Eurocup Top 16 1. Maç | Galatasaray MP 74 - UNICS Kazan 80

Dudley'ın dışında pota altında belentilere cevap veren bir oyuncu yoktu. Ian Vougioukas boyalı bölgede büyük üstünlük kurdu. N'Dong'a kuvvetiyle, Furkan'a ise oyun bilgisiyle galip geldi. Eidson, Hawkins eşleşmesini de maalesef Eidson kazandı. Hawkins daha fazla oyunu forse etmeye çalışsa da, Eidson daha az top kullanıp gerekli yerde oyuna müdahale ederek Unics'i oyunda tuttu ve maçın sonlarına doğru oyuna tam olarak ağırlığını koydu.

Ve bence maçın dikkatlerden kaçan en önemli faktörlerinden biri ise serbest atışlar... Jamont ve Hawkins dışında serbest atış çizgisine giden sarı-kırmızılı yoktu ve bu ikili sadece 5 serbest atış kullandı. Diğer yandan rakibin 19 serbest atış kullanıp, 16'sını sayıya çevirdiğini görüyoruz. Esas ilginç olan ise, Jamont ve Hawkins dışında Unics oyuncularına faul aldıran bir oyuncu yoktu. Yanlış hatırlamıyorsam bu gibi sert maçlarda ilk kez bir takımın pota altı oyuncularının rakibe hiç faul yaptıramadığını görüyorum. Demek ki rakibi yeterince zor durumda bırakamamışız, demek ki doğru hücum edilmemiş...
 
geçen seneki maçın tekrarını izler gibi oldum adamlar gene 35 dk boyunca bir adım geriden takip edip son beş dakikada işi bitirdiler
 
20-25 yaşındaki gençler bu sistemi beğenmiyorsa eleştiri hakkına da sahiptir saçma sapan yapılan hücumlarla verilen maçlarda. Forumun amacı zaten herkesin görüşünü, yanlışları ya da doğruları belirtmesi değil mi? Her ciddi maçı kaybedelim siz hala koçtan daha mı iyi biliyorsunuz mantığıyla davranın. O zaman burada kimse Ceyhun Yıldızoğlu, Oktay Mahmuti, Zafer Kalaycıoğlu, Ergin Ataman kadar uzun süre koçluk yapmadığı için eleştiri hakkına sahip değil.
 
Geçen yıl Galatasaray basketbol tarihinin en büyük hatası yapıldı. Şimdi bunların acısını çekiyoruz 15 milyon dolar civarı bütçeli takım var ama takımın ne oynadığı belli değil. Hawkins alıyor oyuncuyu geçip ya üçlük atıyor ya penetre yapıyor. Gordon yine aynı şekilde. Bir de Cenk'e perde yaptırarak üçlük hazırlıyoruz.
Ben Bu takımın ne oynadığını çözemedim. Çözmeyi felanda geçtim oynanan oyun çok sıkıcı hiç bir tat vermiyor hiç bir şey anlamasak bile bunu da görebiliyoruz.
Ekrem Hocanın takımı mesela yenildi. Takımda 1 veya 2 eksik oyuncusu var winner oyuncusu yok gibi ama takım bir heyecan veriyor zevk veriyor ben bunu erkek takımında göremiyorum.

Gerçekten içim acıyor yenilgiye değil herkesin imrenerek baktığı takımın şu hale getirilmesine!
 
Öncelikle 20-25 yaşındaki gençlerin yaşları kadar koçluk yapmış bir antrenöre ikide bir sistem öğretmelere kalkması gerçekten ilginç. Bu antrenör bu şekilde oynuyor efesdeyken de sienadayken de karşıyakasın da ve bizi geçen sene silip süpürdüğü Beşiktaş'la. Sizin güzel hatırınız için değiştirir 40 yıllık sistemini belki bi konuşalım.

