#17 Martynas Pocius

Pocius, Liv Hospital'de sağlık kontrolünden de geçti.

BsuXWEoCMAA7PXH.png


Martynas Pocius Değerlendirmesi

4a478fc00277ae68cf6e832cda742042-660x330.jpg


Galatasaray Erkek Basketbol Takımı’nın yeni transferi, 28 Nisan 1986 doğumlu Litvanyalı Martynas Pocius; şutör guard ve kısa forvet olarak görev yapabiliyor. Pocius’un basketbol kariyerinde çok önemli bir artısı var, o da Amerika’nın sayılı kolejlerinden biri olan Duke mezunu olması. Duke’ta pek arzuladığı süreleri bulamasa da yetenekleri ile dikkat çeken Pocius, bu yetenekleri ilk kez 2006 U20 Avrupa Şampiyonası’nda çıkarmıştı. Mantas Kalnietis ile birlikte o jenerasyondan öne çıkan isimler olmuştu. O turnuvada Litvanya’nın en skorer ismiydi. Duke’tan sonra Avrupa’ya dönen Pocius, Zalgiris Kaunas’ta iki sezon geçirdi. Yetenekleri ile dikkat çeken Pocius, başarılı geçen sezonların ardından Real Madrid tarafından transfer edildi. Real Madrid’de ilk yılı iyi geçse de ikinci yılında sakatlıklar nedeniyle pek arzuladığı performansı gösteremedi ve geçen sene tekrar Zalgiris Kaunas’a geri döndü. Top 16’da iki maçta rakibimiz olan Pocius, bu maçların birinde 14 Sayı 4 Ribaund 3 Asist ile oynarken Abdi İpekçi’deki maçta 26 Sayı 4 Ribaund ile bizi en çok zorlayan oyuncu olmuştu.

Martynas Pocius’un Geçen Sene Euroleague İstatistikleri

2013 – 2014 (Zalgiris Kaunas) : 10.8 Sayı 2.9 Ribaund 2.5 Asist ( 2P %48.7; 3P %35.8; 1P %78 )

[video=youtube;f7Cmsjca7pM]https://www.youtube.com/watch?v=f7Cmsjca7pM[/video]

[video=youtube;rK9JmDkeeIs]https://www.youtube.com/watch?v=rK9JmDkeeIs[/video]

Martynas Pocius, içinde bulunduğu jenerasyonun değerli isimlerinden ve Litvanya Milli Takımı’nın sürekli isimlerinden biri. Onu tanımlarken söylenebilecek en önemli şeylerden biri sanırım oyunun her alanına dair bir şeyler yapabilmesi. Her özelliği kusursuz değil, ama hücumda repertuarı geniş. Bunun yanı sıra bir beyaz kısaya göre atletizminin de ekstrem seviyede olduğunu söylemek lazım. Kariyerinin başlangıcında öne çıkarken bu topa hakimiyeti ile içeri penetreleri sivrilmişti. Ayrıca şut konusunda da Litvanya genlerinin genel özelliklerini uygun olarak iyi bir şutör olduğunu söylemek zor değil. Pocius’un en önemli artılarından biri de ikili oyun oynayabilmesi, bu açıdan oyunu yönlendirebilen bir adam olması. Hücumda opsiyonlarının sınırlı olmaması onun adına çok önemli bir avantaj. Yani onun için ne sadece şutör diyebiliriz, ne sadece pasör diyebiliriz, ne sadece penetreci diyebiliriz.. Bu özelliklerinin hepsini max. seviyede olmasa da bünyesinde barındıran bir oyuncu. Pocius hem takım oyununa uyum sağlayıp, adapte olabilecek, hem de oyun içinde kendi de bir şeyler yaratabilecek bir oyuncu.

