İstanbul Cup | GALATASARAY 76-81 Cibona

Öncelikle Ahmet Cömert Salonu'nu çok fazla özlediğimi hissettim bugün. Salon boş da olsa Zagreb ile Avrupa maçı rüyası görüyordum Cemal uyandırdı sağolsun. İyi bir pivot olur mu gelecek yıllarda bilmem fakat iyi bir boksör olabilme ihtimali çok yüksek. :) 9 numarayı bütün takım arkadaşları zor kurtardı. Gerçi karnına yediği sağ-sol kroşeler fena da değildi hani boks alanında...

Maça geçecek olursak takım sistem takımı olma yolunda ilerliyor fakat pivot sıkıntısı çekiyoruz, çekeceğiz gibi de gözüküyor. Hani şu Ömer Aşık'ı izleyince,Oğuz Savaş'ı izleyince ah be Cemal diyorum, belki Eren... He bir de Hüseyin Beşok ! Onu da izledi bu taraftar.

Can Akın bugün faul problemine girdi ki yine de oyunda kaldığı sürelerde iyi işler yaptı. Tufan eski Tufan olursa çok can yakar yine. Caner'i tutuk gördüm ben fakat söylenenin aksine Evren'de hem hırs,hem istek gördüm. Fena da oynamadı hani iyi de diyebiliriz. Yabancılarımız, Rancik double-double ile zaten kendini az-çok anlatıyor. İyi bir oyuncu, yeterince agresif,hırslı. Dövmeleri Kewell'ı kıskandırabilir. =) Willkinson da çok iyi olmasada kötü de diyemeyiz bu maç için. Bugün Rancik-Wilkinson ikilisini Owens-Gaines ikilisine benzettim. Sadece tek fark şimdiki ikilinin ikisinin de orta mesafe şutları iyi. Rancik yapı olarak Gaines gibi, ribaund canavarı. Jasaitis de girecek takıma. Darius da yorgun gibi geldi bana. Şampiyona,yol vb...

Bu sene için ümidim var. Teknik ekibimiz bu işin üstesinden gelecek inşallah.

Tabii bir de bu maçta 2. periyot vardı izleyemediğimiz. Reco ve Mehmet kardeşlerimle iftar yapıyorduk kantinde. O periyodu iyi ki izlememişiz diyorum... :)
 
Uyumadan önce bir maç değerlendirmesi yapmak istedim.Bu maçla ilgili ilk değerlendirmem olacak bu benim.Maçı izlemeden yorum yapmak istemedim zira çok ta sağlıklı olmayacaktı.
Takımın durumu hakkındaki yorumlarımı 2 aşamaya ayıracağım takımımızın artıları ve takımımızın eksileri diye

Takımımızın artıları
Bu sene takım olarak savunmacı bir kimlikteyiz savunmada herkes istekli herkes olması gerektiği gibi canla başla mücadele ediyor.Bunun da sebebi takımımızdaki her oyuncu savunmada istekli savunma yapmayı seven oyuncular geçen seneki gibi savunma yapmayan oyuncu yok takımımızda kadrodaki 12 oyuncudun neredeyse tamamı teması mücadeleyi seven oyuncular bu da bize doğal olarak savunmacı bir kimlik kazandırıyor.

Takımımızın bir diğer artısı da hücumda top paylaşımını iyi yapmamız.Sabırla top çevirerek en doğru atışı kovalıyoruz bu da ilerisi için çok umut verici.

Takımımız takım olma yolunda oldukça iyi bir şekilde ilerliyor bunun da sebebi takımdaki oyuncular birbirine oldukça denk ve takım olma bilincine oldukça sahip paylaşımcı oyuncular oldukları hissini bende uyandırdılar.

Takımımızın bir diğer artısıda bu sene foul çizgisinde çok fazla problem yaşamayacağımız hissini uyandırdılar bende oyuncularımızın bir çoğu iyi denilebilecek düzeyle foul atıyorlar uzun oyuncularımız rancik ve wilkinsonda iyi birer foul atıcısı.

Takımımızın bir diğer artısı da üç sayı çizgisinden iyi atıcılarımız var zorlama şutlarla değilde organize paslaşmalarla en doğru atışı kovaladığımızda takımımızda bu atışları değerlendirebilecek çok iyi atıcılar var.

