Efe Güven

Ayağa düşürdünüz kulübü, koca Euroleague şampiyonu takımı çoluk çocuğun elinde oyuncak ettiniz. Bu eleman Ekrem Memnun'un koltuğunda oturmayı hakedecek ne yapmış?
 
Kendisine laf kondurmayan tek tük insan vardı foruma ugramaz olmuşlar. İzmit derbisini kazanınca gelir adamınıza övgü yağdırırsınız!
 
Bu adamın ne günahı var, hincimizi doğru yerde çıkaralım.

Önce Efe Güven' i avrupa sampiyonu şubeye teslim eden ve rezil eden Ömer denen şahıs gidecek sonra Efe gidecek.

Gideceksin Ömer. GİDECEKSİN!
 
Bu adamın ne günahı var, hincimizi doğru yerde çıkaralım.

Önce Efe Güven' i avrupa sampiyonu şubeye teslim eden ve rezil eden Ömer denen şahıs gidecek sonra Efe gidecek.

Gideceksin Ömer. GİDECEKSİN!

Ben söyleyeyim günahı ne. Marina'nın kulüpten gitmesi için arkasından elinden gelen kulisi yaptı, bütün tanıdıklarını devreye sokup Ömer Yalçınkaya vasıtası ile hak etmediği bir takımın başına geçti.
 
Sayesinde Galatasaray kadın basketbol takımı tarihinin en iyi savunmasını yapıyor! Hücumda ise Işıl getirsin, Moriah yaratsın bu kadar basit. Resmen komedi ve yönetim de bizim gibi sadece izliyor.
 
Efe Güven bugün 17'de GSTV'de Son Topa Kadar programına konuk olacak. Soruları twitter'dan kulüp televizyonu hesabına yönlendirebilirsiniz...
 
Koç'un konuk olduğu programı seyrettim. (Koç kendisine vaat edilen bütçenin yarısıyla takım kurduğunu biliyordum.) Programda da maalesef sürekli maddi sorunlar yani ağlama edebiyatı oldu. Burada görüşler ikiye ayrılıyor; ben şahsen bana vaat edilen bütçenin yarısına düşüldüğü tebliğ edildiği anda görevi kabul etmem veya göreve geldiysem kısa süre içinde istifa ederim. Koç ise başantrenör fırsatını geri çevirmeyip bu durumla mücadeleyi seçmiş. Saygı duyarım ve kolay olmadığını biliyorum. Üzüldüğüm ve kabul edemediğim her gelenin bu tarzda finansal zorluklardan sürekli bahsetmesi ve bu kısır bahaneler içinde kendini başarılı sayması. Madem göreve geldin madem devam ettin ağlama koç... Evet yönetim kafa olarak herhangi bir takımız biz anlayışında ama GS taraftarı GS kültürü bunun tam tersi ve bizlerin dediği oluyor uzun vade de. Bu şekilde devam ederseniz maalesef bir yere gidemeyeceğimiz aşikar...
 
Kadın Basketbol Takımımızın başantrenörü Efe Güven, İbrahim Demir’in hazırlayıp sunduğu ve GS TV’de yayınlanan Son Topa Kadar programına konuk oldu. Takımımızın son durumu hakkında açıklamalarda bulunan antrenörümüz, bu sene bir araya getirilen kadroyla alakalı:



“Bu sezon benim ilk başantrenörlük tecrübem. Son iki sezonda yardımcı antrenörlük yapıyordum. Daha önce de antrenör ekibinin içerisinde yer alıp video ve rakip analizleri görevi yapıyordum.

Sezon öncesi biraz sıkıntılı bir dönem oldu bizim için. Hareket alanımız mali anlamda fazlasıyla kısıtlıydı. Oyuncu tercihlerinde ve bütçe ayarlamasında problemler yaşadık. Almak istediğimiz birçok oyuncu Türkiye’yi tercih etmek istemedi. Türkiye’ye gelmeyi düşünen birçok oyuncu da Çin’e gitmeyi tercih etti. Bu doğrultuda biz de ayağımızı yorganımıza göre uzatmaya çalıştık. Geçen sene Eurocup Women’da şampiyon olan takımdan çok daha farklı bir takımı, o takımın bütçesinin üçte birine bir bütçeyle kurduk. Birçok genç ve gelecek vadeden oyuncu ile takımımızın çekirdeğini oluşturup devamlılığı olan bir kadro kurduk. Devamlılığı olan bir kadro kurmak istiyoruz. Yerli ve genç oyunculardan oluşan bir çekirdek kurup önümüzdeki yıllarda bu çekirdeğe sadece yabancı transferleri ekleyerek devam etmeyi planladık. Elimizde çok ciddi potansiyelli ve bizim altyapımızdan çıkan 7 tane oyuncumuz vardı. Bu oyunculardan bir tanesi 99 doğumlu, 3 tanesi 2000 doğumlu, diğer oyuncularımız da 20001 ve 2002 doğumlu.