Ergin Ataman’ın bu sene Carlos Arroyo’ya oyunu yönlendirme konusunda daha çok yardım edecek isimlere yönelmesinin ürünlerinden biri olarak Pocius, potansiyelini zaten herkesin bildiği bir oyuncu. Onu sadece bir ceza şutörü olarak görmeyeceğiz. Mevcut planlanan kadronun en önemli penetrecilerinden biri olacak gibi gözüküyor. Bu özelliğinin yanı sıra daha önce de söylediğimiz gibi ikili oyun oynama kabiliyeti de olduğundan faydalı olacaktır ki bunları gerektiğinde şutla kendi de bitirebiliyor. Top hakimiyeti ve pas kabiliyetinin de gelişmişliği göz önünde tutulursa, hücumda daha akıcı bir takım olmamız adına da önemli bir yapı taşı olacaktır. Ayrıca takımın önemli skor opsiyonlarından da biri olacaktır. Bir beyaz kısaya göre atletizminden dem vurduğumuz Pocius’un savunmada da bu ölçüde değerli bir isim olacağını söyleyebiliriz.

pocius2-300x210.jpg

Martynas Pocius’un Euroleague “EN”leri

Index rating | Galatasaray vs. Zalgiris Kaunas| 27
Sayı | Galatasaray vs. Zalgiris Kaunas| 26
Toplam Ribaund | Maccabi Electra Tel Aviv vs. Zalgiris Kaunas| 7
Asist | Zalgiris Kaunas vs. Partizan NIS Belgrade| 7

Martynas Pocius’u sarı-kırmızı forma altında başarılarla dolu sakatlıktan uzak bir kariyer dileriz.

Kaynak: GSBasket Anasayfa - Martynas Pocius Galatasaray'da - GSbasket.Org
 
Tanıtım/ Martynas Pocius

Transfer çalışmalarına rötarlı olarak başlayan Galatasaray Liv Hospital’ın ilk yabancı transferi Martynas Pocius olmak üzere. Litvanya’lı skorer geçtiğimiz sezon Beşiktaş Integral Forex’in de gündemine gelmiş ancak transfer gerçekleşmemişti. Henüz 12 yaşındayken metal kesme makinesinde sol elinin orta parmağını kaybeden ve toplam 9 parmağı bulunan Pocius hakkında bütün bilinmesi gerekenleri yazıya döküyorum.

pocius-3.jpg


1986 doğumlu ve 1.96 boyundaki Pocius, Zalgiris Kaunas takımında sezonu tamamladı. Şutör guard ve kısa forvet pozisyonlarında oynayabilen Litvanyalı oyuncu kariyerine geç başlayanlardan. 2009 yılında kadar Duke Üniversitesi’nde kolej kariyerini geçiren Pocius, sezonun tamamlanmasının ardından Zalgiris Kaunas’a imza atarak profesyonel kariyerine başlamış oldu. Kaunas’daki ilk yılında ortalama 19 dakikayla süre alan Pocius, 8 sayı ortalaması haricinde oyunun görünmeyen yönlerinde de verdiği katkılarla dikkat çekti. İkinci yılında ortalama süresi 24 dakikaya çıkan oyuncu Euroleague sezonunu 11 sayı, 2.7 ribaud ve 2.3 asist ortalamalarıyla tamamlarken, o sezon çeyrek finali kılpayı kaçıran Fenerbahçe Ülker’in belki de elenmesine sebep olacak mücadelede 13 sayı ve 4 ribaund ile iyi bir performans göstererek ülkemizdeki basketbolseverlerin de yeniden dikkatini çekmeyi başardı. Zalgiris’deki düzenli oyunu ve takıma katkısıyla Real Madrid’in dikkatini çektikten sonra 2011-2012 sezonunun başı itibariyle İspanyol devine transferi gerçekleşti. İlk sezonunda ortalama 15 dakika süre alıp 7.4 sayılık katkı veren Pocius, takip eden sezonda kadrosuna ciddi takviyeler yapan Real Madrid’de süre almakta zorlandı ve sezonu sadece 3.2 sayı ortalamasıyla tamamladı. Geçtiğimiz sezon yeniden Zalgiris’e dönmesiyle birlikte form tutup 10.8 sayı, 2.9 ribaund ve 2.5 asist ortalamarıyla başarılı bir yıl geçirdi. Özellikle İstanbul’da Galatasaray’a attığı 26 sayıyla takımının maçta kalmasını sağlayan yıldız oyuncunun sezon ortasında ödenmeyen paralar nedeniyle takımdan ayrılma ihtimali doğmuş ancak sezonu Litvanya ekibinde tamamlamıştı.