Takımımızın 4 ve 5 numarasında süreyi paylaşacak olan oyuncular Radoslav Rancik ve Mike Wilkinson teması sertliği seven ve bir o kadar da ayakları çabuk olan oyuncular bu sezon pick and roll savunmasında çok fazla sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyorum.

Takımımızın bir diğer artısı da Wash ve Canerin guarda baskıyı iyi yapabilmesi zaman zaman wash ile zaman zamanda Caner ile Guarda baskı yaparsak rakibin deorganize olmasını sağlayabiliriz.

Uzunlarımız hem hareketli hem de şutör uzunlar olduğu için hücumda sık sık pick and roll oynayabiliriz.
Ayrıca üst düzey basketbolda çok fazlada yeri olmadığına inandığım isolationı çok rahat oynayabiliriz özellikle d wash ve evrenin deliciliğinden faydalanarak uzunların boşalttığı alandan içeri penetre ederek dışardaki boş oyuncularımızı görerek boş şut imkanı yaratabiliriz.

Takımımızın Eksileri
Takımımızın eksilerini konuşacak olursak gözümüze çarpan eksilerin başında Ribaund sıkıntısı geliyor.Ribaund almada sıkıntılarımız var bununda takımımızın tek 5 numarası Cemal Nalganın ribaundlara pek katkı vermemesi.
Radoslav Rancik maç başı ortalama max 6 7 ribaund alabilecek bir oyuncu
Mike Wilkinson maç başı ortalama max 5 ribaund alabilecek bir oyuncu.Yani uzunlarımız çokta ribaundcu uzunlar değil eğer kısalardan yeterli ribaund katkısını alamazsak ribaundlarda çok sıkıntı yaşarız.Kısalardan Evren d-Wash ve Caner ribaundlara katkı verebilecek oyuncular.

Takımımızın bir diğer eksiside sırtı dönük oyuncu eksikliği uzunlarımız cemalde dahil olmak üzere yüzü dönük oyunda iyi olan ama post up ta da çok fazla olmayan oyuncular yüzü dönük oynayacal alanı bulamadıkları zamanlarda hücumumuza çeşitlilik katacak post up ı iyi olan bir pivot eksikliğini hissedeceğiz.Hücumda sıkıştığımız zamanlarda hüseyinin bizi rahatlatan post uplarını arayacağız.

Takımımızın bir diğer eksik noktası da doğal skorer eksikliği hücum sıkıştığında bizi rahatlatabilecek bir Graves yok artık bunun sıkıntısını yaşayacağımızı düşünüyorum üst düzey savunma yapan takımlara karşı bu kadar rahat pas yapamayız topu bu kadar rahat çeviremeyiz o tarz takımlara karşı birazda kilidi açacak zaman zaman sorumluluğu eline alacak doğal skorer eksikliğini maalesef yaşayacağız.Bu tarz bir oyuncunun takımda olmasını isterdim açıkçası.Mesela Simas Jasaitis çok kaliteli bir oyuncu ama bu niteliklerde değil.Jasaitise 450.000 euro gibi bir meblağ ödeyeceğiz.Jasaitis elbette kaliteli bir oyuncu ama ben olsam Biraz daha sınırları zorlar Sani Becirovici alırdım.Becirovic geçen sene 900.000 euroya oynadı.Bu sezonda bir takımdan 1.000.000 euro istemiş ama geçirdiği son sakatlıktan sonra bu parayı alabileceğini düşünmüyorum.Biz kararlı olsaydık ve böyle bir girişimimiz olsaydı 750-800 bin euroya bence becirovici kadromuza katardık.Becirovic bu mücadeleci kadroyu oyuna kattıklarıyla en az 1 level yukarı taşırdı.

Bu savunma isteğimizle savunması sert olmayan savunmada kalmayı sevmeyen takımlara karşı epey şanslıyız.Ama sert oynamayı seven ve mücadele gücünün yükseldiği maçlarda hücumumuza zenginlik katacak oyuncu yok takımda.İyi savunma yapan takımlara sert oynayan takımlara karşı zorlanacağımızı düşünüyorum Ayrıca hücum ribaundunda istekli takımlara karşı da bol bol hücum ribaundu verebiliriz.
 