Yabancı konusunda çok kısıtlı bir hareket alanımız vardı. Transfere de biraz geç başladık, bu da elimizi zayıflattı. Hem piyasada çok fazla oyuncu kalmamıştı hem de almak istediğimiz oyuncular bizim teklif ettiğimiz fiyatların çok az üstünde fiyatlarla başka takımlara gitti. Ancak bu profesyonel bir iş ve oyuncuların bu tercihlerini de doğal karşılıyorum. Biz de her şeye rağmen elimizden gelenin en iyisini yaparak çok iyi mücadele edeceğini düşündüğümüz, sinerjisi iyi olan bir kadro kurmaya çalıştık. Tabii ki taraftarlarımızın da görmek istediği gibi önceki yıllarda takımlarda yer alan yıldız isimlerle anlaşmak isterdik. Ancak şu andaki şartlar altında bu hamleleri yapabildik.” ifadelerini kullandı.

Daha sonra İbrahim Demir’in sosyal medyada transferi konuşulan bazı oyuncular ile alakalı sorduğu soruya, Efe Güven:

“Konuşulan isimlerle iletişime geçildi ve belirli teklifler yapıldı. Bizim teklif ettiğimiz miktarlardan biraz daha yüksek fiyatlara diğer takımları tercih ettiler. Sonuçta bu iş profesyonel bir iş. Bu doğrultuda biz de bu seneki misyonumuzu farklılaştırdık. Elimizdeki değerleri parlatmaya yöneldik. Elimizdeki değerler üzerinden bir şeyler başarmaya çalışacağız. Bir sene EuroLeague kazanıp sonraki senelerde play-off mücadelesi vermek yerine daha düzgün ve devamlılığı olan bir projeyle uzun yıllar bu işi götürmeyi planladık.

Kur artışları transfer döneminde bizi çok etkiledi. Taraftarımızı heyecanlandıracağını ve onların transferine sevineceğini düşündüğümüz bir oyuncuyu kur artışı yüzünden transfer edemedik. Gintare ile de sezon başında görüştük, ancak kendisi tercihini diğer takımdan yana kullandı. Yabancılar kur artışının bizim üzerimizde yarattığı etkiyi anlamıyorlar. Biz de farklı bir yol izlemeye karar verdik. Son 10-11 senenin en düşük bütçeli ama yerli oyuncuların yetenek potansiyeli açısından en kuvvetli kadrosunu kurduk.

Allie Quigley geçen sene bizim takımızın en önemli oyuncularından biriydi. Eurocup finalinin ilk maçında çok iyi bir performans ortaya koymuştu. Quigley ile de görüştük ancak maddi açıdan bizim için çok uygun bir miktar talep etmedi. Yakın Doğu ile yaptığı sözleşme gereği, sözleşmesi bitene kadar başka bir takımda oynamazsa kontratındaki maaşı almaya devam edecek. Bu yüzden çok sıcak bakmadı. “ şeklinde cevap verdi.

Bu sene kadroda yer alan yerli ve yabancı oyuncuların aralarındaki ilişki hakkında da konuşan Efe Güven:

“Biz ekip olarak Türk oyunculardan çok daha fazla katkı alabileceğimiz bir organizasyon kurmaya çalıştık. Bunun sebebi ligimizde Türk oyuncuların yaptığı katkının çok önemli olması. Bizim bulduğumuz sayıların yarısından fazlasını Türk oyuncuların bulduğu bir yapı kurduk. Türkiye’deki çoğu takımda böyle bir skor dağılımı yok. Yabancı oyuncular da çok önemli ama biz genç oyuncular üzerinden bir şeyler başarmaya çalışan bir ekibiz. Yabancı oyuncuları seçerken de başarıya aç ve takımın ahengini bozmayacak oyunculardan yana tercihimizi kullandık. Bu seneki yabancı oyuncularımızın da çok uzun süredir sahip olduğumuz en pozitif, en başarıya aç ekip olduğunu söyleyebilirim. Herkes birbiriyle çok iyi anlaşıyor, takım kimyası gayet iyi. Yabancı oyuncularımızın da yerli oyuncularımıza gelişimleri açısından çok yardımı dokunuyor.” ifadelerini kullandı.

