TBL 10. Hafta | Beşiktaş Milangaz 73 - 65 Galatasaray MP

Maç için ise diğer arkadaşların yazdığı gibi bu takım uzun zamandan sonra ilk kez böyle kötü duygular yaşattı bize. Skor 52-51 olduğunda bile işte şimdi oldu diyemedim içimden. Beşiktaş çok çok ekstra sayılar buldu. En az 15 sayıları böyle fakat bunu kaynağı yinede biziz. Bir saniye bile sahanın patronuyuz biz daha iyi takımız mesajnı veremedik.
Sezon başı 4 tane guard fikri çok hoş gelmişti bana. Hepsi farklı tıpteydi ama daha bir sistem oturtabilmiş değiliz burada. Tek umudum geçen senenin sonuna doğru olduğu gibi parçaların yerine oturması fakat bu kez daha erken yapmalıyız bunu. Oktay Hoca'ya güvenim tam bu konuda ama geçen seneki Taylor kararından daha radikal kararlar vermelidir bence.
Geçen senenin bir değişiğini yaşıyoruz sanki. Bakalım bu kez nasıl çıkacağız. Ayrıca bu basketbolumuz yeni değil tabiki. Kim yazdı unuttum ama hemen hemen 1.5 aydır bu tempodayız neredeyse. Tofaş veya Mersin maçlarını hariç tutabiliriz tabiki.
Çözümün merkezi yine Oktay Hoca'dır, güçlenerek çıkacağımızı umuyorum.
 
Çok abartılmaması gereken bir maç arkadaşlar bence herkes sakin olsun.Ben maçtan önce yenilmemizi bekliyorum diye yazacaktım ama zaten tartışmaya hazır birçok arkadaş diye söylemedim.

Bunu da basketbolu süper anladığımdan tahmin etmedim yani.Top16 garantilendi ve takımın üzerinde konsantrasyon eksiği ile rehavete kapılma gibi bir durum olacaktı.Biz uzun zamandır hem futbolda hem basketbolda böyle büyük organizasyonlarda oynamadığımız için bunun gayet normal olduğunu unuttuk.

Başka maçlarda özellikle ruhsuz oynarsak ben de çok kızıyorum ama dediğim gibi Beşiktaş maçını ayrı değerlendirmek lazım.Bahsettiğim psikolojik durumda karşılaşılmaması gereken 2-3 takımdan birine denk geldik.Hücum anlamında dominant oyuncuları var ve bir şekilde sayı bulabilecek oyuncular aynı zamanda.O yüzden bizim bu ruh halimizden en iyi Beşiktaş gibi takımlar yararlanabilirdi.EL'de Charleroi takımını düşünün.Hiçbir zaman iddiaları olmayacak bir takım ama diğer takımların canına okudular.Beklenmeyecek galibiyetler aldılar,almasalar da çok yıprattılar.Beşiktaş da şampiyonluğa oynayabilecek bir takım değil,iş playofflara gelince gerçek potansiyelleri ortaya çıkacak.

Oyunculara gelince.Lakovic'in performansını belki eleştirebilirsiniz.Ama gayret göstermiyor,koşmuyor,mücadele etmiyor diyeni Allah çarpar,ayıptır ya.Eleştiriceksiniz diye milletin hakkını yiyip durmayın.

Diğer oyuncular gönderilsin falan demeyeceğim.Sadece Songaila lütfen artık gönderilsin yeter.Yerine de bir sağlam 5 numara bir de 4 ya da 3,5 numara alınsın,bu takım çok değişir.
 
