TKBL | Galatasaray 71 - Fenerbahçe 75

Yenilmemiz sezonu kaybettiğimiz anlamına gelmiyor ama yenseydik psikolojik açıdan iyi olurdu. Bir kez daha gördük ki, Whalen’in gidişi bize güç kaybettirdi. Harding’in kalitesi maalesef biraz düşük kaldı.

Böyle bir test maçından sonra kadroya baktığımda;

5 nolu mevkide, Wauters + Fowles (sorun yok sayılır)

4 nolu mevkide, Sancho + Bahar (kesinlikle sorun yok)

2 ve 3 nolu mevkilerde, Alba + Şaziye + Şebnem (bence en büyük sıkıntı burada, karşıda hem skorer hem de penetresi olan Angel ve Pondexter oynarken, biz de bu 2 özelliğe birden sahip sadece Alba var ama o da henüz beklediğimiz formda değil.)

1 nolu mevkide, Işıl tamam ama burası tek bir oyuncunun kaldırabileceği yer değil ve aynı kalitede 2. bir oyuncu yok bence.
Acaba biraz daha cesur davranarak Yasemen’e ciddi süreler verebilir miyiz?! diye düşünüyorum.

*Nevriye inşallah finallere yetişir de faydalanırız, yoksa transferi skandala dönüşebilir.

*Genç umutlarımızdan Gülşah, nedense hala bir türlü devreye giremiyor ?!

*Bahar neden daha fazla süreler alamıyor ?! Formsuz mu yoksa Ekrem hoca sistemine uymadığını mı düşünüyor ?!

Sonuç olarak en büyük sıkıntımız; 2 ve 3 numaralarda diye düşünüyorum. Dış atışlarda yeterince skorer oyuncumuzun olmayışı ve yine içeriye penetre ederek rakip savunmayı bozacak, faul alacak Angel ve Pondexter düzeyinde oyuncumuzun olmayışı büyük hedefler için beni fazla umutlandırmıyor.
Buna rağmen büyük başarılar gelirse, Ekrem hocanın marifeti olacağını düşünüyorum.

Ne diyorduk, G.Saray’ın olduğu yerde umutsuzluktan söz edilemez. Hocaya ve oyunculara tam desteğimizi sürdürmeye devam etmeliyiz.
 
Benim ekrem memnunun hocalığı ile ilgili şüpheler oluşmaya başladı 2 fener maçı kaybedip sonra şampiyon olacağız demek bana komik geliyor ligde 2 maçtada yenemedin finallerde yeneceksin. Fener 6-7 kişi ile oynuyor kadroları ne kadar iyi olsada bizim kadro çokmu kötü yenemiyoruz hocanın fener maçlarına motivesi çok kötü ayrıca panik değişiklikleri takımı strese sokuyor. Ekrem memnunda başaramayacak bu işi ben ligde fenere 2 maçtada yenildikten sonra polyanacılık oynayamam şampiyon belli zaten şimdiden.
 
Yıllardır süre gelen bir sorun var. Angel'ı almak istedik gelmedi, adamlar Diana'da doping çıkınca ertesi gün gidip aldılar. Verameyenkayı almak istedik gelmedi, adamlar kafaya koydukları an gidip getirdiler. Bu işte ciddi bir sıkıntı var. Bize gelmeyen oyuncu oraya nasıl gidiyor? Demek ki gelmiyor diye bir şey yok, GETİRMESİNİ BİLMİYORUZ!

Kötü oynamadık, hatta oynadığımız oyunu zaman zaman çok beğendim ama tek sorunumuz sıkıştığımız anlarda kendi pozisyonunu yaratıp takım oyunu olarak onlardan çok üstünüz ama sonucu yıldızlar belirliyor işte malesef. Whalen olsaydı bu maçı rahat bir şekilde almıştık. Whalen'ı kaçıranlar, ben gidiyorum derken aldırış etmeyenler bu seneyi de büyük ihtimal çöpe atmamızın sebebi oldu net bir şekilde.

