Kupa Maçlarının Analizi
- Konbuyu başlatan wotws
- Başlangıç tarihi
Kendi adıma artık Murat hoca ve Erman Kunter yazılarını görmekten sıkıldım.Her bölümde her yazıda ikisinden biri geçiyor.Bir adama bir kez istifa etsin denir.Bunu deyip her gün yeni nedenler ortaya koyunca artık kabak tadı verir bu iş ki verdi bence çoktan.Artık herkesin ne düşündüğü bellidir.Benim bu konuda bir kesin düşüncem yok ama her gün insanlara neden koçun istifa etmesini istediklerini yazanlardan dolayı ne olacaksa olsun şu adama demeye başladım.
Son olarak hiç bir hocayla ve oyuncuyla başarı kesindir mutlaka gelir denemez denirse zaten spor yapmaya gerek yok.Nereden biliyoruz ki Erman Hoca gelse takım daha iyi olacak.Biz Fatih Terim'i de kesin başarı diye getirip sezon bitmeden sepetlemedik mi?
Son olarak hiç bir hocayla ve oyuncuyla başarı kesindir mutlaka gelir denemez denirse zaten spor yapmaya gerek yok.Nereden biliyoruz ki Erman Hoca gelse takım daha iyi olacak.Biz Fatih Terim'i de kesin başarı diye getirip sezon bitmeden sepetlemedik mi?
Neyse kimse ile polemiğe girecek değilim.
Mantaliteniz belli.
Murat Hoca takımın başında kalsın da ne olursa olsun.
İster Play-Off en süpürüleninden...
İster ezeli rekabet en hezimete uğrayanından...
Mantaliteniz belli.
Murat Hoca takımın başında kalsın da ne olursa olsun.
İster Play-Off en süpürüleninden...
İster ezeli rekabet en hezimete uğrayanından...
Katılıyorum sana dostum.Bazı kişiler bu olayı kişisel meseleye çevirmişler.Eren Aydın' Alıntı:
Kerem SEÇER' Alıntı:
Sor bana istediğin cevabı vereyim.Kerem ama son 3 gündür soruların hiç birine net cevap vermediğini ,yazılarından okuyorum.Sen 3 senedir kariyeri olmayan bir adamı savunuyorsun kendisi hakkında hiç bir fikre sahip olmadığın bir adamı eleştirme hakkını kullanıyorsun.Sen nesini savunuyordun Murat hoca 'nın abi adam gibi adam öyle demiyormuydunuz.Gördük adam gibi adam nasıl olur bu forumda bir çok insan kulaktan duyma veya bu forumdan duyduğu haberler sayesinde fikir yürütüyor.Gerçekleri duyunca adamlar inanamıyor birde kanımca yanlışsınız diye ifada kullanıyor,birinizin ağzından duymadım daha ya hoca bu maçta hata yaptı lafını sonra biz yazınca hocaya kin güden ermancı oluyoruz.Beğenmediğin Erman bu takım bir oyuncuya verdiği parayla(800 milyar) takımı ligde 3 yaptı senin savunduğun kişi bu sene dahil harcanan 20 mil. dolarla ne yaptı. Açıkça yazsana ne yaptı bu güne kadar dişe dokunur.Tarihinin en ağır mağlubiyetini aldığın rakibin iki senedir ligi süpürüyor sen ise o süpürgede ki!!! fırça oluyorsun sponsorun rakibine havyar verirken sen midye'ye talim ediyorsun sonra hoca başarılı biraz daha sabır bırakın bu kızılderilli numaralarını biz eski komançiyiz yemeyiz.İki selam bir kahvaltıya Galatasaray menfaatlerini göz ardı etmeyin.
Kerem SEÇER' Alıntı:İki selam bir kahvaltıya Galatasaray menfaatlerini göz ardı etmeyin.
Eyvallah
Ben senin çabanı takdir ediyorum.Yalnız az veya çok hocayı kayırdığın yönünde bir kanaate sahip oldum belki !! ben yanılıyorumdur.Ancak benim için olaylara ya siyah yada beyaz bakarsın sende biraz grilik hissettim.Seni kırdıysam özür dilemesinide bilirim kardeşim.
