Ekrem Memnun

Aklıma geldikçe hala kahroluyorum. Böyle bir hocayı, böyle bir Galatasaray lıyı her şeyden önemlisi böyle bir ADAMI kaybettik. İnanılır gibi değil ya.
 
Eka'ya giderse ilk senesi için tam olarak emin olamamakla birlikte uzun vadede Avrupa Kadın Basketbolu'nu yok edeceğini düşünüyorum. İlk sene Rusya yeni bir kültür yeni bir dil gibi etkenler belki etkili olabilir ama hoca oraya adapte olduğu anda Avrupa'yı yerden yere vurur açıkcası.
 
Eka'ya giderse ilk senesi için tam olarak emin olamamakla birlikte uzun vadede Avrupa Kadın Basketbolu'nu yok edeceğini düşünüyorum. İlk sene Rusya yeni bir kültür yeni bir dil gibi etkenler belki etkili olabilir ama hoca oraya adapte olduğu anda Avrupa'yı yerden yere vurur açıkcası.

Ben açıkçası hocanın, yıldızlar topluluğu olan bir kadroya gideceğini düşünmüyorum. Sonuçta sistemi takım oyununa dayalı, Eka'da da her şey bireysel.

Diana olsun Alba olsun bunları zapdetmek zor. Hoca bu riske girer mi, bilmiyorum.
 
Zapdetmek tabiri yanlış olmuş. Doğrusu sisteme uymalarını sağlamak diyelim. Bu tür oyuncular sisteme uyduklarında kendileri olamazlar. Bakınız 2014 Euroleague yarı finalinde hücum reboundu sonrası 4 saniyede kaldırıp 3lük sokan Alba, bakınız bu sene Euroleagu finalinde rakip sahaya geçince kaldırıp 3lük sokan Dee... Attıklarıyla, kaçırdıklarıyla, kendi oyun tarzlarıyla büyük oyuncu olmuş kişiler bunlar.

Eko ve UMMC hakkında yazan diğer arkadaşlar, Ekaterinburg'u Olaf yönetiyor ama Olaf'ı da Dee yönetiyor! Euroleague'i aldıktan sonra Olaf'ın minimum katkısına rağmen salonda ve takım otobüsünde "Olaf Lange Champion" diye tezahürat başlatan bir Dee varken ve bir çok oyuncu da Dee'nin peşinden giderken o takımı kısa vadede çok başarısız olmadıkça Olaf'tan başkası yönetemez.

''Zapdetmek'' derken bunu kastediyorum ben zaten. Alba son senesinde takım oyuncusu ''sistem'' oyuncusu gibi oynadı bizde. Hem Dee hem Alba, istedikleri yerden istedikleri üçlükleri sokabilirler fakat bu bir takım oyunu. Kendileri olduğu gibi takımda diğer oyuncular da var. Alba'ya da Ekrem hoca öğretti bunu. Dee hala bireysel.

Ayrıca, Alba'nın ben ''attıklarıyla, kaçırdıklarıyla, kendi oyun tarzıyla büyük oyuncu'' olması yerine takım oyuncusu olmasını tercih ederim. Öyle bir Alba'yı izlemek daha zevkli. Hem takım, hem izleyenler için.

Dediğiniz gibi de Olaf Lange, Dee'nin takımın her şeyi olduğunu kabullenmiş ''kötü'' bir koç. Bu yüzden Ekrem hoca yapamaz oralarda.
 
Hocamız milli takımla yeniden anlaşmış.Öncelikle hayırlı olsun umarım başarılarına yenilerini ekler..Böyle yönetimler olduğu sürece daha çok kafamıza vurup, elimizden hocalarımızı alacaklar..Sıradaki umarım Ergin Ataman olmaz,bunu bu bünye kaldırmaz artık..
 
Bu fotoğraf, hocanın yüz ifadesi her şeyi anlatıyor.

LAJOA1.jpg
 
Fatih Terim ile karşılaştırıp laf atanlar olmuş sosyal medyada ama şu konuyu belirteyim;

Aysalcısın dediler asla değilim ama ona saygım büyük ve geri gelmesini isterim ama tam bir EKREM MEMNUNCUYUM !

Ekrem Memnun, GS ile Milli takım arasında seçimi yapıp GS'yi seçip Milli takımdan istifa etmiştir.

Haysiyetsiz Yönetim destek çıkmadığı için Kadın basket günden güne erimiş ve Euroleague şampiyonu takım TKBL'de finale bile kalamamıştır.

Ekrem Hoca yine gitmezdi ama kendisine gitmesi için herşey yapıldığı için gitmek zorunda kalmıştır.

Ekrem Memnun şikeciler ile kader birlikteliği yapmadığı gibi tavrını istifa ederek koymuştur.

