Pota altı oyunucusu eksikilği hususu maalesef şehir efsanesine dönecek gibi... Tabii ki Panathinaikos'a göre, Efes Pilsen'e göre, Barcelona'ya göre, Real Madrid'e göre pota altımız zayıf ama, kendi kulvarımızda zayıf mı?..
Ribaunt almak sadece pota altı oyuncularının işi değildir ki, geçen sezon şampiyon olan Efes Pilsen'de 10 ribaunt ortalamayla oynayan oyuncu mu vardı? Küçük takımlarda istatistikleri çok öne çıkan oyuncular olur ama, o takım gerçek manada "takım" olamadığı için böyle sivrilmeler yaşanır. NBA'de bazı oyuncular çok fazla ribaunt alırlar, çok fazla sayı ortalamaları vardır, çünkü NBA bireysel performansları öne çıkartmaya önem veren bir organizasyondur. Oysa Avrupa basketbolu herkesin herşeyi yapabilemesini gerektiren bir yapıya sahiptir. Geçen sezon Euroelague'de final-four oynayan takımların hangisinde 8-10 ribaunt ortalamayla oynayan oyuncu vardı? Yahut kaçında 18-20 sayı ortalamayla oynayan oyuncu mevcuttu?
Galatasaray, maç boyunca Cibona'dan sadece iki ribaunt daha az almış (26-28)
Cibona'nın pota altı oyuncularının aldığı ribauntlara bakalım:
Vedran Vukusic: 4
Luksa Andric: 6
Delibor Bagaric: 5
Tomislav Zubcic: 0
Toplam: 15
Galatasaray'ın pota altı oyuncularının aldığı ribauntlar:
Mike Wilkinson: 4
Radoslav Rancik: 11
Cemal Nalga: 1
Polat Kocaoğlu: 1
Toplam: 17
Demek ki, Galatasaray'ın Cibona maçında zayıf kaldığı husus pota altı oyuncularının ribauntlarda etkisiz kalması değilmiş... Cibona'nın kısaları daha fazla ribaunt aldı, ribauntlarda düşük sayıda kalmamızın sebebi bu. Mesela Cibona'nın en fazla süre alan guard ikilisi Antonio Graves ve Jamont Gordon toplam 8 ribaunt, bizim en fazla süre alan ikilimiz Darius Washington ile Evren Büker 3 ribaunt almış...
Ribaunt hususunda konsantrasyon, box out ve yerleşim de çok önemli. Mesela maç içinde verilen bazı ribauntlar vardı ki, anlık dalgınlıklardan kaynaklanıyordu veya kısaların içeriye çok gömülmesi sonucu dışarıya seken toplardan ötürü verilen ribauntlar mevcuttu. Ribaunt sorunu sahaya yerleşim ve konsantrasyonla asgariye indirlebilir, bunun yanı sıra takıma Jasaitis katılacak, o da bilhassa hücum ribauntlarına katkı yapabilecek bir oyuncu... Cemal ve Polat'ta sakatlıktan yeni çıktı, bunları da gözardı etmemek lazım. Cemal'in hücum ribauntlarındaki etkinliği malum...
Maçı iki bölüme ayırıyorum: İlk yarı ve ikinci yarı.
İlk yarıda takım çok kontrolsüz oynadı, yapılan fauller çok acemiceydi, fark açılırken takım mental olarak direnç gösteremedi, Cibona oyunu istediği gibi yönlendirdi ki, nihayetinde Top 16 yapan, her sene Euroleague'de yer alan bir takıma böyle fırsat verirseniz farkı açarlar, deplasmanda olursanız daha da fark yaparlar... Cibona akılcı ve hedefe yönelik oynadı. Zaten bu tip takımlar bir maç kaybetikten sonra ikinci maçlarında çok dikkatli olurlar ve mutlaka kazanmak için oynarlar; biz maalesef Zalgiris maçının coşkusunu olumsuz yönde algılamışız. Gereksiz havaya girmişiz, Zalgiris'e maç sonunda 25 sayı fark atmıştık, Cibona bize ilk yarıda bu farkı yaptı. Bu çok tehlikeli, üzerinde düşünülmesi gereken bir husus.