Aslında Murat Hoca'yı eleştirmek için girmiştim bu topice ancak bazı isimleri görünce gene Murat Hoca'yı savunmak geldi içimden.Her neyse bu böyle olmaz evet hata vardır gereken yapılmalıdır.Ancak Murat Hoca'nın hatasını bekleyip ilk yanlışlarında üstüne atlamak çok manidar geldi...
Burak Barut' Alıntı:
Demek ilk yanlışı hee Burak yani son 3 senede her şey yolunda gitti. Bu sene ilk hatasını yaptı bizde akbaba gibi saldırdık.Öylemi kardeşim buda sana çok manidar geldi.Tabi biz art niyetliyiz kendi menfaatlerimizi kulübün üstünde tutuyoruz.Hatta hoca bizle kahvaltı yapmadı diye için için kıskanıyoruz,bende sana soruyorum son 3 senede elle tutulur ne yaptıda biz göremedik.Boş muhalefeti bırakın biraz araştırıp doğruları öğrenin.
Kahvaltıyla alakası olmayan bir durum sadece bu durum, iktidarı ele geçirme olayı gibi.
Şu anda İktidar başkalarının elinde ve sizde gerekli muhalefeti yaparak iktidarı ele geçirmek için çaba sarfediyorsunuz.
Ancak yaptığınız bir hata var aynı hatayı Chp hükümeti de yaptı.Sürekli adamlara yüklenip onların tepki oylarının artmasını sağladılar.Sizde Deniz Baykal potansiyeli görüyorum abi umarım bana kızmamışsındır.
Noterdest'te iyi gidiyor bu arada ancak senin ismini neden bir yerde göremiyoruz onu çözemedim.Saygılar.
Şu anda İktidar başkalarının elinde ve sizde gerekli muhalefeti yaparak iktidarı ele geçirmek için çaba sarfediyorsunuz.
Ancak yaptığınız bir hata var aynı hatayı Chp hükümeti de yaptı.Sürekli adamlara yüklenip onların tepki oylarının artmasını sağladılar.Sizde Deniz Baykal potansiyeli görüyorum abi umarım bana kızmamışsındır.
Not
erdest'te iyi gidiyor bu arada ancak senin ismini neden bir yerde göremiyoruz onu çözemedim.Saygılar.Burak Barut' Alıntı:Kahvaltıyla alakası olmayan bir durum sadece bu durum, iktidarı ele geçirme olayı gibi.
Şu anda İktidar başkalarının elinde ve sizde gerekli muhalefeti yaparak iktidarı ele geçirmek için çaba sarfediyorsunuz.
Ancak yaptığınız bir hata var aynı hatayı Chp hükümeti de yaptı.Sürekli adamlara yüklenip onların tepki oylarının artmasını sağladılar.Sizde Deniz Baykal potansiyeli görüyorum abi umarım bana kızmamışsındır.
Not
Sana jeneriği mail olarak atarım orda görürsün.Yalnız ben iktidar olma gibi bir isteğim yok Burak'cım olsa zaten olurum bunu için yeterli alt yapı ve oy potansiyeline sahibim.Şimdi iktidar ülker gurbunda bundanda son derece rahatsızım Galatasaray'ı Galatasaraylılar yönetir.Sence bunda sakınca var mı ? bak bu forumda hocaya yakınlığıyla bilinen içlerinde forum yöneticisi olan bir çok kişi bir haftadır yapılan eleştirilere somut bir cevap veremiyor sence bunun sebebi nedir? birde benzetme doğru olabilir ama parti kesinlikle çok yanlış olmuş.
