Üzgünüm, kalbim kırık, yorum yapmaya da gerek yok, başarılar hocam.
Hocanın niye ayrıldığı belli oldu.Doğru değerlendirme yapalım arkadaşlar.Tbf başkanı şahıs iki seçenek sundu.Ya Galatasaray'dan istifa et milli takımı çalıştır.Ya da biz başka hocaya bakalım.Ekrem Memnun'da tercihini milli takımdan yana kullandı.Bakınız Ergin Ataman için de aynı şey geçerli.Hoca dedi ki böyle bir tercih yapmak istemem ama tercihi ben yapmayacağım.Ayrıca Türkiye'nin şampiyonaya kadar maçı olmayacak.Bu beni de etkiler.Maç eksikliği yaşamak istemem.Esasında Ergin hoca da tbf ile aynı görüşte olduğunu belirtti ama şampiyonaya kadar hiç maç yapmadan turnuvaya katılmanın doğru olmadığını söyledi.Kısaca aynı senaryoyu Ergin hoca için de görebiliriz.En azından ileride böyle bir tercih yapmak zorunda bırakılacak
Cumhur Bey, daha önce çok detaylıca yazmıştım bunları ama bulamadım bir çoğunu.
Çok kısa özetlemek gerekirse bazı ilişkiler hep sallantılı gider, bir gün kendiliğinden miadı dolar, devam etmeyeceğini herkes farkına varır ya, Alba-Galatasaray birlikteliği de böyle oldu. Sisteme uyum sağlamanın başı çektiği anlaşmazlıklar sebebiyle ağlamalarla, çok ciddi tartışmalarla geçen 2 sezonun sonunda sözleşmenin de bitmiş olması sebebiyle bu ayrılık gerçekleşti.
Sebep asla para değildi. Alba Galatasaray'ı gerçekten seviyordu. 2013 yazında kendisine takım bulması söylendiğinde Galatasaray'dan aldığı ve kendisi için cüzi olan ücrete ve daha yüksek ücrete başka takıma gidebilecek olmasına rağmen Galatasaray'da kaldı.
Yukarıdaki parantezden sonra Ekrem Memnun konusuna dönersek hemen hemen herkes Ekrem Memnun'un Galatasaray'dan ayrılmakta haklı olduğu yönünde hemfikir görüldüğü kadarıyla. İtiraz ise TBF ile çalışmasına. İtiraz eden arkadaşları anlayabiliyorum. TBF'nin sezon boyunca hakkımızı yediğini düşünüyorlar ve bu sebeple coachun TBF'ye gitmesini kabullenemiyorlar. Ancak, coachun bir ailesi olduğunu, bir özel hayatı olduğunu, çocuğunun eğitimini, geleceği için çalışması gerektiğini, İstanbul'da kalmasının ailesi için avantajlı olduğunu, Galatasaray ile devam etmeyi tercih etmesine rağmen Galatasaray'ın kendisine sözlü olarak git demediğini ama bunu her fırsatta hissettirdiğini, hatta kal bile demediğini unutuyorlar. Özellikle de sezon devam ederken coachun Galatasaray için Milli Takım'ı bıraktığını unutuyorlar.
Galatasaray'ı Milli Takım için bırakmadığını, Galatasaray'dan ayrıldıktan sonra teklifler arasında kendisi için en makul olanı kabul ettiğini ve coachun Galatasaray için elinden gelen herşeyi yapmış, Galatasaray'lılığı sorgulanamayacak birisi olduğunu da unutmayalım.
Hocanın tek seçeneği Milli takım mıydı? Hiç zannetmiyorum. Ekrem Memnun gibi biri işsiz kalmaz. Mutlaka isteyen kulüpler vardır. Hal böyleyken milli takımı seçmek bir zaruriyet değil, şahsi bir karardır ve bana göre Ekrem hocanın bugüne kadar gösterdiği tavıra ters bir karardır. Zira daha yakın zaman önce "böyle devam ederse bu ülkede çalışmam" restini çeken koçun kendisiydi. Ayrıca ülkenin içinde bulunduğu durumu hepimiz biliyoruz. Orası artık milli takım değil, birilerinin "keyfi" takımıdır.
"İlkelerine bir kez olsun ihanet eden insan, hayat ile olan saf ilişkisini yitirir. Bir insanın kendine karşı hile yapması, onun; filminden, hayatından, her şeyinden vazgeçmesi demektir."
Hoca ikinci kez bu hatayı yapıyor ve ikincisini bile isteye yapıyor, şampiyonluğunu çalanların takımını yönetmeyi tercih ediyor. Kendisi bir Galatasaray efsanesi olarak son dönem Galatasarayına çok benziyor aldığı bu aksiyonlarla. Umarım en kısa sürede milli takım görevini (!) bırakır.
Yaşattığın tüm mutluluklar için Allah senden razı olsun, teşekkürler gerçek imparator Ekrem Memnun...
Birgün tekrar yollarımız kesişecek inşallah, Milli takımda da çok başarılı olacağına inanıyorum...
Hep yalnız başına savaştın, bize büyük mutluluklar yaşattın, sen Galatasaray efsanesisin hocam. Yolun açık olsun İMPARATOR...