Geçen sene de şimdi sistemsizlikten gem vuran geçen seneki yine sözde sistemli takımla da biz bu takıma ve yine aynı şekilde aynı sonla yenildik. Avrupanın en itibarlı koçlu Fenerbahçe her maç 100 sayı yer sistemi yok. Geçen sene bizde sistemli Koçun Efes de daha sistem oturmadı. Beşiktaş sistemi var çünkü gayretli. (keza Bizim basketbol kültürümüz de mücadele etmek her topa atlamak kaşı yarılması gözün çıkması sistemdir ve bu sistem geçen sene biz de bu sene de beşiktaş da olduğu gibi genel de yeniliriz ama mücadele ettiğimiz için eleştiri yüksek tutulmaz çünkü avutma olayının üst düzeyde olduğu bir durumdur) Biz şut atıyoruz sistemimiz yok Kazan bizi nasıl yendi? Maç boyuncu dış şutlarla takip ederek ve ara ara pota altı uzunlarının bire birleriyle sonuçta da balyozu indirdi.

ergin ataman ilk yarıda fark 1 iken bir pozisyon da üst üste 2 kez mola aldı. Çünkü biliyordu ki kazan öne geçtiğin de bir daha maç dönmeyecekti . Fark 7 lerdeyken laubali hücumlar ve akabinin de kazanın ustaca cezayı kesmesi sonu hazırladı.

furkanla ilgili bir sıkıntı var. Ergin atamanın fazla tahammülü yok anladığım kadarıyla Furkan'a . Dün oyunu girdi rakibini kaçırdı sayıyı yedik ve anında oyundan alındı. 3 . Periyod başın da ndong 3. Faulünü almasına rağmen oyun da kalmaya devam etti.

Son olarak arroyo sayı olarak belki ilerleyen günlerde domercantın atacağı sayı kadar katkıyı verecektir ona şüphe yok ancak domercanti ayıran özellik atması gerektiği anda atması. Sağlam bir domercant fark 7 ken 10 çıkartır ya da geriye düşmüşken bir penetreyle savunmayı deler işini yapardı. İşte gordon. 20 sayı attı ama hiçbiri maçı alacak sayı değildi. Bu tip maçlar bir kez daha gösteriyor ki çok arayacağız domercanti



Son derece talihsiz bir yorum...
 
https://www.youtube.com/watch?v=vOIiVJmC5_4 Bir arkadaş yazmıştı bu linki. Adı aklıma gelmedi kusura bakmasın. Video tam bir rezillik. Kimse şimdi çıkıpta Furkan neden top kullanmaya korkuyor demesin. Adam 2 hata yapıyor hop hakaretlerle kenara... Serbest atışa gidiyor, hoca sen atarsın diye baskı altına alıyor, kaçırınca kolları açıp haraket yapma ve oyundan çıkartma. Ender ve Engin'de keza öyle. Kimse şu an daha bahsetmiyor fakat takım içinde sevgisizlik var. Maç bitiyor hoca yine transfer diyor. Furkan diyor. Ezildik diyor. Yani garip olan bu takım p&r bile denemiyor ama transfer deniyor. Şimdi bu mesajıma kızacaksınız fakat lütfen aklınızın bir kenarında kalsın bu. Basketbol şubesii olarak felakete gidiyoruz. Tarihin en pahalı kadrosuna sahibiz ve işler iyi gitmiyor. Olası bir başarısızlıkta bu bütçeleri bir daha göremeyeceğiz. Yönetime de çok büyük kabahat buluyorum ben. Masaya yumruğunu vurup bu şubede kimse at koşturamaz, çiftlik yapamaz demesinin zamanı çoktan geldi geçti. Bir adam sene başında gelmiş, pota altı için 3 oyuncu transfer etmiş, 1 oyuncu da takımda kalmış. Sonra kalkıp kendi transfer ettiği adamlar için ezildik demiş. Sonuna da hani bana hani bana demiş koyalım da hikayeye uyum sağlasın bari!
 