1 Haziranda gördük gücünüzü de, potansiyelinizi de.
Bir analizde ben yapayım.Diyarbakırdaki bütün maçlara gittim ve özellikle aliağanın çok iyi düzeyde olduğunu türk telekomun henüz tam istedikleri seviyede olmadıkları gördüm.Özelikle aliağada reese davis fatih reha öz üst düzeydeler bunların yanında roberto bergensen tam bir şutör barış güney bayağı katkı veriyor.Maçların ilk periyotlarında bergensen ve reese erken gelip ilk pasta ya da direk şuta kalkıyorlar bunları genelde attılar.Davis pota altında çok iyi oyncu fatih şut atmaktan hiç çekinmiyor 3 lük bile attı.Bir maçı ortlama 32 dakika falan oynamasına rağmen 1 faulle tamamladı.Reha öz inanılmaz 2 blok yaptı ama ondan önemlisi verdiği katkıydı.gelelim türk telekoma tutku oynadığında iyi ama tutku çıkınca tıkanan bir görüntüsü var serkan erdoğan 1. ve 3. maçlarda çok formdaydı 2. maçta zaten chris lang serkanı sakatladı ve daha girmedi 3.maçta çok önemli işler yaptı ama ben aldıkları yeni guard blakneyi hiç beğenmedim bayağı boş şut kaçırdı ama son maçta çok kritik bir üçlük attı dudley her zamanki gibiydi asım pars kskdaki gibi değildi barış ermiş antremanlarda şov yapıyordu ama maçlarda çok az oynadı.Ksk ise tamamen gençlerin elinde iki tane 17 yaşında oyunvuları var furkan ve cem furkan ilk 5 başladı maçlara ama cem hiç oynamadı furkan gerçekten yaşına göre çok iyi işler yaptı tt maçında son dakikada smaçı kaçırsada genel olarak iyiydi hakan köseoğlu son maç hariç dökülüyorsdu son maç biraz kıpırdandı gelelim yabancılara mims diye bir yabancıları var ilk maç 27 sayı falan attı diğer maçlar 10 üstüydü ama bir adam bu kadar mı hızlı hareket eder bu kadar mı iyi sıçrar bu kadar mı enerjik olur gerçekten süper bir oyuncu ve harika smaçlar basıyor mike da pota altında etkili olabilir leonla birlikte.Mersin bld. ise polat kocaoğlunu çok beğendim onur atdın ve inanç koçta bayağı iyiydiler son maçta mersin takım halinde 6 7 tane teknik faul yediler 5 tanesi falan hakeme itirazdan yabancılarından cris çok iyiydi diğer guardları da tbl ye göre iyi bir guard
Kısacası aliağa bu sene çok can yakar tt giderek iyi olur mersin playoff mücadelesi yapar ksk ne düşer ne de playoffa girer(bence)
Kısacası aliağa bu sene çok can yakar tt giderek iyi olur mersin playoff mücadelesi yapar ksk ne düşer ne de playoffa girer(bence)
V
Veysi Deniz Baskın
Misafir
Murat Hoca geldiğinden sonra neler oldu şöyle bir hatırlayalım...Dilerim beğenirsiniz.
Murat Özyer Ülker'in makus talihini değiştiren adam olmuştur.Her ne kadar Ülker'in kadrosu iyi olsa da takımda oturmayan parçaları gayet iyi tespit eden murat hoca (Stepanov mesela) doğru hamlelerle takımı kısa zamanda rayına oturtmuştur.
Aynı Murat Özyer daha sonra Galatasaray'da 9 yıl sonra ''AVRUPA'' kelimesini ortaya atan adamdır.Play-out oynayan bir takımın taraftarını arkasına almış ve onlarla ilerlemeyi seçmiştir.İlk sezonunda bütçe nedeniyle tek skorer'in eline bakan bir takım oluşturulmuş ve playofflara kalınmıştır.Takım yapabileceğinin en iyisini yapmıştır o sezon.Sezon sonunda Galatasaray için en önemli gelişme Uleb Cup olmuştur.Uleb Cup Galatasaray için oldukça önemlidir zira ''AVRUPA'' hedefinin ilk parçası bu kupaya katılmaktır.Takıma Hüseyin alınarak aslında diğer orta sınıf takımlardan kopmak adına çok önemli bir hamle yapılmıştır.Ayrıca takıma Avrupa kariyerli ABD'li uzunlar alınmış ve Dee gibi bir pasör guard ile topu paylaşan bir takım oluşturulmaya çalışılmıştır.Bu oluşuma taraftar da dahil edilmeye çalışılmıştır ve kombine sistemi hayata geçmiştir.
