Savunmanın kötü hatta rezalet olduğunda herkes hemfikir, aynı zamanda da hücumumuzun iyi olduğu yönünde genel bir kanı var. Maç başı attığımız sayıya bakarak bu yargının oluşması doğal, ancak ben hücumun da çok etkili olduğunu düşünmüyorum.
Sebebi de şu; maça genelde iyi başlıyoruz. Diri bir Sinan Daye ile pick&pop Tyus ile P&R oynayıp topu içeri verebiliyor, kendi potaya gidebiliyor veya köşelerden çok boş olmasa da şutlar buluyoruz. Ancak 7-8 dakika sonra ya da ikinci çeyrek, rakipler belli önlemler alıp biz de rotasyona gidince+ sinan yorulunca ya da kenara gelince tamamen dışarıdan el üstü zorlama şutlar atan bir takıma dönüşüyoruz ve 3-5 dakika bu böyle gidiyor. Bunun en basit örneği bu maçta 2. çeyrek Dentmon yanlış hatırlamıyorsam 3 hücum üst üste tepeden üçlük denedi. Bu dönemde hücum çeşitliliği zaten az, o şutlar da girmeyince tıkanıp kalıyoruz. Bunun savunmaya faturası da daha kolay yenilen basketler, hücum ribaundları, gereksiz fauller veya hızlı hücum sayıları olarak kesiliyor. Kısa sürede yenilen seriler, hocanın müdahale etmemesi derken maçlar elimizden kayıp gidiyor.
Ben artık topun içeriden dışarı verildiği, en az 2-3 oyuncunun topa değdiği, organıze hücumlar görmek istiyorum. Schilb'in el üstü şutlarına tahammülüm kalmadı. Attığımız sayının yüksek olmasında rakiplerin de farkı açtıktan sonra savunmaya çok takılmamasının payı olduğunu düşünüyorum. Kızılyıldız olsun Cska olsun Fener olsun, maçların kritik dönemlerinde 3-5 dakika bizi çok güzel kitlediler ve hiçbir şekilde çözüm üretemedik.
Sebebi de şu; maça genelde iyi başlıyoruz. Diri bir Sinan Daye ile pick&pop Tyus ile P&R oynayıp topu içeri verebiliyor, kendi potaya gidebiliyor veya köşelerden çok boş olmasa da şutlar buluyoruz. Ancak 7-8 dakika sonra ya da ikinci çeyrek, rakipler belli önlemler alıp biz de rotasyona gidince+ sinan yorulunca ya da kenara gelince tamamen dışarıdan el üstü zorlama şutlar atan bir takıma dönüşüyoruz ve 3-5 dakika bu böyle gidiyor. Bunun en basit örneği bu maçta 2. çeyrek Dentmon yanlış hatırlamıyorsam 3 hücum üst üste tepeden üçlük denedi. Bu dönemde hücum çeşitliliği zaten az, o şutlar da girmeyince tıkanıp kalıyoruz. Bunun savunmaya faturası da daha kolay yenilen basketler, hücum ribaundları, gereksiz fauller veya hızlı hücum sayıları olarak kesiliyor. Kısa sürede yenilen seriler, hocanın müdahale etmemesi derken maçlar elimizden kayıp gidiyor.
Ben artık topun içeriden dışarı verildiği, en az 2-3 oyuncunun topa değdiği, organıze hücumlar görmek istiyorum. Schilb'in el üstü şutlarına tahammülüm kalmadı. Attığımız sayının yüksek olmasında rakiplerin de farkı açtıktan sonra savunmaya çok takılmamasının payı olduğunu düşünüyorum. Kızılyıldız olsun Cska olsun Fener olsun, maçların kritik dönemlerinde 3-5 dakika bizi çok güzel kitlediler ve hiçbir şekilde çözüm üretemedik.