Ben yine katılımcılarımıza teşekkür edeyim. 2500 üyesi olan forumda Pazar günü etkinliğe, üstelik basketbol oynamaya, üstelik ulaşımın her yerden çok kolay olduğu bir yere ben ve Arda abiden (ki bend de Ataşehir'den geldim bu defalık) başkası gelmiyorsa yazıklar olsun. Evet, sitem ediyorum.
Ha geç yazdınız diyeceksiniz, benim de sabah haberim oldu inanın. Ama zaten 4'e kadar oynadık, yani 4.5 saat ve bu zaman zarfında gelseydiniz de olurdu. Kaçıncı kez yazıyorum bunu bilmiyorum ama, "Basketbol oynamayı bilmiyorum", "Sizi tanımıyorum ki" demeyin. Gelin, herşeyden önce tanışalım, zaten orada amaç muhabbet.
En azından yorulana kadar demen iyi olmuş Arda abi.
İlk maç yaptığımız adamlar sanırım akraba idiler. Biz tam teke teke başlayacakken maç yapalım mı diye geldiler ve hemen kabul ettik tabii.
("Maç yapalım mı" diye sorma konusunda ikimiz de fazla utangaç ya da başka bir deyişle çekingen olduğumuz için çoğu kez kendi aramızda oynamak zorunda kalıyoruz dışarıdan teklif gelmediği sürece bu arada, onu da belirteyim.) Adamlardan birisi 20'li yaşlarda, diğeri ise yanılmıyorsam Arda abinin jenerasyonundandı. Uzun olan daha hareketli, kısa olan abi ise dışarıdan şut atmayı seviyordu. Ama ne yalan söyliyeyim, ikisi de bizim seviyemizde değildiler. Genç olanı maçtan önce "Ezilmeye hazır mısınız?" tarzı bir şey söylediğinde, benim de cevabım "Bu abinin soyadı Ezer zaten" oldu.
Nitekim de maçta ezdik. Genç olanı fark 15'i falan bulunca "Ezdiniz abi, takımları değiştirelim" dedi. Daha sonra ben daha kötü oynayan abiyle oldum, Arda abi de genç arkadaşla. Başka önde götürmelerine rağmen saymaya başlayıp 11'de bitirelim diyince ben devreye girdim. 6 - 0 öndelerde ve ondan sonra ne olduysa 9 - 6 gibi bir skorla önce geçtik. Bir iki sayı attılar ama sonra yine özellikle dışarıdan şutlarımla maçı bitirdim. Maçı kazandığımızda takım arkadaşım olan abinin fazla sevinmesi ve Galatasaray'ın UEFA kupasının kazanmasına benzer sevinciyle üzerime atlayışı çok gülünç bir olaydı.
Daha sonra ben Migros'a gidip su vesayre (
) alışveriş yaptım. Oturup azıcık dinlendikten sonra yine iki abi geldi ve yine teklifi onlar yaptı tabii ki.
Açıkcası diğerlerine göre daha iyiydiler, iyi anlaşıyorlardı. Ama biz yine iyi başladık ve Arda abinin içerden oyunuyla öne geçtik. Benim bu maçın başında basit atışları kaçırmam nedeniyle tam anlamıyla farka gidemedik. Tam ben de ısınmıştım ki, Mehmet abi geldi ve tüm konsantrasyonumuzun içine etti açıkcası. Tezahurat yaparak, konu dışı sorular sorarak Arda abiyi tamamen bitirdi. Ve adamlar bir anda beraberliği yakaladı 15 - 15 gibi bir skorlar (aslında bizim bir kaç basketi de adam skora eklemedi, ama neyse). Arda abi "Ben yoruldum, sen oyna" tarzından bir şey söyleyince yine dışarıdan şutlarla maçı bitirdim.
Son olarak yine dinleniyorduk ki, karşı potada bir hareketlenme oldu. 6 kişi geldi ve ben Arda abiyi ikna ettim ve biz de gittik. 4 - 4 bir maç yaptık. Şansımıza ki takımımıza iki tane tamamen bencil ve basketboldan çakmayan, sürekli satan ama hiç bir zaman atamayan Rizeli abi geldi. Zaten Arda abi yorgun olduğu için neredeyse hiç oynayamadı bu maç. Basit hatalar yapıp, ribauntları alamadı. Ben ise maçın başında aynı hataları yaparken sonradan açıldım ve dışarıdan 6 - 7 tane şut soktum. Rizeli abilerden birinin saçma bir üçlük hevesi olmayıp topu bana ya da Arda abiye verse sonuç çok farklı olurdu ama dediğim gibi üçlük ısrarları yüzünden maçı kaybettik. Maçta çok sinirlendim çünkü, karşı takımda oynayan uzun bir abinin yaptığı sürekli stepslerin söylenmemesi, faul dediğimizde "Olur mu böyle faul" denmesi hoşuma gitmeyen davranışlardı.
Nihayetinde bir Pazarı daha basketbol dolu, muhabbetle ve eğlenerek, en önemlise ortak gayemiz olan göbeği eritmeye çalışarak geçirdik. Ha ben sonra takım antremanına gittim ve tam anlamıyla antremandan sonra yürüyemedim. Eve de anca geldim.
Katılımcılara teşekkür ediyor, bir dahaki buluşmayı iple çekiyorum.