Ucu ucuna yetiştiğim yada başını kaçırdığım maçların hepsini kazanıyoruz, totem yapmak geliyor içimden
Maça çok kötü başladık ama işte bu takımın bize verdiği bir güven var, 30 sayı geriye düşsek de biliyoruz ki maç içinde kazanma fırsatını yaratacak bu takım.
Böyle maçları oynamayı seven Ermal kötü başladı maça. Pota altından basit atışlar kaçırdı. Efes ise ne atsa sokuyordu, çoğu el üstü üçlükler olmak üzere... Hakemler de pota altındaki mücadelelerde inanılmaz kötü yönetiyorlardı maçı. Ufak ufak doğramak deyimi bu gibi maçlar için söyleniyor sanırım. Tüm bunların üstüne, devreye girmek üzereyken, Kerem Gönlüm'ün Shumpert'a yerdeyken yaptığı sportmenlik dışı faulü vermeyince taraftarı iyice çıldırttılar. O gerginlikte Shumpert 2'de 0 attı ve devreye önde girme fırsatını da kaçırdık.
Devrede konuşulan şey Efes'in sezonun en iyi oyunlarından birini oynamasına rağmen skorun denk gitmesiydi. Biraz iyi oynasak maçı rahat alabileceğimizi herkes biliyordu sanırım. 2.yarıda zaten ne olduysa Tutku-Andric-Shumpert üçlüsü oyuna girdikten sonra oldu. Sanıyorum 19-0'lık seri yakalamışız, hiç farkında bile değildik.
Normal şartlarda 30 sayıyla bile kazanabileceğimiz maçı, hakemlere rağmen 80-64 kazandık.
Taraftarın maça ilgisi de fena değildi. Yönetime tepkiden bu maç arada kaynar diyordum, neyse ki taraftar maça ilgi gösterdi sayılır. 6-7 bin civarında taraftar vardı sanırım ve en önemlisi oyunun içinde olan bir taraftar vardı.
Taraftar konusunda buradan maça gelen her insana ne kadar teşekkür etsem az. Hakemler zaten kötü yönetiyorlar, art niyetli oldukları belli ama bir yerden sonra baskı altına almayı başardık diyebilirim. Rakip oyuncularla da bayağı bir diyaloğumuz oldu sayılır
Basketbolu bilen insanlarla yan yana maçı izlemek, takıma destek vermek, oyuna müdahale edebilmek çok güzel gerçekten. Kerem Gönlüm-Shumpert pozisyonunda salonun büyük çoğunluğunun sportmenlik dışı faul hareketini yapabilmesi bile ne kadar yol katettiğimizi gösteriyor. Bu maçta yaratılan sinerji her maç yaratılmalı, bu maça gelen herkesten ricam, bir sonraki maç yine herkesin bench arkasında aynı yerinde olması.
Oktay Hoca'ya da bu maç bir kere daha hayran kaldım. Böylesine bir maçta 5 sayı gerideyken bile kenarda Andric dururken önce Sertaç'a başvurması, bu yol ile Ermal'e mesaj vermesi, çalışana formayı vereceğini göstermesi mükemmeldi gerçekten. Efes gibi bir takımın 2.yarıdaki savunmamıza karşı çaresizliği, Kerem Tunçeri gibi bir guardı bitiren bu savunma, büyüksün Oktay Hoca...
Son olarak final yolunu ardına kadar açtı bu maç. 2 galibiyet önlerine geçtik Efes'in. Bizi geçebilmeleri için bizim 3 maç kaybedip, Efes'in tüm maçlarını kazanması lazım ki bu da pek gerçekleşmeyecek bir senaryo. Yarı finalde Banvit'i eleyip finale çıkmak şuan çok güzel bir hedef gibi duruyor önümüzde. Bunun için de Bandırma'da Banvit'i yenmek çok önemli, o maça da bu gruptaki insanlar desteklemeye giderse, sanmıyorum ki üzgün ayrılırız o salondan
Mikrofonlarımız Şamil Abi'de, feribotla 2 saat sürüyor diyorlar