İşin teknik boyutuna inmeden önce bir şeyler söylemek gerekiyor bana kalırsa. Galatasaray erkek basketbol takımındaki bütün unsurların (koç, oyuncular, staff, yöneticiler) artık tamamen saha içine odaklanması gerekiyor. Yaşanılan olaylar üzücü olabilir, geride tahribat bırakmış olabilir pekala anlaşılabilir bir durum ancak hayat devam ediyor. Biz sakatlıklara, ödenemeyen maaşlara takıldıkça devam eden bu hayat bizi üzmeye devam edecektir. Evet Domercant-Göksenin ikilisinin kaybedilişi inanılmaz önemlidir, konuşulmalıdır ancak bu adamlar artık geride kaldı. Unutulmaması gerekir ki biz sene başından beri Domercant'ten yoksun bir halde oynuyoruz. Göksenin'in sağladığı kritik katkılar vardı ona kabul ancak takım sene başındaki ezici yönünü gösterirken Domercant yoktu, şimdi gösteremiyor iken Domercant dersek bu yanlış olur.

Dün beni en çok üzen gelen mağlubiyetten ziyade, takım öndeyken bile maçın kaybedilişinin hissedilmesiydi. Bunun tribündeki taraftarın hissetmesi oldukça kötü bir durum. Ergin Ataman'ın her şeyden önce takıma henüz sezon öncesinde kazandırmaya çalıştığı ''kazanma alışkanlığı'' olgusunu tekrardan takıma oturtması gerekiyor. Sezonun oldukça uzun bir süre olduğu kavranmalı. Alınan mağlubiyetlerden sonra hem koçun hem de takımın net şekilde etkilendiğinin esintilerini fark etmek hem üzücü hem de endişe verici. Koçun ve takımın zaten taraftar ile bağlantısında sıkıntı olduğu aşikar, bunun üstüne koşulsuz şekilde takımı destekleyen bir avuç insanın da umutları bu şekilde kırılırsa yolun sonu cidden karanlık.

Oyun adına detaya inmeden önce özet geçelim; dün oyunun hiç bir anında iyi oynadığımızı düşünmüyorum, kendi potansiyelimizin çok altında oynadık, rakibin oynamasına da izin verdik. Top 16'da bir üst tura çıkmak adına evinde maç kaybetmemenin ne denli önemli olduğu ortadayken, takımdan daha iyi bir oyun elbette bekleniyordu ancak bundan ziyade ben daha iyi bir konsantrasyon düzeyi bekliyordum. Maçın sonunda geriye düşmüşken, bir umut maçı çevirmek için çabalarken hızlı hücumda bomboş Eidson'dan turnike yemek, bu takıma net olarak yakışmadı. Kafada bazı soru işaretleri olabilir ancak profesyonel dünyada sahaya adım attığınız an bütün sorunlar arkada kalmıştır, kalmalıdır. Ben tribünde takımın tedirginliğini hissediyorsam teknik heyetin halini düşünmek istemiyorum.

Dün neyi iyi yaptık diye düşününce cevap vermek gerçekten zor, belirli dönemlerde Jamont - Hawkins ikilisinin sayıları, Ersin'den orta mesafeden yararlanmamız dışında ortaya somut olarak bir şey koyamıyoruz. Elbette şu kötü oyun içinde bile şanssızlıklar yok değil, Jamont'un kaçırdığı smaç, Hawkins'in kaçırdığı ters turnike, Kaimakoglou'nun ilk periyotun bitiminde attığı panyalı üçlük, Engin'in maçı kopartacak bomboş üçlüğü kaçırması vs. Elimize yine de gelen bazı fırsatlar oluyor ancak oyunun geneline baktığımızda takımın bir çok etmende geride kaldığını açık bir şekilde görüyoruz. Bu şekilde ete süte fazla karışmadan, toplara eli sokmadan kazanabilecek düşüncesi çok yanlış.