Can Bey güzel bir özet çıkarmış takımımızla ilgili olarak. Teşekkürler.

Ribaund konusunda zamanla eksiklerin tamamlanıp pozitif bir hal alacağına inanıyorum.
 
Can Akın - Tufan Ersöz - Caner Topaloğlu - Radoslav Rancik - Cemal Nalga beşi ile başlamışız maça.

Dünkü karşılaşmayı farklı kazanmamıza rağmen pota altında sorunlar yaşamıştık, bugün o sorunu daha iyi görmemiz açısından bir fırsat oldu aslında. Oraya sırtı dönük oyunu olan, hoplayan zıplayan orta karar atletik bir oyuncu lazım kesinlikle. Oyun 2. periyotta sıkıştığında, yüzü dönük hücum edemiyor iken sırtı dönük oynayabilecek bir uzununuz olmadığında işler iyice sarpa sarıyor ve 30-13'lük çeyrek skoru çıkıyor ortaya böylece.

Hücumda bol pas yapan, topu iyi dolaştıran bir Galatasaray Cafe Crown hücumu görmüştük dün. Bugünkü maçın ilk yarısında ise hücumda top sürekli olarak tek kişinin elinde kalınca sistem de durdu. Dün yaptıkları gibi topu dolaştırmak yerine tek perdeden geçip üçlüğü yollayayım düşüncesinde olunca takım skor bulmakta epey zorlandı düşük yüzdelerle hücum ederek. Gereksiz zorlanan bire birler sonucu kaybedilen toplar da ekstra basket olarak döndü potamıza. Yeni sisteme geçişte sancılar olacaktır illa ki, top dolaşmadığında, 5 kişinin de dahil olduğu bir hücum sistemi yerine top 20 saniye guardın elinde kalınca işlerin pek de iyi gitmediğini oyuncular da görmüştür net şekilde.

İlk yarıda bitime 2.35 kala skor 51-24 idi. Maçın en yüksek farkıydı bu. Ayrıca dünün başarılı ismi Can Akın'ın üstüste yaptığı faullerle henüz ilk yarıda dörtlemesi de ilk yirmi dakikanın detaylarındandı.

2.yarının ortasından itibaren hücumda doğruları yapmaya başlayınca fark da kapanmaya başladı. Top iyi dolaştı, boştaki oyuncular da cezaları iyi kestiler. Zagreb takımı zone'a karşı hücum etmekte zorlanınca çeyreğin son dört dakikasında 14-0 bir seri yakalandı ve fark tek hanelere kadar indi. Ama bana göre savunmada gösterilen dirençten daha önemli olan kısım, hücumda topun tekrar dolaşmaya başlaması ve bu sayede kolay sayıların bulunması idi.

27 farktan geriye dönmek kolay değil hele ki hazırlık maçında bunu yapmak daha da zor şüphesiz. Ama takım olma yolunda ilerleyen bir Galatasaray Cafe Crown var, bunu söylemek lazım. İyi mücadele ediyorlar, her top için. 4. çeyrekte de hücumda doğrular yapıldı, maç kafa kafaya da geldi son iki dakikada.

Darius Washington'ı beğenmiştim dün. Bugün de iyi bir maç çıkardı ama zaman zaman kontrolünü kaybetmesi şu an için tek negatif tarafı. 3.çeyrekte kaptığı bir top sonrası smaç basarken top sekti çemberden, savunmaya koşup tekrar kaptı topu bu sefer savunmacı varken karşısında gereksiz zorladı orayı, bloku yedi. Bu tarz savruk oyunları var zaman zaman, onun haricinde eldeki bütçeye göre gayet uygun bir isim.

Antonio Graves'i izlemek de güzeldi bir kez daha. Geçen yılki oyunundan sonra Euroleague seviyesinde bir takıma atlayacağı kesindi zaten. Ortalama üstü savunmasının yanı sıra oldukça delici ve kuvvetli olan penetrelerini biliyoruz zaten geçen yıldan. Bugün yine gösterdi bu yönünü. Şutunu biraz daha standart hale getirebilirse buradan da bir basamak zıplayabilir zira yaşı oldukça müsait buna.