Harding büyük bir hayal kırıklığı, ne doğru düzgün penetresi var ne şutu nede iyi bir oyun görüşü. Sezon ortasında alınabilecek en iyisimi bilemiyorum ama net bir şekilde bu takımın ihtiyacı olan oyuncu olmadığını gördük. Umarım yanılırım ve bundan sonra ciddi katkısı olur.

Maçtan önce Sylvia yerine Ann'i kadroda görünce çok üzüldüm ve bütün umudum gitti. Ama Ann de iyi mücadele etti.

Umut hiç bitmez, sezonun son saniyesine kadar takımın yanında olacağız biz. Neticede hala kaybedilmiş bir şey yok. Hatta son kupayı da biz aldık. Ekrem Memnun' un müthiş basketbol bilgisi, zekası ve takım oyunu çabaları bu yıldızları yenmeye yetecekmi göreceğiz sezon sonunda.
 
Bu takımın oyun sisteminin en kritik oyuncusu konumundaki Lindsay Whalen'ın bir hafta öncesinden çektiği ihtarnameyi dikkate almayan, Türkiye'den ayrılmadan bir gün önce Ekrem Hoca ile yaptığı görüşmede gideceğini söylemediği için üstü kapalı bir şekilde takıma ihanet etmek ile itham eden ve parasını ödemediği sporcusunu 'Galatasaraylılık ruhunu kavramamış' olmakla suçlayan idarecilerimiz bu yaptıkları hatanın belki de şampiyonluğa mal olacağının farkında mı acaba?

Merak ediyorum Lindsey Harding Galatasaray ruhunu kavramış mı? Eğer kavradığını düşünüyorlarsa bunu hangi kriterler ışığında test ettiklerinin cevabını verebilirler mi? Para almadan mı oynuyor?

İdari ve yönetim düzeyinde yapılan bu hataları düşününce herhangi bir oyuncuya kızamıyorum.

Yapılan düzeyli eleştirilere bile tahammülü olmayıp sadece alkışlayan ve hiç konuşmayan taraftar beklentisi içinde olan yöneticilerimizin bizim bu işlerden binlerce TL kazanmadığımızı aksine bu takımı desteklemek adına binlerce TL harcadığımızı bilmesi gerekiyor.
 
Harding'le ilgili hiç hayal kırılığı yaşamadım valla, beklediğim Harding, Vasat bir oyuncu zaten, beklenti içinde olmak hata olurdu zaten, daha önce Mersin'de oynadığı dönemden hiç farkı yok, ondan istediğim tekşey arada penetre etsin, münkünse şu atmasın, maça gelince bence iyi savunma yaptık, mücadele açısından iyidik, bu mağlubiyeu beni umutsuzluğa düşürmedi, aksine bazı noktalarda yaptığımız hataları yapmazsak önümüzdeki oynayacağımız maçlarda kazanma ümidi verdi, Ekrem hocaya güveniyorum, bence dün tek hatası Alba'yı kenarda unutmasıydı, Wauters tercihinde ben hocanın doğruyu yaptığını düşünüyorum, zaten maçta Wauters iyiydi, 2 oyuncunun bugüne kadar gösterdiği performansa bakarsakta forma Wauters hakkıydı...
 
Bu hücum performansıyla özellikle de kötü dış şut yûzdemizle sezon sonunu nasıl getireceğiz bilmiyorum. Canları Sağolsun Sarayın Sultanları'nın...
 
-Şubenin çalıştığı menajer ile ilişkilerini artık gözden geçirmesinin zamanı geldide geçiyor..

-Şube sorumlusu olarakta ben şahsen Zeynepgül Onayı görmek istiyorum..

-Böyle giderse Yön.Kur. şubeye bakışı hiç iç açıcı değil..
 
Ağır bir söz olacak ama yönetim bu zihniyetle mücadele eden oyunculara para vermemekte haklıymış. Ben ki başarıya endeksli bir anlayışla GS Taraftarı asla değilim. Ama yıllardır ya hakem utanmazlığı ya bizmkilerin beceriksiziliği ya da oyuncunun zihninde maçı kabullenmesi nedeniyle artık lütfen, içim kan ağlayarak söylüyorum ki boşa masraf yapmayalım kısaca ben bu şubenin kapatılmasından yanayım...

