TBL Play-Off Çeyrek Final Serisi | Fenerbahçe Ülker 2-1 Galatasaray (93-67,70-69[1. Uzatma Sonucu],67-59)

Sezon içinde çok gururlandığımız az maç olsa da sezon sonunu başımız dik, onurlu ve gururlu bir şekilde bitirdik. 5 kişiyle 12 kişiye kendi evinde 60 küsur sayı attırdık. Hepimize geçmiş olsun bu kadarmış.
 
Sezonu başarısız şekilde kapattık, çünkü seneye EL de yokuz ve böylelikle de iki sezon öncesine geri dönmüş olduk. Takım sene boyunca kanser edecek biçimde dağınık ve isteksizdi, Arroyo nun bile gittiğine üzüldüm diyemem, zaten gelişine de çok sıcak bakmamıştım ama bu sezon haricinde oynadığı sürede beni haksız çıkardı neyse ki!

EL de Zaragoza nın giderayak kazanarak yaptığı yardıma Ligde rakiplerin kayıpları eklendi ve iyi kötü bir yerlere geldik ama yönetimdeki sıkıntılar bizi amaçsız bıraktı.

3 senedir aynı ekiple çalışıyoruz, kadrodan kim kalsın deseler Young ve Sinan dan başka isim aklıma gelmiyor.
 
Bir geçen yılki finale bakın, bir de bu sezon ki çeyrek final serisine… Sporun özüne aykırı eylemlerin içine girmenin neler doğurabileceğini görmek için Fenerbahçe Ülker ile Galatasaray Liv Hospital arasında oynanan bu iki seriyi analiz etmek yeterli… Geçen yıl iki kulüp yöneticileri arasındaki gerilim tırmandıran ve seriyi saha dışına taşıyan demeçlerin ardından G.Saray kulübü, finalin son maçına ‘can güvenliğim yok’ gibi komik kaçan bir nedenle çıkmayarak son noktayı (!) koymuştu. Onların yarattığı bu ‘tarihi depremin’ artçıları bu seneki seriye net biçimde yansıdı. Sponsor bütçeyi küçülttü, mali kriz had safhaya çıktı, takımın beyni Arroyo kaçtı, gitti. Doğru yapılanma ve Ülker gibi ‘sağlam’ bir sponsorla yoluna devam eden Fenerbahçe arayı açtı. Ama onlar bile bu olumsuzluktan etkilenmediler değil. Karşılarında ‘denk’ bir rakip olmamasının yarattığı etki ile seri boyunca motivasyon açısından gel-gitler yaşadılar. Rakibi küçümsedikleri ve ciddiye aldıkları süreçler arasındaki dalgalanmalar onları da bozmadı dersek yalan olur.
Sonuç itibarıyla iki ezeli rakip arasındaki seri, ağızlarda hiç tat bırakmadan bitti. İlk maçta Fenerbahçe’nin rakibini ciddiye alıp gerçek yüzünü göstermesi dışında basketbol kalitesi adına vasatı dahi bulmayan bir seri izledik.
Neyse; gelelim dünün en önemli detayına, TBF başkanlık seçimine… Türk basketbolunun geleceği açısından ‘kritik’ sayılabilecek bir seçim Harun Erdenay’ın başkanlık koltuğuna oturmasıyla son buldu. Erdenay’ın olağanüstü genel kuruldaki rakibi Lutfi Arıboğan, basketbol kökenli ancak yöneticilik evresinin son bölümünde uzun bir süre futbolda yer almış ve özellikle de TFF’deki 3 Temmuz sürecinde şimşekleri üzerine çeken bir isimdi. Fenerbahçe’nin ağır darbe aldığı ve artık devlet kademesi dahil herkesin kabul ettiği bu ‘kumpasta’ rol oynadığı iddia edilen Arıboğan, sonrasında görev aldığı G.Saray’da da sorunlu ve zorunlu bir ayrılık yaşamıştı. Bu şartlar altında seçilmesi durumunda da hem kendisi hem de Türk basketbolu için “yıpratıcı” bir süreç başlayacaktı. Seçilmemesi hem onun için hem de Türk basketbolu için “hayırlısı” oldu.

Gökhan Türe'nin yazısı../:)
 
Kimi yazarlar vardır, aylarca bir roman için kendini paralar, uykusuz geceleri birbirini kovalar... Romanı kitabevlerinin raflarında yerini alır, arka kapakta kitabın ederi yazar.

Kutay Bey, bu yazı nerede yayımlandı, doğrusu merak ettim, ederini! Gerçi birileri "halka hizmet" amacıyla bizim adımıza da ödeme yapmış görünüyor.
 
