Biraz da basketbol ve saha içini konuşalım.
Öncelikle serinin kendi sahamızda olan ilk iki maçını kazanırsak sampiyonluğu kutlamak tekrar İpekçi' ye kalmaz diye düşünüyorum. Böyle bir durumda kendi sahasında çok büyük baskı altında kalacaktır Fenerbahçe.
Bu sezon 4 maç kaybettik onlara. Sırasıyla Cumhurbaşkanlığı (75-58), Ligin ilk maçı Caferağa (74-68) ve Avrupa Liginde iki maç (77-58 ve 73-51). İlk dört maçı kaybettikten sonra son iki maçı ligde (76-66) ve kupada (63-60) kazandık. İlk maçları kaybetmek tabiki hepimizde bir hayalkırıklığı yaratsa da umudumuzu hiç kaybetmedik bu takıma. Çünkü hocamızın da dediği gibi takım iyi karakterli oyunculardan kurulmuştu ve mutlaka başarı gelecekti.
Peki takımın bir anda bu kadar değişip Fenerbahçe karşısında iyi maçlar çıkarıp galibiyet almasının sebebi neydi?Eksikleri gidermek, yapılan hataları tespit edip ders çıkarmak, sabretmek ve daha çok çalışıp takım havasını yaratmak gerekiyordu. Nitekim aynen öyle oldu. Takım olmak için herkes kendinden daha fazla birşeyler vermeye başladı, yapılan hatalardan ders çıkarıldı, Tamika takıma dahil edilip önemli bir eksik giderildi. Takımda öyle bir arkadaşlık ortamı oluştu ki herkes birbirine inanılmaz destek oluyordu. Örneğin Işıl, onun yerine giren Doneka iyi oynadıkça kenardan en çok destekleyen oyuncu oluyordu. Aynı şekilde Doneka' da Işıl oyundayken aynısını yapıyordu. Takımdaki hiçbir oyuncu bencillik yapmadan tamamen takımın başarısına odaklanmıştı. Yabancı olmalarına rağmen Seimone, Sylvia içimizden biri gibi Galatasaraylı olup takımın neşe kaynağı durumuna gelmişlerdi. Buna karşın karşı tarafta yaşanan bir Angel örneği var en basitinden. Tabi takımın bu duruma gelmesi oyuncular kadar teknik ekibinde bir başarısıydı.
Özellikle Tamika'nın takıma katılması birçok oyuncumuza oldukça rahatlattı parke üstünde. Örneğin; Sylvia' ya çok fazla ikili sıkıştırma getirememeye başladılar, Seimone daha rahat şut imkanı buluyor, Işıl oyun kurmada daha istikrarlı ve seçimlerini daha iyi yapıyor hale geldi. Işıla bir parantez açmak lazım, sakatlıktan sonra hepimizin beklediği eski Işıl ve belkide daha iyisi artık sahada oluyordu. Üstelik geçirdiği acı günler onu öyle bir olgunlaştırdı ki sadece oyuncu olarak değil kaptan olarakta takımı ayağa kaldıran, en kötü günde herkese destek olup bu takım olgusunun yaratılmasına önemli katkısı olan biri haline geldi.
Uzun seneler özlemin çektiğimiz Şampiyonluk için bu güzel takımın şimdi önünde son bir engel kaldı. Fenerbahçe senelerdir yaptığı yatırımın karşılığını doğal olarak hakederek alarak lige ambargo koymuştu. Ama artık bu sene en çok hakedenin biz olduğumuza inanıyorum ve hakettiğimizi de alacağız inşallah.
