EL 8. Hafta | Galatasaray MP 63 - 67 Montepaschi Siena

Beyler buneyin siniri noluyor görende 10 15 milyon dolarlık takımı top 16ya sokamadı sanıcak.
Tamam kötüyüz ama dahada kötülerini görmedikmi.
Evet bazı yeni transferler hatalı olmus ama parasızlıktan 2 3 yabancıyla oynadıgımız dönem olmadımı
Öyle yada böyle top16 dayız bunun zevkini çıkaralım öyle yada böyle tam 16 tane maç yapmıs olucaz Euroleague'de bu seviyelere kolay gelinmiyor.Karşıdaki takım eksikleri varda adamlarda tecrübe akıyor.
 
olduğumuz takım VS olmak istediğimiz takım

Burada okuduğum her mesaja değer veririm.Kaybettik diye söylemiyorum rakibin eksiklerinden dolayı vururuz kırarız parçalarız mesajlarını görünce dedim Allah Allah bu işte bir gariplik var.Bu eksiklere rağmen maçın kafa kafaya geçeceğini düşündüm.Nitekim öyle oldu ve sonunda kaybettik.Geçen sezonki gibiyiz savunma yapsak bile hücumda vurup geçemiyoruz.Şutuna güvenebileceğimiz Lakovic ve Shumpert dışında adam yok.Bir maçta 3 kısayı devreye sokamıyoruz.Bugün fark 4 sayı iken fast breakte ekstra pasla dış adamı bulduk sanırsam Tutku idi.3lüğü soksa geriden gelip 7 sayı öne fırlıcaktık ama olmadı döndü Rako 3lüğü yolladı.Benim için maç orda bitti.Daha sonra gene öne fırladık ama bu seferde hem savunamadık hem sayı bile bulamadık.Euroleague acayip bir ortam.Farkı açsan bile rakipte 3er 3er sayıp geri gelebiliyor oyuncularını devreye sokunca.Ya da farkı açan bir daha arkasına bakmadan maçı alıp götürebiliyor.Maç içindeki kırılma anlarına 2 seneden beri çözüm üretemiyoruz.Geriden geldiğimiz kırılma anlarında çok daha iyiyiz ufak bir kıvılcımla geri geliyoruz ama bu her zaman olmuyor.Öne fırlamışkende vurup gidemiyoruz.Valla tecrübe mi desem oyuncu kalitesi mi desem orasını bende bilmiyorum.
 
Yoğun iki gündü.En iyisi dinlenmek,kafalar toparlandıktan sonra sağlıklı düşünerek yazmak.Herkese öneririm.
Sahadaki bazı şeylere bozuldum,forumdaki bazı yazılara çok sinirlendim.Ama şu an doğru zaman değil.
 
Eğer kendi sahanda %26 ile 3lük atarsan maç filan kazanamazsın. Oyunculara ve tribündeki herkese teşekkürler ederim.İlk kez annemle maça gittik ikimizde çok eğlendik. Top 16da bu 3lükleri sokarız ve sahamızda 2 galibiyet alırız.He olay sadece bu mu 3lük atıcaz herşey biticek mi derseniz.Evet basketbol bu kadar basit bir oyun. SAvunmanı yaparsın,hücumda topu dolaştırırsın boş adamı bulursun.Bugün bulduk basketi atamadık,yarın atarız galip geliriz.
 
maç Lakoviçin son dakikadaki pas hatasıyla gitmedi..Bu maçta mağlubiyeti kişilere yüklemek yanlış eğer yüklenecekse Lakoviçten önce sayılacak 5-6 oyuncu var..Kasmasın o yüzden kendini kimse

Bu maçta Lakoviçten şikayet eden allah aşkına basketbol izleyecisiyim diye geçinmesin..Tamamiyle art niyetli veya önyargılı yorumlardır..ha iyi oynamış ama son hatayı yapmayacakmış..Geçin bu işleri maçın o pas hatasıyla kaybedilmediğini biliyoruz ne bu vicdanı rahatlatmamı..se-sa larla avunacaksak eğer merak etmeyin o pası düzgün versede sonuç açısından değişen birşey olmayacaktı..Yani herşeyi geçtim o set düzeninde zaten oyunu tepeden gordon kurması üzerine ve lukasın da Lakoviçin yaklaşması lazımdı..Ne yapalım şimdi lukasıda nı yiyelim..Vallahi komiksiniz ya

Yani kusura bakmayında ender ve tutkunun saçmalıklarını toparlamaya çalışıp ta çoluk çocuğuk eleştirisine maruz kalacak başka bir guard bulun ozaman.
 
Her ne kadar bu mağlubiyet Top 16 yolunda fazla bir kayıp olmasa da, bu seviyedeki takımları yenebileceğimizi gösterme şansını bir kere daha kaybettik Barcelona maçından sonra.Euroleague gibi bir platformda tecrübe gerçekten çok önemli ama biz biraz da başka şeyler yüzünden takılıyoruz.Savunmamız, mücadelemiz, sertliğimiz nerdeyse euroleaguedeki elit takımlar seviyesinde.Ufak tefek zaaflarımız dışında bireysel olarak da takım olarak da üst düzey savunma yapabiliyoruz.Her takımın sertliğine cevap verebiliyoruz.Savunmada durum böyleyken hücumdaki problemlerimiz bir türlü çözülemiyor.Her maç skor ne olursa olsun belli dönemlerde tıkanıklıklar yaşıyoruz.En iyi oynadığımız maçlarda bile rakiplerimiz bir şekilde maçın içinde kalıyor.Şartlar ne olursa olsun takımın son topa kadar savaştığından hep övgüyle bahsettik ama üst düzey rakiplerle oynadığımız maçlara bakarsak son topa kadar savaşıp kaybediyoruz hep.Belli bir aşamadan sonra sonuna kadar savaşma direncimizde kırılacak çünkü bu kadar çaba ve efor sarfedip sonunda kaybetmeye devam edersek, oyuncular da ister istemez mental olarak geriliycekler.Mücadelelerinin sonucunu alamıycaklarına inanmaya,alışmaya başlıycaklar.