Kimi yazarlar vardır, aylarca bir roman için kendini paralar, uykusuz geceleri birbirini kovalar... Romanı kitabevlerinin raflarında yerini alır, arka kapakta kitabın ederi yazar.

Kutay Bey, bu yazı nerede yayımlandı, doğrusu merak ettim, ederini! Gerçi birileri "halka hizmet" amacıyla bizim adımıza da ödeme yapmış görünüyor.
Arena ve Ankara / GÖKHAN TÜRE | Basketbol, Basketbol Haberleri, basketbol Dünyası, Basketbol Maçı, Basketbol Maçları
http://www.haberturk.com/spor/yazarlar/gokhan-ture/1083974-arena-ve-ankara
Kendisi Haberturk gazetesinde yazıyor..Hoş bir yazı değil..
 
Yazik boyle parali zavallilarin bu ulkede yalakalik ugruna yasayip hayal dunyasinda yasyan bir fenerbahce toplulugunu harekete gecirmeye calismasi.Gercekten hak yemekten bu ve bu tur insanlar ahirette ne yapacak acaba.
 
İsmet badem ülkenin spor branşlarından sponsorluğunu cekmeyi düşündüğünü ve fb yöneticileri ile son kez masaya oturup konusacaklarni söyledi
 
Her sene sonu aynı muhabbetler dönüyor ama icraat yok..Boş laflar gibi geliyor bana yine zor.
Biz kendimizi kurtarsaydık önce de şu sponsorluk konusunda..Sezonu kapadık adımlar hızlıca atılmalı artık..
 
Şunları umursamayın abi aklınca makara yapmış işte. Sokağa çıksa 3 kişi tanımaz yüzünü ama basketbol camiası denen 15-20 kişilik grup aklınca bir hegamonya kurmuş işte bu işi biz biliriz hesabı. Bunların basketbola gram hizmeti yoktur. Hatta Kaan Kural ve eski batug.com tayfası hariç ( İsmail , Orkun ve daha nice isimsiz kahraman ) alayı basmakalıp yazılar yazıp , yorumlar yaparlar. Kalıplar hep aynıdır :
Köklü camia , basketbolun güzellikleri , anadoluya basketbolu sevdirmek , extra pas , hücum ribauntları , kurt hoca vs gibi basmakalıp şeyleri birleştirip yazı '' sıçarlar ''. Küme düşen takımın antrenörü de , şampiyon antrenör de kurt hocadır. Bunlara kalsa basketbolda herşey güzeldir ; aman bu güzellik bozulmasındır. Asla hak yenmez , hata yapılmaz , herkes pürü paktır. Böyle bir düşüncede olmalarının nedeni ise basketbolun gelişmesinin filan değil kurulu düzenin devamını istemeleridir. Çünkü kurulu düzen yıkılırsa , görevde kalmak için adam gibi araştırıp adam gibi yazı yazmaları gerekecek . Basma kalıpları bırakıp , araştırarak , bilgi edinerek yazmaları gerekecek. Ama bu düzende rahatlar , çünkü karışan yok görüşen yok basketbolu bilen yok. Ne yazsa okunuyor , doğru kabul ediliyor. Çünkü okuyanın karşı argüman geliştirecek bir bilgisi yok. Bİri de çıkıp demiyor '' aga millet savunma yerleşmeden hücum edebilme peşindeyken sen niye bizim takıma yavaş olun diyorsun '' diye.


''Anadolu Efes , Real Madrid karşısında özellikle ikili oyun savunması ve hücum ribaundlarına dikkat ederek hücumda sakin kalmalı ve basketbolumuzun lokomotifi olduğunu İspanya'da bize bir kez daha hatırlatmalı . Kurt hoca Ivkovic'in yönetimiyle Anadolu Efes'in yıllarca süren basketbol geleneği birleştiğinde o çok özlediğimiz final 4'a tekrar gitmememiz için bir sebep yok. Basketbolu tüm ülkede sevdirmesi , ekran başında hepimizi tek yürek halinde toplaması ile Efes bu sezon final 4'u sonuna kadar hakediyor. ''
Alın size klasik Türk basketbol yazarı yazı sıçışının basit bir paragrafı. Hesap numaramı nereye yollayayım ? :D
 
İkinci maçta aldığımız unutulmaz galibiyet ve 3. maçta verilen mücadele için takıma teşekkürler.90'larda belki farklı olurdu fakat 2015'te bu seviye için 5 kişilik rotasyonla daha fazlası yapılamazdı.
Sezonda hatrı sayılır düzeyde bulunan epik galibiyetleri cebe doldurup,Galatasaray Yönetimi'nin bu takıma yaptıklarını unutmayıp ileriye bakmak lazım.
 

Üst