Sedat İncesu

"Yalnız Değildir" başlığına yazmayı düşünüyordum; ama Ernoyan iyi düşünmüş bu şekilde.

Sedat Hoca'mız Facebook'ta iletisine şöyle yazmış:

Sedat İncesu

Bugün itibarı ile Federasyonumuz tarafıma 5 maç ceza aldığımı tebliğ etti çok teşekkür ediyorum. Verdiğim savaşın şeref madalyası olarak göğüsümde taşıyacağım... Gerçekleri söyleyecek kadar cesur olan tüm sporcularım ve dostlarım adına diyorum ki son söz daha söylenmedi...

Altına yaptığı yorumu:

Sedat İncesu

Bu spor yanlislarla savasan 5 -10 cesur adam sayesinde biryerlere geldi. Bir ben bilirim verdigim savasi bir de benimle savasan sporcular ama en onemlisi Allah bilir. Bu dunyada beni yerler bitirirler ekmegimden ederler ama ben gece yastigima basimi koydugumda huzurla uyuyorum bu bana yeter. 6 ay da verirler omur boyu da men ederler artik herseyi bekliyorum. Cok dediler hocam konusma isine bak cocugunu dusun aileni dusun diye aba altindan sopa da gosterdiler. Bende diyorum ki benim cocugum babasi susup sisteme uyup kendi cocugum kardesim gibi gordugum engellilere yapilanlara sesini cikarmayacaksam hic buyumesin. Hepimiz silinip gidecegiz ama tarih yazacak sampiyonluklari ve o sampiyonluklarin ne bedellerle kazanildigini.

Açıktan yazdığı için, yazdıklarını alıntıladım buraya.

Türk sporunun ne kadar pis bir şekilde yönetildiğini iyice görüyoruz. Bu ülkeye kazandırılmış en güzel başarıları yaşatan insana bu şekilde davranılıyorsa, artık diyecek pek bir şey kalmıyor sanırım.

Sedat Hoca'mızın yanında olmalıyız her şekilde. Bunu yönetim de göstermeli sonuna kadar!
 
Malum yöneticinin tekerlekli sandalye basketbol oyuncularına dair yorumlarını hatırlarsınız. Koçumuz da bunlara yönelik bir tepki göstermişti. Netice itibariyle 5 maç ceza almış durumda. Ortada çok büyük pislikler dönüyor. Tepkimizi koymalıyız!
 
Çok şaşardım gerçkten şu ülkede Türk sporunu bir yere getirmeye çalışanlara ödül verilse . Biz olmasak siz olmazdınız Tekerlekli sandalye federasyonu bunuda bilin .
 
Başarılarına imza attığı takımın rengi sarı-kırmızı olmasa, yağcılıkta sınır tanımasa heykeli dikilir, ödül yağmuruna tutulurdu.

Bizde de hata var, yönetimde de ama hatası olmayan kişi uğraşmak zorunda kalıyor böyle üfürükten işlerle... Klavye başında yanındayız Sedat Hocam!..
 
Başarılarına imza attığı takımın rengi sarı-kırmızı olmasa, yağcılıkta sınır tanımasa heykeli dikilir, ödül yağmuruna tutulurdu.

Bizde de hata var, yönetimde de ama hatası olmayan kişi uğraşmak zorunda kalıyor böyle üfürükten işlerle... Klavye başında yanındayız Sedat Hocam!..

İşte durum budur Onur hocam. En çok da bu koyuyor insana.

Başarılarında bile yanlarında olamıyoruz ki kötü günlerinde olabilelim.

İlk mesajı attığımdan şu ana kadar çoktan organize olup, gerekli tepkiyi gösterebilmeliydik.
 
Önemli olan Beşiktaş maçına çıkarmamaktı. Bunu başardılar ama yeterli olmadı.

2 maç sonra tekrar takımımızın başında sahaya çıkabilecek.

Vakit olsa yazılacak o kadar çok şey var ki...
 
