İlk yarı savunmayı bozan da hakem üçlüsüydü. Tempolu başladı rakip, yapılacak olan durdurup sete çevirmeye çalışmaktı. Hiç dokundurtmadılar hiç. Böye lafları sevmem ama 15 senedir bu takımı tutuyorum, 11-12 senedir yakın takip ediyorum, Özellikle son 5 yıldır her maçı izliyorum. Böyle bir rezilliğe denk gelmedim. Kötü hakem gördüm, yanlış karar gördüm, yanlış kararların maçın kaderini değiştirdiğini de gördüm. Ama maçın başından sonuna kadar sırf bir takıma maçı vermek için art niyetli yönetim gösteren bir yönetim görmedim. Quanitra'ya girer girmez çalınan iki faul, Asena'ya arka arkaya çalınan son 2 faul, Sude'ye çalınan son faul, Anete'ye çalınan son faul. Rakibin son basketinde verilen basket faul. Bunların ne izahı var, ne herhangi bir kural kitabında yeri var.
4 oyuncuyu 5 faulle attılar. Hani "hangi maçta 4 oyuncu birden atılmış" demek de ezbere bir laf olur. Ama bunların gerçekten izahı yok. İlk yarı perdeye gelen oyuncuya dokunmaya faul, rakibin önüne çıkan her oyuncuya faul, bir yerden sonra takım bırakmak zorunda kaldı. Rakip bir yerde yorulacaktı ama biraz Alina biraz da hakem iteklemesiyle son saniyeye kadar cebelleşmek durumunda kaldık. Bazı teknik tercihler tartışılabilir elbette ama takımın tüm bunlara rağmen pes etmemesi ve bir şekilde doğru formülü çalıştırması önemliydi..
Ziya Özorhon, Halil Erkoç ve Yiğit Emre Şimşek... Çok çok acayip bir yönetim gösterdiler. Özellikle başhakem Ziya Özorhon, son çeyrekte Asena ve Anete'yi attı göz göre göre. Sude biraz ön plana çıkmıştı ona da çaldığı çok komik bir faul var. O da beşledi zaten. Gerçekten bambaşka bir olaydı. Nice Fener deplasmanlarında çok kötü hakemler gördük, birkaç düdükle maçı alıp veren çok hakem gördük ama bu gerçekten apayrı bir seviyeydi. Çankaya maçında da rakibin yedeği yok diye tekme tokat dayak yedi takım sahada tam 40 dakika. 13 faul çalınmış sadece rakibe. Bahar Öztürk Zofia'yı orta sahada vurup devirdi, çok sert bir şekilde yere düştü Zofia. Faul bile çalınmadı o pozisyonda. Arada 1-2 dakika ya geçti ya geçmedi bu sefer de Cansu'ya yine çok dengesiz girdi. Cansu Zofia kadar şanslı değildi malesef, çok ters şekilde düştü ve sedyeyle sahadan çıkarıldı. Bunlar sadece bariz örnek olarak gösterilebilecek şeyler.
Takımları oyunun içinde tutmanın yolu bu değil. Evet sponsor önemli bir parçası bu branşın ama ülkenin en başarılı branşlarından birini sponsorların, para babalarının, bahis baronlarının kucağında tutmaya devam ederse Federasyonumuz, böyle çok daha rezillikler yaşamaya devam edeceğiz malesef...