Takım sezona çok da iyi başlayamaz fakat bir gerçek vardır ki o da Galatasaray'ın savaşan ruhudur.Takım Türkiye Kupası'ndan elenmiş ve 2 yabancı oyuncu beğenilmeyerek takımdan gönderilmiştir.
Robert Hite ve Alba'nın forveti Chris Owens ile anlaşılmıştır.Amaç , hem savaşan hem de oyunu bilen oyuncular ile anlaşmaktır ve bunda başarılı olunmuştur.Kombinelere yapılan teşvikler ile birlikte özellikle T Blok olmak üzere güzel bir hava yaratılmıştır.
Aslında bu çok kolay olmamıştır.Uleb Cup'ta Galatasaray'ın grubunun en güçlü takımı olan Girona ile oynanan maçta bulunan taraftar sayısı neredeyse maçı yayınlayan kanal 24 ekibi ile eşit seviyededir . Fakat maçın erken saatte olduğu da bir gerçektir.Girona maçı nereden bakarsanız bakın çok önemlidir çünkü Avrupa'ya geri dönüş maçıdır ve grubun favorisini yenmek demek Avrupa'ya ismen değil basketbol yapısı olarak da döndüğümüzün göstergesi olacaktır.Bu şartlar altında yapılan maçta takımımız büyük bir mücadeleyle ve şansın da yardımıyla maçını kazanmıştır.Murat hocanın savaşçı takımı ilk sınavını başarıyla vermiştir.Daha sonra takım lige ısınmaya başlamış ve iyi sonuçlar gelmiştir.Bu süre zarfında taraftar da başarı ile birlikte salonun yolunu bulmaya başlamıştır.Fenerbahçe ile aynı salonu paylaşma kabusundan kurtulan Galatasaray için Ayhan Şahenk'i benimsemek çok da kolay değildir.Fakat sert çemberlerin aslında iyi bir evsahibi özelliği olacağını kimse düşünmemiştir.Yeşiller için ise taraftarlar ''kalabalık olursak kapatırız'' diyorlardı.Nitekim de bütün önemli maçlarda yeşil sadece rakiplerin formalarında vardı.Özellikle içerdeki Fb ve Asvel maçında içeri ''GREEN PEACE BOTU BİLE GİRSE'' üstü muhakkak kapatılırdı.Bazen önümüzde polisler vardı bazen ise salona girmek bile çileydi fakat taraftar görevini yapacaktı.Asvel maçında kaybedilmeye doğru giden maç 2. yarının başında taraftar tarafından kurtarılacaktı.''Sanki hepimiz sahadaydık ya da sahayı tribüne taşımıştık...''.Cüneyt serbest atışları atarken hepimiz ne kadar yorulduğumuzun farkına varmıştık.Sanırım maçın bir an önce bitmesi en çok bize yarayacaktı.Ve biz Avrupa'da ilk 16daydık.Avrupa'ya BİZ gelmiştik yani salondakiler,tv başındakiler ve saha içindekiler...Belki çok paramız yoktu,hocamızın tecrübesi yoktu,belki bizim de salonda Avrupa tecrübemiz yoktu ama kenetlenmiştik.Sonra rakip Canaria'ydı.Rakip aslında 2000 yılındaki Dortmund gibiydi.Cornel David gibi Carl English gibi korkutan oyuncuları vardı ama güveniyorduk işte kendimize.Nedenini bilmiyorduk ama güveniyorduk tıpkı hocamız gibi.Hocamız da ''mutlaka kazanacağız'' demişti.Neden kazanmayalım ki ? ''O'' savunmaya kenardan verdiği güç nedeniyle zaten savunmayı 6 kişi yapıyorduk ve taraftar da eklenince 7 kişi olmuştuk.7 kişi zaten Kanarya'yı da Canaria'yı da ezer geçerdik.Zaten maça öyle bir başladık ki rüzgardan dolayı Maslak'ta tüm kanaryalar derinden titrediler.İşin ilginç tarafı savunmada görevli olan 7. adam bu maçta hücuma da el atmıştı.7 kişilik ilk beşimizi sanki saha içinden yöneten hocamız,müthiş hamlelerle maçı zaten bitirmişti.
