wotws
0
Bu hafta ligde 9.hafta maçları oynandı ve ligin %30'luk bölümü tamamlanmış oldu. Takımımız ligin bu ilk bölümünü 8 galibiyet ve 1 mağlubiyetle ikinci sırada tamamladı. Türk Telekom ve Fenerbahçe gibi rakiplerinin önünde yer aldı ama taraftar takımdan hiç memnun kalmadı. Şüphesiz ki bunda çok zorlu maçlar oynamayaşımızın etkisi de vardı.
Dokuz haftalık bölüm sonunda takımımız tek yenilgisini lig lideri Efes Pilsen'e karşı aldı. Zorlu diyebileceğimiz diğer maçta ise lig üçüncüsü Banvitspor'u deplasmanda mağlup etti. Diğer rakipler ise kağıt üzerinde bize kafa tutacak ekipler değildi.
İlk maçlarımızın kolay olduğuna dair birçok yorum gelirken olaya farklı bir bakış açısı getirmek istedim. Geçen sezon takımımız CASA, Darüşşafaka, Oyak Renault ve Alpella gibi takımlara yenilmişti. Bunun dışında bütçe ve kadro olarak kendisinden altta bulunan Karşıyaka, Antalya ve Mersin'e de yenilmişti. Şampiyonluk yolundaki rakiplerine karşı ise birer galibiyet ve mağlubiyet almıştı. Kısacası beşinci sırada yer almasının sebebi küçük maçları kaybetmesiydi.
Takımımızın bu seneki gerçek gücünü gösterecek maçlar ise bu haftadan itibaren geliyor. Gerçekten güçlü rakiplere karşı koyacak gücümüz yok mu yoksa bu maçlarda kendimizi gösterecek miyiz bunu göreceğiz.
Bu konuyu açmamın asıl nedeni de bu zorlu maçlar öncesinde takımımızın durumunu değerlendirmek, bu maçlarla ilgili tahminlerde bulunmak ve ilk yarıyı nerede tamamlayacağımız yönünde fikir beyan etmek.
Zorlu viraj diye adlandırdığımız maçlar ise şöyle;
Mersin BŞB (Deplasman)
Mersin BŞB 5 galibiyet ile altıncı sırada bulunuyor. Kendi sahasında Beşiktaş, Aliağa ve Darüşşafaka'yı mağlup etti, Banvitspor'a yenildi. Yabancıları Lofton, Ffriend, Basden ve McCalebb üzerine kurulu olan Mersin'de İnanç Koç, Onur Aydın ve Altan Erol da takıma büyük katkı veriyor.
Oyak Renault
Sahamızda oynayacağımız Oyak Renault maçı geçen seneki sürpriz mağlubiyetten sonra daha da önem kazandı. Oyak Renault'nun en büyük gücü takımı çok iyi şekilde sahaya süren Yücel Platin. Oyak Renault 3 galibiyetinden 2'sini deplasmanda aldı. Sahasında ise Fenerbahçe, Telekom ve Antalya'ya çok ufak farklarla kaybetti. Kısacası maçı bırakmayan bir ekip.
Beşiktaş (Deplasman)
Büyük hedeflerle sezona giren ve Türkiye Kupası'nda da bizi rahat geçen Beşiktaş, başlangıcı ise pek iyi yapamadı. Yönetim yanlışlarından doğan birçok problem yüzünden Austin, Stanojevic ve Faison'ı kaybeden Beşiktaş, Chatman, Cevher, Adem ve Baxter'ın katkılarıyla tekrar çıkışa geçti ve tehlikeli bir takım haline geldi. Sahasında bu sezon Oyak Renault ve Aliağa'ya kaybetti.