Litvanya milli takımıyla ülkemizde düzenlenen 2010 Dünya Şampiyonası’nda yıldızı parlamıştı Martynas’ın. Turnuvayı 9.6 sayı, 2.6 ribaund ve 1.6 asist ortalamarıyla tamamlarken, % 46′lık üç sayı yüzdesiyle bu alanda da parlıyordu. İlk tur maçlarının sonlarına doğru süreleri azalan Pocius, çeyrek final, yarı final ve 3.lük maçlarında çift hanelerde skor üreterek ülkesinin kazandığı bronz madalyada ciddi şekilde katkı sahibi oldu. Ülkesinde düzenlenen 2011 Avrupa Şampiyonası’nda da önceki turnuvadaki performansına yakın bir görüntü çizmesine rağmen, Eurobasket 2013′te bekleneni verememesi belki de Litvanya’nın şampiyonluğu kaçırmasındaki en önemli sebeplerden bir tanesi oldu. Real Madrid’de geçirdiği son sezonun kendi formuna ciddi zararlar verdiği görüşünde olan Pocius için oyun içi analizine geçelim şimdi de.





Fiziksel özellikleriyle başlayalım. Birçok Avrupalı oyuncunun aksine Martynas Pocius, kıtanın en atletik kısalarından bir tanesi. Hızı ve patlayıcılığı üst düzey olan Pocius’un çok ciddi bir sıçrama yeteneği de var. Attığı şutlarda, ölü toplarda, ribaund-blok pozisyonlarında ve savunmasında atletizminin avantajını ciddi şekilde kullanıyor. Fast-breaklerde genellikle takımın bitirici rolünde olmasında da yine atletik özelliklerinin payı çok fazla. Birçok Avrupalı kısanın turnikesine yükselen uzuna karşı kafasını eğmek zorunda kaldığını hatırlayalım. Pocius genellikle sadece havada kalma süresini artırıp topu daha güvenli bir şekilde yukardan bırakarak bloktan kaçmayı başarıyor. Zihinsel olarak da oldukça güçlü bir yapısı olduğunu söyleyebiliriz. Litvanya ekolünden yetişmiş birçok oyuncuda olduğu gibi kazanma hırsı yüksek ve oyun içinde olabildiğince doğruları yapmaya çalışıyor. Kendisine verilen rolü kabullenip bürünebilecek mental güce sahip olması ve çok iyi bir takım oyuncusu olması onun artıları. Esasında mental olarak kendisine benzeyen türde bir takım arkadaşı da olacak önümüzdeki sezon. Tabi ki Manuchar Markoshvili’den bahsediyorum. Pocius’un da istisnai durumlar yaşanmadığı sürece Markoishvili’nin gösterdiği kararlılığı göstereceğini söyleyebilirim.



Top hakimiyeti ve penetreleriyle devam etmek istiyorum. Pocius top sürerken genellikle ” olmadığında el üzeri sallayayım ” türünde oynayan bir oyuncu değil. Kendisinin isolation oyununa bakıldığı durumlar maç içerisinde nadir denk gelse de bunlarda da olabildiğince savunmacısının zayıf karnına odaklanmaya ve perdeleri de kullanmaya çalışıyor. Açık sahada ve penetre halinde çok hızlı olmasına rağmen, oyunu kurgulamaya hazırlandığı anlarda hızlı top sürmek yerine güvenli top sürmeyi tercih etmesi onun adına önemli bir artı. Genellikle turnikeye sol taraftan girip sol eliyle bıraksa da penetrelerde her iki çaprazdan da skor bulabilme şansı var. Yardım savunmasına karşı öncelikli opsiyonu pas olan oyunculardan birisi değil Pocius. Kendisine yardım savunması getiren uzuna karşı turnikelerini yukardan veya havada asılı kalarak bırakmaya çalışıyor. Sağ eliyle yardıma karşı turnike bırakma konusunda çok iyi olmasa da sol elini bu konuda oldukça iyi kullanabiliyor. Isolation oyunlarından yaptığı penetrelerde rakibini geçememesi veya tersine gelmesi durumunda ” reverse ” hareketini çok sık kullanarak döner dönmez topu potaya bırakmaya çalışıyor. Sağ taraftan içeri girdiğinde kolay bir turnike şansı yoksa ilk düşündüğü şey ters turnike bırakmak. Ayrıca ters eşleşmelerde adım kontrolünü sağladıktan sonra rakibinin hamlelerine karşı faul göstermeye çalışması ve almayı başarması da iyi olduğu alanlar arasında. Baseline tarafından rakibin savunma hatalarını takiben penetre edip skor bulabilmesi de onun adına sayabileceğimiz olumlu özelliklerden. Bire birde rakibini geçme potansiyeli ise bir Doron Perkins, David Hawkins seviyesinde değil. Rakibinin savunma pozisyonuna göre hareket etmekte. Turnike stilinin Sinan Güler’i andırdığını söyleyebiliriz.



