Önce kupa statüsüne ilişikin birkaç şey yazmak istiyorum. aslında çok da bilmediğim bir konuda saçmalama özgürlüğümü kullanacağım. Sonra da bizim takıma ilişkin bir kaç şey yazacağım. Kupada, son sezon lig sıralamasına göre, ciddi anlamda torbalar yapmak gerekir. bu eşleşmelerde ise maç programı, sezon sıralmasında, birbirine yakın olan takımların, grupta son maçları oynaması şeklinde olmalı. Bir anlamda grup finali. grup finali diyorum, çünkü ikinci turda ise grupta birinci ya da ikinci olmanın da bir anlamı olması gerekir. Bunlar olduğu takdirde her maçın anlamı olacaktır. Beşiktaş örneğin çapraz gruptan grup birincisi efes'le eşleşmemek için maçı kaybetmemek zorunda olabilir ya da biz örneğin ilk maçta beşiktaşa kaybettiğmiz takdirde sonraki turda efes'le eşleşme ihtimaline göre daha kastırabilirdik. vs.. Ama en azından maçların aynı saatte oynanması gerekirdi. En azından biz şu mersin maçını yukarı çıkamamanın verdiği bir hüzünle mi kaybettik yoksa gerçekten mersin'den bile fark yiyecek kadar kötü müyüz?
Ben geçen senenden beri Murat Özyer'in doğru şeyler yapmadığı kanaatindeyim. ama bunları söylediğimde burada Murat hoca istifa etsin demişim gibi algılanıyor. ben farklı bir şey söylüyorum. Murat Hoca takım kurma ve transfer konusunda zayıf kalıyor. Fitch varken teknik adamlığını sergileyememesine kısmen hak veriyorum ama takımı sadece Murat Hoa'ya kurdurmak bence doğru bir yol değil. en azından bu işi çok iyi yapaamdığını geçen sene gördük. Yöneticilerin bu duruma bir el atması gerekir deyince bunun Murat hoca'nın görevden alınmasını istediğim gibi bir anlam çıkıyor. ha sene başında "geçen sene sizden memnun kalmadık, bu sene başkasıyla çalışacağız" denebilirdi. (ülker arada olduğı için zaten bu denemiyor ya neyse) Ama bu fırsat kaçtı. Benim söyledğim, Aziz Bekir'le falan olmaz bu işler. Basketboldan anlayan eski bir galatasaraylı abimizi genel menejer yaparak bir transfer komitesi ile işleri yürütmek gerekirdi. Murat Hoca Avrupa'da çok tanınmıyor. Galataasray'da öyle. o yüzden transfer konusunda zayıf kaldık. Geçen seneki hataları tekrarladık. Ben Murat Hoca'ya iyi bir kadro teslim edip beklemekten yanayım ancak sorun Murat Hcoa'nın o kadaroyu tek başına kuramamasından kaynaklanıyor. bu noktada ona yönetimden ciddi destek gelmeliydi ve hatta bir an önce gelmeli. iki tane yabancı bir numara ile anlaşılması (cüneyt de varken) yanlış oldu ve iki tane dört numara (ikisi de şut atmıyor) da şut atmadıkları için o da yanlış oldu. Bu akdar yabnlış tramnsferin içinden doğru basketbol çıkartmak mümkün değil.
Baştan beri yazdığım bir şey var. o da 5 yabancı hakkının kullanılması. Sözleşme mevzuuları, bütçe meseleleri vs.. beni aşan konular. Ama tahiminim en düşük maliyetli çözüm şu olabilir: Avery'den hala birşeyler beklenebilir çünkü o önemli bir oyuncu. Tutar tutmaz orasını bilemem ama 4 nuamralardan birinin şutör olması ve 3 numaraya ciddi bir skorer oyuncu bulunması şart. 3 numaraya bulunumazsa iki nnuamraya skorer bulunur. Avery yedekte tutulabilir vs.. ya da böyle garip sonuçlara mahkum kalacağız.
Takımın en büyük sıkıntılarından biri, rakiplerin vasat kısalarının bile inanılmaz penetreler yapması. Dün de altan'dı galiba; bonus kafalı çocuk, karşısında murat'ı, cüneyt'i gördükçe daldı içeri. Sene başında murat ve cüneyt'in yanyana oynamasının intihar olacağını belirtmiştim. Şu anda avery'nin de savunmada onların bir farkı yok. kısa savunması bu kadar kötü olunca uzunlardan bir şey beklemek de hayalcilik olur. Fatih gelince belki birazcık korku salar ama kısa savunmasının acilen toparlanamsı lazım. Oyun kurucu baskısını murat'la değil dee ile yapmak gerekiyor. Dee'nin en önemli silahlarından birisi oyun kurucu baskısı. Tam çift guard oynayacaksak tam saha ikili baskı ile rakipleri bozmamız gerek ama bunlar maalesef henüz düüşnülmüyor. Tufan'ın gerlmesi ile kısa savunmamızın biraz daha düzeleceğini düşünüyorum. Ama kısa pozisyonunda skorer, iyi şut atan nicholas ayarında bir üç numara bulunması ve şutör bir dört nuamranın takıma katılamsının elzem olduğuun düüşnüyorum.
Beşiktaş'ın yaptığı şeyi maç satmak diye nitelendirmemek lazım. Maçı kazanmasının fazla bir anlamı olmayan bir takımla maçı kazanamak zorunda olan bir takımın mücadelesini izledik. beşiktaş kaybetceğini anlayınca maçı çevirmek için uğraştı ama yetmedi. Murat özyer'in maç öncesi açıklaması da çok güzeldi. "işimizi kendimiz görmeliydik". En azından beşiktaştan yedeğimiz farkı reno'ya atmış olsak beşiktaş reno maşını kaybederse elenecek duruma gelirdi. vs.. Yani sebepleri (hakemdi, beşiktaştı vs..) dışımızda değil içimizde aramamız gerekir diye düşünüyorum. reno'yu da tebrik ediyorum. en nihayetinde 2 galibiyet alarak (hatta bizle oynadıkları maçta da galibiyeti hak edecek kadar oynamışlardı) türkiye kupasında mücadelelerine devam etmeyi başardılar. Ben Türkiye kupası öncesi bizim gruptan böyle bir sürpriz bekliyordum ama mersin yapar diye düşünmüştüm. mersin reno ve bizi yenip gruptan çıkabilir diye bir korkum vardı. kısmet reno'nunmuş)