Fenerbahçe
TBL ve Euroleague'e önemli sakatlıklara rağmen çok iyi bir başlangıç yapan Fenerbahçe, son haftalarda ise düşüş yaşıyor. Guard ve uzun forvet konusunda sıkıntılar yaşayan Fenerbahçe'ye karşı en büyük avantajımız ise Ayhan Şahenk. İlginçtir ama şuta dayalı bir oyun sergileyen Fenerbahçe Ayhan Şahenk'te oynadığı son 3 maçı kaybetti. Darüşşafaka'ya karşı ise önceki senelerde hep zorlandı. Ben Ayhan Şahenk'in Fenerbahçe'ye karşı en büyük kozumuz olduğunu düşünüyorum.
Aliağa Bld. (Deplasman)
Ligin yeni ekiplerinden Aliağa Bld. aldığı sürpriz sonuçlarla dikkat çekiyor. Son dört maçında Efes Pilsen'e karşı yenilgi yüzü görürken, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Türk Telekom'u ise mağlup etti. Çok zor bir deplasman olacağı kesin.
Türk Telekom
Geçen sezon çeyrek finalde elendiğimiz Türk Telekom, geniş kadrosuyla ligde ön plana çıkmasına rağmen coaching zaafiyetlerinden ortaya çıkan kötü oyununu bir türlü düzeltemiyor. Telekom kadrosuyla üstün ama oynadığı oyunla pek pek ümit vermiyor.
Benim kendi görüşüm bu 6 maçın en az dördünü kazanırız ve ilk yarıyı iyi bir yerde tamamlarız.
Savunmada bazı sorunlarımız bulunuyor. Bunlardan biri dış şutlara karşı önlem alamamamız. İkincisi ise içeride sert adamlara karşı direnç gösterememiz. Aslında bunların çözümü basit. Çünkü benim görüşüm dış şutlardaki zaafiyetin asıl kaynağı sertlik sorunu yaşadığımız için içeriye doğru kaymamız ve dış adamları bu yüzden boş bırakmamız.
Çözümü ise çok da zor değil. Mental olarak Galatasaray defterini kapatan Zizic'in satılması ve pota altına bir oyuncunun alınması. Bu oyuncu bana göre Mario Austin olabilir. Şu anda herhangi bir takımla anlaşmadığını sanıyorum. Bu transfer sonunda elimizde para kalırsa ise gerekirse bonservis ödeyip bir yerli alınması. Dış savunmada da katkıda bulunacağını düşündüğüm bu transfer ise Oyak'tan Evren Büker olabilir.
Dokuz haftalık bölüm sonunda takımımız tek yenilgisini lig lideri Efes Pilsen'e karşı aldı. Zorlu diyebileceğimiz diğer maçta ise lig üçüncüsü Banvitspor'u deplasmanda mağlup etti. Diğer rakipler ise kağıt üzerinde bize kafa tutacak ekipler değildi.
İlk maçlarımızın kolay olduğuna dair birçok yorum gelirken olaya farklı bir bakış açısı getirmek istedim. Geçen sezon takımımız CASA, Darüşşafaka, Oyak Renault ve Alpella gibi takımlara yenilmişti. Bunun dışında bütçe ve kadro olarak kendisinden altta bulunan Karşıyaka, Antalya ve Mersin'e de yenilmişti. Şampiyonluk yolundaki rakiplerine karşı ise birer galibiyet ve mağlubiyet almıştı. Kısacası beşinci sırada yer almasının sebebi küçük maçları kaybetmesiydi.
Takımımızın bu seneki gerçek gücünü gösterecek maçlar ise bu haftadan itibaren geliyor. Gerçekten güçlü rakiplere karşı koyacak gücümüz yok mu yoksa bu maçlarda kendimizi gösterecek miyiz bunu göreceğiz.
Bu konuyu açmamın asıl nedeni de bu zorlu maçlar öncesinde takımımızın durumunu değerlendirmek, bu maçlarla ilgili tahminlerde bulunmak ve ilk yarıyı nerede tamamlayacağımız yönünde fikir beyan etmek.