Takımımızda bulunan genç ve yabancı oyuncuların şu ana kadarki performanslarını, değerlendiren başantrenörümüz:

“Genç bir takım olduğumuz için genç oyuncularımızın gelişmesi takımımızın gelişmesi anlamına geliyor. Işıl’dan sonra takımdaki en tecrübeli 2 oyuncumuz Victoria ve Jefferson 27 ve 24 yaşında. Yabancı oyuncularımızın form grafiğinin zamanla yükseleceğini ümit ediyorum. Henüz istediği form grafiğini yakalayamayan isimler var. Kampta çok iyi performans gösterip maçlarda henüz bunu sahaya yansıtamayan oyuncularımız var. Yabancı kuralından dolayı rotasyonda bazı adaptasyon sıkıntıları yaşıyoruz. Yeni bir takım olduğumuz için de oyuncularımızın birbirine alışması ve form yakalaması hemen olacak bir iş değil. Zamanla daha iyi olacağımızı düşünüyorum.

Moriah Jefferson ile zaten bir sözleşmemiz vardı. O da sakatlıktan döndü ve bence şu an tam performansına ulaşmadı. Zamanla daha da iyi olacaktır. Kendisi de bunu söylüyor. Victoria daha önceden takip ettiğimiz bir oyuncuydu. O da çok önemli bir oyuncuydu ve bizim takımımızın önemli bir parçası. Monika, Litvanya milli takımının oyuncusu. Oyun bilgisine ve yeteneğine çok güvendiğimiz bir oyuncu. O şu anda biraz adaptasyon sıkıntısı yaşıyor. Bunu aşacaktır. Fahriye de çok özel ve yetenekli bir oyuncu. Bu oyuncular birbirini tanıyıp form tuttuklarına çok daha iyi şeyler izleyeceğiz.” İfadelerini kullandı.

İbrahim Delen’in KBSL’de uygulanan yabancı kuralı üzerine sorduğu soruya başantrenörümüz :

”Türk oyuncuların oynaması milli takımlar için tabii ki önemli ancak ben yabancı kısıtlamasının çok faydalı bir uygulama olduğunu düşünmüyorum. 3 artı 1 gibi bir kural olacağına, kadroda toplam 4 oyuncuya izin veriliyorsa bu oyuncuların hepsinin sahada bulunabilmesi gerektiğine inanıyorum. İyi bir Türk oyuncu kadroda bulunduğu zaman forma şansını bulur ve sahada yer alır. Yabancı oyuncuların sahada bulunabilecek olması onların mutlaka oynayacağı anlamına gelmez. Mesela devşirme kuralı bu sene değişti ve artık aynı anda iki devşirme bir kadroda bulunabiliyor. Bu da haksız bir rekabet yaratıyor. Bu yüzden yabancı kısıtlamasının çok mantıklı olduğunu düşünmüyorum. Benim Avrupa maçlarında 3 Türk oyuncuyu oynattığım zamanlar oluyor. Bu tamamen oyuncuların kalitesine bağlı bir olay.” cevabını verdi.

Bu sezon kadromuza yeni katılan Alperi ve genç oyuncumuz İnci hakkında da konuşan başantrenörümüz:

“Alperi’yi ben küçük takımdan beri tanıyorum. Ümit mili takımda iki sene beraber çalıştık. İleride Türk basketbolu ve Galatasaray için çok önemli bir figür olacaktır. Alperi buraya gelmeden önce çok iyi bir teklif almıştı ama o Galatasaray’a gelmeyi tercih etti çünkü çok iyi bir Galatasaraylı. Takımda oynamak için çok iyi savunma yapması gerektiğini biliyor bunu da sahada gösteriyor.

İnci’nin Nevriye Yılmaz, Işıl Alben gibi oyuncuların seviyesine gelip gelemeyeceği kendi elinde. İnci’yle 4-5 senedir çalışıyorum. İnci’nin boyu 2.05. Bu kadar uzun bir oyuncunun kuvvetlenmesi ve tecrübelenmesi zaman alacaktır. O çok büyük bir yetenek, ileride çok iyi yerlere geleceğini düşünüyorum. Biz İnci’yi oynatmaya devam edeceğiz. O da bunun bilincinde ve çok iyi çalışıyor. Geçen sene bölgesel ligde MVP seçilmiş bir oyuncu zamanla daha da iyi olacaktır.” ifadelerini kullandı.