İlk 2 günde izlediğim Galatasaray Cafe Crown'un ciddi bir uzun eksiği var. Onun haricinde yerli ve yabancı oyuncuların uyumu oldukça iyi. Yerli rotasyonunun erken tamamlanması ve yabancıların da hemen akabinde kadroya dahil olması bunda ana etken şüphesiz. Bir tek Jasaitis yok şu an için ama hücumda onun da alışık olduğu bir sistemin olacak olması pek de korkutmuyor uyumu için. Bu mücadelenin artarak devam edeceğini düşünürsek, sırtı dönük ortalama bir atletik uzun ile sezonu en kötü geçen yılki derecesi ile kapatır bu takım diye düşünüyorum.

Kadroya neden dahil edildiğini kimsenin anlamadığı Eren Beyaz dün maç koptuktan sonra çok az bir süre forma şansı bulmuştu. Bugün kafa kafaya giden maçta son anlarda bile tercih edilmedi. Hazırlık maçında bile sahaya koyamadığımız bir adamı neden aldık, o da günün sorusu olsun. Dünden bugüne sakatlanmadıysa eğer.
 
Maç başlangıcı itibariyle gerçekten ilginçti,önce tam sahadan sonra yarısahadan sürekli baskı yedik,ve bu baskıda ki her hareket faul olmasına ragmen itilen kakılan hiçbir oyuncumuza faul çalınmadı,ne hikmetse aynı töleransı bize hiç tanımadılar.O sinirle iftarı bile açmayı unuttum,bu arada takım üstünde ki ölü toprağını atmalarını sağlıyan karşıda ki 3 kişiye çok teşekkürler,bozulan morallerimizi yerine getirdiler ve bu maçın bu hale gelmesine neden olan kıvılcımı yaktılar
 
Tugay Aktepe' Alıntı:
[quote="Bayram Kurtulmuş":3vhgi6df]O kavga anının görüntülerini izleyebileceğimiz bir yer varmı ??

GS TV maçı kayıt etti, banttan yayınlar... 00:30 da başlayacaktı bu gece.[/quote:3vhgi6df]


Bant yayınında kavga görüntüleri kesilmiş.
 
gs.jpg


Arkada Recep ve Tugay'ı gördüm sanki :)
 
Hehehe nereye ünlü oldular : )
Cemalım orada kavga ederken sahaya atlayamayan insanlar benim için ünsüz harf niteliğindedir : ) Sözüm Mehmet-Tugay-Recep'e : )

Maça gelince bu sene en büyük sorunumuz rol oyuncuların istikrarsızlığının olacağını düşünüyorum.
Bazen süpriz katkılar verip, bazı maçlarda da hiç sayı atmayabilirler.
 
Burak Barut' Alıntı:
Hehehe nereye ünlü oldular : )
Cemalım orada kavga ederken sahaya atlayamayan insanlar benim için ünsüz harf niteliğindedir : ) Sözüm Mehmet-Tugay-Recep'e : )
Atlayacaklardı da engel oldular diyormuşum :p ....Maçla ilgili planlarında böyle bir kavga yoktu olsa herhalde önceden hazır olurlardı... :)
 
Ya Burak Abi dalıcaktıkta acıdık adamlara misafirdir yapmayalım dedik :).Ama bende ne kısmetsiz adamım Tugay Abi çıkmış, Recep çıkmış ben çıkmamışım fotoda.Recep'in o yanındaki formalıda benim :).
 
Mehmet Yıldırım' Alıntı:
Ya Burak Abi dalıcaktıkta acıdık adamlara misafirdir yapmayalım dedik :).Ama bende ne kısmetsiz adamım Tugay Abi çıkmış, Recep çıkmış ben çıkmamışım fotoda.Recep'in o yanındaki formalıda benim :).


Senin yerine Darius yeterince poz vermiş merak etme sen:D
 
Pota altı oyunucusu eksikilği hususu maalesef şehir efsanesine dönecek gibi... Tabii ki Panathinaikos'a göre, Efes Pilsen'e göre, Barcelona'ya göre, Real Madrid'e göre pota altımız zayıf ama, kendi kulvarımızda zayıf mı?..