Zorlu viraj diye adlandırdığımız maçlar ise şöyle;
Mersin BŞB (Deplasman)
Mersin BŞB 5 galibiyet ile altıncı sırada bulunuyor. Kendi sahasında Beşiktaş, Aliağa ve Darüşşafaka'yı mağlup etti, Banvitspor'a yenildi. Yabancıları Lofton, Ffriend, Basden ve McCalebb üzerine kurulu olan Mersin'de İnanç Koç, Onur Aydın ve Altan Erol da takıma büyük katkı veriyor.
Oyak Renault
Sahamızda oynayacağımız Oyak Renault maçı geçen seneki sürpriz mağlubiyetten sonra daha da önem kazandı. Oyak Renault'nun en büyük gücü takımı çok iyi şekilde sahaya süren Yücel Platin. Oyak Renault 3 galibiyetinden 2'sini deplasmanda aldı. Sahasında ise Fenerbahçe, Telekom ve Antalya'ya çok ufak farklarla kaybetti. Kısacası maçı bırakmayan bir ekip.
Beşiktaş (Deplasman)
Büyük hedeflerle sezona giren ve Türkiye Kupası'nda da bizi rahat geçen Beşiktaş, başlangıcı ise pek iyi yapamadı. Yönetim yanlışlarından doğan birçok problem yüzünden Austin, Stanojevic ve Faison'ı kaybeden Beşiktaş, Chatman, Cevher, Adem ve Baxter'ın katkılarıyla tekrar çıkışa geçti ve tehlikeli bir takım haline geldi. Sahasında bu sezon Oyak Renault ve Aliağa'ya kaybetti.
Fenerbahçe
TBL ve Euroleague'e önemli sakatlıklara rağmen çok iyi bir başlangıç yapan Fenerbahçe, son haftalarda ise düşüş yaşıyor. Guard ve uzun forvet konusunda sıkıntılar yaşayan Fenerbahçe'ye karşı en büyük avantajımız ise Ayhan Şahenk. İlginçtir ama şuta dayalı bir oyun sergileyen Fenerbahçe Ayhan Şahenk'te oynadığı son 3 maçı kaybetti. Darüşşafaka'ya karşı ise önceki senelerde hep zorlandı. Ben Ayhan Şahenk'in Fenerbahçe'ye karşı en büyük kozumuz olduğunu düşünüyorum.
Aliağa Bld. (Deplasman)
Ligin yeni ekiplerinden Aliağa Bld. aldığı sürpriz sonuçlarla dikkat çekiyor. Son dört maçında Efes Pilsen'e karşı yenilgi yüzü görürken, Beşiktaş, Fenerbahçe ve Türk Telekom'u ise mağlup etti. Çok zor bir deplasman olacağı kesin.
Türk Telekom
Geçen sezon çeyrek finalde elendiğimiz Türk Telekom, geniş kadrosuyla ligde ön plana çıkmasına rağmen coaching zaafiyetlerinden ortaya çıkan kötü oyununu bir türlü düzeltemiyor. Telekom kadrosuyla üstün ama oynadığı oyunla pek pek ümit vermiyor.
Benim kendi görüşüm bu 6 maçın en az dördünü kazanırız ve ilk yarıyı iyi bir yerde tamamlarız.
Savunmada bazı sorunlarımız bulunuyor. Bunlardan biri dış şutlara karşı önlem alamamamız. İkincisi ise içeride sert adamlara karşı direnç gösterememiz. Aslında bunların çözümü basit. Çünkü benim görüşüm dış şutlardaki zaafiyetin asıl kaynağı sertlik sorunu yaşadığımız için içeriye doğru kaymamız ve dış adamları bu yüzden boş bırakmamız.
Çözümü ise çok da zor değil. Mental olarak Galatasaray defterini kapatan Zizic'in satılması ve pota altına bir oyuncunun alınması. Bu oyuncu bana göre Mario Austin olabilir. Şu anda herhangi bir takımla anlaşmadığını sanıyorum. Bu transfer sonunda elimizde para kalırsa ise gerekirse bonservis ödeyip bir yerli alınması. Dış savunmada da katkıda bulunacağını düşündüğüm bu transfer ise Oyak'tan Evren Büker olabilir.