Gelelim şutlarına. Her ne kadar şut yüzdeleri çok yüksek olmasa da bunun önemli sebeplerinden bir tanesi sıkça süre dolarken topu elinde bulması. Pocius şutuna güvenebileceğiniz oyunculardan bir tanesi. Şut stilinde sıçramanın çok önemli bir payı var. Her oyuncu sıçrayarak şut atar diyeceksiniz ancak Pocius’un şutlarının girmesi için mükemmel bir sıçrama gerekiyor. Vücut kontrolünü sağladıktan sonra blok tehditlerine rağmen şut gönderebilse de, sıçramasını iyi ayarlayamayıp tamamen kısa sürede karar verme ve bilek yeteneğine baktığı anlarda çok şut kaçırıyor. Sabit şutlarını genellikle forvetten ve dipten gönderse de tepeyi de sevmeyen bir oyuncu değil. Ülkemizde Ömer Onan’dan bolca gördiğimiz ” hand-off’tan topu aldıktan sonra kayarak şut atma ” ve kendisine gelen perdeden sonra sağa tek dribblingin üzerinden şut atma Pocius için favoriler arasında. Şut atarken ayaklarını tam olarak istediği gibi kurmaya ihtiyaç duyması ve Henry Domercant, Chris Lofton, Andrew Goudelock gibi oyuncuların sahip olduğu 7-8 saniyelik top kontrolünün ardından atılabilecek el üstü şut meziyetinin üst düzey olmaması olumsuz sayılabilir. Dribbling üzerinden şutlar konusundaysa üç sayı çizgisinin dışını orta mesafeden daha çok tercih ediyor. Genellikle dipten forvete, forvetten tepeye veya tepeden forvete doğru top sürerken kendisine gelen perdenin başarısına göre stop jumpshot gönderiyor. Turnikelerine daha çok sol taraftan girdiğinden bahsetmiştim ancak dribbling üzerinden gönderdiği şutlarda sağ tarafa gitmeyi daha çok tercih ediyor. Her maç görmesek de zaman zaman kullandığı şut tarzlarından birisi de, perde sonrasında boş kaldığını farketmesiyle bir stepback yapıp 3 sayılık şuta çıkması.




Pocius’u değerli yapan en önemli bölüme geldik şimdi. Litvanyalı oyuncunun temel özelliklerinden bir tanesi ekstra katkıları kovalaması. 1.96 boyundaki bir oyuncuya göre oldukça iyi bir hücum ribaundu tehdidi var ve takımının uzunlarının box edildiği anlarda hücum ribaundu için oldukça agresif oluyor. Ribaund havuzuna düşen toplarda da yine saha içinde en çok hamle yapan isimlerden bir tanesi kendisi. Dışarıya seken kazanmak için mücadele gerektiren topların içinde de yine Pocius’u görmemiz mümkün. Set oyunları içerisinde kendisine söyleneni genellikle ıskalamadan yaparak topsuz oyunda da takımına katkıda bulunabiliyor. Egosunun önüne geçemeyip yapamadığı şeyleri zorlayan oyuncuların aksine sınırlarını bilen ve sahip olduğu özelliklerin dışında oynamamaya çalışan bir oyuncu ayrıca. Perde çıkışlarından şut kovalaması gerektiği anlarda ilk denemede başaramayıp bırakmak yerine ters taraftan koşularına devam etmeye ve şut göndermek için pas alamasa bile rakip savunmanın dengesini bozma çabalarına devam ediyor. Saha dışında nasıl bir insan olduğu konusunda çok fazla bilgi sahibi olmasam da, saha içinde sorun çıkartmayacak oyuncular bazında tepelerde diyebiliriz.



