Euroleague 20. Hafta | Fenerbahçe 85-80 Galatasaray Odeabank

Yenilmez Armada, Turkish Airlines Euroleague 20. Haftasında 26 Ocak Perşembe Saat 20.45'te Ülker Arena'da Fenerbahçe deplasmanına konuk olacak.Maç Bein Sports 3'ten canlı yayınlanacak.

TAKIM İSTATİSTİKLERİ ( Fenerbahçe - Galatasaray Odeabank )

Atılan Sayı: 77.8 – 79.8
Ribaund: 32.2 – 31.9
Asist: 18.0 – 19.5
Top çalma: 6.2 – 6.0
Blok: 3.2 – 3.8
İki sayı yüzdesi: %52.0 – %51.2
Üç sayı yüzdesi: %40.9 – %39.5
Serbest atış yüzdesi: %75.5 – %72.5
Verimlilik puanı: 88.6 – 89.2

İstatistik Liderleri (Fenerbahçe – Galatasaray Odeabank):
Sayı: Ekpe Udoh (12.2) – (11.5) Sinan Güler
Ribaund: Ekpe Udoh (7.5) – (5.5) Alex Tyus
Asist: Kostas Sloukas (4.8) – (5.7) Sinan Güler
Top Çalma: Jan Vesely (1.3) – (1.3) Sinan Güler
Blok Lideri: Ekpe Udoh (2.1) – (1.6) Alex Tyus
Verimlilik: Ekpe Udoh (20.1) – (13.8) Alex Tyus



 
Artık sahada neyımız var neyımız yok ortaya koyma vaktıdır bu macın genelınde sergıleyecegımız durus cok onemlı kabul fenerbahce kendı sahasında belkı euroleague'nin en iyi takımlarının basında gelıyor taraftarları da mac genelınde cırkeflıklerını esırgemeyecektır klasik ama artık tum bunlara ragmen sahada potansıyelımızı fazlasıyla gostermemız sart, kı ılerıye bır nebze umutla bakabılmek adına.
 
Bu maç bizim sahamızda olsaydı macabi maçının sonrasında yüksek ihtimal kazanabilirdik. Deplasmanda eğer karakter koyup, çirkefliklerden sinmezsek başa başa oynayabiliriz. Eski alışkanlığımıza dönüp sinersek maç bizim için çok zor geçer. İnşallah istim üstünde oynayıp ivmemizi decam ettirerek kazanabiliriz.
 
Ergin ataman'ın sevdiğim ve sevmediğim özellikleri var. Bir maçı kafasına hedef maç olarak koyarsa o maçı gidip alır, olmadı zorlarız ama hedef maç değilse son çeyrekte havlu sallarız. Bir sevmediğim özelliği daha var, o da çok fazla hedef maç belirlemez. Evimizdeki ilk maçta takım formsuzdu, birbirlerine alışıyorlardı vs. orası ayrı ama Ergin hoca maçın başında kazanacağımızı kafasına koymamıştı. Bu maçta son çeyrekten havlu atmadan karakter koyarsak, yenelim veya yenilelim taraftara da bir umut aşılar. Sonraki maçlara da taraftar gelir. Yani dünkü Maccabi maçından sonra baya kritik kazandı bu mücadele. Kazanırsak çok şey değişir tabi her anlamda.

Onlar da derbi ve kendi sahalarında oynayacak olmalarından dolayı ayrı bir motivasyonla oynayacaktır. Kaldı ki her maça kazanmak için oynayan ve kazanma alışkanlığı olan bir takımdan bahsediyoruz. İlk maçta oyuncuların birbirine alışmadığından bahsettik. Pleiss'e Kasım'dan önce Duşan vol2 diyorduk şimdi farklı profilde bir oyuncu kazandık, Dentmon, Russ gibi bireysel ağırlıklı oyuncular yerine Fitipaldo gibi takımı oynatan bir oyuncu aldık. Son galibiyetlerle bir hava oluştu takımda. Kesinlikle maça kafadan kaybederek başlamamak gerekiyor. Yoksa dünkü Maccabi'ye yaptığımız yarın başımıza gelebilir.
 