Samimi olarak bir şey sormak istiyorum. Bu takım ne zamandan beri şut özürlü ,3lük atamayan bir takım oldu. Sene başını düşünüyorum ,şimdiye bakıyorum ben ne zaman bunu kaçırdım bulamıyorum. Ben rakiplerin yerinde olsam 40 dk alan savunması yaparım bizim takıma. Nasıl atinada abd ye her maç 40dakika alan savunması yapılıyordu, james-melo-wade filan potayı dövüyordu bizde aynıyız ha. Ender maşallah şeytan taşlıyor,gordon 3lüğü geçtim 1,2 adım önünden dış atışta atamıyor, cevher tuğla atıyor,shipp yine tuğla,caner giriyor eskiden atardı köşeden 1-2 üçlük o da yok. Shumpert çok istikrarsız. Keşke jerry johnson olsaydı ya,adam atıyordu en azından
 
oktay hoca galatasarayın başına geçtiğinden beri beni en çok üzen maç oldu guardı olmayan rotasyonu olmayan mahalle takımı beşiktaşa yenildik adamlarda bir can akın var bizde lakoviç-gordon-ender-tutku var guard olarak bu rotasyonla ezmen lazım rakibi gordon dışında istikrarlı oynayan bir oyuncumuz yok savruk görüntü çiziyorlar geçen yıl ki mütevazi kadro bile daha iyi basketbol oynuyordu
 
Bu kadar kolay mı ya asıp kesmek?

Andric kovulsun diyen beyfendi, eminim sene başında Cumbaba'yı alırken Andric ligin en iyi 5 numarası diyorsunuzdur. Guard transferi diyorsunuz, 4 tane guardımız var, hepsi oyuna yön veren, 1 numara oyuncular. Bu yüzden Shipp'i guarddan saymıyorum, aslen 2 numaradır, yani guard aslında. Bunca zaman kazanırken sistem iyi, hoş, 1.5 sezonda bir tane böyle maç kaybedince mi sistem kötü, o gitsin, bu gitsin oluyor? Bu maçı teknik taktik açıdan incelemenin manası yok.

Bu sıkıntının ortaya çıkacağı belliydi. Geçen sene takım final oynadı, bu sene EL falan derken herkes yüksekten uçmaya başlamış, bunun sonucudur bugünkü durum. Bizim sistemine sadık, belli bir savunma düzeyine erişmiş, ne oynadığı belli, Türkiye standartlarında iyi, EL standartlarında normal bir takımımız var. Neden herkes planı unuttu birden? 3 senelik değil miydi Mahmuti'nin planı? Niye birden uçtuk? Biraz ayaklar yere bassın. Takım yenilebilir, her maça da aynı şekilde konsantre olmak mümkün değil. Klavye başından söylemek kolay tabii.

Ayrıca bu maçla ilgili Mahmuti de aşırı derecede kızgın olmalı. İlk kez böyle gördü takımı çünkü. Maçtan sonra oyun hakkında "içi boş" dedi. Bu maç takım içinde çözülecektir emin olun.

1.5 senenin konsantrasyonu en düşük Galatasaray takımıydı, evet. Kötü oynamaya hakları var ama konsantre olmamaya hakları yok. Ancak bu kadar asmak kesmek ne kadar mantıklı? İnsan evladı o adamlarda. Bize 1.5 seneden beri mutluluğun, gururun doruk noktasını yaşatan adamlar onlar, gözyaşı döktüren adamlar. Biraz makul olmaya ne dersiniz? Ayın 30'unda Sinan Erdem'den galibiyeti çıkarırsak, -buraya yazıyorum, kazanacağız- ne methiyeler düzülecek değil mi takıma? Biraz sakin, biraz makul olalım...
 
Şüphesiz hepimizin canını çok yaktı bu mağlubiyet. Belki sıradan bir takıma yenilsek bu kadar etkilemezdi ama ezeli rakiplerimizden birine karşı alınınca bu mağlubiyet daha fazla üzdü bizleri.

Yalnız, mesele takım mücadele ettiğinde değil -alışkanlık yaratmadıktan sonra- mücadele etmediğinde de hoşgörülü olabilmektir bu ekibe. İki sezondur yaşattıkları duygularla bu kadarlık kredileri olduğunu düşünüyorum. Alışkanlık yaratır, başından tepki vermezsek diye düşünebilirsiniz ama kenarda duran isim Oktay Mahmuti.
 