Savunmasına da değinmek istiyorum. Enerjik bir oyuncu olduğunu takip edenler veya şu ana kadar yazdıklarımdan çıkarımda bulunanlar biliyorlardır zaten. Enerjisini oyunun tek yönünde değil iki yönünde de kullanıyor Pocius. İkili oyunlarda genellikle perdenin üstünden geçerek adamını bırakmama gayretindeyken, bire bir savunmalarda da geçilmesi zor bir oyuncu. Hamle potansiyeli ve sezgi gücü kuvvetli olmasına rağmen faul problemine de çabuk girmediğini biliyoruz. Beşiktaş forması giyen Ryan Broekhoff, Fenerbahçe Ülker’den ayrılan Bo McCalebb ve Anadolu Efes’li Doğuş Balbay başta olmak üzere az oyuncunun sahip olduğu ” undersize kaldığı eşleşmeleri savunabilme ” meziyetine sahip. Kendisinden birkaç santim uzun oyunculara karşı özellikle yüzü dönük kolay kolay yenilmemesinin dışında, sırtı dönük savunma konusunda tecrübesiz olmasına rağmen yardımın gelmesi gereken yeri bırakarak kapatması gereken çaprazı oldukça iyi bir şekilde dolduruyor. Savunmada birazcık sıkıntı yaşadığı nokta ise top hakimiyeti çok güçlü olan çılgın atıcılara karşı. Şuta odaklandığında yarım adım geçilebilmesi, dribblinge odaklandığında şut caydırıcılığı için yarım saniye gecikebilmesi az da olsa denk geldiğimiz savunma handikapları.


pocius-2.jpg



Pocius’un en önemli eksiği asist potansiyeli. Avrupa’da yer alan şutör guard ve kısa forvetleri yıldız oyuncu yapan en önemli meziyetlerden biri olan çok yönlülük Pocius’un zayıf seviyede sahip olduğu bir özellik. Günümüzde artık 1 numaradan 5 numaraya kadar aranan kreatif pasörlüğü kaliteli bir noktada değil kendisinin. Perde çıkışlarında çok müsait pozisyon olmadığı sürece ikili oyun oynamak yerine potaya gitmeyi tercih etmesi ve bire bir oyunlarında rakip savunma açıklarına göre pas vermek yerine zor pozisyonda turnikeyi bitirme çabası onun oyunu için eksi yönde. Her ne kadar bu tür pozisyonlarda skor üretme yeteneğine sahip olsa da, arkadaşlarını besleyici bir yapıda olmaması kendi oyun portföyü için olumsuz nokta. Özellikle dip çizgiden içeri hareketlendiğinde kendisine gelen yardımlara karşı boş pozisyonda olan 1 uzun ve 1 kısa olmasına rağmen, eksantrik bir şekilde sayıyı atmaya çalışarak savunmanın bozulan dengesine karşı çoğu zaman doğru hamleyi yapmıyor. Bir diğer kritik nokta da kendi şutunu yaratma konusu. Zaman zaman el üzeri isabetleri olsa da ” creating shot ” konusunda iyi bir isim değil Pocius. Gerçi bunu çok fazla zorlayan bir oyun yapısı da yok ancak oyun kartları içinde bulunması halinde çok daha tehlikeli bir isim haline gelebilirdi. Perde sonrası oynatmaya çalıştığı nadir ikili oyunlarda da rakip savunmanın büyük açığı olmadığı sürece net asistler yapamamakta. Bundaki en önemli sebep olarak ikili oyun oynatan kısaların pası vermeden önce bir adım çekilerek kendisine saha görüşü yaratma zorunluluğunu uygulayamamasını görüyorum.



Transferi Açısından Değerlendirme

Pocius’un nasıl bir oyuncu olduğunu bilmeyenler basketbolsever sayısı az olsa da, biraz daha bilgi sahibi olduğumuzu düşünüyorum şu an itibariyle. Şimdi de oyuncu açısından değil, takım açısından nasıl bir transfer olduğunu değerlendirme vakti. Martynas Pocius, oyun kurucu etrafında şekillenen takımlarda daha verimli olan bir oyuncu. Carlos Arroyo ile gelecek sezon da devam etme ihtimali yüksek olan Galatasaray bu tarz bir takım. Her şeye rağmen Pocius’un kesinlikle Jamont Gordon’ın yerine düşünülmemesi gerekiyor. Jamont Gordon’dan doğan boşluğa 1 ve 2 numara oynayabilen, pozisyon yaratabilen ve çok yönlü bir oyuncunun alınması gerek. Pocius’un Galatasaray’da sahip olması gereken rol tam olarak Markoishvili’nin rolüdür. Eğer ki söylentiler gerçekleşir ve Markoishvili takımdan ayrılırsa, Pocius onun yerini doldurmak için en ideal isimlerden biri. Marko’nun takımda kalması durumundaysa Pocius onun için çok iyi bir back-up olabilir. Ancak kısa rotasyonunun Arroyo, Pocius ve Markoishvili ile geçilmesi Galatasaray setlerinde geçtiğimiz sezon da zaman zaman yaşanan tıkanıklıkların devam etmesi anlamına gelebilir. Pocius transferinin daha büyük önem kazanması için Galatasaray’ın Arroyo’yu rahatlatacak bir kısa transferi yapması gerekir.