Ağır bir söz olacak ama o yönetim bu zihniyetle mücadele eden oyunculara paralarını zamanında ya da ihtardaki süre dolmadan vermiş olsaydı, siz bu yorum yerine takımın oyuncularını yere göğe sığdıramadığınız bir yorum yazmış olacaktınız.

"Başarıya endeksli değilim" deyip ardından "şube kapatılsın" demeniz ise "çelişki" terimi için verilebilecek güzel bir örnek olmuş.
 
Şampiyonluk serüveni uzun soluklu bir yürüyüştür. Futbolda da sıkça dediğimiz gibi bunu almak için önce istemek gerekli ve bunun saç ayaklarının tamamı istemeli bunu. "Yönetim basketbolcu Taraftar Şampiyonsun GS" dememiz lazım

Şimdi gelinen noktayı inceleyelim. Türkiye kupasında FB yönetimi tam kadro Antalyada Protokol tribününde oturuyordu. Fİnal maçında Aziz yoktu ama o ÇF ve YF final maçlarında o da oradaydı. Bizden kim vardı sizce protokol tribününde GS'ı temsil eden? Ben size söyleyeyim hiç kimse yoktu. Üstelik futbol takımı 50 Km ötede Alanya'da kamp yapıyordu. Bir ton yönetici oradaydı. Ama bir şampiyonluk maçına bile 50km kıçını kaldırıp gelemediler. Protokol tribününde GS'ı Murat Özyer temsil etti Şaka gibi gerçekten. Ama Saç ayaklarından en azından taraftar ve Basketbolcu lar bir arada olduğu için kupada geldi. Burada lafı gelmişken Anadolunun her yanındaki GS'lılara teşekkür ediyorum. Anadolunun ve Dünyanın hiç bir yerinde şubelerimiz yalnız kalmıyor. İStanbulun BÜYÜK GS'lıları maça gelmeyi GS'a verilmiş bir lütuf oalrak görüyor ve "eğlendirin lan bizi!!" modunda oluyorlar.

Gelelim dünkü maça. Bu saç ayaklarından kimler vardı bakalım. Lafa geldi mi 'Sen sokakta oyna biz kaldırımda destekleriz' diyen şoparların hangisi oradaydı? Havaalanına 3bin kişi futbolcu karşılamaya gidiyor. FB maçına tribüne gelen adam sayısı 2000. Yani Saç ayaklarından taraftar orada değil. Protokol tribününe bakıyorum. Kimse yok bomboştu o tribün. Yani saç ayaklarından yönetim de yok. Eee ne oldu? Suçlu Oyuncular ve Hoca dğeil mi? Sen şampiyonluğua inansan gelirsin destek verirsin. Bu tüm şubeler için geçerli. Voleybol Basketbol farketmyor. Ne taraftar ne yönetim takımlarına inanmıyor onları yalnız bırakıyor. Ondan sonra FB mağlubiyetinde triplere giriyorlar. TÜm dertleri mahalledeki FB'liye rezil olma kaygısı. Yemişim sizin GS'lılık onurunuzu!

