BSL 24. Hafta | Türk Telekom 81-77 Galatasaray

2017'de yazmıştım sanırım, e yine yazayım çünkü 4 yıldır aynı yerde sayıyoruz: Galatasaray gibi bir adın varsa 2-3M para ile başarılı olamazsın. Yazarken utandım, 2-3M nedir ya... Herkes tehlike çanları çalıyor demiş de o çanlar 2017'de Ergin Ataman gittiğinde çalmaya başladı. O adam yine iyi kötü döve döve şubenin hakkını savunuyordu. Gitmesini ben de istedim ama o gittikten sonra böyle olacağını sağır sultan bile biliyordu. .Çünkü basketbol şubesini spordan saymayanlar için önlerindeki tek engel de kulüpten yollanmış oldu ve onlara gün doğdu. O yüzden hiç şaşırmadım. Eskiden koşa koşa eve gelip bütün programımı Galatasaray'ın basketbol maçı saatine göre ayarlarken, 2017'de Erman Kunter ile birlikte bu hevesim de maalesef yok oldu. Devamındaki süreçleri yazmıyorum bile... Yazık çok acıyorum geçen zamana. Sanırım son 4 yılda Galatasaray basketbol takımının 10 maçını izlemişimdir en fazla. Heves meves bırakmadılar, 1 gram umut ışığı görsem tamam diyicem de şu ülke şartlarında bir de şu saçmalıklarla psikolojimi yıpratmak istemediğimden takip falan etmiyorum.
Ayrıca şu durumu bu ülkede en son hak edecek insanlar da bu kulübün basketbol taraftarlarıdır. Ne diyim, en az 5-6M koyup, şu işten az buçuk anlayan(müthiş basketbol dahisi olmasına da gerek yok) biri gelmedikçe 3.lige de gider 5.lige de gider bu takım.
 
Sezonu Fethiye ile aynı puanda bitirirsek galibiyet sayımızın fazla olmasının bir anlamı oluyor mu yoksa ikili averaj onlarda olduğu için direkt üzerimizde mi yer alacaklar.
 
Bir girdabın içinde dönüp duruyoruz,
Günü kurtaralımla anca bu kadar olur.
Sürekli yeni bahaneler uyduruyoruz,
Bu kafayla düşsek nolur, kalsak nolur..

İyi oyuncu gelse düzgün koç gelmez,
Ya menajer sapıtır, ya maaşlar ödenmez,
Yönetici çabalamaz, başkan ilgilenmez,
Bu kafayla düşsek nolur, kalsak nolur..

Her sezon başında verilen sözler,
Ve hiç kızarmayan o pişkin yüzler,
Hâlâ Arroyo-Hawkins arıyorsa gözler,
Bu kafayla düşsek nolur, kalsak nolur..

Bunca zaman bir sistem kuramadıysan,
Efes değil bir Banvit bile olamadıysan,
Koca markaya bir sponsor bulamadıysan,
Bu kafayla düşsek nolur, kalsak nolur..

Saygılarımla...
 
Bir alt lige düşsek bile iyi bir yapılanma ve şubenin başında iş bilen iyi bir yönetici olmadığı sürece oradan da yukarıya çıkamayız. Bu sezon en bunun büyük örneği. İyi bir yönetim ahbap çavuş ilişkisi olmadan şubede baştan aşağıya yeniden yapılanma bu şekilde ancak yeniden yükselebiliriz.
 
İkinci çeyrek başında fark 7'yken Berke'nin blokladığı bir top vardı döndü ve Ayberk smaç vurunca fark 9 oldu da rakip mola aldı... 24 hafta geçmiş, ilk defa öyle bir reaksiyon verebildik sanırım.

Bu bile bir biz kümede kalmak istemiyoruz çığlığı...
 
Sezonu Fethiye ile aynı puanda bitirirsek galibiyet sayımızın fazla olmasının bir anlamı oluyor mu yoksa ikili averaj onlarda olduğu için direkt üzerimizde mi yer alacaklar.

