Hüsran olarak görmeyin lütfen. Tekerlekli sandalye basketbolda bence önemli olan 3 kriter var:
1) Sandalye hakimiyeti
2) Size
3) Kadro derinliği
Kadro derinliği sezon başarınızı belirler. Özellikle Şampiyonlar Ligi gibi 3 güne sıkıştırılmış turnuvalarda takımı diri tutmak adına önemlidir. Sandalye hakimiyeti biraz da yetenek ile ilintili. Özellikle ikili oyun kabiliyetinizi artırır ve sayıya kolay gitmenizi sağlar. Örneğin Özgür bu konuda muazzam bir doğal yetiye sahip. Sandalye hakimiyetiniz takım olarak ne kadar iyiyse, saha içi yerleşiminiz ve alan paylaşımınız o kadar iyi oluyor. Bu size özellikle savunmada ciddi avantaj sağlar ki Beşiktaş'tan 53 sayı yemiş olmak bizim sorunumuzun aslında sandalye hakimiyeti ve saha içi yerleşimi ile alakalı olmadığını gösteriyor.
Peki bizde sorun neydi?
Bence en temel sıkıntımız size. Kadrodaki oyuncularımızın boyutu ne yazık ki ligdeki çoğu takıma kıyasla geride. Bu neden bir sorun? Koşarak basketbolda bile malum takımın Vesely, Udoh, Datome, Bogdanovic ve Sloukas gibi yetenek ve sizeı bir arada barındıran beş ile geçen sezon neler yapabildiğini gördük. Düşünün, koşarak basketbolda atletik yetiler bu farkı kapatmaya müsaitken belli noktalarda malum takım karşısında zor duruma düşmelerine neden oldu. Şimdi tekerlekli sandalye basketbolunu düşünün. Savunmada tam saha pres yapmayan bir takım bile yarı sahasında iyi oturur, alan paylaşımında sorun yaşamazsa sayı üretmekte zorlanırsınız. Buna bir de size olarak daha aşağıda olduğunuzu ekleyin... Boyalı alan oyunları ya da baseline şutları sizin için bir opsiyon olmaktan neredeyse çıkar. Rakip takım sizi isabet oranı görece daha düşük atışlara zorlar ve neticesinde sayı üretemezsiniz. Üzerine, bir de kalıplı sayılabilecek iki İranlı oyuncumuzun yetenek anlamında belli seviyede olmaması bizi top kayıplarına, başarısız atışların artmasına sürüklüyor. Bülent, Mustafa ve Robin oldukça yetenekli olmalarına rağmen Fifi'nin eksikliği ne yazık ki bizi tamamlayamıyor. Üzerine bir de size açısından en iyi adamımız Akın Celal TBESF tarafından lisans iptali ile karşı karşıya kaldı. Sonuç? Kısıtlı hücum çeşitliliği ve sayı üretememe.
İki? Yetenek anlamında eş değer olmasa bile size anlamında bizden avantajlı olan bir takım bize iyi tam saha pres yaparsa kilitleniriz. Bülent ve Robin kısmi olarak daha rahat hareket ederler ama bize yetmez. Mustafa, İsmail ve Fikri baskıdan çabuk kurtulamayabilirler. Özellikle ön alanda çizgiye doğru yapılacak ikili sıkıştırmalarda yapacağımız top kaybı oranı artar. Uzun süre sonra ilk defa Beşiktaş maçını kaçırdım ancak tahminim bu senaryo ile karşılaştığımız yönünde. Burada iyi ve hızlı top paylaşımı tek çıkarımız ama yapabildik mi? Ne kadar etkili yapabiliyoruz?
Günün sonunda baktığınızda Beşiktaş bizden yetenek anlamında da (En azından kadro derinliği açısından), size anlamında da bir tık yukarıda. Fifi döndüğünde yetenek kısmını ziyadesiyle kapatabiliriz. Bize en azından ikili oyun sonucunda baseline şut opsiyonu sunacaktır. Pota altında daha rahat sayı üretebilecek hale geleceğiz. Ball handling konusunda da bir üst seviyede oluruz. Puan hesaplaması yapmadım ama Mustafa, Robin, Fifi, İsmail, Bülent (puanı aşıyorsak Fikri) beşi bize ciddi avantaj ve stamina gerektiren turnuvalarda değil ama günlük maçlarda uzun süreli bir arada tutarak avantaj sağlayacaktır. Bu yüzden Fifi gelene kadar ilk 4'ün üst yarısında yer almak önemli bizim için. Bu da Karabuk ve Elik Av. Bürosu Engelli Yıldızlar karşısında kazanılacak galibiyetlerden geçiyor. Daha sonra play-offlarda hesabı kesebiliriz. Tabi tüm bu ihtimaller Fifi'nin sakatlıktan eskisi gibi dönmesinden geçiyor. Kendisi bizi epeyce özledi, biz de Fifi'yi...
Tüm bu eksikler neden oluştu konusunu sezon sonunda konuşuyor oluruz.