--------------------------

Maça gelirsek. Bir kere FB gibi bir takıma karşı Sylvia'sız çıkmak en hafifi maçı başabaşa getirmektir. Türkiye Kupasında onları yendik ama Şebnem dahil dış atıcılarımız yüksek yüzdeyle oynadı. ÜStüne Whalen gibi bir oyun kuran ve gerektiğinde sorun çözen bir guardla sağlam Işıl vardı. Bu maçta avantajlarımıza bakınca tek avantajımız Alba o maçta ilk defa forma giymişti şimdiyse artık 30 dk süre alacak durumdaydı. Bunun dışında her açıdan Türkiye kupasındaki durumdan eksi durumdaydık. Yani Ekrem Hoca o anlamda hata yaptı. Ben anlıyorum onu. Aslına bakarsanız bu maçı hiç ciddiye almadı hoca. Kazansak bile ne olacak ki. F8 daha önemli diyerek sahaya çıktı. Bu yüzden önemli silahının sakatlanma riskini göze alamadı. Ama Ekrem Hocanın bilmediği bir şey var. Branşlardaki skorlarda taraftarın umurunda değil avrupa kupası falan. Adam zaten maça gelmiyor. Tek derdi FB galibiyeti. Sen EL şampiyonu ol ama FB'ye yenil gene bitiksin demektir. Bunu ön göremedi. Hoca sanırım hala 96'daki dünyanın olduğunu sanıyor. Ama ne o taraftar var artık ne o ortam.

Bence madem Alba'ya güvenmiyor (sanırım öyle) o zaman Sylvia'yı alacak Alba'yı dinlendirecekti tribünde. Angel'in etkinliğine karşı da Sancho'yu 3 numarada oynatıp Angel'i sinirlendirecekti. 4-5'de Ann-Syl-Bahar rotasyonunu kullanıp Şaziye'yi Işıl ve Harding'İn rotasyonuna sokacaktı. Şaz Cappie'yi Sancho Angel'i durdurursa (ki muhtemel) FB pota altını oya gibi işlerdik. ÜStelik MAtovic 5 faulle oyun dışı kaldığında 3. periyotun ortalarıydı daha. Sylvia bu maçta oynasaydı Onunla boğuşmak zorunda kalacak olan (Newlin yetemez çünkü) Verameyanka basketbolu bırakırdı. Son periyot 17 farkı yaparmıyız onu konuşurduk.


Şu gerçek Ekrem hoca bu maçlık hata yaptı. Ve eminim hoca da bunun farkında. Ekrem Hocanın en sevdiğim yönü komplexlerinden arınmış bir insan olması. Hatasını görür ve tekrarlamaz. Sancho'yu 3 Alba'yı 2'de değerlendirip Lindsay'den kurtulma şansımız da var tabii ki bunu çok isterim. Bu arada UMMC maçında Dee'ye top göstertmeyen Yasemen'in diş kırmalık bile süre almaması beni şaşırttı. Yasemenden olabildiğince faydalanmamız laızm. Malum Işıl Beyin travması geçirdi ona yüklenmek istemiyordu hoca. Bu yüzden İlk 5'te de yoktu Işıl. Ama maç sonu gene aynıya geldi. Oysa Yasemen özellikle periyot sonlarında en azından süre bulabilridi. Cappie'yi sinirlendirecek bir inadı var savunmada:)


Sonuç oalrak. Benim pek önemsemediğim ama rahat kazanacağımızı düşündüğüm bir maçtı. Lindsay maç boyu en iyi hareketini yapıp 2/2 atsa gene kazanıyorduk o da ayrı. Ama bu mağlubiyet şampiyonluğun gittiği anlamına gelmez. Umarım Yöneticiler kendilerine ait olan tribünlere döner. Ligi 2. bitirmemiz bence avantaj oldu. Çünkü Fİnal serisinde ilk iki maçı kendi sahamızda oynasak boş tribünlere oynarız. Ama İlk iki maçı rakip sahada oynayıp 1 hatta 2 galibiyeti çıakrabilecek bir takımımız var. O zaman İpekçi BÜYÜk GS'lılarla dolacaktır.

NOT: Dün tribünde 6bin kişi olaydık FB hocasının zırt pırt saha ortasına kadar gelişlerini teknik faulle cezalandıracak tepkiyi hakemlerin üzerine verebilirdik.

NOT2: Dün dahil sezon boyunca bir şekilde imkan bulduğu an maça gelen tüm taraftarlara teşekkür ediyorum. GS taraftarına bu kadar laf söylerken gelenlerin hakkını yememek lazım.