Diana-Hacettepe-Doping olaylarına ağlamalarına ise karnım kesinlikle tok. Ligin ilk maçında Caferağa'da Tamika olmamasına rağmen maçı uzun süre önde götürüp son anlarda yaptığımız basit hatalar ve yorgunluktan dolayı elimizden kaçırdık onları. Bildiğimiz gibi 5 yabancısından Angel ve Matovic haricinde diğer oyuncuları rotasyona giriyor. Nevriye uzun süredir sakat, yüksek ihtimal bizim maçlarda oynayacaktır ama bu kadar idmansız kalıp ne derece faydalı olur göreceğiz. Matovicle beraber Sylvia'yı ne derece durdurabildiklerini gördük, kafaları hep yukarıda Sylvia' nın sortilerini izlediler genelde. Kısalardan kesipte Tammy'i oynatacaklarını da sanmıyorum zira kısa pozisyonunda ciddi sıkıntı çekiyorlar o zaman. Her hücumda topun mutlaka Sylvia'nın eline değmesi gerekiyor. Benim en büyük korkum hakemlerin de yardımıyla Sylvia'nın faul problemine girmesi, saçma sapan faul veriyorlar kıza. Üstelik hücum ederken ona yapılan temasların neredeyse hepsi faulken çalınmıyor. Başka türlü durdurmalarına imkan yok çünkü, Şamil'in de dediği gibi kendisi "haksız rekabet".
Angel Fener'i son maçlarda sürükleyen oyuncu. Ama onun da Tamika'dan ne kadar çekindiğini görüyoruz. Muhtemelen bizim maçların da en skorer oynucusu olur ama bu Fenere ne kadar yarar göreceğiz. Tamika için söyleyecek birşey yok zaten. İhtiyaç olursa 1 yada 5 oynuyor ve hiç farketmiyor onun için.
Birsel Işıl eşleşmesinde sezon başından bugüne çok büyük değişiklik var. Sezon başında Birsel'in lehine olan ibre bugünlerde bana göre Işıl'a doğru kaymış durumda. Işıl gerçekten çok güçlendi, kafasındaki korkulardan tamamen kurtuldu, penetre ediyor, şutları güvenerek gönderiyor ve daha çok ribaunt kovalıyor artık. Bu eşleşme serinin sonucunu belirleyecek en önemli eşleşmelerden biri olacak. Kendisine en son sorduğumda Birsel' den eksiğin olduğuna inanıyormusun diye, "hayır yok", peki artın olarak hangi yönlerin olabilir dediğimde "12.000" diye cevap verdi
Seimone Fener maçlarını hep sevmiştir zaten. Ligin ilk maçında Fenerli taraftarların Diana için " senmisin dünyanın en iyi oyuncusu, bak şuna da oyuncu gör" dediklerini çok iyi biliyoruz maç sırasında. Sezon başında o da çok eleştirildi ama kolay değil Işılla aynı sakatlıktan çıkıp geldi. Özellikle saha içinde birşeye sinir olup kafasını taktığında korksun karşı takım
Bahar son zamanlarda faul problemi yaşıyor. Nevriye karşısında savunmada fizik olarak dezavantajlı olsa da hücumda acısını çıkarıyor. Ellerini indirmeden biraz daha dikkatli ve güçlü durmalı savunmada. Ayrıca biraz daha fazla üçlük denemeli bazı pozisyonlarda çok boş kalıyor ve kullanmıyor.
Gülşah, Doneka, Melisa, Tuğba, Nihan oyuna girdiklerinde mutlaka en iyisini yapmak zorundalar. Şampiyon olacağız ve herkesin katkısına ihtiyacımız var. Özellike takımımızda siyahi oyuncuların fazla oluşu Fenerbahçe' ye karşı ciddi bir güç ve atletiklik farkı yaratıyor. Kesinlikle takım olarak onlardan daha iyi mücadele ediyoruz.
Ve son olarak taraftar. Muhtemelen Türkiye'de yine bir ilke imza atacağız bayan basketbol maçında. Fenerli kızların yerinde olmak istemezdim, o salonda gerçekten işleri çok zor olacak. Erkekler kısmen de olsa seyirci baskısını tolere edebilir ama 12 bin kişi önünde oynamak rakip bayanlar için hiç kolay olmayacak. Bize düşen en büyük görev küfür etmeden ve sahaya birşey atmadan hakettiğimizi almaktır. Hem sahada hem tribünde ders vermeliyiz. Ayrıca unutmayalım ki artık yeni yasa gereği çok ciddi cezalar alabiliriz. Lütfen kendimize olduğu kadar çevremizdekilere de sahip çıkalım.