Maçta salondaydık. Maç öncesi gidip gitmemek de biraz kararsızdık aslında. Ama Kahraman Maraş'tan gelmişken bu maça gitmemek olmazdı. Tutku de bana eşlik etti. Teşekkür ederim ona da. Bu maç sırasında basketbol bilgisinin ne kadar iyi olduğunu görmiş oldum :) maç öncesi salona giderken Tutku:"Hala iyi bir fikir mi diye düşünüyorum." derken ben:"Bir kereden bişey olmaz." demiştim. Maç sonunda aslında elimiz kolumuz bağlı bir şekilde bazı insanların sürekli şekilde başta Oktay Hoca olmak üzere oyuncularımıza saydırmalarını seyretmenin gerçekten de pek mantıklı bir davranış olmadığını anladım. Beni en çok üzen de bu oldu.
Maça gelince 1 numarada bizim bariz bir üstünlüğümüz vardı. 4 numarada da onlar üstündü. Geriye kalanında bence bariz bir üstünlük yoktu. Onlar Zoran Ercek'i çok iyi kullandılar. Tek 1 numaraları denebilecek Can Akın 15 sayı attı. Bizde aslında Ender ve Tutku çok iyi başlamıştı, ilk çeyrekte Ender 10 sayı attı, Tutku 100'de 100 ile 8 sayı attı. Maçın geri kalanında bu üstünlüğümüzü iyi kullanamadık. Beşiktaş ikinci yarıda alan savunmasına döndüğünde alan savunmasına iyi hücum edemedik. Aslında orada Ender'in kaçırdığı iki tane boş üçlük vardı. Onlar girse maçı yine biz kazanırdık ama attığımız boş atışlar girmeyince bir türlü oyunun kontrolünü elimize alamadık. Sağlık olsun. İpekçi'de oynadığımız maçı çok bariz üstünlükle yeneriz. Saha avantajının Beşiktaş'ta olacağına da hiç bir şekilde ihtimal vermiyorum. Bu kadroları ile bize karşı tek maçlık galibiyetler alabilirler ama uzun maratonda kadro derinliği etkisinin önüne geçemezler.
Bence biraz sakin olmakta fayda var. Unutmayalım ki taraftarın ilk özelliği destek olmaktır. Şu gitsin bu gelsin diye kendini tatmin etmek değil. Sene başında yapılanma esnasında hiç kimsenin sesi çıkmıyordu. Hoca gidecek diye herkes yastaydı. Şimdi iki üç mağlubiyette hocayı gönderme gayreti var. Bu takım buralara 1 günde gelmedi. Siena'nın düzeyine gelmek istiyorsak günlük asma kesmelerle değil sistemli yapılanmayla geleceğimizi unutmayalım.
 
Kimse kusura bakmasın ama burda 1-2 eleştiri görünce hemen savunmaya geçip gardını alan arkadaşları anlamakta güçlük çekiyorum,kimsenin amacı asıp kesmek değil elbette lakin bırakın adamlar kendi fikirlerini yazsınlar bizde okuyalım düşünelim illa katılmak zorunda değilsiniz ama dinleyelim BJK maçının hepimizi çok üzdü ayrıca deron kemp mehmet yağmur semih gibi adamlarda yoktu belki onlar olsa yenilsek inanın kimse bu kadar üzülmezdi ama şu rotasyonla şu mağlubiyetin hiç bir açıklaması olabileceğini sanmıyorum,koçumuzu herkes gibi bende çok seviyorum EL ve ligdeki performansımızı gururla takip ediyorum ama şu takıma yazık ediliyor hoca kendine yazık ediyor taraftara yazık ediyor,yoldan geçen 10 kişiye sorun bu takıma nereye takviye yapmak istersiniz diye? En az 8 kişi 5 numara demezse ben bir daha basketbol izlemem,bu kadar açık bu kadar taraftarın baskısına rağmen neden almakta inat ediyor koç anlayamıyorum,kadro derinliğini %100 kullanamasakta (Verimlilik açısından) hala bu noktadaysak 1-2 takviyeyle tozunu atarız ama yine transfer konusunda olumsuz konuştu koç bencede almayacak zorla zazayı aldılar adam gidince Sertacı çağırdılar bu oldumu şimdi kimin içine sindi ? Şu sıralar biraz kırgınım takımıma karamsar değilim ama bazı gerçeklerin görülüp imkanlar dahilinde bir çözüm üretilmemesine sitemim...
 