''''Fatih Solak point guard oynasa Cemal de dip çizgi şutörü olsa biz bu maçı yine alırdık.''''
Murat Hoca bizi bütün hafta bu maça hazırladı aslında.Artık onun takımı 13 kişiydi.takım saha içinde hazırlanırken biz ise fabrikada hazırlanan T-Shirtlerimizi bekliyorduk.T-Shirtlerimiz de yakışmıştı ve ''Yeşil dünya kırmızı alarm veriyordu Ayhan Şahenk'te...)
İspanya'daki formalite maçında da planını bütün maça yayan takımımız rahat bir oyunla final eight'e kalıyordu.Ligde işler kötü gidiyordu ve final fourun önündeki engel formda bir Beşiktaş'tı.Nicevic ve Kaya gerçekten çok sağlam uzunlardı ve karşılarında formsuz Hüseyin vardı.İstikrarsız guardlarımız ve verim vermeyen yeni yabancımız ile açıkçası galip gelmemiz zordu ama birşeyi unutmuştuk yine.''O da ruhumuzdu''.Maça iyi başladık ve ruhumuzu yine koyduk sahaya.Maçı oturarak izleyen bu siteden kaç kişi vardı ki ? Son anları oynama konusunda beceriksiz olan takımımıza maçın sonunda öyle bir güvendim ki kendime şaşırdım fakat olmuştu.Evet biz Final 4'daydık ve burda biz temsil edecektik Türkiye'yi . Patavatsızca bahaneler üreten Ergin Ataman'ın ise Türkiye'ye dönene kadar ki en önemli görevi uçak ayarlamak olmalıydı....
Rakip BU KEZ Badalona'ydı.Nereden bakarsanız bakın güçlüydüler fakat biz de güçlüydük.Maçta da bütün mücadelemizi ortaya koyduk özellikle hakem kararları bizi burada çok etkiledi çünkü bütün savunma direncimiz kırıldı.Murat Özyer ise ''AVRUPA'DA GALATASARAY'I BAŞARIYLA TEMSİL ETMEK'' gururunu hakkıyla ve emeğiyle yaşamıştı.Ve en önemlisi verdiği sözü tutmuş hatta daha fazlasını yapmış ve bunu yaparken de taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanmıştı.
Fakat işler daha sonra iyi gitmemeye başlamıştır.Özellikle Hüseyin'in sakatlığı takımı çok etkilemiştir ve ligde arzulanan Galatasaray yoktur.Play-off'da da kimsenin ümidi yoktur çünkü kaybolan takım içi ruhtur ve Murat hoca bu sefer bu ruhu geri getirememiştir.Aslında play-off'daki facia bile ruhun ne kadar önemli olduğunun kanıtıdır.Zaten Galatasaray gibi bir camiada asla ruhuzluğa yer yoktur.Galatasartay'da mühim olan kazanmak değil,Galatasaraylılığın ayrıcalığını hissederek oynamaktır.
Murat Hoca'nın elbette hataları olmuştur.Özellikle son anda oyuncularını sakinleştirememiş,molalar konusunda sınıfta kalmış ve oyuncu deişiklikleri konusunda bazı takıntılar oluşturmuştur.Fakat aynı adam Asvel maçına resmen bizi hazırlamIş,klübün basketbola olan ilgisin artırmış,Avrupa'da başarı isteğini gidermiş ve en önemlisi bize istediğimiz değeri vererek bize ihtiyacı olduğunu söylemiştir.Bence kendisi bu sezon takımın başında kalmayı fazlasıyla haketmiştir.Lütfen eleştiri yapmadan önce geçen seonun başını da düşünelim çünkü gerçekten hocamızın yönettiği takımlar genelde sezon içi ivmesine ulaşan takımlar ve bence hem daha tecrübeli hem daha saygın bir Murat Özyer bu güzel kadroyla bize mutlu günler yaşatacaktır.
