Re: Dee Brown
'Beni G.Saray'a Memo gönderdi'
G.Saray Cafe Crown'un NBA patentli yıldız Dee Brown, çok özel açıklamalar yaptı.30 Eylül 2007 13:03Utah Jazz gibi NBA'in hatırı sayılır bir takımı nerede, Türkiye'de sıradan bir basketbol takımı olan Galatasaray nerede? Ajanslara düştüğünde insanlar şaka sanıyordu "Dee Brown, Galatasaray'da" haberini... Yetkili ağızlardan gelen haberler ancak inandırmıştı basketbol kamuoyunu.
Mehmet Okur'un takım arkadaşı, kendine yepyeni bir sayfa açmak için seçmişti Türkiye'yi ve Galatasaray'ı. Gerçi NBA'i bırakıp Türkiye'ye gelen ilk değildi Dee Brown. Daha önce de Zan Tabak, Mahmud Abdur-Rauf, Concrad Mc Ree gibi yıldız isimler gelmişti. Peki ama 23 yaşında, kıpır kıpır, yerinde duramayan genç siyahi Amerikalı, Galatasaray'da nasıl bir basketbol kariyeri planlıyordu? Takım arkadaşı Mehmet Okur'un, İstanbul'a gelmesinde nasıl bir payı vardı? Herkes gibi ben de merak ediyordum bu soruların cevaplarını... Bu yüzden daha ilk antrenmanında soluğu Sarı-Kırmızılı takımın çalıştığı Darüşşafaka'nın basketbol salonunda aldım. Sanki haftalardır bu takımla oynuyormuş gibiydi Dee Brown. Galatasaray coach'u Murat Özyer ve yeni arkadaşlarıyla kısa zamanda kaynaşmıştı. Sevimli, güler yüzlü suratıyla insanda güven verici bir izlenim uyandırıyor. Antrenman bittiğinde Murat hoca beni göstererek 'başlayabilirsiniz' işareti yapınca sohbetimize de giriş yapıyoruz.
İngilizceyi Amerikan aksanlı, biraz da sokak diliyle konuşan Dee Brown'a Utah'tan neden ayrıldığını soruyorum. Sıkıntılı bir ifadeyle, "Bu sonuçta bir işti ve bitti." diyor Amerikalı basketbolcu. Utah Jazz'lı taraftarların gitmesini hiç istemediğini ifade eden Brown, "Utah'ta taraftarlar beni çok seviyordu. Gitmemi hiç istemediler. Kişisel blogumdaki mesajlardan da bunu görebilirsiniz. Ancak kulüp sözleşmemi yenilemedi. Ben de kendime kulüp aramaya başladım. Bu dönemde G.Saray'ın teklifi karşıma çıktı. Yunanistan'dan Olympiacos'tan da teklif aldım. Ancak Türkiye'deki daha cazipti." diye cevaplandırıyor. Türkiye hakkında daha önce bilgi cahili olduğunu, ancak arkadaşı Mehmet Okur'un imdadına yetiştiğini gülerek anlatan genç guard, "Memo (Mehmet Okur) 'Türkiye'ye hiç düşünmeden git' dedi. Memo, tavsiye etti, ben de geldim. Onunla uzun süre internetten yazıştık. Bana, 'İstanbul'a git. Hiç sıkıntı çekmezsin, Chicago ve New York kadar büyük bir şehir. Türk insanı cana yakın ve misafirperverler.' dedi. Memo, takımda en samimi oyunculardan biri. Şimdi İstanbul'da olmaktan çok mutluyum." diyerek geliş öyküsünü anlatıyor. Hayatta kazanmaktan başka bir şey düşünmediğini vurgulayan genç basketbolcu, en önemli özelliğinin sürati ve top çalması olduğunu belirtiyor ve ekliyor, "Kazanmak, dünyanın en güzel duygusu. Mümkün olduğu kadar çok sayı atmak istiyorum. Takımı taşıyacağımı düşünüyorum. Şimdiden Galatasaraylı taraftarlarla tanışmak için sabırsızlanıyorum. Türkiye'de çok zevkli maçların olacağından eminim." NBA'deki maçların daha hızlı geçtiğinin altını çizen 23 yaşındaki Dee Brown, "İyi çalışacağım ve buradaki sisteme ayak uyduracağım. Basketbol, basketboldur." diye sözlerini tamamlıyor.
Lisede Amerikan futbolu oynamış
Galatasaray Cafe Crown'ın yeni transferi Dee Brown, basketbol kadar Amerikan futboluna da meraklı. Futbol sayesinde daha hırslı ve mücadeleci bir kimlik kazandığını söyleyen Brown, lise yıllarında hem futbol hem basketbol takımının formasını giymiş. Müzikle de ilgilenen Brown, amatör olarak hiphop parçalar okuyor ve piyano çalıyor. Illinois Üniversitesi mezunu olan genç basketbolcu, Utah Jazz'da 9 dakika ortalamayla 1,9 sayı ve 1,7 asist istatistikleriyle oynamıştı.