Bazen haklı olarak eleştiriyorsunuz ama olaya hakim olduğum kadar (çok hakim değilim) size destek olmaya çalışıyorum Twitter'dan falan arkadaşlar. Tabii bu haklılığınızı ortadan kaldırmıyor. Çok eksik kaldık.
 
Metin Bey,

Hocamız geçen sene Tekerlekli Sandalye Federasyonu'nu ve başındakileri eleştiren, oldukça çarpıcı bir yazı yazmıştı. Bu yazısında Milli Takım kamplarında yaşananlar ve federasyon yöneticilerinin neler yaptığını anlatmaktaydı. Anlatılanlar gerçekten korkunç şeyler ama hocamız zaten uzun zamandır böyle olaylara maruz kalıyor. Biliyorsunuz kendisi geçen seneye kadar Avrupa ikincisi ve Olimpiyatlara katılmaya hak kazanan Milli Takım'ın hocasıydı.

Bu olay sebebiyle şu andaki TBESF hocamıza gıcık durumda ve onu durdurmak için de ellerinden geleni artlarına koymuyorlar. Geçen seneki play-off saçmalığı (bütün maçlar tarafsız sahada ve lig liderinin hiç bir avantajı olmadan oynandı), 2-3 sezondur oyuncularımızın her maç tabiri caizse dayak yemesi, Beşiktaş'ın sponsorlarının aynı zamanda federasyonu finansal olarak desteklemesi... Yine de böyle bir ortamda takımımız çatır çatır topunu oynayarak şampiyon olmuştu.

Bu sene de hocamız bu açıklamaları sebebiyle 5 maç ceza aldı, fakat tahkim kurulu cezasını 3 maça indirdi. Bunun hiç bir önemi yoktu, zira amaç deplasmandaki Beşiktaş maçına takımı hocasız çıkarıp yenilmemizi sağlamaya çalışmaktı. Çünkü deplasmanda istedikleri gibi at koşturabilirlerdi, ama bunu da başaramadılar.

Artık hocamızı spordan men etmek için ellerinden geleni yapacaklardır. Biz de burada tepki vermeye çalışıyoruz malesef.
 
Bugünkü maçta dev bir pankart açılmış; "Başarıların cezası bu mu, alayınıza SEDAT İNCESU"

Takım yakında Ankara´ya gelecek diye biraz ağırdan alıyorum ama kendimi de suçlu hissediyorum, yaşanan bu süreçte İstanbul´da bir maça gidip hocamıza ve Engelsiz Aslanlar´a destek veremediğim için.
 
Bugün Engelsiz Aslanların en büyük mimarı sevgili Sedat Hoca'mızın doğum günü.
Doğum günün kutlu olsun İmparator,bizimle beraber nice seneler daha geçirmen dileğiyle.
 
Hiç denilecek kadar az ilgi gösterilen bir branşta, sıkılmadan, küçümsemeden, vazgeçmeden yıllarca bize gururlandıran ekibin belki de en önemli ismi... İyi ki doğdun Sedat İncesu, nice güzel, başarılı, sarı kırmızı senelere...
 
Size olan sevgimizi, saygımızı biliyorsunuz Sedat Hocam. Biz sizi 8.5.2011´de ne kadar çok sevdiysek, 6.5.2012´de de o kadar çok sevdik, emeklerinizi takdir ettik. Birlikte nice yıllara...

Geçen sene Sedat Hoca´mıza yapılan sürpriz doğum günü organizasyonu...


Sedat İncesu | Doğum Günü Organizasyonu

Pazar sabahları erkenden kalkıp yola çıkmak Engelsiz Aslanlar için düzenli olarak yaptığımız ve bundan keyif aldığımız bir olaydır zaten bizler için. Metrobüsün bile tenha olduğu saatler, maça yetişmek için araya sıkıştırdığımız ve bizler için boğaza nazır kahvaltı kadar değerli olan ayran eşliğindeki simidimiz, ve susamlar üzerine döküldükçe sakındığımız, elimizle sirkelediğimiz atkılarımız boynumuzda.

