Mete Gazoz dün çeyrek finalde sıralama atışlarında 5.sırayı almış olan İspanyol Miguel Alvarino GARCIA'yı rahat bir şekilde 7-1 yendikten sonra yarı finalde sıralama atışlarının 1 numarası Güney Koreli Kim WOO-JIN'e rakip oldu. Kötü başladığı maçta 2.sette durumu dengelemişti ama yine kötü geçen 3.set maçı WOO-JIN'in lehine çeviren set oldu. Sonraki set de berabere bitince 5-3 ile beraberliğin yetmeyeceği son sete geldi Mete. İki 10 ile başladığı sette 1 puan öndeyken 10 atıp shoot-off atışına bırakacakken maçı 9 atarak WOO-JIN'e 10 atması durumunda maçı kazanma şansı tanıdı ve o da bu ikramı geri çevirmeyerek 6-4 ile finale yürüyen taraf oldu. Açıkçası ne zaman isterse 10 atar gibi bir mit yaratıldı ama tabi ki okçuluk bu kadar basit bir spor değil. 3.lük maçını ise kontrol elindeyken yarı final maçını genç Brezilyalı Marcus D'ALMEIDA'ya 6-4 veren kendi evinde şampiyonluk hedefleyen Dünya 1 numarası ve sıralama atışlarında 3.olmuş olan Brady ELLISON ile yaptı. ELLISON yabancı gelmeyecektir. Olimpiyatlarda çeyrek finalde Mete GAZOZ kendisini set puanları 3.set sonunda 3-3 iken son 2 seti 1'er puan farkla alarak 7-3 ile saf dışı etmişti. Açıkçası bu kez maça kötü başlamadı ama ELLISON 3 tane 10 atarak başlayıp 30 puan atınca Mete'nin 10-10 giderken son atışında 9 atmasıyla 29da kalması psikolojik üstünlüğü rakibe verdi ve oradan geri dönüş olmayınca 6-2 kaybetti. Final maçında ise WOO-JIN altın madalyaya 7-3lük skorla ulaştı. Böylelikle sıralama atışlarının ilk 3ü asıl müsabakalar sonucunda da sıralamaları bile değişmeden ilk 3te yer alarak kürsüye çıkmış oldu.
Mete GAZOZ'un olimpiyatlardaki sempatik ve rahat tavırlarından maalesef yarı final ve 3.lük maçlarında eser yoktu. Bu spor sürprize çok açık bir spor olduğu için ondan her zaman şampiyonluk bekleyemeyiz. Ancak ülkede öyle bir hava oluşturuldu ki sanki Mete bundan sonra 20 yıl ortadaki her altın madalyayı rahatça alacak. Böyle bir şey elbette ki imkansız. Olimpiyatlar bir şans değildi ama şampiyonluk şansı olan tek sporcu da Mete değildi. Günlük hatta anlık performanslar çok önemli bu sporda. Kazanınca neden kazandığıyla ilgili çok konuştuk ama pekala ELLISON'a dün olduğu gibi olimpiyatta da çeyrek finalde kaybetse bugün adını bilenlerin 10da 9unun kendisinden haberi olmazdı ve haberdar olanların da bu çocuk kritik anlarda neden bu kadar rahat hiçbir şeyi önemsemiyor gibi duruyor eleştirilerine maruz kalırdı. Ekşide artık Mete'yi en azından hep buralarda çeyrek final ve şampiyonluk arasında bir yerlerde görürüz demişler ama bu şampiyonada son 16yı bile göremeyebilirdi. Neden derseniz sıralamada 29.oldu. Bu da demek ki daha kötü bir yola düştü. O yolda sıralamanın 4.sünü 3.turda eledi ama 29. değil 32.olsa şampiyonla bu turda eşleşecek, 30.olsa ELLISON ile eşleşecekti. Biraz daha yukarıda olsa örneğin 16-17.sırada yer alsa bile yine WOO-JIN ile bu sefer yolları çeyrek final öncesi 4.turda keşisiyordu. Yani demem o ki Mete GAZOZ ya sıralamaları da önemsesin artık ya da önemsemesine rağmen sıralama atışlarını farklı dinamiğine ayak uyduramıyorsa bunun üstüne çalışşsın. Yoksa işi şansa ya da önüne geleni dize getirmesi gibi zor bir ihtimale kalır. Unutmayın ki her ne kadar birebir ok atsalar da herkes aslında bireysel yarışıyor. Bu nedenle anlık performanslarla herkesi yenebilir ve herkese yenilebilirsiniz. Kaybetme ihtimalini arttırmamak için zorlayıcı rakiplerle erken turlarda da eşleşmemek elzem olacak bundan sonra.
Ayrıca yukarıda da bahsettiğim final yapan Brezilyalı D'ALMEIDA çeyrek finalde bir başka genç yıldızımız Samet AK'ı 6-0 yendi. Skora aldanmayın çünkü Samet kötü başlamadı ama D'ALMEIDA ilk 2 setteki 6 atışından 5 tane 10 puan çıkartınca 4-0geri düştü. 3.sette her şey elindeyken son atışında 7 atınca birden rakibine 9 attığı takdirde yarı final kapısından geçme fırsatı doğdu ve o da bunu değerlendirdi. Onun adına değerli olan 4.turda Güney Koreli Oh JIN-HYEK'i 6-4 geçmesi oldu. Başarıyla ayrıldığını söylemeliyiz bu şampiyonada. Üstelik sıralama atışlarında 42.olabilmişken.