A
Ali Parlak
Misafir
Peki ya Erman Kunter ile başarısız olursak.
Kardeşim Oktay Mahmuti göreve gelirken direk şampiyonluk hedefi ile mi geldi? Yoksa 3 yıllık bir plan mı koydu önümüze?
Sen kulup olarak geleceğini sadece şampiyonluklara mı endekslemelisin? Yoksa seni sürekli şampiyonluğa oynatacak yapıya mı?
Şimdi bunlar ışığında Oktay hocanın ücretinin makul bir seviyede arttırılması normaldir. İşin içine CEO olmayıda koyarsan ifade edilen ücret çok ama çok normaldir. 850$ +500$
.
Bu yıl kaçan şampiyonluğun hiçbir açıklaması olamaz...
CEO olayı henüz tam oturmamış bir sistemin 2. yılında hayata geçirilmeye çalışılması ve sonra vazgeçilmesi ve 2.yılın sonunda tekrar gündeme gelmesi henüz bu tür yapının oluşmadığı bir yerde arızalar, sorunlar çıkaramaması kaçınılmazdır. CEO olayı ancak bundan 2-3 yıl sonra gündeme getirilmeliydi önce başarılar devamlılık kazanmalı neticeler alınmalıydı ondan sonra bu tür işlere girilmeliydi. Emeklemeden depar atmaya kalkışırsanız iş böyle düğümlenir kalır...
Şimdi Oktay Mahmuti, Efes Pilsen kültüründen yetişme daha önce hiç kulüp takımlarında çalışmadı. Hep işleyen çarkın işleyişini iyi bilerek işini yaptı Efes Pilsen'de iken. Herşey hazırdı, sistem oturmuştu ve çokda başarılı oldu. Daha sonra İtalya macerası iyi geçti başarılı oldu ve kendi kararıyla 1 yıl hiçbir takımı çalıştırmadı, dinlendi.
Hep belirli (yüksek) bir bütçe ve organizasyon oluşumlarının içinde oldu.
Şimdi sizin küçük gördüğünüz, 2002 sezonu 3.lüğümüzün kadrosunu ve puan durumunu paylaşacağım.
Erman Kunter'in kurmuş olduğu ve seçtiği yabancılar ne kadar yüksek verim aldığının kanıtıdır. Ve seçimlerinin ne kadar iyi olduğunun. Galatasaray o sezon çok düşük bir bütçe ile harika işler yapmıştı.
Aaron Mitchell harika başlamıştı, mükemmelde götürüyordu hem sahaiçi hem de saha dışında kişiliğiyle büyük beğeni toplamıştı ama devre arasında İtalya'ya gitmek zorunda kalmıştı ama ücret kazanmıştık...
Jason Robert Koch hepimizin hâlâ hafızalarında, unutamadıklarımız arasında.
Thomas Kelley ise bekleneni verememişti Tekelspor'a kendi sahamızdan attığı basket dışında bıraktığı iz olmadı başka...
Terrell Lyday daha sonra takıma katılmıştı Polonya'dan gelmişti hafızam beni yanıltmıyorsa. Harika bir performans sergilemişti Play-Off serisinde F.Bahçeyi 3-2 geçerken harika oynamıştı. Şimdilerde ise Kazan'da bize karşı bu yılda oynadı Euroleage gruplarda.
Roy Hairston ise beklentilerin altında kaldı ama aldığı ücret verimlilik çok fazla değildi.
Geoffrey Owens ise basketbol şubemizde forma giyip Wilangowski gibi tartışmalı bir iz bırakmıştır, çok berbat bir seçimdi ama paly-off sürecinde takıma katılmıştı.
Arda Vekiloğlu eğer 3 numara oynama ısrarı olmasaydı 4 numara devam etseydi şimdi bambaşka yerlerde olabilirdi, sönüp gitti...
Bu da puan durumumuz Telekom gibi Fenerbahçe gibi takımları altımız almışız...
Erman Kunter o yıl oynattığı basketbol ve oyunculardan yüksem verim alması ile çok takdir edilmişti. Sıfırdan kurulan ve çok çok başarılı olan bir yıldı. Yeni bir oluşum olacaksa bu Ermen Kunter ile de mümkün, elindeki kadroyu çok iyi yöneten bir isim.
Kısacası basketbolda sinerji yaratmak çok zor bir durum değil heleki büyük taraftar kitlelerinin olduğu Galatasaray gibi büyük camialarda artık kulüp basketbola üvey evlat gibi bakmıyor sponsorlar geliyor, iyi bir yapılanma ile başarı herkesle elde edilebilir.
Tartışma bitsin.Liseci zihniyetin has adamı Refik Arıkannnn Erman Kunter ile anlaşmış.Ben kendi adıma Basketbol kombinemi yenilemeyecegim.Basarı gelecegine falanda inanmıyorum....Bizi tekrar küçük düşünmeye mecbur edenler utansın...Birgün liseci zihniyet koskaca kulubü bitirecek.Kendi hırsları için.olanda Galatasaray'a olacak.
Alın bu arkadaşı liseli liseli ne alaka kimsiniz siz kardeşim ne yaşınız yazıyor ne cinsiniz düne kadar nerdeydiniz nerde bu bloğun yöneticisi,mahmudi oplayı patladı pat birileri forumda görünür oldu ikaz ediyorum anlamıyan var!!! kendi tarzımlada anlatırım
İnsanlara cins bile dedikten sonra hala "kendi tarzınız" değilse "kendi tarzım" dediğiniz şey nedir ?
