Değerli Kerem, bilgi dolu yazınız için teşekkürler,
Maalesef maçları seyredemedim ama, istatistikleri dikkatle inceleyip, oyuncular hakkında daha evvellki izlenimlerimi gözden geçirdikten sonra birkaç satır da ben yazayım.
Evvela herkesin en çok üzerinde durduğu oyuncu olan
Milan Gurovic'le başlayayım.
Gurovic, oldu olası çok skorer bir oyuncu idi. Belkide Avrupa'nın son yıllarda gördüğü en iyi şutörlerden biri... 30'lu yaşlarına kadar sadece şuta dayalı oynamazdı, içeriye penetre eder, rakibe faul aldırır, post-up yapar; velhasıl hücum adına herşeyi denerdi. Yaşının ilerlemesiyle tabii olarak eski aktifliğini yitirmeye başladı. Geçen sezon Prokom'da bazı maçları "aktif dinlenme" ile geçirdiğini gördüm. Yani sahadaydı ama, pek zorlamıyordu...
Türkiye Kupası'ndaki üç maçta Gurovic'in istatistiklerini itinayla irdeledim. En dikkat çekici iki istatistik, Gurovic'in üç maçta sadece 2 faul yapması ve üç maçta yalnızca 6 kez iki sayılık atış kullanması idi. Bu demek oluyorki, Gurovic savunmada pek suya-sabuna dokunmamış. Zaten oldu olası çok iyi bir savunmacı değildir ama, üç maçta 2 faul yapması ve sadece 6 kez ikilik atış kullanması kendisni çok fazla zorlamadığına dair önemli bir ibare. -TBF'nin istatistikler için anlaştığı IBM maalesef rakibe aldırılan faulleri yazmadığı için bu konuda yorum yapamayacağım.-
Gurovic, şüphesiz büyük maçları farklı oynayan bir oyuncu ama, diğer rakiplere karşı "aktif dinleme" içinde oynaması onun kenardan gelerek daha faydalı olmasını gerektirebilir. -Mirsad Türkcan gibi- Zira ilk beşte başlayan her oyuncunun iyi savunma yapması lazım ki CASA TED Kolejliler maçında olduğu gibi maça sert savunmayla başlayabilelim. -Bunu Tanjevic iyi uyguluyor-
Dejan Milojevic'in transfer konusunda da belirtmiştim. Milojevic çok özel bir oyuncu. Ona yeterince top verilirse herşeyi yapar. Gurovic ve Zizic'in gölgesinde kaldı fakat, sezon içinde en az onlar kadar katkı vereceği kanısındayım.
Andrija Zizic'de oynadığı üç resmi maçta gelecekte neler yapabileceğine dair emareler gösterdi. Çok yüzdeli şut kullanması (65%) son derece mühim. İçeride en büyük hücum gücümüz olması olası...
Kupa maçlarında bir diğer öne çıkan oyuncu
Cüneyt Erden idi. Cüneyt, iyi şutör, iyi şutör olmasına da; bir ara TBF'nin istatistik yayınından maçı takip ederken sürekli üçlük atış denediğini gördüm. Tıpkı geçmişteki gibi... Ah Cüneyt, yetenekli oyuncusun ama bir türlü vazgeçmedin bu gereksiz üçlük atma sevdandan! Hele rakip takım biraz farkı açınca, her aldığın topu 15-20 saniye elinde tutup potaya gönderiyorsun. Cüneyt, biraz daha akışkan oynasan; önce topu içeriye indirip; boş şut arasan o kadar faydalı olacaksın ki!...
Geçiyorum Fransa'dan büyük bir patlama yaparak gelen
Antonio Graves'e... Graves'i daha evvel izlemediğimi yazmıştım. Anlatılına ve istatistiklerine göre hareketli bir combo guard idi. Üç maçta sayı ortalamasının sadece 5 olması ve toplam 14 ikilik, 7 üçlük atış denemesi yeterince top kullanmadığını gösteriyordu. Bu üç maçta şut yüzdesi de hayli düşüktü. (İki sayılık 28.6%, üç sayılık 28.6%) Savunması hakkında da bir yorum yapamıyorum...