Oyunun savunma tarafında gösterilen performans ciddi olarak endişe verici. Çok değil 1 ay öncesine kadar gittiğimizde Kuban maçında gösterilen agresif, her topa elini sokan, hiç bir şekilde boş alan bırakmayan görüntüden, pota altında bir çok pozisyonda teke tek bırakan, çok basit şekilde hızlı hücum sayılarına izin veren, şutunu riske edeceğin çok aşikar olan oyuncuyu boş bırakman gerekirken asıl tutulması gereken oyuncudan yardım getiren, kısa oyuncuların oyunu şekillendirmesinde hiç bir engel çıkarmayan görüntüye evrildik. Halbuki elimizde Jamont-Hawkins gibi fiziksel üstünlükleriyle rakip kısalara oldukça iyi baskı yapabilecek, alan kapatabilecek oyuncularımız varken hiç bir etkinlik gösterememesi nasıl yorumlamak gerekir cidden bilemiyorum.

İşin savunma tarafında yine eleştirilecek bir çok nokta bulabiliyoruz ama dünkü hücum performansının üstünde bile durmamak gerekiyor. Galatasaray'ın bu sene sergilediği en kötü hücum performansıdır bana göre açık ara. 74 rakamı karşında Unics gibi bir takım varken kötü görünmeyebilir ama hücumun bu denli durağan olduğu hiç bir maçı kazanamayacağımızı düşünüyorum. Detaylara inelim diyeceğim ancak Ersin hariç hiç bir uzunumuzdan ikili oyun üzerinden sayı bulamamamız bunu engelliyor. Galatasaray kısalarının, özellikle sayı potansiyeli konusunda takımın önde gelen iki ismin ikili oyun üzerinden hücumumuzu çeşitlendiremediği gerçeğini göz önünde bulundurursak, Arroyo-Ender-Engin üçlüsünün bu noktada etkin olması zaruri. Dün özelinde olduğu gibi bu üçlü sahaya bir etkinlik koyamayınca takımın bu görüntüsü normalleşiyor.

Bütün unsurlarıyla berbat bir akşamı geride bıraktık. Takımın henüz ilk maçın ardından işlerini ciddi şekilde zora sokması oldukça üzüntü verici. Normal şartlar altında, takımların kendi hallerinde iken Kızılyıldız karşısında galibiyet gelmesi gerekir ancak ortaya koyduklarımız ile hepimiz negatif düşünceler içerisindeyiz maalesef. Takım tekrardan kendisine olan güven duygusunun güçlenmesini istiyorsa gidip Sırbistan'dan galibiyeti alıp geri dönmeli. Nitekim o maç takım adına kırılma noktası olabilir zira Eurocup'a havlu atabilme ihtimalimiz epey kuvvetli. Denilecek pek fazla şey yok, sözler azalıyor, artık icraat görmemiz lazım tekrardan.

Ergin Ataman'ın Galatasaray'ı bu değil, olmamalı.
 
İşin teknik boyutuna inmeden önce bir şeyler söylemek gerekiyor bana kalırsa. Galatasaray erkek basketbol takımındaki bütün unsurların (koç, oyuncular, staff, yöneticiler) artık tamamen saha içine odaklanması gerekiyor. Yaşanılan olaylar üzücü olabilir, geride tahribat bırakmış olabilir pekala anlaşılabilir bir durum ancak hayat devam ediyor. Biz sakatlıklara, ödenemeyen maaşlara takıldıkça devam eden bu hayat bizi üzmeye devam edecektir. Evet Domercant-Göksenin ikilisinin kaybedilişi inanılmaz önemlidir, konuşulmalıdır ancak bu adamlar artık geride kaldı. Unutulmaması gerekir ki biz sene başından beri Domercant'ten yoksun bir halde oynuyoruz. Göksenin'in sağladığı kritik katkılar vardı ona kabul ancak takım sene başındaki ezici yönünü gösterirken Domercant yoktu, şimdi gösteremiyor iken Domercant dersek bu yanlış olur.