Aslolan, asıl olan Galatasaray sözünün gerçekliğini Milli takımdan istifa ettiğinde kanıtlamıştır.

Burda bir suç varsa bu haysiyetsiz Yönetim ve yandaş taraflı TBF'ye karşı Koç'u yalnız bırakanlardır yani bizler.

Önemli kişi, Saygıdeğer kişi, unutulmaz kişi, Efsane, İmparator... Bu lakaplar günümüzde hemen herkese takılır oldu.

Bana göre bu kulübün 2 İmparator'u vardır; Ekrem Memnun ve Sedat İncesu.
Ergin Ataman ise unutulmazlar arasına adını yazdırmıştır ancak Harun ile dostluğu devam ettikçe Euroleague'i de alsa İmparator olamaz gözümde.
Fatih Terim ise Parator'dur.

Hakkını helal et güzel hocam iyi niyetli hocam değerini bilemedik. Bizim hakkımız yoktur ama çok az bile varsa; HELAL OLSUN.
 
Hocam sen 2 seçenek arasında kalıp Galatasarayımızı seçtin vefa gösterdin,dik durdun ama bu yönetim bunları görmedi arkanda durmadı malesef.
 
Benim için ikinci Terim vakası oldu. Evet koçun takımdan ayrılması beceriksiz yönetimin eseridir, ancak milli takıma dönmek hocanın kendi seçimidir. Bütün sezon Galatasaray'ın kuyusunu kazan Harun'un yanında olmayı seçmesini şahsen anlayışla karşılamam mümkün değil. Zaten Harun'un da en baştan beri planı buydu. Hocanın bu seçimiyle plan başarıya ulaşmış oldu.
 
Eğer Ekrem hoca Galatasaray için istifa etmeseydi de yarı yolda bırakıp gitseydi dediğiniz gibi buradaki kimse anlayışla karşılamazdı. Ama kendisi Galatasarayı seçti daha sonraki şartlar onu kulüpten ayrılmak zorunda bıraktı. Neticede profesyonel bir insan istediği kararı almakta özgürdür üstelik gittiği yer de milli takım. Başında Harun Erdenayın olması o takımın kutsallığını ortadan kaldırmıyor,değerini azaltmıyor.Hepimizi mutlu etmek için çalışacak gene. Kariyeri açısından doğru mu yanlış mı bilemem ama sadece teşekkür edebilirim. İnşallah daha da iyi yerlere gelir. Bir de bu olay federasyon olayı da değil milli takım olmasa başka bir yer olurdu, Terim olayında Galatasaray hedefleri olan namağlup 2 senenin şampiyonu bir takımdı. Burada bir komplo olsa bile buna çanak tutan bunu isteyen yönetimdir.
 
Hocanın tek seçeneği Milli takım mıydı? Hiç zannetmiyorum. Ekrem Memnun gibi biri işsiz kalmaz. Mutlaka isteyen kulüpler vardır. Hal böyleyken milli takımı seçmek bir zaruriyet değil, şahsi bir karardır ve bana göre Ekrem hocanın bugüne kadar gösterdiği tavıra ters bir karardır. Zira daha yakın zaman önce "böyle devam ederse bu ülkede çalışmam" restini çeken koçun kendisiydi. Ayrıca ülkenin içinde bulunduğu durumu hepimiz biliyoruz. Orası artık milli takım değil, birilerinin "keyfi" takımıdır.
 
Haklısın Bora abi ama Fatih Terim ile Ekrem Memnun(hocamız)'un ayrılış biçimleri birbirinden çok farklı.

Yazıda en çok hak verdiğim kısım, milli takımların maleseflerin elinde olması ve Ergin Ataman ve Ekrem Memnun varken bile desteklemek içimden gelmiyor, Fatih Terim ve A milli futbol takımı içinde geçerli.

3 teknik Adam'dan ikisini milli takıma kaptırdık, ki Ergin Ataman hala milli takımında başında ve üstelik onun üstünde bir baskı, taraftarda korku var. Milli takımlar, Galatasaray üzerinden yönetiliyor, Galatasaray antrenörü o kulvarda Fener'e üstünlük sağlamışsa, aklını karıştır, baskı kur, onu oradan çek al.
 
Ekrem Memnun'un gittiği, gideceği yerle ilgili olarak birer Galatasaray'lı olarak kırgın, üzgün, eleştirisel yorum yapmak haddimize değil. Adama gülerler sen Euroleague şampiyonu hocana sahip çıkmadın şimdi konuşuyorsun diye.

Fener'e gitse bile hakkı vardır hocanın.
 
Kulübe benden çok daha yakın isimler var, ve ısrarla hoca sonuna kadar haklı demesine rağmen şaşırdım Ekrem Memnun´un bu kararı vermesine.