Herkesin en fazla tartıştığı isim kuşkusuz
Marshall Strickland. Daha evvel Strickland hakkındaki görüşlerimi belirtmiştim, Antonio Graves ile birlikte bir kumar olduğunu yazmıştım. Strickland'ı izlediğim için yetenekleri hakkında bir fikrim var ama, oynadığı iki kupa maçında istatistiklerinden anladığım kadarıyla özgüven kaybı yaşamış. Şut atmayan bir oyuncu halini almış. Halbuki Strickland Alpella'da sorumluluk alabilen bir oyuncu idi. Strickland'ın egosit bir skorer oyuncu olmaması kadro yapısı için şart fakat, mutlaka kendisine güvenerek oynamak ve daha az top kaybetmek zorunda. Savunması için iyi diyebiliriz, bu öenmli...
Kupa maçlarında
Hüseyin yoktu. Esasen vardı da zararı çoktu. Beşiktaş maçına sonradan girip üç dakikada 3 faul yapması Hüseyin gibi üst düzey bir oyuncu için kabül edilebilir değil. O maç dokuz dakika oyunda kalıp 5 faulle oyun dışı kaldı. Daçka'ya karşıda benzer bir oyun oynadı. Hüseyin bizim için çok önemli. Dilerim en az geçen seneki kadar faydalı olur...
Senelerdir umut bağladığımız bir oyuncu
Murat Kaya... Bize iyi şutör olarak geldi ama, hergeçen gün bu özelliğini geliştirecek diye beklerken şut yüzdesinin düştüğünü görüyorum. Murat, bazen kontrolden çıkıp olmayacak paslar verip, olmayacak şutlar kullanıyor. Geçen sezon başında Sinan Güler, Murat Kaya'dan daha az beklenti içinde olunan bir oyuncuydu; Murat'ı solladı gitti... Murat, biraz daha akılcı oynamak zorunda...
Cemal Nalga'da, iyi bir oyuncu olma potansiyeli var ama, bir türlü patlama yapamadı. Türkiye Kupası maçlarında kenardan gelip önemli hücum ribaunları almış. Dilerim yeterince çalışıp kapasitesini kullanır.
Erdem ve
Polat'ın görevi belli. Onlar savunmayı sert tutup, boş şutları yüksek isabetle kullanmak zorunda. Polat'ın Daçka maçındaki performansı dikkat çekiciydi. Erdem gereksiz fauller yapmadığı sürece her zaman faydalı olacak bir oyuncu.
Alican Güney, bu sezon haliyle pek süre alamaz. Ancak ağabeyi Barış gibi iyi savunma yaparsa aldığı sürelerde faydalı olacaktır. Tabii çok çalışması lazım...
Teoman Örge, kupa maçlarında yoktu. Dolayısıyla pek fazla yorum yapamayacağım. Yalnız Teoman için şunu söylemek mümkün: Kendisini hem fiziksel, hem mental olarak geliştirmek zorunda. Oyuna küsmemeli... Aynı şeyler
Altay Özgürancı içinde geçerli...
Takımın Kupa maçlarında gösterdiği performansı ikiye ayırmak lazım. İlki, savunma yapan Galatasaray; ikincisi, savunma yapmayan Galatasaray. Elimizde çok önemli hücum oyuncuları var ama, her maç muhakkak savunma konusunda daha agresif olmak zorundayız.
Murat ÖZYER benim çok şey beklediğim bir teknik adam. Her antrenör gibi o da hata yapıyor, yaptığı hatalar kabül edebilir düzeyde. Kanımca en büyük zaafı oyuncuları bazı anlarda yeterince kontrol edememesi. O istiyorki oyuncular sorumluluklarının bilincinde olsun ancak, maalesef illa her şeyi hatırlatması gerekiyor. Çevresinde bu denli baskı varken işi kolay değil. Ben, Murat Hocanın Galatasaray'da kupa kaldıracağına inanıyorum, eminim o da inanıyor!...
Not: Hıncal Uluç'un yazısı Galatasaray Spor Kulübü tarafınca tekzip edilmiştir.
Tekzip metni: http://www.galatasaray.org/kulup/haber/2100.php Hıncal Uluç, yıllardır sürekli tekzip edilen bir tenkitçidir; herkesi, herşeyi araştırma yapmaksızın, kulaktan dolma bilgilerle tenkit eder. Murat ÖZYER'i mesnetsiz bir yazıya dayanarak eleştirmek olmaz.