Başantrenörümüz Efe Güven, kadın takımımızın hafta sonu oynayacağı Fenerbahçe derbisi hakkında ise şu ifadeleri kullandı:

“Galatasaray – Fenerbahçe maçları, farklı bir havası olan ve sezonda farklı yer tutan maçlar. Lefkada maçından sonraki ilk idmanımızda genç ve yabancı oyuncularımıza bu maçın önemini anlattık. Hemen sonrasında da bu maçın hazırlıklarına başladık. Fenerbahçe’nin çok kaliteli ve alternatifi bol olan bir kadrosu var. 6-7 tane yabancı oyuncusu olan, milli takımda birçok oyuncusu olan bir ekip. Ben, onlara karşı elimizden gelen en iyi mücadeleyi göstererek bu maçtan galibiyetle çıkacağımıza inanıyorum.

İbrahim Delen’in, Efe Güven’e taraftara iletmek istediği bir mesajı olup olmadığını sorması üzerine başantrenörümüz:

“Türkiye’nin genelinde kadın basketboluna çok ilgi yok. Kadın basketbolu medyada da çok yer alan bir branş değil. EuroCup şampiyonu olduğumuz zaman bile gazetelerde haber olarak zar zor yer buldu. Bizim taraftarımızda kemikleşmiş bir grup var. Maçlarımıza her zaman geliyorlar. Kulüplerine gönül verdikleri için maçlara gelip kulüplerini destekliyorlar. Daha fazla desteğe tabii ki ihtiyacımız var. İyi basketbol oynarsak her geçen gün maçlara gelen taraftarlarımızın sayısı da artacaktır. Kadın basketbolunda 50 kişilik taraftar bile maça çok büyük etki yapabiliyor. O yüzden taraftarımızın da tribünlerde bizimle beraber olması çok önemli. Taraftarımız bize daha çok destek olursa bizim için çok iyi olur.” ifadelerini kullandı.

Son olarak genç oyuncularımızın forma giydiği gelişim takımı hakkında da konuşan Efe Güven:

“Bu takımdaki amacımız, oyuncularımızın maç tecrübesini arttırabilmek. Geçen sezon bölgesel ligde başlamıştık, bu sezon 2. lige yükselme başarısı gösterdik. Bu takımda oynayan 6 oyuncumuz A takımda da forma giyiyor. Bu da genç oyuncularımıza maç oynayarak hazır kalma şansı veriyor.” ifadelerini kullandı.
 
Kolay yolu bulmuş bütçe diye ağlıyor. Ağladığı bütçe de 800 bin dolar sanki çok az.

Alperi bonservis ile 450 bin, Bircan 230 bin, Sinem 250 bin bir de sakat Elif gelecek ona da 250 civarı desen bu paralara Bahar Çağlar + Cansu Köksal çok rahat alınabilirdi. Işıl - Bahar - Cansu 3 milli oyuncun olurdu.

Moriah 250 bin dolar Macaulay 100 bin dolar diğerlerini bilmiyorum ama Monika + Abdi 150 bin dolar vardır yine. Bu seçimleri ben mi yaptım? Kaldı ki kötü oynucular de değil bunlar ama takımın neden basketbol oynamadığına dair sorunu kendinde arayacağına bütçeye vermiş veriştirmiş.
 
Basketbol şubesini yönettiğini sanan efendiler, kendi şirketlerine çaycı bile yapmayacakları kişileri sırf ahbap çavuş ilişkilerinden dolayı basketbol şubemize antrenör, menajer, koordinatör vs sıfatlarla göreve getiriyorlar. İşte bu bahsi geçen şahıs da onlardan biri. Şimdi böyle yazınca da hakaret ettiğimi söyleyenler de çıkacaktır ama çıksın. Basketbol şubesine yüksek gelir getirecek bir sponsor bulunamamış olabilir, ama bütçe düşük de olsa bu paraların da çarçur edilmemesi gerekiyor.Sırf birilerinin eşinin dostunun egosu tatmin olsun diye bu bütçeler böyle fütursuzca peşkeş çekilemez.
 

Üst