Ribaunt almak sadece pota altı oyuncularının işi değildir ki, geçen sezon şampiyon olan Efes Pilsen'de 10 ribaunt ortalamayla oynayan oyuncu mu vardı? Küçük takımlarda istatistikleri çok öne çıkan oyuncular olur ama, o takım gerçek manada "takım" olamadığı için böyle sivrilmeler yaşanır. NBA'de bazı oyuncular çok fazla ribaunt alırlar, çok fazla sayı ortalamaları vardır, çünkü NBA bireysel performansları öne çıkartmaya önem veren bir organizasyondur. Oysa Avrupa basketbolu herkesin herşeyi yapabilemesini gerektiren bir yapıya sahiptir. Geçen sezon Euroelague'de final-four oynayan takımların hangisinde 8-10 ribaunt ortalamayla oynayan oyuncu vardı? Yahut kaçında 18-20 sayı ortalamayla oynayan oyuncu mevcuttu?

Galatasaray, maç boyunca Cibona'dan sadece iki ribaunt daha az almış (26-28)

Cibona'nın pota altı oyuncularının aldığı ribauntlara bakalım:
Vedran Vukusic: 4
Luksa Andric: 6
Delibor Bagaric: 5
Tomislav Zubcic: 0
Toplam: 15

Galatasaray'ın pota altı oyuncularının aldığı ribauntlar:
Mike Wilkinson: 4
Radoslav Rancik: 11
Cemal Nalga: 1
Polat Kocaoğlu: 1
Toplam: 17

Demek ki, Galatasaray'ın Cibona maçında zayıf kaldığı husus pota altı oyuncularının ribauntlarda etkisiz kalması değilmiş... Cibona'nın kısaları daha fazla ribaunt aldı, ribauntlarda düşük sayıda kalmamızın sebebi bu. Mesela Cibona'nın en fazla süre alan guard ikilisi Antonio Graves ve Jamont Gordon toplam 8 ribaunt, bizim en fazla süre alan ikilimiz Darius Washington ile Evren Büker 3 ribaunt almış...

Ribaunt hususunda konsantrasyon, box out ve yerleşim de çok önemli. Mesela maç içinde verilen bazı ribauntlar vardı ki, anlık dalgınlıklardan kaynaklanıyordu veya kısaların içeriye çok gömülmesi sonucu dışarıya seken toplardan ötürü verilen ribauntlar mevcuttu. Ribaunt sorunu sahaya yerleşim ve konsantrasyonla asgariye indirlebilir, bunun yanı sıra takıma Jasaitis katılacak, o da bilhassa hücum ribauntlarına katkı yapabilecek bir oyuncu... Cemal ve Polat'ta sakatlıktan yeni çıktı, bunları da gözardı etmemek lazım. Cemal'in hücum ribauntlarındaki etkinliği malum...

Maçı iki bölüme ayırıyorum: İlk yarı ve ikinci yarı.

İlk yarıda takım çok kontrolsüz oynadı, yapılan fauller çok acemiceydi, fark açılırken takım mental olarak direnç gösteremedi, Cibona oyunu istediği gibi yönlendirdi ki, nihayetinde Top 16 yapan, her sene Euroleague'de yer alan bir takıma böyle fırsat verirseniz farkı açarlar, deplasmanda olursanız daha da fark yaparlar... Cibona akılcı ve hedefe yönelik oynadı. Zaten bu tip takımlar bir maç kaybetikten sonra ikinci maçlarında çok dikkatli olurlar ve mutlaka kazanmak için oynarlar; biz maalesef Zalgiris maçının coşkusunu olumsuz yönde algılamışız. Gereksiz havaya girmişiz, Zalgiris'e maç sonunda 25 sayı fark atmıştık, Cibona bize ilk yarıda bu farkı yaptı. Bu çok tehlikeli, üzerinde düşünülmesi gereken bir husus.

Yapılan gereksiz fauller husununu biraz açayım: En dikkat çekici olanlar ikili sıkıştırmalarda yapılanlardı. Eğer ikili sıkıştırma yapıyorsanız, doğru açıyı almışsanız faul yapmanıza gerek yoktur. Oysa dün bizde sıkıştırmaların açısı kötü ayarlandı ve fauller yaptık. Bunlar koçun üzerinde durması gereken önemli detaylar.