Galibiyet sayısının bir önemi yok onu unutalım. -1 puan cezası aldık sezon başında ve bu 1 galibiyetimizin silinmesiyle eşdeğer bir puan kaybı neticesinde. Aynı puanda bitirince 1 veya daha çok takımlarla aralarındaki galibiyet sayılarına ve sonra da averaja bakılır. O da eşitliği bozmazsa genel averaja bakılır. Mesela şu anda -1 puan cezasından ötürü 3'lü averajda diğer 2 takımın önündeyiz. Diğerleri galibiyet alamazsa ligde kalıyoruz hiç maç kazanmadan yani.

-1 puan cezasının bize en az 1-2 galibiyete daha engel olduğunu düşünüyorum psikolojik açıdan. 3'te 2 ile sezona girdikten sonra kötü oyunla gelen üstü üste 5 mağlubiyetle tüm takım dağılmıştı. Sonra üstüste Telekom ve Bahçeşehir galibiyetleri gelse de 10 hafta sonunda 3 galibiyetimiz varmış gibi puanımız vardı ve küme düşme hattından uzaklaşamamıştık. 4 galibiyet gözükse play-off çizgisine yakınken kendimizi alt sıralarda görmek stres de yarattı herkeste. Büyükçekmece maçını o momentumla yine de kazansak belki iyi bir trende girecektik iyice. Takım kimyası labaratuarda kazayla kimyasal patlama yaratmış gibi duran bir takım var önümüzde ama bu -1 puanın matematiksel değerinden daha büyük etkisi oldu bence. Üstüne takım ne kadar kötü de olsa seyirci yasakları da eklendi. Seyircinin ite ite alacağı en az 3 maç yazabiliriz. Zaten lig 5 yıl önceki kalitede değil. Düşük bir kalitede bile standarta yaklaşamadık. Biraz şartlar normal olsaydı ne kadar kötü tercihler de yapılsa bugün yönetimi yıllar sonra play-off potasından uzak olduğumuz için eleştirirdik sadece. Ormanspor ve Fethiye ligden beni düşürün, atın diye bas bas bağıracak kadar net küme düşecek takımlar olması gerekirken biz bütçeye oranla performans açısından yerin dibinde gömü arıyoruz gibi gözüküyor.

Geçen yıllarda ligden çekilip kulübe kilidi vuran çok takıma şahit olduk. Sezon başından Banvit ve İTÜ en yakın örnekler. Mesela Banvit bu sene kapanma kararı alsaydı ve biz düşsek BSL haklarını alıp yerine takım belirlenmeden birleşme yoluna gidebilir miydik? Yani demem o ki varsa böyle bir imkan denenmeli. Yoksa ben 2.ligdeki Galatasaray'ı görmeye tahammül edemem. İsterlerse namağlup şampiyon olsunlar ama kazanırken bile eziyet çekeriz tüm sene. Nalga skandalının olduğu sene neredeyse tüm iç saha maçlarını gitmiştim. Orada takımın maruz kaldığı bir haksızlık vardı ve küme düştük derken çok iyi bir reaksiyonla tepki koymuşlardı. O takım 2.ligde de gururla desteklenirdi. Ama mevcut halimiz için bu söz konusu değil. O yüzden varsın ligden düştüler ama masada ligde kaldılar desinler. 2.ligde olmanın utancından büyük olmaz.

Geçmiş yıllarda bütçe düşürünce elde yaşlı,hırssız bir kadro da olunca küme düşen Türk Telekom ve Doğuş öncesi kümede tutunamayan Darüşşafaka örnekleri var. Ertesi sezon biz bu ligin çok ötesindeyiz dercesine rahatça geri gelmişlerdi. Biz de 2.ligde yer alsak da yabancı sınırına rağmen aynı bütçeyle devam edersek 2 iyi yabancı ve 2.ligde oynamayı kabul edecek en iyi yerlilerle iş yaparız gibi düşünüyorum. Telekom ve Darüşşafaka kadar iyi yönetilmesek de bence yüksek bir olasılık.
 
Son düzenleme:

Üst