Terim ile Memnun´u kıyaslayacak kadar akıl tutulması yaşamıyorum elbet ama Memnun´un gittiği yer geçtiğimiz yıllarda Galatasaray´ın şampiyonluklarının dolayısıyla kendisinin emeklerinin çalındığı yer. Emeklerimizi çalan TBF, gittiği yer milli takım diyenler olabilir ama düşünüldüğü zaman pek de öyle olmadığı aşikar.

Keşke yurt dışına çıksaydı Ekrem Hoca ya da kendisine hedef koyan bir Anadolu kulübüne gitseydi. Neticede diğer branşlar gibi değil kadın basketbolu, ortalama bir bütçe ile ciddi başarılar elde edilebilir Ekrem Memnun organizasyonuyla. Saygı duyardım, bir yandan başarılı olmasını isterdim, öte yandan böyle bir değeri elimizde tutamadık diye her gün yöneticilere söylenirdim. Ama şimdi..

Dileğim başarılı olması değil, ama yaşattığı başarılar için gönülden teşekkürler.
 
Ben de dahil senede 3 maça gitmeyen kişilerin hocanın tercihine laf etmemeli. 7 taraftara oynadı Memnun. EL şampiyonluğu sonrası olan maçta bile 500 kişi falan vardı salonda.
Kizer olayında ne yönetim ne taraftar arkasında durdu. Aynı olay FB'de olsa (olmaz da) taraftar federasyon binasına yürürdü.
GS kadın basketbol takımını önce yönetim sonra taraftar sattı. Önce taraftar sonra yönetim de olabilir. Dolaylı da olsa federasyonun yanında yer aldılar yani. O yüzden hocaya laf edemiyorum. Önce biz federasyonun yanında yer aldık çünkü.
Belki düzenli destek veren kişiler laf edebilir ama o sosyal medyadakiler çok da konuşmasın.
Ekrem Hoca'nın mili takım başarısını Harun Erdenay'ın "başardım" anlamına gelen pis sırıtışını seyretme pahasına istiyorum. Hoca hak ettiği için istiyorum, milli takım kutsallığı bağlamında istemiyorum.
 
Hocanın niye ayrıldığı belli oldu.Doğru değerlendirme yapalım arkadaşlar.Tbf başkanı şahıs iki seçenek sundu.Ya Galatasaray'dan istifa et milli takımı çalıştır.Ya da biz başka hocaya bakalım.Ekrem Memnun'da tercihini milli takımdan yana kullandı.Bakınız Ergin Ataman için de aynı şey geçerli.Hoca dedi ki böyle bir tercih yapmak istemem ama tercihi ben yapmayacağım.Ayrıca Türkiye'nin şampiyonaya kadar maçı olmayacak.Bu beni de etkiler.Maç eksikliği yaşamak istemem.Esasında Ergin hoca da tbf ile aynı görüşte olduğunu belirtti ama şampiyonaya kadar hiç maç yapmadan turnuvaya katılmanın doğru olmadığını söyledi.Kısaca aynı senaryoyu Ergin hoca için de görebiliriz.En azından ileride böyle bir tercih yapmak zorunda bırakılacak
 
Neyi kasdettiğinizi anladım ama söyleme şeklinizin doğru olmadığına dikkat çekmek istedim.

Sizinle teknik konuda hemfikir değilim. Yarı finaldeki UMMC maçımızı izlerken Alba'nın adeta sisteme isyan edercesine 4 saniyede top kullandığını ve bu sayede başarılı olduğunu, nihayetinde de attığı 29 sayıyla UMMC'yı elediğimizi görürsünüz. Yada 2014 Dünya Kupası yarı finalinde ihtiyaç olduğunda sazı eline alan, bireyselleşen ve dolu tribünler önünde Türkiye'yi eleyen Alba'yı bir daha izleyin.

Son olarak bu seneki Euroleague finalinde herkes Nadezha kupayı alacak demeye başlamışken bireyselleşiğ kupayı rakibin elinden çekip alan Dee'yi izleyin. Büyük oyuncular böyle büyük oyuncu oluyor. Konu Alba yada Dee değil. Böyle yetenekler sazı eline aldıklarında yeteneklerini sergileyip fark yaratıyor. Yoksa sistemin içinde top al top ver vs. derken kaybolup gidiyorlar.

Not: Alba bizde son senesinde değil, son 1 ayında sisteme birazcık uyum sağlamaya başlamıştı ama o da tam olmadı. O zamana kadar ortalık sisteme uyum sağlarsın, sağlamam diye çok karışıktı. Ne zaman ki sezonun kritik yerlerine gelindi, 2 taraf da takımın başarısı adına fedakarlıklarda bulunarak ama kendi doğrularından vazgeçmeden orta noktada buluştu.
Burada bir soru sorabılırmıyım; Alba ayrılmasındaki sebep para mi? sistem mi?( dizginlenmesi mi?)
 

Üst