Dün beni en çok üzen gelen mağlubiyetten ziyade, takım öndeyken bile maçın kaybedilişinin hissedilmesiydi. Bunun tribündeki taraftarın hissetmesi oldukça kötü bir durum. Ergin Ataman'ın her şeyden önce takıma henüz sezon öncesinde kazandırmaya çalıştığı ''kazanma alışkanlığı'' olgusunu tekrardan takıma oturtması gerekiyor. Sezonun oldukça uzun bir süre olduğu kavranmalı. Alınan mağlubiyetlerden sonra hem koçun hem de takımın net şekilde etkilendiğinin esintilerini fark etmek hem üzücü hem de endişe verici. Koçun ve takımın zaten taraftar ile bağlantısında sıkıntı olduğu aşikar, bunun üstüne koşulsuz şekilde takımı destekleyen bir avuç insanın da umutları bu şekilde kırılırsa yolun sonu cidden karanlık.

Oyun adına detaya inmeden önce özet geçelim; dün oyunun hiç bir anında iyi oynadığımızı düşünmüyorum, kendi potansiyelimizin çok altında oynadık, rakibin oynamasına da izin verdik. Top 16'da bir üst tura çıkmak adına evinde maç kaybetmemenin ne denli önemli olduğu ortadayken, takımdan daha iyi bir oyun elbette bekleniyordu ancak bundan ziyade ben daha iyi bir konsantrasyon düzeyi bekliyordum. Maçın sonunda geriye düşmüşken, bir umut maçı çevirmek için çabalarken hızlı hücumda bomboş Eidson'dan turnike yemek, bu takıma net olarak yakışmadı. Kafada bazı soru işaretleri olabilir ancak profesyonel dünyada sahaya adım attığınız an bütün sorunlar arkada kalmıştır, kalmalıdır. Ben tribünde takımın tedirginliğini hissediyorsam teknik heyetin halini düşünmek istemiyorum.

Dün neyi iyi yaptık diye düşününce cevap vermek gerçekten zor, belirli dönemlerde Jamont - Hawkins ikilisinin sayıları, Ersin'den orta mesafeden yararlanmamız dışında ortaya somut olarak bir şey koyamıyoruz. Elbette şu kötü oyun içinde bile şanssızlıklar yok değil, Jamont'un kaçırdığı smaç, Hawkins'in kaçırdığı ters turnike, Kaimakoglou'nun ilk periyotun bitiminde attığı panyalı üçlük, Engin'in maçı kopartacak bomboş üçlüğü kaçırması vs. Elimize yine de gelen bazı fırsatlar oluyor ancak oyunun geneline baktığımızda takımın bir çok etmende geride kaldığını açık bir şekilde görüyoruz. Bu şekilde ete süte fazla karışmadan, toplara eli sokmadan kazanabilecek düşüncesi çok yanlış.

Oyunun savunma tarafında gösterilen performans ciddi olarak endişe verici. Çok değil 1 ay öncesine kadar gittiğimizde Kuban maçında gösterilen agresif, her topa elini sokan, hiç bir şekilde boş alan bırakmayan görüntüden, pota altında bir çok pozisyonda teke tek bırakan, çok basit şekilde hızlı hücum sayılarına izin veren, şutunu riske edeceğin çok aşikar olan oyuncuyu boş bırakman gerekirken asıl tutulması gereken oyuncudan yardım getiren, kısa oyuncuların oyunu şekillendirmesinde hiç bir engel çıkarmayan görüntüye evrildik. Halbuki elimizde Jamont-Hawkins gibi fiziksel üstünlükleriyle rakip kısalara oldukça iyi baskı yapabilecek, alan kapatabilecek oyuncularımız varken hiç bir etkinlik gösterememesi nasıl yorumlamak gerekir cidden bilemiyorum.