Yazılan bir çok eleştiri var kimi haklı, kimi çok abartılı herkesin fikridir saygım var ama tek şey sormak istiyorum bu takımın kötü oynamaya, maç kaybetmeye hakkı yok mu arkadaş? Her maçı kazanacağız ya da her maçta iyi oynayacaklar diye sözleşme mi yaptık takımla? Alt tarafı bir lig maçı üstelik önceki yıllarda playoff'larda uygulanan 1-0 saçmalığı da ortadan kalmışken nedir bu hezeyan? Evet takımda bir düşüş var ama çok doğal değil mi? Sezonu en erken açan ve kabul edelim ki bir çoğumuz için hayal gibi görünen EL ön elemesini geçen bu takım değil mi? İlk sezonunda öyle ya da böyle TOP 16 yapıp sezon hedefini fazlasıyla gerçekleştiren bu takım değil mi? Sezonu erken ve çok yüksek seviyede açan takımlar elbet bir noktada düşüşe geçer, bizde şu an onu yaşıyoruz ama gayet kabul edilebilir ölçülerde gidiyor bu düşüş enseyi karartmaya gerek yok.
 
Arkadaşlar biraz sakin olalım. Sadece bir yol kazası olarak görüyorum. Sadece düşünülmesi gereken 6-7 kişilik bir rotasyonu olan takımı nasıl faul problemine sokamamamız olmalı. Onun dışında yok şut adan adamımız yokmuş, kalıplı 5 numaramız yokmuş, bunlar bu maçı kaybetmemiz üzerinde etkisi olabilecek eksiklikler değil.
Evet çok ekstra basketler buldular, evet boş üçlükleri kaçırdık.Peki maçı bu yüzden mi kaybettik? Şöyle söyleyim. Bütün maç sadece topu içeri indirsek maçı rahat kazanırdık. Oyuncularda enteresan bir şekilde disiplinsizlik vardı. Konsantrasyon eksikliği demiyorum. Daha ciddi bir durum, disiplinsizlik.
Bu takım bir yerlere geldiyse en önemli etken saha içi taktik disiplinidir. Bu eksikti. Dolayısıyla yenildik.

Bir pozisyon vardı bunu apaçık ortaya serdi. Koç mola aldı ve mola dönüşü Lakovic el üzerinden saçma sapan bir 3lük salladı. Adeta maçın özeti gibiydi.

Arada böyle mağlubiyetler iyidir. Hem bizim, hem takımın, hem de koçun ayakları bundan yere daha sağlam basacaktır.
 
Niye illa olayı eleştiri boyutuna çekiyonuz arkadaşlar,elbette takım bütün maçları kazanacak diye bişey yok öyle bir beklentide yok her eleştiride olaya kötü penceresinden bakmayın bana kalırsa taraftarın bu şekilde olumlu olumsuz yorum belirtmesi bile takıma sahip çıktığının bir göstergesidir kızacak yorum yapacak sevinecek yorum yapacak şimdi herkes bu yenilgi hakkında olumlu konuşsa güzel mi olur bir savunmadır gidiyor bu takımı hiç buralarda gördünüz mü geçen senelerde nerdeydik gibi çok afedersiniz abuk sabuk kelime oyunlarıyla nereye ulaşmaya çalışıldığını anlayamıyorum.Takımın şu anını konuşuyoruz beyler,Haginin dediği gibi geçen sene 5. di bu takım bu sene 4. olduk o zaman başarılıyız kelimesi hala hafızalarımda yer alıyor sizde hatırlayın,şimdi geçen seneki durumda iyiyiz diye yenilgilere hiç ses çıkarmayın demek ne kadar doğru? İnsanlar fikirlerini yazsınlar çekinmeden yazsınlar eleştirsinler kaybedince,kazanınca sevinip övsünler dün beğenmediği adamı bugun yere göğe sığdırmasınlar forumlar bunun için değilmidir zaten...Forum bu şekilde olduğu sürece hayatta kalır herkes aynı fikirde olsa sadece ve sadece destek vermek için burda olsak kaç kişi takip eder? Bu yüzden biraz anlayış biraz hoşgörü sadece bu...
 