NOT3: Cem Bayındır, Dostum seni tanıdığım için bu sözlerin sonrası derin hayal kırıklığı yaşadım :(
 
Yazdıklarımı gözden geçirdim. Bir takım kızgınlıklarım olsa da GS için kötü söz söylemek yapabileceğim en son iş olduğundan, sözlerimi düzelttim. Dostane ve düzgün uyarılarınız için teşekkür ederim.
Şampiyonluk serüveni uzun soluklu bir yürüyüştür. Futbolda da sıkça dediğimiz gibi bunu almak için önce istemek gerekli ve bunun saç ayaklarının tamamı istemeli bunu. "Yönetim basketbolcu Taraftar Şampiyonsun GS" dememiz lazım

Şimdi gelinen noktayı inceleyelim. Türkiye kupasında FB yönetimi tam kadro Antalyada Protokol tribününde oturuyordu. Fİnal maçında Aziz yoktu ama o ÇF ve YF final maçlarında o da oradaydı. Bizden kim vardı sizce protokol tribününde GS'ı temsil eden? Ben size söyleyeyim hiç kimse yoktu. Üstelik futbol takımı 50 Km ötede Alanya'da kamp yapıyordu. Bir ton yönetici oradaydı. Ama bir şampiyonluk maçına bile 50km kıçını kaldırıp gelemediler. Protokol tribününde GS'ı Murat Özyer temsil etti Şaka gibi gerçekten. Ama Saç ayaklarından en azından taraftar ve Basketbolcu lar bir arada olduğu için kupada geldi. Burada lafı gelmişken Anadolunun her yanındaki GS'lılara teşekkür ediyorum. Anadolunun ve Dünyanın hiç bir yerinde şubelerimiz yalnız kalmıyor. İStanbulun BÜYÜK GS'lıları maça gelmeyi GS'a verilmiş bir lütuf oalrak görüyor ve "eğlendirin lan bizi!!" modunda oluyorlar.

Gelelim dünkü maça. Bu saç ayaklarından kimler vardı bakalım. Lafa geldi mi 'Sen sokakta oyna biz kaldırımda destekleriz' diyen şoparların hangisi oradaydı? Havaalanına 3bin kişi futbolcu karşılamaya gidiyor. FB maçına tribüne gelen adam sayısı 2000. Yani Saç ayaklarından taraftar orada değil. Protokol tribününe bakıyorum. Kimse yok bomboştu o tribün. Yani saç ayaklarından yönetim de yok. Eee ne oldu? Suçlu Oyuncular ve Hoca dğeil mi? Sen şampiyonluğua inansan gelirsin destek verirsin. Bu tüm şubeler için geçerli. Voleybol Basketbol farketmyor. Ne taraftar ne yönetim takımlarına inanmıyor onları yalnız bırakıyor. Ondan sonra FB mağlubiyetinde triplere giriyorlar. TÜm dertleri mahalledeki FB'liye rezil olma kaygısı. Yemişim sizin GS'lılık onurunuzu!

--------------------------

Maça gelirsek. Bir kere FB gibi bir takıma karşı Sylvia'sız çıkmak en hafifi maçı başabaşa getirmektir. Türkiye Kupasında onları yendik ama Şebnem dahil dış atıcılarımız yüksek yüzdeyle oynadı. ÜStüne Whalen gibi bir oyun kuran ve gerektiğinde sorun çözen bir guardla sağlam Işıl vardı. Bu maçta avantajlarımıza bakınca tek avantajımız Alba o maçta ilk defa forma giymişti şimdiyse artık 30 dk süre alacak durumdaydı. Bunun dışında her açıdan Türkiye kupasındaki durumdan eksi durumdaydık. Yani Ekrem Hoca o anlamda hata yaptı. Ben anlıyorum onu. Aslına bakarsanız bu maçı hiç ciddiye almadı hoca. Kazansak bile ne olacak ki. F8 daha önemli diyerek sahaya çıktı. Bu yüzden önemli silahının sakatlanma riskini göze alamadı. Ama Ekrem Hocanın bilmediği bir şey var. Branşlardaki skorlarda taraftarın umurunda değil avrupa kupası falan. Adam zaten maça gelmiyor. Tek derdi FB galibiyeti. Sen EL şampiyonu ol ama FB'ye yenil gene bitiksin demektir. Bunu ön göremedi. Hoca sanırım hala 96'daki dünyanın olduğunu sanıyor. Ama ne o taraftar var artık ne o ortam.