Ve bu sezon artık asıl amaç olan Avrupa basketboluna kalıcı olarak katılmak ve Türkiye'de şampiyon olmak.Bu sene Murat hocadan mutlaka bir kupa bekliyoruz...Eğer hoca bu kupayı getirirse biz de ona şunu deriz...Tıpkı 14 yıl sonra gelen şampionluğun ardından açılan şu pankarttaki gibi...
.............................YETMEZ BİZE BİR KUPA,HEDEFİMİZ AVRUPA..........................................
Murat Özyer Ülker'in makus talihini değiştiren adam olmuştur.Her ne kadar Ülker'in kadrosu iyi olsa da takımda oturmayan parçaları gayet iyi tespit eden murat hoca (Stepanov mesela) doğru hamlelerle takımı kısa zamanda rayına oturtmuştur.
Aynı Murat Özyer daha sonra Galatasaray'da 9 yıl sonra ''AVRUPA'' kelimesini ortaya atan adamdır.Play-out oynayan bir takımın taraftarını arkasına almış ve onlarla ilerlemeyi seçmiştir.İlk sezonunda bütçe nedeniyle tek skorer'in eline bakan bir takım oluşturulmuş ve playofflara kalınmıştır.Takım yapabileceğinin en iyisini yapmıştır o sezon.Sezon sonunda Galatasaray için en önemli gelişme Uleb Cup olmuştur.Uleb Cup Galatasaray için oldukça önemlidir zira ''AVRUPA'' hedefinin ilk parçası bu kupaya katılmaktır.Takıma Hüseyin alınarak aslında diğer orta sınıf takımlardan kopmak adına çok önemli bir hamle yapılmıştır.Ayrıca takıma Avrupa kariyerli ABD'li uzunlar alınmış ve Dee gibi bir pasör guard ile topu paylaşan bir takım oluşturulmaya çalışılmıştır.Bu oluşuma taraftar da dahil edilmeye çalışılmıştır ve kombine sistemi hayata geçmiştir.
Takım sezona çok da iyi başlayamaz fakat bir gerçek vardır ki o da Galatasaray'ın savaşan ruhudur.Takım Türkiye Kupası'ndan elenmiş ve 2 yabancı oyuncu beğenilmeyerek takımdan gönderilmiştir.
Robert Hite ve Alba'nın forveti Chris Owens ile anlaşılmıştır.Amaç , hem savaşan hem de oyunu bilen oyuncular ile anlaşmaktır ve bunda başarılı olunmuştur.Kombinelere yapılan teşvikler ile birlikte özellikle T Blok olmak üzere güzel bir hava yaratılmıştır.
Aslında bu çok kolay olmamıştır.Uleb Cup'ta Galatasaray'ın grubunun en güçlü takımı olan Girona ile oynanan maçta bulunan taraftar sayısı neredeyse maçı yayınlayan kanal 24 ekibi ile eşit seviyededir . Fakat maçın erken saatte olduğu da bir gerçektir.Girona maçı nereden bakarsanız bakın çok önemlidir çünkü Avrupa'ya geri dönüş maçıdır ve grubun favorisini yenmek demek Avrupa'ya ismen değil basketbol yapısı olarak da döndüğümüzün göstergesi olacaktır.Bu şartlar altında yapılan maçta takımımız büyük bir mücadeleyle ve şansın da yardımıyla maçını kazanmıştır.Murat hocanın savaşçı takımı ilk sınavını başarıyla vermiştir.Daha sonra takım lige ısınmaya başlamış ve iyi sonuçlar gelmiştir.Bu süre zarfında taraftar da başarı ile birlikte salonun yolunu bulmaya başlamıştır.Fenerbahçe ile aynı salonu paylaşma kabusundan kurtulan Galatasaray için Ayhan Şahenk'i benimsemek çok da kolay değildir.Fakat sert çemberlerin aslında iyi bir evsahibi özelliği olacağını kimse düşünmemiştir.Yeşiller için ise taraftarlar ''kalabalık olursak kapatırız'' diyorlardı.Nitekim de bütün önemli maçlarda yeşil sadece rakiplerin formalarında vardı.