Kaybedilmesi zor bir maçtı bunu başardık. Her yönümüzle tel tel döküldük. Ama bir sezon boyunca böyle 2-3 maçın yaşanması normal, hatta takım için iyi olduğunu düşünüyorum. Barca, Siena ya da Efes yenilgileri değil ama bu tarz yenilgiler takıma şok etkisi yaratıp üzerlerinde ki ölü toprağını atmalarını sağlar.
Ayrıca bu sene yaşanacak her türlü olumsuzluğa rağmen takımın yanında olunması gerektiği düşünüyorum. Biz istikrar istiyorsak bunu başarısızlıkta dahi takımın yanında olsuğumuu göstererek sağlayabiliriz.
Maçtan ayrı forum içinde en rahatsız olduğum konu ''eleştireye tahammul yok'' söylemleri. Ben forum içinde gayet sert, mantıklı ya da mantıksız bir çok eleştiri görüyorum. Tepki çekenler eleştiri adı altında takımı ve oyunuları küçümseyen, hocanın kariyerine ve kendi konumuna bakmadan asıp kesen yazılar. Bu da gayet normal. Kusura bakılmasın ama kimsenin haddine değil Oktay Hoca´nın yeteneğini tartışıp sınırı aşan iletiler yazmak.
 
Niye illa olayı eleştiri boyutuna çekiyonuz arkadaşlar,elbette takım bütün maçları kazanacak diye bişey yok öyle bir beklentide yok her eleştiride olaya kötü penceresinden bakmayın bana kalırsa taraftarın bu şekilde olumlu olumsuz yorum belirtmesi bile takıma sahip çıktığının bir göstergesidir kızacak yorum yapacak sevinecek yorum yapacak şimdi herkes bu yenilgi hakkında olumlu konuşsa güzel mi olur bir savunmadır gidiyor bu takımı hiç buralarda gördünüz mü geçen senelerde nerdeydik gibi çok afedersiniz abuk sabuk kelime oyunlarıyla nereye ulaşmaya çalışıldığını anlayamıyorum.Takımın şu anını konuşuyoruz beyler,Haginin dediği gibi geçen sene 5. di bu takım bu sene 4. olduk o zaman başarılıyız kelimesi hala hafızalarımda yer alıyor sizde hatırlayın,şimdi geçen seneki durumda iyiyiz diye yenilgilere hiç ses çıkarmayın demek ne kadar doğru? İnsanlar fikirlerini yazsınlar çekinmeden yazsınlar eleştirsinler kaybedince,kazanınca sevinip övsünler dün beğenmediği adamı bugun yere göğe sığdırmasınlar forumlar bunun için değilmidir zaten...Forum bu şekilde olduğu sürece hayatta kalır herkes aynı fikirde olsa sadece ve sadece destek vermek için burda olsak kaç kişi takip eder? Bu yüzden biraz anlayış biraz hoşgörü sadece bu...

Tabi ki eleştiriler olacak ama artık bardağı taşıran bu değil. Artık bardağı taşıran her mağlubiyet sonrası ;Oktay Mahmuti hoca mı? Lakovic'i hemen yollayalım ve yerine skorer guard alalım(kağıt üzerinde Lakovic'ten daha skoreri kise artık), bu takımdan hiçbirşey olmaz, gibi yazılar. Şunu söyleyebilirim ki artık mağlubiyet sonrasında hayattan soğumamak için maç başlıklarına giremez olmuştum. Yoksa eleştiri tabi ki olacak.
 