Bence madem Alba'ya güvenmiyor (sanırım öyle) o zaman Sylvia'yı alacak Alba'yı dinlendirecekti tribünde. Angel'in etkinliğine karşı da Sancho'yu 3 numarada oynatıp Angel'i sinirlendirecekti. 4-5'de Ann-Syl-Bahar rotasyonunu kullanıp Şaziye'yi Işıl ve Harding'İn rotasyonuna sokacaktı. Şaz Cappie'yi Sancho Angel'i durdurursa (ki muhtemel) FB pota altını oya gibi işlerdik. ÜStelik MAtovic 5 faulle oyun dışı kaldığında 3. periyotun ortalarıydı daha. Sylvia bu maçta oynasaydı Onunla boğuşmak zorunda kalacak olan (Newlin yetemez çünkü) Verameyanka basketbolu bırakırdı. Son periyot 17 farkı yaparmıyız onu konuşurduk.


Şu gerçek Ekrem hoca bu maçlık hata yaptı. Ve eminim hoca da bunun farkında. Ekrem Hocanın en sevdiğim yönü komplexlerinden arınmış bir insan olması. Hatasını görür ve tekrarlamaz. Sancho'yu 3 Alba'yı 2'de değerlendirip Lindsay'den kurtulma şansımız da var tabii ki bunu çok isterim. Bu arada UMMC maçında Dee'ye top göstertmeyen Yasemen'in diş kırmalık bile süre almaması beni şaşırttı. Yasemenden olabildiğince faydalanmamız laızm. Malum Işıl Beyin travması geçirdi ona yüklenmek istemiyordu hoca. Bu yüzden İlk 5'te de yoktu Işıl. Ama maç sonu gene aynıya geldi. Oysa Yasemen özellikle periyot sonlarında en azından süre bulabilridi. Cappie'yi sinirlendirecek bir inadı var savunmada:)


Sonuç oalrak. Benim pek önemsemediğim ama rahat kazanacağımızı düşündüğüm bir maçtı. Lindsay maç boyu en iyi hareketini yapıp 2/2 atsa gene kazanıyorduk o da ayrı. Ama bu mağlubiyet şampiyonluğun gittiği anlamına gelmez. Umarım Yöneticiler kendilerine ait olan tribünlere döner. Ligi 2. bitirmemiz bence avantaj oldu. Çünkü Fİnal serisinde ilk iki maçı kendi sahamızda oynasak boş tribünlere oynarız. Ama İlk iki maçı rakip sahada oynayıp 1 hatta 2 galibiyeti çıakrabilecek bir takımımız var. O zaman İpekçi BÜYÜk GS'lılarla dolacaktır.

NOT: Dün tribünde 6bin kişi olaydık FB hocasının zırt pırt saha ortasına kadar gelişlerini teknik faulle cezalandıracak tepkiyi hakemlerin üzerine verebilirdik.

NOT2: Dün dahil sezon boyunca bir şekilde imkan bulduğu an maça gelen tüm taraftarlara teşekkür ediyorum. GS taraftarına bu kadar laf söylerken gelenlerin hakkını yememek lazım.

NOT3: Cem Bayındır, Dostum seni tanıdığım için bu sözlerin sonrası derin hayal kırıklığı yaşadım :(
 
Seviyeli eleştiriniz için teşekkür ederim.1977'den beri amatör-profesyonel tüm maçları takip eden, yaşamını ona göre düzenleyen biri olarak bir serzenişti sözlerim.
Not: Eleştirilerimde uygun düşmeyen cümlelerimi düzelttim...
 
