca.
2024-2025 sezonu için yabancı transferleri hariç, malzeme hazır:giggle: Öncelikle, futbol'daki 24. şampiyonluğumuz kutlu olsun. İyi oynayamadığımız maçta, evimizde bizi yenme başarısı gösteren cikciklerin (aklı başında Fener taraftarlarından bağımsız olarak) kendi evimizdeki provakasyon girişimi, tükrüğü ile boğabilecek taraftarımızın aklı selim davranışı nedeni ile öncelikli olarak boşa düşürülmüş devamında güzel oyun ve net bir galibiyetle, rekorları alt üst ederek mutlu sona ulaşılabilmiştir. Cikcikler akıllanmamış ki, hala carcar ediyorlar ve camiamıza dil uzatıyor. Son yaşananların, yönetimimizi her alanda Fener'in üzerinde tutma gayretini bir o kadar ateşlemelidir.

Gelelim konumuza; Önceden de belirttiğim gibi, olabildiğince özerkliği savunuyorum. Mevcut yapıda ise, finansman dahil birçok konu, merkezi olarak kararlaştırılacak. Bunu dikkate alarak;
Futbol'daki şampiyonluğumuzun, kasamıza yapacağı katkı gözönüne alınırsa, Babaların sözünü tutması için, önemli ölçüde finansman sağlanma olasılığı yükselmiş durumdadır. Bu sözü veren yöneticiler de yeni yönetimde de olacağından, verilen sözün tam olarak tutulmasını beklemek de en doğal hakkımızdır. Tek gri alan, transferin ordinaryüs'ü Erden Timur'un aktif olup olmayacağının netleşmemiş olması ama resmi olmasa da, camiaya katkısı dikkate alındığında, çok yüksek kredisi nedeniyle, yine de etkili olacağına inanıyorum.

Yeni sezonda her alanda kupaları toplamak için, babaların sözünü tutmasını bekliyoruz Bu da en doğal hakkımız. Bu alanda da kim en büyük olacak, bizi rakip bile görmeyenlere gösterin ve planlanan gerekli transferleri, lütfen bir an önce bitirip açıklayın.
 
Son düzenleme:
Bizde Bahattin Demirbilek gibi bir adam var Ali Koçun 3 katı serveti var diyorlardı.Adam Krasnodarın futbol takım sahasını yaptı.Basketbol Voleybol bir şubeye sponsor olsun bari madem bu kadar zengin adı geçmiyor adam sadece seçim yapılacağı zaman çıkıyor. Dinçer Azaphan gelirinin büyük payını bize akıtıyor Bahattin Demirbilek sadece ben büyük Galatasaraylıyım diyor.
 
Lazovic dün Polonya maçında takımının en skoreri oldu.Blok defans hücum çok iyi katkı verdi sadece servisleri kötüydü, Lazovic Olimpiyat kadrosuna da alınır muhtemelen.Milli takımda hücumunu umarım geliştirebilir zaten blok ve defansta üst düzey bir smaçör ama bizim power bir yedek smaçöre ihtiyacımız vardı dün pozitif katkı verdi hücum da umarım kendini daha da geliştirip seneye tek sorunu olan hücum konusunu da çözüp komple smaçör olarak takıma katılır.
 
Lazovic dün Polonya maçında takımının en skoreri oldu.Blok defans hücum çok iyi katkı verdi sadece servisleri kötüydü, Lazovic Olimpiyat kadrosuna da alınır muhtemelen.Milli takımda hücumunu umarım geliştirebilir zaten blok ve defansta üst düzey bir smaçör ama bizim power bir yedek smaçöre ihtiyacımız vardı dün pozitif katkı verdi hücum da umarım kendini daha da geliştirip seneye tek sorunu olan hücum konusunu da çözüp komple smaçör olarak takıma katılır.
Serviste de çok kötü değildi. 1 ace ve 2 hata. bu da diğer etkili servisleri dikkate alındığında, kabul edilebilir bir oran. Bu düzeydeki bir maçta, göstermesi gereken performansı sergiledi. Tüm yüzdeleri de çok iyi bir düzeyde idi.
 
Hollanda milli takımını izlerken aşırı keyif alıyorum çünkü Timmerman ve Bongaerts muazam oynuyor.Umarım kulüpte de böyle devam ederler Timmerman boyu ve blok tekniğiyle çok çok iyi blok katkısı veriyor.Çok iyi hücumcu tek ayakçı olması büyük avantaj takımında tek ayakçı bir orta varsa rakip bloğunu felç edersin çok iyi bir hücum tehtidi servise geliyor orda da bir ortaya göre iyi servis atıyor yok yok.Bongaerts kalite olarak çok iyi paslar atıyor pas kalitesi çok iyi sadece oyun dağıtımı hatalı bence bazen bir bölgeye çok takılıyor ama bu antrenör isteğide olabilir onu da çok beğendim.Ben seneye bu takımın uzun zamandır kaybetiğimiz zevki geri getireceğini düşünüyorum kim gelirse gelsin bu takım zorlar.
 