İşin savunma tarafında yine eleştirilecek bir çok nokta bulabiliyoruz ama dünkü hücum performansının üstünde bile durmamak gerekiyor. Galatasaray'ın bu sene sergilediği en kötü hücum performansıdır bana göre açık ara. 74 rakamı karşında Unics gibi bir takım varken kötü görünmeyebilir ama hücumun bu denli durağan olduğu hiç bir maçı kazanamayacağımızı düşünüyorum. Detaylara inelim diyeceğim ancak Ersin hariç hiç bir uzunumuzdan ikili oyun üzerinden sayı bulamamamız bunu engelliyor. Galatasaray kısalarının, özellikle sayı potansiyeli konusunda takımın önde gelen iki ismin ikili oyun üzerinden hücumumuzu çeşitlendiremediği gerçeğini göz önünde bulundurursak, Arroyo-Ender-Engin üçlüsünün bu noktada etkin olması zaruri. Dün özelinde olduğu gibi bu üçlü sahaya bir etkinlik koyamayınca takımın bu görüntüsü normalleşiyor.

Bütün unsurlarıyla berbat bir akşamı geride bıraktık. Takımın henüz ilk maçın ardından işlerini ciddi şekilde zora sokması oldukça üzüntü verici. Normal şartlar altında, takımların kendi hallerinde iken Kızılyıldız karşısında galibiyet gelmesi gerekir ancak ortaya koyduklarımız ile hepimiz negatif düşünceler içerisindeyiz maalesef. Takım tekrardan kendisine olan güven duygusunun güçlenmesini istiyorsa gidip Sırbistan'dan galibiyeti alıp geri dönmeli. Nitekim o maç takım adına kırılma noktası olabilir zira Eurocup'a havlu atabilme ihtimalimiz epey kuvvetli. Denilecek pek fazla şey yok, sözler azalıyor, artık icraat görmemiz lazım tekrardan.

Ergin Ataman'ın Galatasaray'ı bu değil, olmamalı.

galatasaray ergin ataman'ın olmamalı aslında direkt ya neyse koçumuzdur...
 
7 paragraflık bir yazıdan bunu mu çıkardın? Takımın başında olan antrenörün takımı bu olmamalı dedim, Ergin Ataman Galatasaray'ı satın aldı vs. bir yorumda mı bulundum?
 
Anlamadığım şey bu Ergin Ataman takıntısı ne zaman bitecek.
Her mağlubiyetten sonra Ergin Hoca'ya giydirelim. Böyle yaparsak emin olun takım süper olur.
Galip gelince Ergin hoca süper, mağlup olunca Oktay hoca mükemmel.
Bırakalım artık bu kıyaslamayı. En azından bu sene koçumuz Ergin Ataman.
Galatasaray arması taşıdğı için saygımızı gösterelim.
 
artık takımı desteklemiyorum lafı da moda oldu ha. siz takımı desteklemeyi bırakınca noluyor merak ediyorum. başarı taraftarı mısınız siz?sanki 10 senedir hep zirveye oynuyorduk, avrupada f4ler kovalıyordukta şimdi 2 mağlubiyet gelince asıp kesiyor herkes.

bu takımın çok büyük bir sorunu yok. bu kadar enseyi karartmayın. hücumdaki düzensizlik oturursa eurocupta gelir, lig de.
şu ölü halimizle kupanın en büyük favorisi olan kazana karşı kafa kafaya oynuyoruz. biraz da böyle bakın olaya felaket tellallığı yapmak yerine.

ha bu kötü gidiş devam ederse de başarı gelmez. napalım? her sene olduğu gibi canları sağ olsun der geçeriz. yapılması gerekenler yapılır önümüze bakarız bu kadar basit. sanki her sene şampiyon oluyorduk gibi triplerde herkes.

Oktay Mahmutiden de nefret ettirceksiniz. cidden yeter. gidin efesi destekleyin madem yazmayın buraya.
onlarda bizim 3 katımız bütçeye sahip olmalarına rağmen önüne gelene yeniliyorlar avrupada ama mazur görüverirsiniz artık. ne de olsa Oktay Mahmuti var başlarında.
 