Son olarak, ne demiştik? sahada 12, tribünde 12.000 = 12. Şampiyonluk
Öncelikle serinin kendi sahamızda olan ilk iki maçını kazanırsak sampiyonluğu kutlamak tekrar İpekçi' ye kalmaz diye düşünüyorum. Böyle bir durumda kendi sahasında çok büyük baskı altında kalacaktır Fenerbahçe.
Bu sezon 4 maç kaybettik onlara. Sırasıyla Cumhurbaşkanlığı (75-58), Ligin ilk maçı Caferağa (74-68) ve Avrupa Liginde iki maç (77-58 ve 73-51). İlk dört maçı kaybettikten sonra son iki maçı ligde (76-66) ve kupada (63-60) kazandık. İlk maçları kaybetmek tabiki hepimizde bir hayalkırıklığı yaratsa da umudumuzu hiç kaybetmedik bu takıma. Çünkü hocamızın da dediği gibi takım iyi karakterli oyunculardan kurulmuştu ve mutlaka başarı gelecekti.
Peki takımın bir anda bu kadar değişip Fenerbahçe karşısında iyi maçlar çıkarıp galibiyet almasının sebebi neydi?Eksikleri gidermek, yapılan hataları tespit edip ders çıkarmak, sabretmek ve daha çok çalışıp takım havasını yaratmak gerekiyordu. Nitekim aynen öyle oldu. Takım olmak için herkes kendinden daha fazla birşeyler vermeye başladı, yapılan hatalardan ders çıkarıldı, Tamika takıma dahil edilip önemli bir eksik giderildi. Takımda öyle bir arkadaşlık ortamı oluştu ki herkes birbirine inanılmaz destek oluyordu. Örneğin Işıl, onun yerine giren Doneka iyi oynadıkça kenardan en çok destekleyen oyuncu oluyordu. Aynı şekilde Doneka' da Işıl oyundayken aynısını yapıyordu. Takımdaki hiçbir oyuncu bencillik yapmadan tamamen takımın başarısına odaklanmıştı. Yabancı olmalarına rağmen Seimone, Sylvia içimizden biri gibi Galatasaraylı olup takımın neşe kaynağı durumuna gelmişlerdi. Buna karşın karşı tarafta yaşanan bir Angel örneği var en basitinden. Tabi takımın bu duruma gelmesi oyuncular kadar teknik ekibinde bir başarısıydı.
Özellikle Tamika'nın takıma katılması birçok oyuncumuza oldukça rahatlattı parke üstünde. Örneğin; Sylvia' ya çok fazla ikili sıkıştırma getirememeye başladılar, Seimone daha rahat şut imkanı buluyor, Işıl oyun kurmada daha istikrarlı ve seçimlerini daha iyi yapıyor hale geldi. Işıla bir parantez açmak lazım, sakatlıktan sonra hepimizin beklediği eski Işıl ve belkide daha iyisi artık sahada oluyordu. Üstelik geçirdiği acı günler onu öyle bir olgunlaştırdı ki sadece oyuncu olarak değil kaptan olarakta takımı ayağa kaldıran, en kötü günde herkese destek olup bu takım olgusunun yaratılmasına önemli katkısı olan biri haline geldi.
Uzun seneler özlemin çektiğimiz Şampiyonluk için bu güzel takımın şimdi önünde son bir engel kaldı. Fenerbahçe senelerdir yaptığı yatırımın karşılığını doğal olarak hakederek alarak lige ambargo koymuştu. Ama artık bu sene en çok hakedenin biz olduğumuza inanıyorum ve hakettiğimizi de alacağız inşallah.
