Kader Maçı, Caferağa..
İlk iki maçta birbirlerini yenen takımlar, serinin üçüncü maçında karşı karşıya geliyorlar. Mekanın değişeceği karşılaşmada saha avantajını elinden yitiren Galatasaray, yeniden avantajlı konuma geçmek istiyor. F.bahçe ise, elde ettiği avantajı sürdürerek kupaya daha da yakınlaşma düşüncesinde. İyisiyle, kötüsüyle iki maç izledik, hafızalarımızda yer aldı bazı şeyler. Serinin - bana göre - kader maçı öncesi sonuca etki edecek noktaların altını çizelim.
Oynadığımız iki maçı göz önünde bulundurduğumuzda, ilk maçta baskıdan etkilenmiş, tercihlerini doğru seçemeyen Galatasaray, ikinci maçta üzerinde baskı hissetmeyen, rakibinden daha iyi olduğunu bilip ayağını yere sağlam basan Galatasaray gördük. Bu psikolojik farkın sahaya ne derece etki edebildiğini hepimiz gördük. İlk olarak teknik değil, mental yönden başlamak istiyorum. Son yıllarda Caferağa'dan galibiyet çıkarma da ne kadar zorlandığımız, kaçamayacağımız bir gerçek. Fakat bu gerçeği konuşuyorken, bir kaç maç dışında Caferağa'da her zaman iyi oynadığımızı hatırlıyoruz. Bu sefer, diğer bütün maçlardan farklı bir Galatasaray olmasını istiyoruz. Nasıl mı? Tribündeki Fenerbahçelilerden, sahadaki hakemlerden, oyun içerisinde küfür eden Fenerbahçeli oyunculardan kendimizi soyutlayarak. Evet söylemesi çok kolay geldi ancak bunların uygulanması demek, şampiyon olacak takımın sarı-kırmızı renklere daha da yaklaşması demek. Sadece bu branşta değil, bütün branşlara baktığımızda, sahada gergin tarafın biz olduğu her karşılaşmadan boynumuz bükük ayrıldık. Bu sefer, serinkanlı bir şekilde salonda olmalıyız. Sadece basketbola ve ikinci maçta olduğu gibi ölümüne mücadele etmek için konsantre olmuş bir Galatasaray, sadece rakibini değil, o gün sahada bulunan bütün etmenleri geride bırakacak güce fazlasıyla sahip.
Parkeye dönelim şimdi de. İlk olarak ve maçın kaderine etki edecek detaydan bahsedelim, yerli rotasyonlarından alınan katkı. İlk iki maçta ve bundan sonra oynayacağımız maçlarda sahaya süreceğimiz yerliler, Işıl Alben - Bahar Çağlar - Tuğba Palazoğlu - Gülşah Gümüşay. Genç kontenjanında bulunan Gözde Yürük ve Balım Akbuluk ile beraber Nihan Anaz sahada süre almayan/almayacak isimler. Bunun yanı sıra rotasyonda çok önemli katkılar veren Melisa Can'ın da sakatlığı dolasıyla oynaması çok zor. Bütün etmenler çerçevesinde yerli rotasyonumuza baktığımızda, F.bahçe'nin bu noktada önde olduğunu çok net görebiliyoruz. Bu sezon F.bahçe'yi yendiğimiz üç maç dahil, hep yerli rotasyonundan daha az katkı aldık ama önemli bir fark ile. Tamika'dan öncesini kıstas almadığımızdan, Tamika sonrası oynadığımız dört maça baktığımızda, yerli rotasyonunda hep aynı farkların olduğunu görüyoruz. ( 26-29 Tamika'nın ilk maçı, 18-22 Kupadaki yarı final, 19-24 Seriyi 1-1'e getiren maç ) Ancak aradaki farkın baya açıldığı, serinin 1-0 F.bahçe üstünlüğüne geldiği maçta yerli rotasyonumuzdan aldığımız sayı katkısı 18 olurken, F.bahçe takımı tam 32 sayı alıyordu yerli oyuncularından. Bu veriler elimizde varken, ben yarın yerli rotasyonumuzdan gidip F.bahçe'ye fark atmasını beklemiyorum doğal olarak. Sonuçta bizim yerli rotasyonumuzda sadece iki oyuncu ana çarklardan biri iken, F.bahçe'de yıllardır birlikte oynayan ve efsane hale gelen Birsel-Esmeral-Nevriye üçlüsü ana çarkları oluşturuyor. Ancak yendiğimiz tüm maçlarda görüldü ki, yerli rotasyonumuz, rakiple arkadaki sayı farkı en fazla 5'te tutarsa, o maç için şanslı konumda bulunan taraf biz oluyoruz.