Oktay Mahmutiden de nefret ettirceksiniz. cidden yeter. gidin efesi destekleyin madem yazmayın buraya.
onlarda bizim 3 katımız bütçeye sahip olmalarına rağmen önüne gelene yeniliyorlar avrupada ama mazur görüverirsiniz artık. ne de olsa Oktay Mahmuti var başlarında.

Nerede var Oktay Mahmuti > Ergin Ataman cümlesi ya da kim yazmış? Ergin Ataman her eleştirildiğinde şu yazıyı yazanlar da tükensin artık. İçeride çok önemli bir maçı kaybetmişsin tabi ki gelecek eleştiri, her eleştiri yapıldığında sizin gibi insanlar şu cümleyi kuruyor inanamıyorum.
 
Görkem ;

Ben sana başka bir link atayım ozaman Ergin Ataman'ın maçı çeviren molası - YouTube

Aradaki farkı bul.Tabi varsa. Bu linktede Ergin Atamanın maç çeviren molası diyor ne ilginç değil mi,

Artık sende ergin ataman saplantı olmuş o yüzden de düşüncelerinin sağlıklı bir yanı yok. Basketbol anlık tepkilerin bol olduğu bir spor ve koç da bunu yüksekler de yaşıyor. Fatih Terim yedek kulubesin de neler yapıyor herkes bilir oyuncularına nasıl tepkilerde bulunduğunu, Antrenörler oyuncuları kendine getirmek için bu tür tepkiler verir hatta vermeli de. Tanjeviç de keza oyuncularıyla bırak bağırışmayı tartakladığı bile olmuştur,Obradovice birşey söylemem gerek var mı? Bu seviyedeki oyucular lise sporcusu değil Hoca bağırdı diye küsüp ağlayıp tavır almazlar hatta tam aksinedir bunu sende çok iyi biliyorsun ama hazır bir yer bulmuşsun birde oradan deneyim şansını diyorsun yakın da Saç stilini beğenmiyorum saç stili düz olan bir adamın Galatasaray koçluğunu hazmedemiyorum gibi sözlerde duyarsam senden şaşırmayacağım

Okadar eminim ki bunu sevdiğin başka bir koç yapsa helal olsun adam kendini paralıyor oyuncuları kendine getirmek için der övünürsün. Eleştiri de tarafsızlık çok önemli. Bizdede koçluk yapmış başarılı bir antrenör el maçı sonrası rezildik Der sıkıntı yok ergin ataman ezildik Der direk afaroz
 
geçen seneyle kıyas yapan 57 tane kişi var sürekli. o insanlar bir kez olsun oktay mahmutinin yaptığı savovic ve nihad transferlerini eleştirdi mi? neden ve sonuçlarını irdeledi mi? geçen seneyi bu 2 seçim yüzünden kaybettiğimizi düşündü mü? tabiki hayır. çünkü hala geçen senede herkes. Her fırsatta Ergin atamanı eleştirmeye çalışanlarda bu kafada. içlerinde hala Oktay Mahmuti olduğu çok açık, bu yüzden samimi gelmiyor hiçbiri.
 
Genelleme yapınca herkes üstüne alınır doğal olarak, mesela Ergin Ataman'ı en çok savunan 2 kişi belki de Suhan abi ile Arca'dır, onlar da bu hücum yapısından çok rahatsız olduklarını belirten yazılar yazmışlar. Sizin dediğiniz şekilde de eleştirenler vardır belki ama bu maç başlığında sadece takımın oyun yapısını eleştirdikleri için direk Efes maçını izleyin iması yapanlara da sonra cevaplar geliyor ve büyüyor konu, aynı yerlere dönülüyor.
 
benim yaptığım genelleme tabiki arcayı suhan abiyi filan almıyor. insanların yazdıklarından art niyetli olup olmadığını anlayabiliyoruz, benim genellemem onlara. üstüne alınması gerekenler alınır. Ergin atamanın her hareketinden nem kapanlar. Dünkü maç için hala gordon yine çok kötüydü yazan var ya daha ne olsun. gülüyorum artık yani bu tepkilere, o derece.
 

Üst