TUNÇ ÖZGÖRENER: 'NE ASLAN, NE DE KANARYA'
ç
Potalar altındaki haftaiçi mesaisinde önce Galatasaray, Ülker'e direnemeyip sahneden boynu bükük ayrıldı; ardından da Fenerbahçe, çalışıp çabalasa da Efes Pilsen'i yıkamadı... Yani Müesseseler, Kulüpler'i 2-0 yendi... Hisseli Harikalar Kumpanyası tadındaki gecenin özeti elbette bu kadar değil. Dolayısıyla ilk maçtan başlayıp devam edelim...
‘’Paraları zaten alamıyoruz, bitse de gitsek’’ havasındaki Aslan, Turuncular'a fazla direniş gösteremedi. Üzerindeki ölü toprağıyla sahaya çıkan Sarı Kırmızılılar, ilk periyotta ve biraz da sonrasında ayakta kalmaya çalıştı. Maçın ilk kırılma anında ise mücadeleyi bırakıp maçtan kopup gitti. Sonra ara ki bulasın!
Oyunun başında Oğuz Savaş’la içeriden ezen Turuncular, Cim Bom Whisby yerine Fatih Solak’ı alınca kısa bir tıkanıklık yaşadı. Burak’ın 2 üçlüğü, Şemsettin Baş’ın kendini harap edercesine gayreti ve Fatih’in dengeleri bozmasıyla ilk periyot sonuna kadar ‘’Sanal’’ bir çekişme oldu. Oğuz’un yerine önce Mirsad, sonra da ‘’Gülyabani’’ gibi Gulyas’ın devreye girmesiyle içeriyi rahatlattı ama Ülker’i asıl ileriye fırlatan İbrahim Kutluay oldu. Aslında, o na kadar fazla da iyi hücum edemeyen Turuncular’da 2. periyotta işi ele alan İbo, 3/4 üçlük, 3/3 ikilik, 1/1 faulle 16 sayı atıp kısa zamanda çok iş yaptı.
Zone karşı durup hücum edemeyen, ilk darbede yere yıkılan Aslan, yerden kalkacak mecali bulamadı. Zoru görünce teslim oluyorum diyen, basketlerini olay bittikten sonra atan, İtalya’ya kaçsam diye gün sayan Malik Dixon’ın eline bakan Cim Bom’da savaşan tek bir adam vardı, Şemsettin Baş... O da, Haislip ile itişip kakışıp oyundan atılınca film tamamen koptu. Ülker, pek de sıkı olmayan bir antrenman maçı havasında oynayıp geceyi bitirdi.
Şimdi geçelim, gecenin olaylı bölümüne... İlk devrede Efes'in 50-41 kazandığı inanılmaz sıkıcı maçın rövanşının yine taktik ve psikolojik savaş olarak geçeceği aşikârdı. Fakat, sahneye çıkan hakem üçlüsü, ne yapıp etti ve başrolü kapı verdi... Başhakem Halil Baldemir, 2 yardımcısı Serdar Ünal ve Fatih Uslu'nun yetersizliğini kapatamadı. Şimdi, kasıt aramıyorum ama bu seviyede bir maçiçin yetersiz kaldılar. Ortamı gerdiler. İş çığrından çıktı.
Maça fırtına gibi giren Kanarya, ilk 5 dakika öyle bir oynadı ki, Efes Pilsen gözünü dahi açamadı. Savunmada Prkacin'in dipten kurduğu oyunları sert ikili sıkıştırmalar ve pas aralarıyla kesen Fenerbahçe, hızlı hücumlarla 12-2 yaptı bir anda. Maçın böyle gitmeyeceği aşikârdı... Efes Pilsen 27'sinin 19'unu atan Domercant ve 11 sayısının hepsini ilk devrede atan Ender Arslan'ın oyunları Kaya Peker ve Prkacin'in az buçuk görünmesiyle 2. periyotta olayın hakimi oldu.
Kanarya'nın savunma direncinin kırılması, hücumda tıkanmaya başlamasıyla öne geçen Lacivertler, ilkdevreyi 10 sayı önde kapattı. Bundan sonra ise asıl şenlik başladı. Hakem üçlüsü, polis koruması olmadan sahadan çıkmayız dedi, beklemeye başladı, Fenerbahçe'nin yöneticisi ve eski bir Coach olan Mahmut Uslu, sahaya inip tepki gösterdi. ''Böyle maç yönetilmez ayıptır, çekeriz takımı sahadan'' diye feveran etti, yatıştırıldı...
3. periyot başında Efes Pilsen, 10 sayıya 7 daha eklediğinde, ''Hah'' dedik olay bitiyor... Fenerbahçe, son 10 dakikanın girişinde farkı 8'e kadar indirdiğinde bile kontrol Efes'in elindeydi, maçı idare edip bitirecek havası vardı. Ne olduysa Kambala'ya çalınan acaip teknik faulden sonra oldu. Bitime 4 buçuk kala Kanarya, inanılmaz bir hırsla saldırmaya başladı.
Popovic sakatlanıp auta çıktıktan sonra guard sorunu tamamen su üstüne çıkan Efes Pilsen'de Ender Arslan, arada kontrolden tamamen çıktığı; Barış Ermiş de kenarda oturmaktan genç yaşta pas tuttuğu ve kapasitesi de fazla olmadığı için, iş Domercant'ın sokak basketbolundan örnekler göstermeye çalışmasına kadar vardı. Derken Ender de yapılan taktik faullerde 4'de 0 yapınca bir anda bitime 15 saniye kala durum 78-76 oldu!
Maç nereden nereye geldi dedir ya öyle... Komaya giren Lacivertler, maçı veriyorlardı ki, 13.6 saniye kala hücuma geçen Fenerbahçe telaşa düştü ve Cory Violette üçlüğü gönderdi, girse kahraman ama girmedi, hemen Mustafa Abi'ye taktik faul, o da 2'de 0 çekince bir acele top atma şansı daha kaldı ama onu da Stevenson ileri koşan Mrsic'e atmak yerine kendisi driplingle gidip savurmayı seçince harcanıp gitti.
Fenerbahçe'nin yenilgisinde ortamın büyük payı vardı. Bu seviyede 2 sayıyla biten maçta tek bir düdük bile can yakar... Fakat, Sarı Lacivertliler'de başka sorunlar da var. Mrsic, artık her maç takımı kurtaramıyor. Kurtardığı olmuyor mu? Oluyor ama her maç olmaz. Violette, power-forvet mi, yoksa kısa forvet mi? İçeriye girip zorlayacağına dışarıya kaçıyor, 5'de 1 üçlük... Hakan Demirel, tamam savunmada çok iyi, topu da iyi taşıyor karşı tarafa ama hücumda Mrsic'in yükünü alamıyor. Diğer elemanlar da fazla istikrarlı değil...
Sonuçta, ''Galip sayılır bu yolda mağlup'' denilebilir fakat Fenerbahçe'nin elini daha güçlendirmesi gerekiyor. Çünkü, son 2 sezondur Beşiktaş ve Fenerbahçe için sürekli dediğim gibi: Tek bir şampiyonluk kupası veriliyor; ''Renk kattınız çok teşekkür ederiz'' diye bir kupa yok!..
kaynak:
www.basketbolseverler.com
Anlaşılan şube baya çalkantılı.