Bu bir derbi olmasaydı, yani sıradan bir Euroleague macı olasaydı ciddi kazanma ihtimalimiz vardı. F4 hedefi olan takımlar direk rakibine karşı oyanamıyorsa iç sahada konsantrasyon olarak daha düşük seviyede olabiliyor. Fener, Kazan'dan geliyor. Biz ise hem haftasonu hem de Salı günü İstanbul'daydık, yine yolculuk yapmayacağız. Daha diri olmamız lazım. Kötü sezona rağmen şu an nispeten moralliyiz. Udoh'un oynayıp oynamayacağı belli değil. Ama gel gelelim bu bir derbi ve hem Fbahçe takımı hem de tribün maça özel olarak hazırlanacaktır. Çıkmadık candan ümit kesilmez tabii, galibiyet beklentim yok ama karakter gösterelim artık.
 
Son düzenleme:
Bir üst yorumda Oğuzhan Bey'in söylediklerine harfiyen katılıyorum, Maccabi maçını tam üstüne momentum kurmalık bir oyunla kazandık ve rakip yerelde ezeli rakibimiz olmasaydı her ne kadar deplasmanda olsak da sürpriz bir galibiyet beklerdim ama bu iki takım gazozuna dahi oynasa atmosferi farklı oluyor. Kaybedeceğimizi düşünüyorum (Udoh olmazsa orada sayıca eksik olacaklarından biraz daha şansımız artar özellikle Pleiss'in son haftalardaki formu ve Vesely'nin çabuk faul almasını düşündüğümüzde) ama en azından Maccabi maçındaki doğru ve güzel basketbolu devam ettirip kaybedeceksek dahi saygı uyandırarak kaybetmek takımdan beklentimiz.
 
Udoh'u bizim maça sakat sakat çıkartırlar (eğer bunu düşünürlerse sezon sonuna kadar onu kaybedebilirler). Ama Udoh'u oynatmazlarsa bir ihtimal olabilir. Ayrıca Türk hakemlerde olmadığından daha cesaretli oynayabiliriz. Bu maçı kazanırsak o gazla seri galibiyetler gelebilir.
 
Bu maçta deplasman seyircisi olacak mı ?
Olursa sonuç ne olursa olsun maç sonu klasikleşen izmir marşını hep beraber söyleseler ne güzel olur.
 
Gerçekçi bakarsak +39 sonrası (ligde de +21 var) -25 olmayalım, son periyotta oyunun içinde kalalım ve sonraki maçlara (lig, EL) bir ivme taşıyacak görüntü olsun yeter derdim ama ilk deplasman galibiyeti karşıkıyıdan gelecek...
 
Melih Mahmutoğlu demiş ki bilindik kişilerin provakasyonuna gelmeyelim. Kastettiği kişi Gökseninse milli takımdan takım arkadaşı ve bir süre aynı takımda oynadığı bir oyuncu. Kendi rezil ve hiçbir işe yaramayan oyununu taraftara oynayarak telafi etmeye çalışıyor. Şu ana kadar oynadığı tek iyi maç yok, sırf Türk olduğu için kenarda havlu sallıyor. Bunu Göksenini savunmak için de yazmıyorum ama Melih gibi oyunculara prim verilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Maça gelirsek kazanma ihtimalimiz çok düşük, kalite olarak bizden epey yukarıdalar ve coaching anlamında da bizden çok üstünler. Umarım Aziz Yıldırım ve tayfasının maçın içine dahil olmadığı sakin bir maç olur. Son söylediğim nasıl olacak bilmiyorum adamlar hakeme itirazı bile provakasyon olarak görüyorlar.
 
Şimdi birşey derdim melih e neyse .Ya göksenin ya da ergin atamanı kastediyor senin ne haddine bunları konuşmak umarım bir cevap gelir bizimkilerden.
 
