TUNÇ ÖZGÖRENER: 'KARTAL, ASLAN'I ASTI'
Kar tatili bitti lige geri döndük; hayır, Fenerbahçe'nin Çaykur Rizespor'la berabere kalmasından sözetmeyeceğim, potada ''Derbi Kralı'' Kara Kartal'ın Aslan'ı alaşağı edişini yazacağım...
Ahmet Cömert'te Galatasaray taraftarıyla dolu tribünler, boğucu bir atmosfer... Sinirler doğal olarak gergin... Aslında, 77-62'lik maçın özeti: Beşiktaş başladı ve bitirdi, olabilir. Galatasaray, kazanmak için ne bir hamle yapabildi, ne de gerçek anlamda direnebildi. Eğer, Beşiktaş daha yüzdeli soksa fark daha fazla olurdu.
Kartal, klasik deyimle dersine iyi çalışmış, karşısındakinin zafiyetlerini gayet iyi tespit etmiş, iyi motive olmuş; böylece sahada ufak bir kaç itişme dışında olay olmasa da, sinir harbi olarak geçen 4 periyottan galip çıkmayı başardılar.
Galatasaray, özellikle 3. periyot başında rakibinin sinirini bozmaya, sindirmeye çalıştı ama bu ters tepti. Kendi sinirine hakim olamayan Cim Bom, farkı eriteceğine 8'den 16'ya çıkmasına neden oldu.
İlk devre 2 takım da hücumda kötüydü... Beşiktaş, baskın basanındır diyerek arayı baştan açıp 10 sayı farkları bulduktan sonra, 2. periyot bitiminde Aslan, hafiften arayı kapattı. Burada Siyah Beyazlılar'ın Sarı Kırmızılılar'ın ''Sayı Kralı'' Malik Dixon'ı tamamen izole ettiğini söylemek gerek. Coach Murat Didin, maça Kerem Tunçeri, Barış Özcan ikilisiyle başladı. Barış hem savunmada Dixon'ı keserken hem de hücumda takımın elini güçlendirdi ama attığı 7'de 1 üçlük bir fazlaydı...
''Küçük maçların büyük oyuncusu'' Dixon, ilk devre 7 boş top kullanıp sıfır çekip, 2. devrede 19 attı ama yaptığı kritik hatalarla da takımı yaktı. Zaten savunmada iyi bir seyirci olmaktan öteye geçemedi. Desaan Hadley, ondan bin beterdi; Whisby ise Kimani Ffriend ile itişmekten başka bir şey yapmadı. Yine bir tek Şemsettin Baş, elinden geldiğince savaştı ama o da tek başına birşey yapamadı.
Coach Halil Üner, çaresizlik içinde sürekli adam değiştirip durdu. Dixon & Desaan ikilisi potalar altı turistik gezide gibi oynayınca bir ara Mehmet Baras'ı bile soktu. O da, 4 dakikada gereksiz yere 2 boş üçlük attı, yine de hani ''Oyuna girdim yaa, aman Allah'ım'' diyerek en azından savunma yapmaya çalıştı. [size=18]İki sezon önce ''Büyük yetenek, çok iyi olacak'' dediğimiz İsmet Hacıoğlu ise, kavruk kaldı, yer doldurmak için girdiğinde bile pasif ötesi kalıyor çocukcağız[/size]
Beşiktaş'ta ise herkes birşeyler yaptı, oyunun bir köşesinden tuttu. Fakat asıl kahraman, Kerem Tunçeri'ydi. Maç boyu sıkı savunma yapan Kartal, hücumda da Kerem Tunçeri'nin organizatörlüğünde sonuca gitti.
Siyah Beyazlılar 11/26 üçlük, Sarı Kırmızılılar 11/33 üçlük soktu; pota dibinden ise durum 14/22, 9/27... Orta mesafede 2/7, 0/7... Ribauntlarda 38-32 ama hücum ribauntlarında Galatasaray 14-10 önde... Top kayıplarında ise Beşiktaş 18, Galatasaray 14...
Sonuçta Beşiktaş, bu sezon üçüncü derbisini de kazanırken; Galatasaray 3'de 0 yaptı.
Kapanışta, taraftardan bahsedelim; Ahmet Cömert'in %90'ı doluydu. Galatasaray taraftarı baştan sona kadar takımı non-stop destekledi, atılan 2 pet şişeyisaymazsak bir olay çıkmadı. Maç sonunda takımını alkışladı; tabii bu arada Çaykur Rize Kadıköy'de gol atınca basket maçı unutuldu o ayrı mesele...
''3 Büyükler''in kendi aralarında aldıkları ''Rakip takım taraftarı giremez kardeşim'' kararı ise bence, tamamen abesle iştigal... Sanırım, Spor Sergi günlerini unuttular...
Gecenin tek çirkin yanı vardı, o da Kerem Tunçeri'ye edilen küfürlerdi. Açıkcası, çok ama çok ayıp ettiler!..