Zaman ne kadar çabuk geçiyor, inanılır gibi değil. O sezon kadroda bulunan yabancı oyuncuların bir çoğu bir kaç arkadaş ve bana sorularak transfer edilmişti. Owens sonradan play off döneminde takıma monte edilmişti. T-K gördüğüm en katma değersiz gardlardan birisiydi(sanırım 30.000 dolara oynuyordu)ancak salonumuzun boşaltıldığı FB maçında son 3 saniyede topu bizim potanın altından öbür ootanın altına götürerek attığı turnike ile maçı kazanmamız unutulmaz birşeydi...Gördüğüm en hızlı gardlardan birisiydi.Aaron Mitchell'ın transfer görüşmeleri ise çok komik olmuştu zira adam aylık yanılmıyorsam 6.000 dolar para istemişti, Tamer Abi o kadar paramız yok, gel deniyelim seni ayda en fazla 3.000 dolar verebiliriz demişti. Mitchell o kadar çaresiz ve pazarı olmayan bir oyuncuyduki kabul etmiş ancak en azından denenmek için İstanbula uçak bilet parasını bizim vermemizi istemişti ve aylık 3.000 dolara oynarken yanılmıyorsam sezon ortasında aylık 20.000 dolar gibi bir paraya Ergin Ataman'ın Sienasına gitmişti.
Maçlarda seyirci ortalamamız belki 500 kişiyi bulmazken fedakarca yapılan çalışmalar, bugünün belki ilk ilkek sponsorluk anlaşmalarını yapan takım yine biz olmuştuk(antreman salonuna reklam almak, fila ile anlaşmak, Dagiyi kullanmak, vs...)
Hatta size daha komik birşey anlatayim, o sezondan yanılmıyorsam 1 sezon önce Fehmi Sadıkoğlu ile Adidas'a forma anlaşmasına gittiğimizde Adidas değil para vermek, bizden yıllık 40.000 dolar civarında para istemişti(malzeme desteği ve formalar için)anlayacağınız şube bu haldeydi.
Not: Ben Oktay Mahmudiyi çok beğeniyorum, gerek tarzı gerek oyun bilgisi ile...Ancak burada bence yıllar öncesinde şubenin kapatılmak istendiği dönemde karşı çıkan Yalçın Granit, Fehmi Sadıkoğlu, Erman Kunter ve gönülden(hiçbir para karşılığı olmadan, hatta cebinden para katarak, vakit harcayarak)şubeye destek olan 5-6 arkadaşın(Arda Ezer, Önder(WOTWS),Onursal Ok, Fırat, Can Solim, Can Özker ve Kerem Ersuna'nın)hakkı yenmemeli.
Konudan bağımsız bunları anlatma gereği duydum, kusura bakmayın.
Sevgiyle kalın,
Şimdi Oktay Mahmuti, Efes Pilsen kültüründen yetişme daha önce hiç kulüp takımlarında çalışmadı. Hep işleyen çarkın işleyişini iyi bilerek işini yaptı Efes Pilsen'de iken. Herşey hazırdı, sistem oturmuştu ve çokda başarılı oldu. Daha sonra İtalya macerası iyi geçti başarılı oldu ve kendi kararıyla 1 yıl hiçbir takımı çalıştırmadı, dinlendi.
Hep belirli (yüksek) bir bütçe ve organizasyon oluşumlarının içinde oldu.
Şimdi sizin küçük gördüğünüz, 2002 sezonu 3.lüğümüzün kadrosunu ve puan durumunu paylaşacağım.
Erman Kunter'in kurmuş olduğu ve seçtiği yabancılar ne kadar yüksek verim aldığının kanıtıdır. Ve seçimlerinin ne kadar iyi olduğunun. Galatasaray o sezon çok düşük bir bütçe ile harika işler yapmıştı.
Aaron Mitchell harika başlamıştı, mükemmelde götürüyordu hem sahaiçi hem de saha dışında kişiliğiyle büyük beğeni toplamıştı ama devre arasında İtalya'ya gitmek zorunda kalmıştı ama ücret kazanmıştık...
Jason Robert Koch hepimizin hâlâ hafızalarında, unutamadıklarımız arasında.
Thomas Kelley ise bekleneni verememişti Tekelspor'a kendi sahamızdan attığı basket dışında bıraktığı iz olmadı başka...
Terrell Lyday daha sonra takıma katılmıştı Polonya'dan gelmişti hafızam beni yanıltmıyorsa. Harika bir performans sergilemişti Play-Off serisinde F.Bahçeyi 3-2 geçerken harika oynamıştı. Şimdilerde ise Kazan'da bize karşı bu yılda oynadı Euroleage gruplarda.
Roy Hairston ise beklentilerin altında kaldı ama aldığı ücret verimlilik çok fazla değildi.
Geoffrey Owens ise basketbol şubemizde forma giyip Wilangowski gibi tartışmalı bir iz bırakmıştır, çok berbat bir seçimdi ama paly-off sürecinde takıma katılmıştı.
Arda Vekiloğlu eğer 3 numara oynama ısrarı olmasaydı 4 numara devam etseydi şimdi bambaşka yerlerde olabilirdi, sönüp gitti...
Bu da puan durumumuz Telekom gibi Fenerbahçe gibi takımları altımız almışız...
Erman Kunter o yıl oynattığı basketbol ve oyunculardan yüksem verim alması ile çok takdir edilmişti. Sıfırdan kurulan ve çok çok başarılı olan bir yıldı. Yeni bir oluşum olacaksa bu Ermen Kunter ile de mümkün, elindeki kadroyu çok iyi yöneten bir isim.
Kısacası basketbolda sinerji yaratmak çok zor bir durum değil heleki büyük taraftar kitlelerinin olduğu Galatasaray gibi büyük camialarda artık kulüp basketbola üvey evlat gibi bakmıyor sponsorlar geliyor, iyi bir yapılanma ile başarı herkesle elde edilebilir.