Alp Yalman'ın başkanlığı dönemini yaşım itibariyle tabi bilemiyorum ama duyduğum geriye dönüp bakıldığında başarılı bir başkanlık dönemi geçirdiğine dair sözlerdir. O açıdan kendisine karşı bakışım negatif değil, hele ilk etapta "bayrak yerde kalmasın diye aday oldum" tarzı söylemleri, değerli bir insan olduğunu gösteriyor.
Amma velakin, çıkan söylentiler, listesinde olacağı konuşulan isimler beni derin bir karamsarlığa itiyor. Aslında adını anmaktan bile imtina ettiğim Polat Dönemi yöneticilerini Yalman'ın listesinde görüyoruz. Galatasaray Tarihinde bir ilki yaşamış bir şahsın adamı olarak gözüken isimleri listeye almak, o şahsın telkinleri ile yapıyı şekillendirmek, hatta asıl organizatör ve başkanın Polat olacağına dair söylentilerin çıkmasına mahal verecek bir yol izlemek.. Söyleyecek kelimeler bulmakta insanı zorluyor. Hele de Alp Yalman gibi yaşı belli bir seviyeye gelmiş, camiada sevilen ve değer gören eski başkanlardan birinin bu ortama izin vermesi, inanılması güç.
Bu yapılanın sonucunu tahmin etmek zor değil. Daha önce bizi ne noktaya getirdiği belli olan bir zihniyetin ve o zihniyetin yöneticileri/adamları olarak özdeşleşmiş kişilerin tekrar Galatasaray'ı yönetecek olmasının ayıbı da sanırım herkese yeter. Polat Döneminde yaşananlar sanırım biraz unutulmuş. Mühim değil, sadece bir başkan değişikliği ile benzer isimler yönetime gelirse, bu yapının asıl planlayıcısı olarak gösterilen Adnan Polat Beyefendi'nin dönemine ait enstantaneler görürüz zaten. Aynı şeyi deneyip, farklı sonuç beklemek bir ahmaklıktır. Ve buna izin veren, taşın altına elini sokmayan herkes bunun sorumlusu olacaktır.
Sevsem ve başarılı bulsam da başta Ünal Aysal olmak üzere, potansiyel başkan adayı olarak dillendirilip şu ortamda o sorumluluğu almayan Ali Dürüst, Adnan Öztürk, Cemal Özgörkey.. hepsi eğer Alp Yalman yönetiminde ikinci bir Polat Dönemi yaşarsak bunun baş sorumluları olacaktır, akıllarda böyle kalacaktır. Çünkü göz göre göre iş o noktaya gidiyor, çıkıp biri de olayın akışını değiştirmiyor.
Yazık..