Elimizde oyunun hücum tarafında daha etkili kullanabileceğimiz yıldızların olduğunu düşünüyorum. Fakat maçın sonucunu belirleyecek taraf, hiç kuşkusuz ki yapacağımız savunma olacaktır. Kazandığımız bütün maçlarda rakibi 70 sayının altında tutan takımımız, galibiyetle biten her maçta rakibine savunmadaki üstünlüğünü kabul ettirdi. Bu yapacağımız savunmanın da kritik noktalarına vurgu yapmak gerekirse, ilk olarak pota altı savunması. Nevriye - Matovic ikilisinin hücum gücünü anlatmamıza gerek yok. Hem sırtı dönük birebirde, hem dışarıdan şut tehditlerinin bulunması, savunmamızı baya zorluyor. Nitekim serinin ilk maçında Matovic önemli yaralar açtı savunmamızda. Fowles'ın pota altını kapatmaya verdiği önem onun boş kalmasını sağladı ve bir çok pozisyonda sayısını buldu Matovic. Nitekim Nevriye, Bahar'a karşı fiziksel özelliklerini iyi kullanarak sayılarına gitti, her ne kadar sakatlıktan sonra tam performansla oynamasa da. Ancak ikinci maça geldiğimizde, savunmada sık sık kurgu değiştiren ve bazı pozisyonlarda Bahar'ın Matovic'i, Sylvia'nın da Nevriye'yi alması, F.bahçe pota altı gücüne büyük sekte vurdu. Sonucunda maç boyunca 7/14 ile 16 sayı 3 ribaund ile oynayan Nevriye - Matovic ikilisi mağlubiyet karşısında hiç bir şey yapamıyorlardı. ( İlk maçta bu ikili 15/21 ile 32 sayı, 16 ribaund ile oynamışlardı )
Diğer noktaya gelirsek, ilk maçta rakip oyun kuruculara karşı baskıyı iyi uygulayamayan takımımız, ikinci maçta müthiş bir mücadele ortaya koyarak etkilerini minimuma indiriyordu. F.bahçe hücumlarını kontrol eden ve hücum performanslarının %80'ine etki eden Birsel - Esmeral - Horakova üçlüsü, ilk maçta sadece 3 top kaybı yaparak, 29 sayı - 11 asist - 11 ribaundluk performansın altına imzalarını atıyorlardı. İkinci maçta ise, Işıl Alben'in önderliğinde kısa oyunculara baskıyı maksimum seviyeye çıkartan takımımız, F.bahçe hücumlarının organize olmasına büyük zarar veriyordu. Etkisizlikleri her dakika ortada olan Birsel - Esmeral - Horakova üçlüsü, maç boyunca 5 top kaybı yaparak, 16 sayı - 8 asist - 4 ribaund ile oynayarak mağlubiyette baş rolü oynuyorlardı.
Detaylardan çıkıp durumu toparladığımızda, üç noktanın yarınki maçta büyük önemi olduğunu düşünüyorum. Mental açı, yerli rotasyonundan alacağımız katkı ve yapacağımız savunma. Bu üç noktada galip çıkacak olan takımımız, her ne şartlar altında olsun Caferağa'dan galibiyetle çıkacaktır.
Final serisi başladığından beri söylüyoruz her yerde, bu takıma, bu armaya sonuna kadar inanıyoruz. Yenildikleri ilk maçta bile bizleri galibiyete inandıran, sahada bir an olsun mücadeleyi eksiltmeyen takımımız, yarın ve pazar günü alınlarının akıyla oynayacağı karşılaşmalar sonunda yüzlerimizi güldürecektir. Önümüzde taptaze duran iki maç var. Yapmamız ve yapmamamız gereken noktalar gün gibi ortada. Takımımızın da bu bilinçle oynayacağına inanıyor, şampiyonluk yolunda çıkacağı zorlu maçta başarılar diliyorum.