Yapılan gereksiz fauller husununu biraz açayım: En dikkat çekici olanlar ikili sıkıştırmalarda yapılanlardı. Eğer ikili sıkıştırma yapıyorsanız, doğru açıyı almışsanız faul yapmanıza gerek yoktur. Oysa dün bizde sıkıştırmaların açısı kötü ayarlandı ve fauller yaptık. Bunlar koçun üzerinde durması gereken önemli detaylar.
Kanımca maçta en önemli teknik eksiğimiz hücumda ve savunmada sahaya yerleşimdi. Bilhassa ilk yarıda savunmaya çok kötü yerleştik, oyuncular pozisyonları doğru açılarda alamadı, pas kanallarını kapatamadık. Hücumda spacing çalışması yapmamız lazım. Zira bazı pozisyonlarda içeriye inen topta gelen sıkıştırmalarda, dışarıdan penetre eden oyuncuların alan bulmasında sıkıntılar yaşandı. Dipten neredeyse hiç şutumuz yoktu, Simas Jasaitis'in en önemli hücum silahı dipten yapacağı hazırlanmış boş dış atışlardır, bu konuda muhakkak çalışma yapılması lazım. Yerleşim doğru ayarlanırsa, spacingler iyi yapılırsa daha rahat pozisyon buluruz.
İkinci yarı takımımız arzuluydu, baskı vardı ama, son çeyrekte oyunu kazanabileceğimiz noktalarda çok basit hatalar yaptık. Sayı farkının 6'ya indiği dakikalarda son darbeyi vuramadık. İçeriyi biraz daha zorlasaydık yakalayacaktık ama, gereksiz birkaç dış şut ve top kayıpları kontrolü Cibona'ya geri verdi. Maçın son üç dakikasında sadece 3 sayı atabildik. Bu da önemli bir eksiklik...
Bireysel olarak Evren Büker iyiydi. Çok faydalı oynadı. Şut isabet oranı 100%... Evren bir önceki maç 4 üçlük denemişti ve isabeti yoktu. Oysa Evren'in yapacağı şey bu maçtaki gibi boş anı bekleyip doğru şutu atmak; böyle olduğu vakit yüzdeleri yükselir ve verimliliği artar...
Radoslav Rancik çok etkiliydi. Bir uzuna göre ayakları hızlı ve top kontrolü yüksek. Dışarıda aldığı topları yüzü dönük iyi kullanıyor. Cibona maçında bu yönü pek öne çıkmasada sırtı dönük oyunu da vardır...
Murat Kaya'nın yaptığı tercihleri kesinlikle sorgulaması lazım. Önemli bir oyuncu olması beklenirken, yıllardır neden üst seviyelere çıkamadı? Murat, maç içinde istikrarsız ve kritik anlarda tercih hataları yapıyor.
Koç Okan Çevik son röportajında -belki oyuncuyu korumak için- savruk değil desede, Darius Washington'un savruk olabildiğini, bazen rekabeti kişiselleştirip kontrolden çıkabildiğini transfer edilmeden aylar önce de yazdık. Zira bugüne kadarki kariyerinde böyle bir oyun yapısı vardı fakat, kesinlikle çok yetenekli oyuncu, patlayıcı özelliği çok yüksek. Doğru kullanılırsa rakip için başbelası olabilir. Son iki maçta savunması da çok iyiydi.
Cemal Nalga çalışıyor, bu aşikâr. Serbest atışlarında isabet oranı arttı ve dün uzun mesafeli bir şut soktu. Her zaman o şutu sokamaz ama, çalışıyor olması mühim. "Transfer transfer" diye ısrar edersek, Cemal'in gelişimini sekteye uğratırız. Genç oyunculara güvenmeyi öğrenmek zorundayız. Cemal, geçen seneye çok iyi başlamıştı, ne zaman ki süresi azaldı verimi düştü. Bu sezon takım üzerinde şampiyonluk beklentisi de yok, Cemal'e bir yıl kesintisiz oynama fırsatı versek neyimiz eksilir? Cemal'in mental zaafları var. Oyun içinde morali çabuk bozulabiliyor. Bu zaafları giderirse ve her maç yeterli sürelerde oynama fırsatı bulursa, özgüveni de artar. Cemal'i kazanmak önemli...
Velhasıl, takım arzulu, dinamik, agresif ama, biraz daha zamana ihtiyaç var. Saha içi yerleşimin 40 dakika boyunca doğru yapılanması lazım.