Oktay Mahmuti, Galatasaray'da göreve başladığından beri izlediğim en dirençsiz ve bilinçsiz oynayan Galatasaray maçlarından biriydi... Beşiktaş benchinin arkasından seyrettiğim Ergin Ataman'ın çizdiği her hücum setinin kolayca uygulandığı gördüm. D. Hawkins topu her eline alışında birşeyler üretti ama, buna çözüm getirilemedi. Can Akın rotasyondaki tek dikkat edilesi point guard iken, üzerinde baskı kurup, Beşiktaş hücumları tıkanabilirdi ama, olsa da olur, olmasa da olur zihniyetiyle çıkılmış gibi görünen bir maçta Akın'ı durdurmanın bu kadar zor olmasını anormal karşılayamıyorum... Üçüncü periyot sendromu devam ediyor... Herkesin gördüğü üzere, takımda ciddi bir şut yüzdesi problemi var. EL'de top 16 oynayacak, TBL'de şampiyonluğa aday bir takımın kaçırmaması gerektiği kadar boş şut kaçıyor. Şutlar kaçınca, rakip takımlar olabildiğince içeri gömülüp alan bırakmıyor ve penetre eden oyuncular adeta duvara çarpıyor... Şut en başta kendine güven ve ritimle alakalı olduğu için, mutlaka biraz daha coşkulu oynanması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bazen Galatasaray o kadar kontrol oyununa kendini kaptırıyorki ekstra patlamalar ve etkili hızlı hücumlar seyretmek yok denecek kadar azalıyor. Bence sorun kesinlikle oyuncu eksikliğinde değil. Sadece biraz daha agresif ve kolay basket bulmaya yönelik cesur basketbol...
 
BJK'a yenildik ohh içimin yağları eridi. Yenildik iyi oldu takımın böyle bir soğuk duş alması lazımdı. Yok Mental yorgunluk vardı şutumuz girmedi şanssızdık gibi hiç bir bahane BJK maçının mağlubiyetini anlatmaya yeter bir durum değil. Bu anlamda hayal kırıklığı içinde olmayan GS'lı basketbol sever yoktur sanırım. Sadece Basketbolla alakası olmayan GS'lılar -aa sonuçta rakip de BJk- demiştir kızmamıştır. Hepimiz şaşkınlık kızgınlık üzüntü içindeyiz. Yol kazası oalrak görmek istiyorum. Acaba takım setirci baskısını kaldıramıyor mu diye düşünmeye çalışıyorum:(

Tamam bu duyguları yaşıyoruz. Kendimize göre takım için olması gerekenleri de söylüyoruz bunlarda normal. Benimde maç içinden ve takımın genel durumu ile ilgili isteklerim var. Ama gelinen noktada ültimatom veren, son şans diyen -ivedilikle yapın!!- tarzı konuşanları görünce yazacak bir şey bulamadım. Şu başlığa şöyle bir bakarsanız takımda oynatacak adam bulamayacağız. Jaka-Ender-Songalia-Andric-Shipp-Shumpert e direk Furkan gibi oyunculara ise pozisyon bitiremiyor diye inceden eleştiriler var. Görüntüye bakıldığında tutku-gordon ve biraz Furkan dışında oyuncu kalmayacak (ki gözden kaçırmış olabilirim) Maç öznelinde veya sezon genelinde eleştiriler yapabiliriz. Ama maç öznelinde yapıyorsak eleştiriyi sezonu karıştırmamalıyız. Misal XXX maçında Songalia iyi oynamışsa o maç için onun hakkını vereceksiniz. Songalia bu maç iyi oynadı ama bala şansa girdi atışları mutlaka gönderilmeli!1 derseniz maç eleştirisi ile sezon eleştirisi birbirine girmiş olur. Taraftar birilerinin gitmesini istiyor ve o adam hasbel kader bir maçta iyi oynamışsa bile onu kötü görüyor berbat oynadı modunda yorum yapıyor. Aynı şekilde onu seven başka bir taraftarda o kötü oynayan oyuncunun iyi bir oyunu olduğu an "gördünüzmü XXXX!i nasıl kapak taktı tüm eleştirilere!!" moduna geçiyor. Eğer sezon ve maç eleştirilerini ayırmayı başarırsak maç analizleri de daha sağlıklı ve tatlı olur sezon eleştirilerimizde. Her maçtan sonra -Songalia bu takıma yetersiz gönderilsin, yerine de XXX takımındaki XYZ alınsın- tadındaki süreci endişe ile takip eder oldum. Herhangi bir maçta bir oyuncuyu övmeniz sezon içinde onu beğendiğiniz veya beğeneceğiniz anlamına gelmez. Kimse de size "yahu antalya maçında adamı öve öve bitirememiştin!!" demez. Derse de onun şaşkınlığı olur bu. Zaten tüm eleştiri kavgaları, had aşmalar bundan sonra başlıyor.