Kanımca maçta en önemli teknik eksiğimiz hücumda ve savunmada sahaya yerleşimdi. Bilhassa ilk yarıda savunmaya çok kötü yerleştik, oyuncular pozisyonları doğru açılarda alamadı, pas kanallarını kapatamadık. Hücumda spacing çalışması yapmamız lazım. Zira bazı pozisyonlarda içeriye inen topta gelen sıkıştırmalarda, dışarıdan penetre eden oyuncuların alan bulmasında sıkıntılar yaşandı. Dipten neredeyse hiç şutumuz yoktu, Simas Jasaitis'in en önemli hücum silahı dipten yapacağı hazırlanmış boş dış atışlardır, bu konuda muhakkak çalışma yapılması lazım. Yerleşim doğru ayarlanırsa, spacingler iyi yapılırsa daha rahat pozisyon buluruz.

İkinci yarı takımımız arzuluydu, baskı vardı ama, son çeyrekte oyunu kazanabileceğimiz noktalarda çok basit hatalar yaptık. Sayı farkının 6'ya indiği dakikalarda son darbeyi vuramadık. İçeriyi biraz daha zorlasaydık yakalayacaktık ama, gereksiz birkaç dış şut ve top kayıpları kontrolü Cibona'ya geri verdi. Maçın son üç dakikasında sadece 3 sayı atabildik. Bu da önemli bir eksiklik...

Bireysel olarak Evren Büker iyiydi. Çok faydalı oynadı. Şut isabet oranı 100%... Evren bir önceki maç 4 üçlük denemişti ve isabeti yoktu. Oysa Evren'in yapacağı şey bu maçtaki gibi boş anı bekleyip doğru şutu atmak; böyle olduğu vakit yüzdeleri yükselir ve verimliliği artar...

Radoslav Rancik çok etkiliydi. Bir uzuna göre ayakları hızlı ve top kontrolü yüksek. Dışarıda aldığı topları yüzü dönük iyi kullanıyor. Cibona maçında bu yönü pek öne çıkmasada sırtı dönük oyunu da vardır...

Murat Kaya'nın yaptığı tercihleri kesinlikle sorgulaması lazım. Önemli bir oyuncu olması beklenirken, yıllardır neden üst seviyelere çıkamadı? Murat, maç içinde istikrarsız ve kritik anlarda tercih hataları yapıyor.

Koç Okan Çevik son röportajında -belki oyuncuyu korumak için- savruk değil desede, Darius Washington'un savruk olabildiğini, bazen rekabeti kişiselleştirip kontrolden çıkabildiğini transfer edilmeden aylar önce de yazdık. Zira bugüne kadarki kariyerinde böyle bir oyun yapısı vardı fakat, kesinlikle çok yetenekli oyuncu, patlayıcı özelliği çok yüksek. Doğru kullanılırsa rakip için başbelası olabilir. Son iki maçta savunması da çok iyiydi.

Cemal Nalga çalışıyor, bu aşikâr. Serbest atışlarında isabet oranı arttı ve dün uzun mesafeli bir şut soktu. Her zaman o şutu sokamaz ama, çalışıyor olması mühim. "Transfer transfer" diye ısrar edersek, Cemal'in gelişimini sekteye uğratırız. Genç oyunculara güvenmeyi öğrenmek zorundayız. Cemal, geçen seneye çok iyi başlamıştı, ne zaman ki süresi azaldı verimi düştü. Bu sezon takım üzerinde şampiyonluk beklentisi de yok, Cemal'e bir yıl kesintisiz oynama fırsatı versek neyimiz eksilir? Cemal'in mental zaafları var. Oyun içinde morali çabuk bozulabiliyor. Bu zaafları giderirse ve her maç yeterli sürelerde oynama fırsatı bulursa, özgüveni de artar. Cemal'i kazanmak önemli...

Velhasıl, takım arzulu, dinamik, agresif ama, biraz daha zamana ihtiyaç var. Saha içi yerleşimin 40 dakika boyunca doğru yapılanması lazım.
 

Üst