Özellikle içerdeki Fb ve Asvel maçında içeri ''GREEN PEACE BOTU BİLE GİRSE'' üstü muhakkak kapatılırdı.Bazen önümüzde polisler vardı bazen ise salona girmek bile çileydi fakat taraftar görevini yapacaktı.Asvel maçında kaybedilmeye doğru giden maç 2. yarının başında taraftar tarafından kurtarılacaktı.''Sanki hepimiz sahadaydık ya da sahayı tribüne taşımıştık...''.Cüneyt serbest atışları atarken hepimiz ne kadar yorulduğumuzun farkına varmıştık.Sanırım maçın bir an önce bitmesi en çok bize yarayacaktı.Ve biz Avrupa'da ilk 16daydık.Avrupa'ya BİZ gelmiştik yani salondakiler,tv başındakiler ve saha içindekiler...Belki çok paramız yoktu,hocamızın tecrübesi yoktu,belki bizim de salonda Avrupa tecrübemiz yoktu ama kenetlenmiştik.Sonra rakip Canaria'ydı.Rakip aslında 2000 yılındaki Dortmund gibiydi.Cornel David gibi Carl English gibi korkutan oyuncuları vardı ama güveniyorduk işte kendimize.Nedenini bilmiyorduk ama güveniyorduk tıpkı hocamız gibi.Hocamız da ''mutlaka kazanacağız'' demişti.Neden kazanmayalım ki ? ''O'' savunmaya kenardan verdiği güç nedeniyle zaten savunmayı 6 kişi yapıyorduk ve taraftar da eklenince 7 kişi olmuştuk.7 kişi zaten Kanarya'yı da Canaria'yı da ezer geçerdik.Zaten maça öyle bir başladık ki rüzgardan dolayı Maslak'ta tüm kanaryalar derinden titrediler.İşin ilginç tarafı savunmada görevli olan 7. adam bu maçta hücuma da el atmıştı.7 kişilik ilk beşimizi sanki saha içinden yöneten hocamız,müthiş hamlelerle maçı zaten bitirmişti.
''''Fatih Solak point guard oynasa Cemal de dip çizgi şutörü olsa biz bu maçı yine alırdık.''''
Murat Hoca bizi bütün hafta bu maça hazırladı aslında.Artık onun takımı 13 kişiydi.takım saha içinde hazırlanırken biz ise fabrikada hazırlanan T-Shirtlerimizi bekliyorduk.T-Shirtlerimiz de yakışmıştı ve ''Yeşil dünya kırmızı alarm veriyordu Ayhan Şahenk'te...)
İspanya'daki formalite maçında da planını bütün maça yayan takımımız rahat bir oyunla final eight'e kalıyordu.Ligde işler kötü gidiyordu ve final fourun önündeki engel formda bir Beşiktaş'tı.Nicevic ve Kaya gerçekten çok sağlam uzunlardı ve karşılarında formsuz Hüseyin vardı.İstikrarsız guardlarımız ve verim vermeyen yeni yabancımız ile açıkçası galip gelmemiz zordu ama birşeyi unutmuştuk yine.''O da ruhumuzdu''.Maça iyi başladık ve ruhumuzu yine koyduk sahaya.Maçı oturarak izleyen bu siteden kaç kişi vardı ki ? Son anları oynama konusunda beceriksiz olan takımımıza maçın sonunda öyle bir güvendim ki kendime şaşırdım fakat olmuştu.Evet biz Final 4'daydık ve burda biz temsil edecektik Türkiye'yi . Patavatsızca bahaneler üreten Ergin Ataman'ın ise Türkiye'ye dönene kadar ki en önemli görevi uçak ayarlamak olmalıydı....