Hala kadro olarak 1-2 eksik dışında çok iyi parçalara sahip olduğumuzu düşünüyorum.Bu eksik parçalar diğer parçaların da tam verimli olmasını engelliyor.Hücumdaki bu tıkanıklığı aşabilmek için hem penetre edebilen delici özelliklere sahip hem de istikrarlı şut atabilen bir oyuncuya kesin ihtiyacımız var.Sistem dışında da bireysel yetenekleriyle birşeyler yaratabilmeli.Bu sorumluluğu alabilen bir oyuncu birçok oyuncunun verimini farkedilir şekilde arttıracaktır.Geçen sene vasat bir oyuncu olan Jerry Johnson bile zaman zaman böyle bir rolü alıp hücuma farklı bir boyut katabilmişti.

Euroleague ve Türkiyede büyük hedefleri olan takımların kadrosunda en az 6 yabancı var, hatta herhangi bir sakatlık durumunda gerekirse sadece euroleaguede oynatmak için bile takviye yapabiliyorlar.Bütçemiz onlarla kıyaslanmıycak kadar düşük olabilir ama bizde bütçemiz elverdiğince takviyeler yapmalıyız.Basketbolda geçen sene boyunca süren bu sene de artarak devam eden bir sinerji yakalamış durumdayız.Hiçbir takımda olmayan çok agresif bir taraftara ve baskılı bir atmosfere sahibiz.Takımı daha güçlü gördükçe belkide maçlarda binlerce kişi dışarda kalıcak artık.Hal böyleyken başarılarımızla yetinip bu sene bu kadarını yapabildik demektense yönetim fedakarlık yaparak 1-2 takviyeyle bu kadroyu eksiksiz hale getirmeli bence.
 
Bu forumun amacını eleştirmek olarak belirlemeniz enteresan, eleştiri her zaman olacaktır ama bunu yaparken o dem vurduğunuz üslup çok önemlidir. Yıllarını basketbola vermiş, sayısız başarılar tatmş bir oyuncuya adam gibi oyna dedikten sonra o yazının neresi eleştirel? O yazıya tepki vermemek benim içime sinmezdi doğrusu, olayın kişiselleşmesi veya başka bir şey umurumda değil.
 
Herkes eleştirir ama Tutku'ya adam gibi oyna, sonrasında da laubali oynuyor, artistçe hareketleri var demek de neyin nesidir? Bu sene beni en çok üzen yenilgi oldu, canımı çok sıktı ve yaktı ama kimsenin mücadelesinden şüphem yok.
 
Her maçta özellikle icerde oynadığımız kazan, barca maçlarında olduğu gibi bu maçtada malesef maç içinde tutulma yaşadık. Bu maçtada fark 9 sayıya cıkmışken yaşadık bu tutulmayı ama yinede mücadeleden ödün vermedik maçın kaybedilmesinden dolayı cok üzgünüm ama en kötü ihtimalle bu sezona euroleague le takımımızın tanışma sezonu olarak bakıyorum top 16 da daha iyi performans göstericeğimizden eminim ayrıca endişe duyduğum bir konu var taraftarın büyük beklenti duyduğu maçlarda salonun dolmasından sonra takımın maçları kaybetmesi Abdi ipekçiyi dolduran ve bir cok taraftarın yıllar içinde oluşturduğu ve gittikçe çoğalan taraftar potansiyelimizin bu kıl payı yenilgilerden sonra azalması. Bir ara kameralar tribünleri cekerken cok mutlu oldum kadınlar, öğrenciler, cocuklar, yaşlılar harika bir ortam oluşmuş durumda Abdi ipekçi de umarım bende bu atmosferde en kısa zamanda maç izleme mutluluğuna erişirim ...
 
Onu nasıl adlandırırız açıklayayım: Kerim Devrim Tutku Açık'ı bu sene izlemeye başlamış, onu iyi tanımıyor demektir, hadi eyvallah.


Bu sene değilse bile Galatasaray'a geldiğinden beri izlediğim doğrudur. Geçen sene de aynı laubalilik vardı. O da doğru. Yalnız benim bu sene seyretmeye başlamam ile sorumun ilgisi ne? Tam anlayamadım. Tutku yıllardır mı böyle demek istiyorsunuz?
 
Top 16 ic saha maclarini ozetliyorum..

Basabas gotur, bir ara fark ye sonra geri don ve maci 4-8 sayi arasi kaybet..

Takimin euroleague icin kurulmadigi acik ama bu sinerjiyi bu sekilde maclarla kaybedersek "son topa kardar " efsanesi "sadece son topa kadar" kabusu olur..
 

Üst