Takımın temel konuları ile ilgili başlıklar var. Transfer başlığı var. Kadro yapılanması başlığı var. Bunları kullanarak takım için genel görüşlerimizi yansıtmak mümkün. Maç başlıklarını o maç öznelinde kullansak verimsiz bulduğumuz oyuncuları belirtsek başarılı bulduklarımızı konuşsak bence sorun çıkmayacak. Bunları yazma sebebim, başlıkta genel olarak, -neden eleştirilerden rahatsızsınız?- temalı görüşlere bunu anlatmak içindi. Sonuçta hepimizin temel düşüncesi GS. Oktay Mahmuti dahil kimse ile karın bağımız yok. Yapılacak her türlü tahlile ben kendi adıma açığım. Çünkü 4 göz 2 gözden her zaman daha iyidir. Katılmayacağım eleştiriler olacaktır belki ama o açıdan da oyuncuyu takımı irdelemiş olacağım. Ama BJk maçı başlığında takıma yapılan eleştirileri/yorumları okurken Misal -Lakovic prokom maçında attığı şutu Siena maçında denemedi- gibi bir yorum görünce BJk maçına onu bağlamak için uğraş veriyorum. Bir zaman sonra da başlık Jakacılar-AntiJakacılar başlığı haline dönüşüyor:( Ki herhangi bir xxx-antixxx olayında ben hiç bir zaman anti tarafından yer almam kendi adıma bunu da belirteyim.

Tekrar BJK maçına dönecek olursak. Maçın benim açımdan yapılacak en ufak bir analizi yok. Bu yenilgiyi de hiç bir türlü açıklayamaz kimse. Üzüldük mü? Tabii ki üzüldük ama sinirlenmedik kızmadık. Bu takıma kızmam sinirlenmem. "Son topa Kadar" mottosunu yaratan bir takımın, hakkı olmasa da kredisi vardır böyle sonuçlarda. Bu maçın telafisini Barcelona'da yapacaklardır tekrar mottolarına döneceklerdir Aslan parçaları. Sezon sonunda da bizim için futboldaki Chelsea maçı gibi (UEFA'yı aldığımız sene 5-0 yenilmiştik ya) kalacak bir maç olur umarım..
 
şaka maka salonda baya galatasaraylı vardı))
mesela 118.kapı 4 .sıradaydım , emimki yanımda ki 2 kişide bizdendi
bu maça değilde oktay hocanın transfere ihtiyaç yok demesine üzüldük,ayrıca şut tercihlerinde herkes onay bekliyor!!! kafası rahat şut atan yok
gelecek adına endişe verici bir maç,transfer şart.....
 
Aroyyo,Lakovic,D'or Fischer,Antonis Fotsis kalibresinde yabancilar keske bizim takimda olsa...Lakovic ne kadar kotude oynasa bazi maclar ismi yeter..Luksa Andric ve Songalia'nin bu seviyede basketbol oynamalari gelecek acisindan her kulvarda buyuk bir engel.
 
Takımın kendine gelmesi için gerekliydi.Her mağlubiyetten sonra o gitsin bu gitsin demek son derece yanlış 14 yaşındayım ve 2001,2002 den beri de basket takımını izliyorum böyle takımı ne zaman gördük ki biz hemen böyle konuşuyoruz son derece tuhaf ama songailaya bir sözüm var ya toparlan ya da git yani yetersiz kalıyorsun maalesef
 

Üst