Fenerbahçe maçlarının galatasaraylılar için yeri farklıdır.Bu maçların heyecanı hiç birşeye benzemez.Belki ilk çocuğunuzun doğduğu an veya oss'ye girdiğiniz gün... Ancak böyle istisnalar vardır bu maçlarla karşılaştıralacak.Takım kaybederken iki tip gs'li oluşur:Birincisi küçük bir çocuk gibi olanlar.Küsersin takımına,artık tutmuyorum dersin,bana ne dersin,çok umurumda sanki dersin ama üzüntün geçmez.İkinci tip arkadaşlarımız ise hep takımın arkasında olurlar.Kaybederken kusuru hep başkalarında ararsın,takımına toz kondurtamazsın.Desteğin devam eder.Birşey yapamamak koyar sana.Takımın orada yenilirken sen sadece izlersin,bu tedavisi olmayan bir hastalık gibidir;acı son kaçınılmazdır.Maçtan sonraki gün kafan yerde olur.Kusur işlemiş bir çocuk gibi konuşmak istemez arkadaşlarından kaçarsın.Bir dahaki sefere dersin.
Ya tersi?Galip gelirsen dünyalar senin olur.Bir anda özgüvenin artar.Gururla dolaşırsın ertesi sabah.Zaferini anlatırsın arkadaşlarına.Ama bilirsin önünde gerçek bir hayat vardır:küstürdüğün sevgilin,kaldığın bir ders,fırça yediğin patronun...Bir anda mutluluk dağılır,karamsar düşünceler tekrar çıkar ortaya.Ama takmazsın kafana.Çünkü bilirsin nasıl olsa yakınlarda bir fener maçı vardır.