Rakip BU KEZ Badalona'ydı.Nereden bakarsanız bakın güçlüydüler fakat biz de güçlüydük.Maçta da bütün mücadelemizi ortaya koyduk özellikle hakem kararları bizi burada çok etkiledi çünkü bütün savunma direncimiz kırıldı.Murat Özyer ise ''AVRUPA'DA GALATASARAY'I BAŞARIYLA TEMSİL ETMEK'' gururunu hakkıyla ve emeğiyle yaşamıştı.Ve en önemlisi verdiği sözü tutmuş hatta daha fazlasını yapmış ve bunu yaparken de taraflı tarafsız herkesin takdirini kazanmıştı.
Fakat işler daha sonra iyi gitmemeye başlamıştır.Özellikle Hüseyin'in sakatlığı takımı çok etkilemiştir ve ligde arzulanan Galatasaray yoktur.Play-off'da da kimsenin ümidi yoktur çünkü kaybolan takım içi ruhtur ve Murat hoca bu sefer bu ruhu geri getirememiştir.Aslında play-off'daki facia bile ruhun ne kadar önemli olduğunun kanıtıdır.Zaten Galatasaray gibi bir camiada asla ruhuzluğa yer yoktur.Galatasartay'da mühim olan kazanmak değil,Galatasaraylılığın ayrıcalığını hissederek oynamaktır.
Murat Hoca'nın elbette hataları olmuştur.Özellikle son anda oyuncularını sakinleştirememiş,molalar konusunda sınıfta kalmış ve oyuncu deişiklikleri konusunda bazı takıntılar oluşturmuştur.Fakat aynı adam Asvel maçına resmen bizi hazırlamIş,klübün basketbola olan ilgisin artırmış,Avrupa'da başarı isteğini gidermiş ve en önemlisi bize istediğimiz değeri vererek bize ihtiyacı olduğunu söylemiştir.Bence kendisi bu sezon takımın başında kalmayı fazlasıyla haketmiştir.Lütfen eleştiri yapmadan önce geçen seonun başını da düşünelim çünkü gerçekten hocamızın yönettiği takımlar genelde sezon içi ivmesine ulaşan takımlar ve bence hem daha tecrübeli hem daha saygın bir Murat Özyer bu güzel kadroyla bize mutlu günler yaşatacaktır.
Ve bu sezon artık asıl amaç olan Avrupa basketboluna kalıcı olarak katılmak ve Türkiye'de şampiyon olmak.Bu sene Murat hocadan mutlaka bir kupa bekliyoruz...Eğer hoca bu kupayı getirirse biz de ona şunu deriz...Tıpkı 14 yıl sonra gelen şampionluğun ardından açılan şu pankarttaki gibi...
.............................YETMEZ BİZE BİR KUPA,HEDEFİMİZ AVRUPA..........................................
Bjk?den 15 fark..Daçka?ya yenilmek ve son maçın son saniyesinde gelen bir üçlükle, hem de bizim attığımız değil,Haluk?un attığı bir üçlükle mucizevi bir şekilde 8?li finale kalmak en hafif deyimle acı oldu. Ama açıkçası benim için hiç sürpriz olmadı bu Çorum faciası. Zira Ziziç hariç yapılan transferler, hazırlık maçlarındaki sonuçlar bu akıbeti haber vermekteydi zaten. 10 milyon dolar harcanıp geçen seneden daha kötü bir kadro kurmak kimin başarısıysa hakikaten tebrik etmek lazım. Benim sezon öncesi hiç tadım yok arkadaşlar,umarım ben yanılırım ama tepeye oynayacak takımlar arasında en zayıf kadro bizde bence. Hadi hayırlısı..
Murat İNAL' Alıntı:
1 haziranda sen hiç bir şey görmedin sevgili Murat ama kongre üyeleri gördü ki!!! yeni oluşumlar için start verdiler.Yakın zaman da sende duyarsın sonuçlarını.
Bizim kongredekiler yaşlı olduğundan herhalde geç idrak ediyorlar demek ki.
Kalliyi göndermeyi de bir 10 sene önce takımın başındayken karar vermişlerdi işte nasip geçen sene oldu demek ki.
Kalliyi göndermeyi de bir 10 sene önce takımın başındayken karar vermişlerdi işte nasip geçen sene oldu demek ki.