Diana-Hacettepe-Doping olaylarına ağlamalarına ise karnım kesinlikle tok. Ligin ilk maçında Caferağa'da Tamika olmamasına rağmen maçı uzun süre önde götürüp son anlarda yaptığımız basit hatalar ve yorgunluktan dolayı elimizden kaçırdık onları. Bildiğimiz gibi 5 yabancısından Angel ve Matovic haricinde diğer oyuncuları rotasyona giriyor. Nevriye uzun süredir sakat, yüksek ihtimal bizim maçlarda oynayacaktır ama bu kadar idmansız kalıp ne derece faydalı olur göreceğiz. Matovicle beraber Sylvia'yı ne derece durdurabildiklerini gördük, kafaları hep yukarıda Sylvia' nın sortilerini izlediler genelde. Kısalardan kesipte Tammy'i oynatacaklarını da sanmıyorum zira kısa pozisyonunda ciddi sıkıntı çekiyorlar o zaman. Her hücumda topun mutlaka Sylvia'nın eline değmesi gerekiyor. Benim en büyük korkum hakemlerin de yardımıyla Sylvia'nın faul problemine girmesi, saçma sapan faul veriyorlar kıza. Üstelik hücum ederken ona yapılan temasların neredeyse hepsi faulken çalınmıyor. Başka türlü durdurmalarına imkan yok çünkü, Şamil'in de dediği gibi kendisi "haksız rekabet".
Angel Fener'i son maçlarda sürükleyen oyuncu. Ama onun da Tamika'dan ne kadar çekindiğini görüyoruz. Muhtemelen bizim maçların da en skorer oynucusu olur ama bu Fenere ne kadar yarar göreceğiz. Tamika için söyleyecek birşey yok zaten. İhtiyaç olursa 1 yada 5 oynuyor ve hiç farketmiyor onun için.
Birsel Işıl eşleşmesinde sezon başından bugüne çok büyük değişiklik var. Sezon başında Birsel'in lehine olan ibre bugünlerde bana göre Işıl'a doğru kaymış durumda. Işıl gerçekten çok güçlendi, kafasındaki korkulardan tamamen kurtuldu, penetre ediyor, şutları güvenerek gönderiyor ve daha çok ribaunt kovalıyor artık. Bu eşleşme serinin sonucunu belirleyecek en önemli eşleşmelerden biri olacak. Kendisine en son sorduğumda Birsel' den eksiğin olduğuna inanıyormusun diye, "hayır yok", peki artın olarak hangi yönlerin olabilir dediğimde "12.000" diye cevap verdi
Seimone Fener maçlarını hep sevmiştir zaten. Ligin ilk maçında Fenerli taraftarların Diana için " senmisin dünyanın en iyi oyuncusu, bak şuna da oyuncu gör" dediklerini çok iyi biliyoruz maç sırasında. Sezon başında o da çok eleştirildi ama kolay değil Işılla aynı sakatlıktan çıkıp geldi. Özellikle saha içinde birşeye sinir olup kafasını taktığında korksun karşı takım
Bahar son zamanlarda faul problemi yaşıyor. Nevriye karşısında savunmada fizik olarak dezavantajlı olsa da hücumda acısını çıkarıyor. Ellerini indirmeden biraz daha dikkatli ve güçlü durmalı savunmada. Ayrıca biraz daha fazla üçlük denemeli bazı pozisyonlarda çok boş kalıyor ve kullanmıyor.
Gülşah, Doneka, Melisa, Tuğba, Nihan oyuna girdiklerinde mutlaka en iyisini yapmak zorundalar. Şampiyon olacağız ve herkesin katkısına ihtiyacımız var. Özellike takımımızda siyahi oyuncuların fazla oluşu Fenerbahçe' ye karşı ciddi bir güç ve atletiklik farkı yaratıyor. Kesinlikle takım olarak onlardan daha iyi mücadele ediyoruz.
Ve son olarak taraftar. Muhtemelen Türkiye'de yine bir ilke imza atacağız bayan basketbol maçında. Fenerli kızların yerinde olmak istemezdim, o salonda gerçekten işleri çok zor olacak. Erkekler kısmen de olsa seyirci baskısını tolere edebilir ama 12 bin kişi önünde oynamak rakip bayanlar için hiç kolay olmayacak. Bize düşen en büyük görev küfür etmeden ve sahaya birşey atmadan hakettiğimizi almaktır. Hem sahada hem tribünde ders vermeliyiz. Ayrıca unutmayalım ki artık yeni yasa gereği çok ciddi cezalar alabiliriz. Lütfen kendimize olduğu kadar çevremizdekilere de sahip çıkalım.
Son olarak, ne demiştik? sahada 12, tribünde 12.000 = 12. Şampiyonluk