Sühan Cem ÜÇSOY kardeşime çok teşekkür ediyorum.
Gerek basketbol bilgin gerek üslubun gerçekten çok güzel, insan adeta okumaya doyamıyor. FB maçını ve genel durumu yine çok yerinde teşhislerle değerlendirmişsin. Yazdıklarının tamamına ben de katılıyorum. İnşallah yönetimden birileri de bu yorumları okuyorlardır. Çünkü bu değerlendirmelerden, bizim kadar yönetimdekiler de istifade etmeliler.

Diğer taraftan; beni endişelendiren diğer bir konu da, alt yapı.
Özellikle bayanlarda yıldız, genç kızlar vb. de karşı taraf sanki ne kadar yetenekli, gelecek vaat eden kızlar varsa hepsini toplamışlar. Eğer kaybetmezlerse gelecek 10-15 yıllarını garantiye almışlar gibi görünüyor.
Olcay Ç., Özge K., Hülya Ç., Emel T., Melis G., Şelale K., Sena, Başak, Cansu K.,Fahriye hepsi çok iyi … Bunların dışında diğer takımlarda da birkaç iyi oyuncu daha var ama ...
Yıldızlarda GS-FB maçı izlemiştim. Karşı takımın oyuncuları hemen tüm mevkilerde fiziksel olarak daha iri ve uzundu. Sanki bizim yıldızlar ile karşı takımın gençleri oynuyor gibiydi.

Avrupa bazında, Türk bayan basketbolu seviyesi de bence yükseliyor, yakın gelecekte yerli oyuncular daha fazla öne çıkacak, daha önemli olacak diye düşünüyorum. Bizim de alt yapıya daha fazla önem vermemiz gerekiyor bence. Bu konuda bazı çalışmalar (Bayrampaşa Bld. İle anlaşma) yapılıyor gibi ama daha fazla ve hızlı olmalıyız.

Daha somut bilgilere sahip olan varsa, paylaşmasını beklerim.
 
Canınız sağolsun kızlar. Bu maç çok önemli değildi ama gerektiği zaman kazanın yeter.
 
Lütfen kimse dediğimi kişisel olarak almasın ama inşallah takım da sizin gibi düşünmüyordur.

Nasıl önemsiz maçmış, değeri yokmuş bu maçın anlamıyorum ben. O zaman final serisinde 2-0 geriye düşünce de kasmasınlar, nasıl olsa oradan seri dönmez. Ya da maç içinde 20 sayı geriye düşünce çabalamaya gerek yok, giden gitmiş daha neye kasacaklar.

Bu mu bizim Yenilmez Armada'mız, savaşçı ruhumuz? Yazık o zaman bize. Ekrem Hoca tarafından ciddi biçimde kötü yönetilmiş ve takım tarafından özellikle hücumda berbat oynanmış ve ellerimizle verilmiş bir derbi var. Whalen sonrasında da havası kaçan bir takım görüyorum ben.

Caferağa'nın potası eğikti, hakem kötüydü, maç önemsizdi, Whalen ruhsuzdu, Diana bencildi, Sylvia sakattı diye diye 15 sene oluyor. Hala ilk yatırım yaptığımız, final serisinde 2 maç aldığımız senenin 1 adım ötesinde değiliz. Dünü kaybettik, bugünden de bir şey olmayacak gibi, yarına da bir yatırımımız yok. Yazık sahiden.
 
Cappy'nin Türk olma durumu nedir? Bir arkadaşım Türk yapmayı planladıkları ve bir kıta dışı daha almak istediklerini söyledi az önce. Her ne kadar 3 sene Türkiye'de aynı takımda oynamış olsa da, araya UMMC macerasının girmesi ve ülkesinin milli takımında oynamış olması gibi sebeplerin bunu engellemesi gerekse de, FB - TBF ilişkilerini düşününce insan "Acaba?" diyor. Kulağına böyle birşey gelen başkası var mı?

Onlar Cappy'i Türk yaparlarsa biz de Fowles'ı yaparız durumları aynı SLY bizde kesintisiz oynadı hatta. Böyle birşey olacağını sanmıyorum ha olursa biz de bu şekilde karşılık veririz.
 

Üst