Kendi açımdan Martynas Pocius’un doğru kullanılması halinde çok faydalı bir transfer olacağını düşünüyorum. Ruhuyla, savaşçılığıyla ve disiplinle oynayan oyuncuların transferlerine her zaman olumlu bakmış olmam da katkı sağlayacağını düşünme sebeplerimden bir tanesi. Rolü net belirlenecek ve o role bürünecek Pocius saha içinde sarı kırmızılılara ciddi güç katacaktır. Keyifle izleyebilmeniz için Litvanyalı oyuncunun signatür hareketlerinin olduğu videosuyla yazımı noktalıyorum.​

KAYNAK : altinciadam.com
MARTYNAS POCIUS - AltıncıAdam.com
 
Arroyo,Nolan,Aradori ve Micov varken ben 7.yabancı olarak Harris'in tercih edilmesi taraftariyim.

Hem daha ucuz hem daha skorer hem daha iyi penetreci.

Gelirse de hayırlı olsun tabi :)
 
Rapor | Martynas Pocius


1405504117.jpg



Ergin Ataman ve ekibi kadro mühendisliği konusunda son üç yılda çok doğru işler çıkarıyor. İyi kadro kurulmasının yanında iyi bir kimya yakalama ve ellerindeki oyuncuları hedefe motive etmek konusunda da önemli bir başarıya sahipler. Son iki sezonda da birçok sakatlığa rağmen eldeki mevcut personelden yüksek verimi almayı başardılar ve sakat olan oyuncuların yerine alınan oyuncuları oyun sistemine doğru şekilde monte ettiler. Ancak Jamont Gordon’ın sakatlığı Galatasaray’ı önemli derecede etkiledi. Çünkü Jamont Gordon çembere gitme konusunda takımın en iyi oyuncusuydu. Bununla beraber Arroyo’nun olmadığı anlarda takımın iplerini eline alan ve bire bir hücum opsiyonu ile takımı rahatlatan oyuncu konumundaydı. Bu nedenle Ergin Ataman sezon ortasında Hackett’ı kadroya katmak istemişti ve bu transferde de iyi bir yol alınmasına rağmen Galatasaray’ın A Lisansı’na sahip olmaması Hackett’ın tercihini etkilemiş ve Milano’nun yolunu tutmuştu. Bu transfer isteğinin iki amacı olduğunu düşünüyordum. Birincisi; Arroyo’nun üstüne binen yükün fazlalığı ve guard rotasyonunda yer alan diğer oyuncuların istikrarsız görüntü çizmesi, ikincisi ise Euroleague’de daha ileriye gidebilmek için tamamlayıcı bir oyun kurucuya ihtiyaç duyulması. Bunun en iyi örneği olarak da Real Madrid’i verebiliriz. Sezon boyunca Sergio Rodriguez’in yanına tamamlayıcı parçayı ekleyemediler ve Rodriguez’in üstüne binen yükü paylaştıramadılar. Sonuç olarak da istedikleri hedeflere ulaşamadılar.

