İmparator içinde milli takım içinde hayırlı olsun. Herkes Terim ve yerine gelecek olası hoca hakkında analizler yapmışlar benim deyineceğim olay ise başka..
Fatih Terim'in kariyeri başarılarla dolu ancak bu başarı yanında ki teknik kadro için söylenemez, senelerdir izleriz hocayı ama yedek kulübesindeki hangi antranör'ü kendisini ispatlamıştır? "Hep benim dediğim olsun, benden başka kişi olmasın" mantığı ile buralara geldi sayın hoca. Bizdeyken bile altına adam yetiştirmedi, hep kaprisleriyle oynadı oyunlarını.. Altında ki adamlara bakın; Oğuz Çetin, Eser Özaltındere ve göbek bağı birlikte kesilmiş Müfit Erkasap.
Terim dışında hangi birisinin sesi çıkıyor maçlarda, hangi birisini taktik verirken gördük kulübede? Cevap; hiçbirini!
İşte bizim hocanın sorunu bu, sen dört sene boyunca Galatasaray gibi bir takımda çalıştın ve o dört sene boyunca ne yaptın be hoca'm? Ondan sonra gittin İtalya'lara yine döndün o eşsiz takım Galatasaray'a sonra geçtin milli takımın başına. Baktık Terim'de değişen bir şey var mı diye? Sonuç yine hüsran! Hoca'm iyisin, hoşsun ama kaprislisin be, yani ne olurdu sanki adam yetiştirsen, ne olurdu Piontek modelini uygulasan? He hoca'm, bir yerin mi eksilirdi? Bence çok şeyler kazanırdın Fatih Hoca'm! Türkiye'de ki hocaların mentalitesi malesef bu. Bir bakın Rijkaard'a, adam oturuyor Neskens ve Puyol gibi yardımcıları taktik veriyor. Şimdi bu Rijkaard dünyaca ünlü teknik direktör değil mi? Seni İmparator Fatih Terim yapan kimdir, nedir bilmiyor musun?
Aynı şey Mustafa Denizli içinde geçerli. Bugün hanginiz Mustafa Hoca'nın yardımcılarını tanıyor, bugün hanginiz Mustafa Hoca'yı otururken yardımcılarının taktik/teknik konularda ayakta durduğunu gördünüz? Cevap, hiçbiriniz! Mustafa Hoca'da almış altına Tayfur Havutçu'yu oturtmuş kulübeye.. E ne anladım ben bu işten, bu adamlar patates çuvalı gibi oturuyor zaten, hiç bir şey yaptıkları yok! ( Teşbihte hata olmaz )
Mustafa Hoca'yı geçelim diyelim ama geçemeyiz ki. Bu iki hoca'da ülkenin en tanınmış, en başarılı ve en iyi hocaları olarak gözüküyor.. Ama dünyaca ünlü bir hoca olmak bunlarla ölçülmez, Piontek ve Kalli nasıl dünyaca tanınan TD olmuşlar hepimiz biliyoruz. Bizim bağrımıza bastığımız ve içimizden çıkardığımız bu hoca'ların da nasıl yetiştiğini biliyoruz. Sizce hangisi doğru?
Nedir bu kapris, nedir bu "hep benci" yaklaşım? Ermenistan maçından sonra görevi bıraktın diyelim, kim gelecek takımın başına? Eğer yetişseydi sağlam ve demir gibi biri hemen geçecekti başa ve şimdi hiç bu muhabbetlere girmeyecektik ama malesef bizde iş başka yürüyor.. Türk hoca'ların vizyonu, misyonu ve mantalitesi bu olmamalı, yukarıda verdiğim Rijkaard modeli olmalı. Ben gittikten sonra yerime yetiştirdiğim sağlam biri gelsin ki ülke o'nunla gurur duysun, yok hoca'm yok. Bunların hiçbiri ne sende ne Mustafa Denizli'de ne de şu piyasa gördüğümüz hocalarda var.
Dünya'da ve Avrupa'da olay bambaşka, bizde ise nasıl yürüdüğünü anlatmama bile gerek yok ama şu utanç tabloları bile bize yeter.. Şimdi Fatih Hoca'nın yerine kim gelecek diye düşünmeye başladık.
Merak etmeyelim yine bulurlar birini, Bülent Uygun mu yoksa Ertuğrul Sağlam mı gelir Allah bilir ama madem yukarıda yazdığım bütün bu olması gerekenleri yapamadık/yapmadık o hâlde kariyerli biri gelmeli milli takımın başına. Kariyer dedimse öyle eften püften kariyer değil, Daum gibi bir adamın kariyerine bakıp getirirsen yine hüsran yaşarız ülke olarak haberiniz ola.