Melih Mahmutoğlu demiş ki bilindik kişilerin provakasyonuna gelmeyelim. Kastettiği kişi Gökseninse milli takımdan takım arkadaşı ve bir süre aynı takımda oynadığı bir oyuncu. Kendi rezil ve hiçbir işe yaramayan oyununu taraftara oynayarak telafi etmeye çalışıyor. Şu ana kadar oynadığı tek iyi maç yok, sırf Türk olduğu için kenarda havlu sallıyor. Bunu Göksenini savunmak için de yazmıyorum ama Melih gibi oyunculara prim verilmemesi gerektiğini düşünüyorum. Maça gelirsek kazanma ihtimalimiz çok düşük, kalite olarak bizden epey yukarıdalar ve coaching anlamında da bizden çok üstünler. Umarım Aziz Yıldırım ve tayfasının maçın içine dahil olmadığı sakin bir maç olur. Son söylediğim nasıl olacak bilmiyorum adamlar hakeme itirazı bile provakasyon olarak görüyorlar.

Bunları bu başlıkta konuşmamak lazım aslında. Melih, Göksenin vb oyuncular hakkında (gerek futbol gerek basketbol takımlarımızda) görüşlerimiz aynı. Hakeme itiraz konusunda da aslında aynı ama malesef kendimiz yaptığımızda normal, başkaları yaptığınad farklı görüyoruz.
Maç başlayıp gidişatı göremeden hiçbir zaman rahat olamadım Galatasaray maçlarından önce. Sonuçta her iki takımda birbirlerini her türlü şart altında yenebilmiş geçmişte. Bence %65 biz kazanırız, Maccabi maçı gibi şut atmak her maç mümkün olmaz ki Maccabinin kötü olmasınında etkisi vardı, Maccabi gününde bile olsa kazanan değişmezdi, Galatasaray oynamak istedi ve oynayıp kazandı ama bu akşam güç dengesi biraz daha bizden yana, eğer iki tarafta isterse güzel maç olur ama biz kazanırız.
 
Bunları bu başlıkta konuşmamak lazım aslında. Melih, Göksenin vb oyuncular hakkında (gerek futbol gerek basketbol takımlarımızda) görüşlerimiz aynı. Hakeme itiraz konusunda da aslında aynı ama malesef kendimiz yaptığımızda normal, başkaları yaptığınad farklı görüyoruz.
Maç başlayıp gidişatı göremeden hiçbir zaman rahat olamadım Galatasaray maçlarından önce. Sonuçta her iki takımda birbirlerini her türlü şart altında yenebilmiş geçmişte. Bence %65 biz kazanırız, Maccabi maçı gibi şut atmak her maç mümkün olmaz ki Maccabinin kötü olmasınında etkisi vardı, Maccabi gününde bile olsa kazanan değişmezdi, Galatasaray oynamak istedi ve oynayıp kazandı ama bu akşam güç dengesi biraz daha bizden yana, eğer iki tarafta isterse güzel maç olur ama biz kazanırız.
Benim bahsettiğim taraftarın rakip takım koçu hakeme itiraz ettiğinde tepki göstermesi değil, bu İpekçide de oluyor zaten. Benim değinmek istediğim nokta Aziz Yıldırımın koç her ayağa kalktığında sanki çok ilginç bir şey yapıyormuş gibi parmağını sallayıp Ergin Atamanı tehdit etmesi. Bunu dünyanın hiçbir yerinde bulamayız. Kazanma konusuna gelince başımızda Ergin Ataman olduğu sürece ben Fenerbahçe deplasmanlarına mutlak Fener kazanır gözüyle bakıyorum. Kadro kalitesi ve oynanan oyun da beni doğruluyor. Galatasarayın başında başkası olsa kazanma ihtimalimiz olurdu bence ama koç varken 3.periyottan öteye gitmiyor maç
 
Benimde sevmediğim, görmek istemediğim hareketler bu bahsettiklerin. Sebebini merak edip sormuyorumda, çünkü önemli değil.
 