2 ve 3 numaralı pozisyonlarda görev alan Pocius, ball-handling dediğimiz top hakimiyeti yüksek ve oyun kurma becerilerine sahip olmasının yanı sıra; çembere gidebilen atletik bir oyuncu. DUKE mezunu olan Pocius’un acı bir hikayesi de var. Pocius 13 yaşında iken üç parmağını metal kesme makinesinde kaybediyor ve sadece iki parmağını kurtarabiliyor. Sol elinin orta parmağı olmayan oyuncu için kariyeri daha başlamadan bitti denilse de büyük bir çalışma ve azim örneği gösterdiği ortada. DUKE yıllarında iki bilek ameliyatı geçirip, istenilen performansı ortaya koyamasa da Mike Krzyzewski ile çalışarak iyi bir deneyim elde etti. Oyununda çıkış yaptığı nokta ise 2006 yılında Türkiye’de yapılan U20 Avrupa Şampiyonası’ydı. Turnuvayı yedinci sırada tamamlayan Litvanya’da Kalnietis ile göze çarpan oyuncu konumundaydı. 2009 yılında DUKE Üniversitesi’nden mezun olan oyuncu aynı yıl içerisinde Avrupa kariyerine Zalgiris Kaunas ile başladı. İlk sezonunda iyi bir performans gösteren Pocius, ikinci sezonunda da iyi bir çıkış yaptı. Avrupa’daki büyük takımların radarına girdi ve Real Madrid’in yolunu tuttu. Ancak Real Madrid serüveninin çok iyi gittiğini söylemek güç. İlk senesinde İspanya Ligi’ne oranla Euroleague’de daha iyi bir performans gösteren Pocius, ikinci senesinde bilek sakatlığı geçirdi ve stres kırığı teşhisi kondu. Geçtiğimiz sezon tekrar Zalgiris Kaunas’ın yolun tutan Pocius’un, özellikle Litvanya Milli Takımı ile katıldığı turnuvalarda iyi performans gösterdiğini söyleyebiliriz. Son Avrupa Şampiyonası’nda Kalnietis – Seibutis ikilisi ile baraber atletizm – hız – çabukluk üçgeninde etkili olmuştu.


Pocius2-CAN.jpg



Oyuncu Analizi
Bu noktada Pocius hamlesine çok yönlü bakmak gerektiğini düşünüyorum. İlk olarak oyun kurma becerileri üzerine odaklanalım. Eurobasket 2013′te Litvanya’nın finale çıkmasında büyük bir rol oynayan Kalnietis’in kenarda olduğu anlarda oyun setlerini kurma açısından iyi bir başarı göstermişti. Bununla birlikte Abdi İpekçi’de oynanan CSKA Moskova maçında Micov’un son çeyrekte oyun kurucu gibi oynayıp, ne kadar fark yarattığını tekrar hatırlayalım. Bu durumda Pocius’u oyun kurucuların durumuna göre, kısa süreler içerisinde topa yön veren isim olarak görebiliriz. Bu, uzun boyu ile saha görüşü ve pasör özelliklerini ön plana çıkaracağı bir alan olacaktır.

İkinci önemli opsiyon ise; Pocius’un çembere atak yapma özelliği olacaktır. Geçtiğimiz sezonun ortasında Arroyo’nun takıma katılışı ile Jamont Gordon’ın performansında ciddi bir çıkış görmüştük. Çünkü Gordon, Arroyo gelmeden önce çoğunlukla oyun kurucu pozisyonunda oynuyordu ve ikili oyunlardan sonra devrilen uzunu bulma konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyordu. Arroyo’nun gelişi ile Gordon iki numaraya geçmiş, rakip savunmaların Arroyo üzerine fazla yoğunlaştığı zamanlarda onun için gerekli olan boş alan yaratılmış ve Gordon çok daha etkili bir silaha dönüşmüştü. Kuşkusuz, uzunların şutör özelliklerinin olması da bunda büyük bir etkiye sahipti. Pocius için de böyle bir tahminde bulunabiliriz. Tabii gelecek uzunun profili de bunda önemli bir yer tutuyor ama yay gerisinden fake&dribbling kombinasyonunu iyi uygulayan atlet bir oyuncu var. Bununla beraber Pocius’un aynı Domercant’te olduğu gibi set şutörü olarak kullanılması da düşünülebilir. İyi bir ceza atıcısı olan Pocius bu sezon Euroleague’de %35.8 üç sayı yüzdesine sahip ve Markoishvili – Domercant ikilisinde gördüğümüz catch – and – shot hücum setleri onun üzerinden de dönebilir.
Öte yandan Galatasaray takımının ribaundu net aldığı zaman transition hücumları için önemli bir güç çarpanı olacaktır. Kanatlardan rakip yarı sahaya hızlı bir şekilde geçmesi önemli. Ceza atışı özelliğinden dolayı rakip savunmaları kendi üzerine çekmesi de diğer oyunculara opsiyon yaratma adına önemli olacaktır.