Cibaranın arası Özbek ile çok iyi her etkinlikte yan yanalar Cibaranın bu şubenin başında olması daha çok yatırım gelmesini sağlar diye düşünüyorum.
 
Hollanda milli takımını izlerken aşırı keyif alıyorum çünkü Timmerman ve Bongaerts muazam oynuyor.Umarım kulüpte de böyle devam ederler Timmerman boyu ve blok tekniğiyle çok çok iyi blok katkısı veriyor.Çok iyi hücumcu tek ayakçı olması büyük avantaj takımında tek ayakçı bir orta varsa rakip bloğunu felç edersin çok iyi bir hücum tehtidi servise geliyor orda da bir ortaya göre iyi servis atıyor yok yok.Bongaerts kalite olarak çok iyi paslar atıyor pas kalitesi çok iyi sadece oyun dağıtımı hatalı bence bazen bir bölgeye çok takılıyor ama bu antrenör isteğide olabilir onu da çok beğendim.Ben seneye bu takımın uzun zamandır kaybetiğimiz zevki geri getireceğini düşünüyorum kim gelirse gelsin bu takım zorlar.
İlave olarak, yabancı forumları da takip ediyorum. Bongaerts, Van Aalen ile kıyas kabul etmiyor ve 2024'de, Hollandalı taraftarların da çok beğenisini kazandı hatta Van Aalen out, Bongaerts in gibi bir durum oldu. Timmermann'ı zaten hep söyledik. Bu yıl, özellikle genç orta olarak hayranlıkla izlediğim 3 oyuncudan birisi oldu. Diğerleri Kurtagiç ve Weitzel.

Amaaa LA-ZO-VİC. Kanada maçının sonuna doğru resmen döktürdü ve maçı kazandıran isim oldu. Defans ve dig'leri ise beni havalara uçurdu. Devamlılığı ise çok iyi. Devam kızlar diyeceğim de,

Hadi yönetim, sözünüzü tuttuğunuzu gösterip, şu üç transferle yani Bongaerts, Timmermann ve Lazovic'le birlikte, Kalandadzeyi de resmi olarak açıklayın da derin bir OH çekelim.
 
Basın toplantısının sonunda, kalp burkan bir veda ile Erden Timur ayrıldı. Bu basın toplantısında aklımda kalan en çarpıcı nokta, vizyon değişikliği ve siyasal bağlantıların en aza indirgenmesi konusundaki çabaları ve buna karşın kendisine yöneltilen acımasız, insafsız ve mesnetsiz iddiaların artık dayanılmaz boyuta ulaşması idi. Bu, tam bir deprem etkisi ve spor camiasını sarsacak bu iki çok önemli gelişmenin, Fenerbahçe ve Galatasarayımıza nasıl yansıyacağı çok önemli. Fenerbahçe'nin, yeni bir motivasyon kazandığı açık.

Büyük camialarda futbol'un etkisi yadsınamaz. Bu alandaki sportif başarı veya başarısızlıklarla birlikte doğru veya yanlış transfer politikaları da, camiaların bütçeleri üzerinde çok önemli etkiler yaratıyor. Konuya bu bağlamda bakıldığında, Erden Timur'un bu alanda etkisinin büyük olduğunu ve bu ayrılığın da, özellikle basın toplantısındaki açıklamaları dolayısıyla nasıl bir etki yaratacağını, önümüzdeki günlerde hep birlikte yaşayıp göreceğiz.

Bu etki, hala amatör branş olarak tanımlanan, futbol dışındaki branşlara nasıl yansır, bu da kendi içinde başka bir soru işareti yaratıyor. Voleybolumuz nasıl etkilenir, hala resmileşmemiş ama kağıt üzerinde tamam olduğu söylenen transferler gerçekleşir'mi, bu branşların bütçesi ne olur, sponsorluk çalışmaları nasıl etkilenir gibi sorular bence önemli. Sizlerin de bu konudaki görüş ve düşüncelerinizi doğrusu merak ediyorum.
 
Son düzenleme:
Ben voleybol konusunda bir eksi yazacağını düşünmüyorum Erden Timur da olsa başkası da olsa voleybol çok etkilenmez bence.Ama genel olarak Erden Timur istifası bence kulübe baya eksi yazacak Galatasaray bir kişiye bağlı değil tabi yeri doldurulur ama Erden bey son zamanlarda çıkan en başarılı yöneticiydi bence.Dursun Özbeğin bu dönemi bittikten sonra ben başkan adayı olacağını düşünüyorum kendisi de basın toplantısın da 2024 de Dursun Özbek sen aday olacaksın dedi ama kendisi oldu tarzı bir şey söyledi bir daha ki dönem kendisini başkan olarak görürüz umarım.
 

Üst