Melih Mahmutoğlu denen şu şahıs basketbol parkesinde boş 3 sayı kullanmaktan başka hangi işi yapıyor veya hangi takım kurgusunda ne gibi rol üstleniyor açıkçası merak ediyorum . Provakasyon ve itiraz dışında ne yapıyor . Spor ahlakına aykırı ne varsa yapan bu adam Fb 'nin kaptanı konumunda . Bu bile Fb ' nin nasıl bir takım olduğunu gösteriyor . Hakemiyle , yöneticisiyle , furbolcusuyla basketbolcusuyla her şekilde zarar ziyan bir takım . Ergin Ataman bu sene evet çok kötü kararlara çok kötü demeçlere , çok kötü planlamalara imza attı ve sezonu mahvetti hepimiz biliyoruz ama asıl sorun şu . Sahada taraftar dışında hiçbir desteği alamadı bu adam , tribünden Aziz denen köpek el kol yapıp Mahmut denen iskele babası bazı küfürlerde bulunurken bu adama sahip çıkan olmadı . Sonuç olarak mücadele edip kaybedeceğimiz veya düşük bir ihtimal ( umarım ) kazanacağımız bir maç olsun . Sonraki maçları düşünerek bunların eline koz vermeyelim , herkese sevgiler selamlar .
'
 
Cska deplasmanında bile umutu olan ben bu maç için kaybetmeyi kabullenmişken,bu maçtan umutlu olan epey taraftarımız var gibi umarım kazanırız.
 
Melih doğrusunu yapıyor. Taraftarımız provakasyona gelmesin demesindeki amaç taraftarını gaza getirmekten ziyade Göksenin'i ateşlemek. İşini bilen, hafif sinsiye kaçan ve az buçuk oyun yeteneği olan çalışanlar bu hengameden faydalanıyor ama sırf forma-arma diye oynayıp oyunu da baskıdan kolayca etkilenen oyuncular takıma zarar vermeye çok müsait oluyorlar. Bu anlamda Göksenin vb. adamların oyununu belli bir seviyeye çıkarmadan takımı bu kadar maç dışına çekmeye hakkı yok. Ha, zamanın sinsi Ömer Onan'ı gibi oyununu oynar, takımına maçı getirir, akıllı savunmasını yapar, sonra sırf provakasyon olsun diye maçtan sonra koşarak soyunma odasına gider. Benchte çıkartıp rakip taraftara bacağını göstermek ya da %50 üçlük yüzdesiyle oynar gibi bir isabetli şuttan sonra Ginobili triplerine girmek anca bizim takımın sinirlerini bozuyor. Yıl olmuş 2017 hala ''ooo gerizekalı'' tezahuratından etkilenip rakiple tartaklaşan profesyonellerimiz var. Artık klasik haline gelen deplasman fobimizin en büyük nedenlerinden biri de bu. Kağıt üzerinde oyuncusundan benchine tecrübeli ama uygulamada ikisinde de çok amatör ekibiz. Bugün çıkıp top oynamamızı bekliyorum. Tabii ki agresiflik koyulacak ama rakip iterse biz onu göstermeye çalışmalıyız, vurursa oyundan attırmalıyız, sahaya yabancı madde atılırsa küçük kahramanlıklardan kaçınıp benchte toplanmalıyız. Galatasaray takımı bu seneye hiç etti, geçti gitti artık yapacak bir şey yok ama bu takımın artık baskılı deplasman oynamaya öğrenmesi gerek. Bilhassa son 2-3 Ataşehir deplasmanımız hatırlanmak bile istenmeyecek seviyedeydi. Çıkıp topumuzu oynayalım, sahadaki kavgalarımızla değil, oyunumuz, mücadelemizle tansiyonu harlayalım. Gerisi çok önemli değil. Bir ara sürekli 1-2 sayıyla yenilip ''ha yendik, ha yeneceğiz'' diyorduk, son birkaç deplasmandan sonra maçı son 2-3 dakika içine taşımak bile bizim için çok ütopik görünür oldu. Bu anlamda saat 10.15'ten önce şu maçı yayınlayan kanalı kapatmamış olmak bile benim için kafidir. Takımdan artık akıllı oynanmış, mücadele edilmiş ve sonucunda hep birlikte sevinilip/üzülünmüş bir maç bekliyorum. Umarım yine yüzümüzü kara çıkarmazlar.
 

Üst