Son olarak; Litvanya basketbolu son yıllarda pick&roll hücumlarına olan bağımlılığını çok arttırdı ve bu nedenle pick sonrası kısaların (Jasikevicius sonrası) şut atma konusunda iyi bir başarı gösterdiğini söylemek güç. Bu noktada Pocius ellerindeki önemli değerlerden birisi. Ergin Ataman ve ekibi iyi bir seçim yapmış gibi duruyor. Pocius’u sistemle harmanlamayı başarabilirlerse takımın önemli dişlilerinden biri olacaktır.

Can Tüysüz / yarisaha.com
 
Galatasaray’ın yeni transferi Martynas Pocius, 13 yaşındayken sol el orta parmağını kaybetti. Buna rağmen yılmadı, Avrupa’nın önde gelen kulüplerinde oynayan bir yıldız oldu

Yeni basketçimiz 9 parmaklıymış azime bak.
 
Sanırım biraz underrated kalıyor, yeterli değer gösterilmiyor. Potansiyeli basketbol kariyerinin başından beri bilinen önemli bir oyuncu. Bu senenin kilit adamlarından biri olacaktır.
 
[h=1]Martynas Pocius Galatasaray Liv Hospital'da[/h]
Galatasaray Liv Hospital, Martynas Pocius ile 1 + 1 senelik anlaşmaya varmıştır.

Martynas Pocius

1986 doğumlu Litvanyalı oyuncu son olarak Zalgiris Kaunas forması giydi. Euroleague'de 10,8 sayı 2,9 ribaund 2,5 asist ortalaması yakalayan Pocius Galatasaray karşısında ürettiği 26 sayıyla kariyer rekorunu kırmıştı. Pocius 12 yaşındayken üç parmağını metal kesme makinesinde kaybedip iki parmağını kurtarabildi. Sol el orta parmağını yitiren oyuncu büyük bir mücadele sergileyerek basketbol kariyerinin bundan etkilenmesine izin vermedi. Duke Üniversitesi mezunu olan Litvanyalı, Mike Krzyzewski gibi bir efsaneyle çalışma fırsatı buldu. Amerika'dan ülkesine dönen ve Zalgiris ile Avrupa macerasına başlayan Pocius dikkatleri üzerine çekip Real Madrid'e transfer oldu. Son Avrupa Şampiyonası'nda Litvanya Milli Takımı forması da giyen 1,96 metre boyundaki oyuncu 2 ve 3 numaralı pozisyonlarda görev alabiliyor.

Resmi açıklama da geldiğine göre bize hayırlı olsun demek düşer.
 
Litvanya milli takımı hazırlık maçlarının neredeyse tamamını izledim. Sahaya adımını attığında farkını ortaya koydu 9parmak. Çok iyi savunma yapıyor , çok doğru penetreler yapıyor , şu anda şut ritmi biraz kötü yavaş yavaş sezon içindeki haline gelecek şut konusunda da . Allah sakatlık vermesin.
 
çok doğru ve yerinde bir transfer bence. geçen sene de zalgiriste çok güzel bir sezon geçirdi ve lig şampiyonluğuna ulaştı. Takımda Arroyo'nun üzerindeki yükü skor bazında azaltacak en önemli iki kişi Martynas Pocius ve Pietro Aradori'dir.
 
Bu arada bugünkü Litvanya maçı hiç yazılıp çizilmemiş. Litvanya 80-67 İran . Pocius 12 sayı 3 ribaund. 4/5 saha içi isabeti ile takımının en skorer oyuncusu , Haddadi (15) 'ten sonra maçın en skorer 2 oyuncusu oldu. Faul atışlarında %100 isabet .
 
Bu arada bugünkü Litvanya maçı hiç yazılıp çizilmemiş. Litvanya 80-67 İran . Pocius 12 sayı 3 ribaund. 4/5 saha içi isabeti ile takımının en skorer oyuncusu , Haddadi (15) 'ten sonra maçın en skorer 2 oyuncusu oldu. Faul atışlarında %100 isabet .

Buyrun bu da highlights . Pocius'un 6 sayısı var video da. Hazırlık maçlarında bu tip sayılardan çok attı . Hız,atletizm,patlayıcılık..

Bu arada 15 sayı atan Bahrami, Haddadi 12 .
 

Üst