Kötü olsaydık herkes eleştirirdi zaten Aykut Bey, önemli olan iyi durumdayken de yanlışları görebilmek bunlara karşı önlem alabilmek ve bunu belirtmek. Hamza Hamzaoğlu'nun 3 kupası varken de o kupaları aldığı sezon için de hunharca eleştirdik, Elmanderli sezonda Selçuk ve Semih'i yine o şekilde eleştirdik belli bi azınlık olarak. Topa da tutulduk, ama sonradan herkes aynı şeye geldi ve herkes onlara kin kusuyor.
Konuyu dağıtmadan basketbola geri dönersek, evet ligde diğer takımlarla fark olmasa da lideriz, Eurocup'ta ilk grubu lider bitirdik ama bu değil ki iyi oynuyoruz, iyi gidiyoruz. Çok büyük defolarımız var ve bu defolar transferle çözülecek defolar değil. Yarın forumda çoğunluğun istediği gibi pg'ye Huertas, pf'ye Ersin'i ve ihtiyaç olan başka bir pozisyona bi kaliteli yerli daha alsak da çözülemeyecek sorunlar bunlar. Bu sorunlar da yeni değil 1 seneyi aşkındır aynı şekilde devam ediyor. Eğer ödemeler zamanında yapılıyorsa yani diğer tüm değişkenleri sabit tutarsak (ceterus paribus) bu sorunların asıl kaynağı da koç. Zaten yukarıda arkadaşlar değindi, istikrarsızlık, maç seçme, konsantrasyon, kenarda oturma, mola almama, önemsememe gibi şeyleri tekrar tekrar anlatmaya veya deşmeye gerek yok.
Benim bir süredir gördüğüm şey net olarak şu: Koç mutlu değil. Mutlu olmadığı için de kendini işine vermiyor/veremiyor ve o konsantre olmayınca doğal olarak tüm takıma sirayet ediyor ve inanılmaz dengesiz ve saçma sapan işler yapan bir takım oluyoruz.
Eğer mutlu değilse gitsin, burada kalarak ne kendine ne de takıma fayda sağlamaz aksine zarar verir. Yok eğer kalacaksa da kendine bir çeki düzen versin. Bizim isteğimiz bu. Kişiler gider kurumlar baki kalır. Kimse Galatasaraydan büyük değildir. Bu Fatih Terim örneğinde net olarak görülmüştür.