Bir süre aradan sonra dün yine öyle bir gündü bizim için. Bu kez Engelsiz Aslanlar yoktu belki, lig onların şampiyonluk zaferiyle tatile girmişti. Kimisi memleketinde kimisi tatilde dinleniyorlardı şimdi. Bizim dünkü heyecanımızın sebebiyse Engelsiz Aslanlar’ın baş mimarı, bu branşın dünya üzerindeki en başarılı antrenörü, hem milli takım hem kulüp bazında bu branşa çağ atlatmış bir insandı, İmparator Sedat İncesu’ydu.

11 Temmuz’un doğum günü olmasını da fırsat bilerek Sedat Hoca’mızla bir söyleşi yapmayı düşündük ve bunun için kendisinden 10 Temmuz Pazar için görüşme talep ettik. Kendisi saolsun kırmadı bizi ve Bostancı’da buluşmak üzere sözleştik. Doğum günü ile ilgili niyetimizi hocaya açık etmemek için söyleşi bahanesini öne sürdük tamamen ve sadece 2-3 kişi gelip sohbet edeceğimizi düşünmekteydi hocamız. Hatta ilk başta onu 3 kişi karşıladık ve bizi arabasına alarak sohbeti gerçekleştirdiğimiz mekana doğru hareket ettik. Allahtan çok uzağa sürmesine mani olduk hocamızın da o sırada bizden ayrı ellerinde pastayla beklemekte olan topluluktan kopmamış olduk. J

Genel bir sohbetin ardından başladığımız söyleşide 2-3 soruyu geride bırakmıştık ki, Bağdat Caddesi’nde “iyi ki doğdun, iyi ki doğdun, iyi ki doğdun imparator !” sözleri yankılanmaya başladı. O derece ki birkaç dakika sonra arka sokaktaki evlerinde olan Sedat Hoca’nın eşi meraklanıp hocamızı aradı. J Hocanın yanında söyleşiyi gerçekleştirenler olarak daha iyi takip ettik hocanın önce şaşkınlığını ardından yaşadığı mutluluğu. Her birimizin yüzünde de aynı mutluluk ve gurur vardı. Bağdat Caddesi’nde oturduğumuz mekana doğru gelirken yakılmış olan mumları üfleyen imparator çok mutluydu. Ağzından “hayatımda gördüğüm en muazzam ve sürpriz doğum günüydü” sözleri dökülen imparator bizim mutluluğumuzu da bir kat daha artırıyordu.

Ardından bu kez daha kalabalık bir şekilde devam ettiğimiz söyleşide Sedat Hoca’mızın değerli eşi ve biricik kızı Lara da bize eşlik ediyordu. Hoca anlattıkça bizler pür dikkat kesilip dinliyorduk. Saatler göz açıp kapayıncaya kadar geçiverdi. Bununla da kalmadı bizi zorla evine davet etti Sedat Hoca, pastalarımızı yerken sanki kimse inanamıyordu olan bitenlere. Bir Galatasaray antrenörüyle Pazar gününü beraber geçiriyorduk, saatler süren sohbetin ardından evine çıkıp misafiri oluyorduk. Hem de rakip takım taraftarları acaba kim tutuklandı kim teşvik yaptı diye titrerken, camialarını yerin dibine sokmuş başkanları için birkaç yüz metre ötemizde toplanıp yürüyüş organizasyonları yaparken bizler hocamızın zamanlayıcısını ayarladığı şahsi kamerasına toplu fotoğraf pozu veriyorduk. Evinden ayrılırken hocamızın yüzünde mutluluk, biz de iyi bir şeyler yapabilmiş olmanın gururu vardı.

Galatasaray’lılık değerini bir kez daha derinden hissettik. İyi ki doğdun İmparator, iyi ki Galatasaray’lısın, iyi ki Galatasaray’lıyız …

Bence Galatasaraylılık din gibi, mezhep gibi yerleşmiş, köklü bir inançtır. Galatasaray’ı işte bunun için tercih eder ve Galatasaraylılığımla her zaman gurur duyarım.

” Metin Oktay”

http://blog.ultraslan-uni.org/?p=375
 

Üst