2018-2019 BSL Takımlarının Transferleri ve Hazırlık Dönemi

İlk adımın atılmasında Ülker'in rolü etkisi yadsınamaz ama her şeyi sadece buna bağlamak da kolaycılık olur. Ülker lisans hakkı 2011 yılında bitti. Eurolig isterse bunu başka bir Türk takımına verebileceği gibi başka ülkeden bir takıma da verebilirdi. 2011 sonrasında yaşanan gelişmelerde kendilerinin de büyük payı var. Ayrıca Ülker'in çekildiği sezon zarar etmeyi göze alarak bütçeyi sabit tuttular hatta arttırdılar. Biz de olsa eminim kip bütçe yarı yarıya düşerdi. Ülker gitti hemen Şahenk'i buldular, Şahenk gitti Ali koç destek atacak. Adamlar sonuçta buluyor mu buluyor. Türkiye'nin en büyük iki camiasından bir tanesi sürekli iş adamlarından destek buluyor ama diğeri bulamıyorsa bence bizim dönüp kendimize bir bakmamız gerekiyor. Ben klüp içi dinamiklerinin de bu konuda ciddi bir etkisi olduğunu düşünüyorum.

Onların A lisansı var diyip tüm başarılarını gölgelemek de ciddi bir saygısızlık. Efesin de var o lisansı fenerin final oynadığı ligde sonuncu oldular.

Basketbolda A lisans diye bir kavramın olmasını doğru buluyorum. Fener Cska Real Oly Pao gibi takımlar es kaza liglerinde kötü bir sonuç alırsa seneye euroligde olmazlarsa eurolig çok ciddi darbe alır. Çünkü basketbola düzenli bütçe yatırım yapabilecek takım sayısı çok fazla değil. Euroligin bu takımlardan vazgeçme lüksü yok. O lüksü olsa Pao'nun o mafyatik sahibinin ağız kokusunu çekmezlerdi çoktan şutlardılar Pao'yu. Basketbolda kontratlar genelde 1 yıllık ve düşük bütçeli takım o sezon başarı elde etse bile oyuncularının çoğunu tutamıyor seneye benzer bütçeyle yerlerini dolduramazsa euroligde madara oluyor. Karşıyaka feneri yenip şampiyon oldu ama euroligde gruptan çıkamadı. Karşıyakaya şampiyonluk kaptıran fener ise gitti final oynadı. Euroligde bu tip örnekler defalarca yaşandığı için ULEB yönetimi de A lisans ile önemli takımların katılmasını garanti haline getiriyor. Böylece ligde kalite devamlılığı sağlayamayı amaçlıyor. Yaptıkları şeyin adil olmayan yanları olsa da kalitenin devamlılığı açısından son derece doğru. İki sezon bu dev takımların yerine Venezia Banvit Zenit Bilbao ile oynama lüksü yok ULEB'in.

Ben bu düşüncenize katılmıyorum. Katılım şartları adil olmalı. Ligde şampiyon olan bir takım 2. sınıf kupaya katılacaksa bu takımların motivasyonu ne derece sağlıklı olur? Çünkü takımlar ligde şampiyon olamazsak bile EL'de yokuz ee ben ne anladım bu işten o zaman niye yarışıyoruz diyebilir. Koca bir sezonu sırf 1 teneke almak için mi oynamış olacaklar? Futbola dönelim. Galatasaray bu sezon ligde şampiyon oldu ama Avrupa Ligi'ne gitti o zaman demez miyiz biz niye ligde şampiyon oluyoruz 1 numaralı kupada olamayacaksak diye? Yerel ligde adam sürünüyor, play-off'a zar zor girmiş çeyrek finalde elenmiş ama lisansın varsa seneye EL'de olman garanti. İngiltere'de 3 sene önce Leicester şampiyon oldu ve ŞL'ye gitmeye hak kazandı. Yani İngiltere'nin en iyisi olarak gidiyorsun sıradan bir takım olarak değil. Ligde bir takım şampiyon olmuşsa bu diğer takımların üstünde olduğu içindir. Karşıyaka da o sezon ligdeki diğer takımlardan üstündü yarı finalde ve finalde saha avantajı olmamalarına rağmen şampiyon oldular. Ee bunun ödülü de sadece bir teneke olmamalı, şampiyon olduğun ülkeyi temsil etme görevi verilmeli. Sırf bütçesi az diye katılmasına izin vermemek saçma olurdu. Oldu o zaman Şampiyonlar Ligi'nin adı değişsin mesela Zenginler Ligi olsun böyle saçma bir turnuva mı olur?
 
Bende herzaman bunu diyorum iste. Siponsor bulup para basmakla olmuyo. Yuroligde abartili bi haksiz rekabet var. Biz yada herhangi bi avrupa takimi yurolig oynayabilmek icin 40 takla atarken adamlarin yeri garanti. Almanya vtb gibi liglerin en sanslilari ligde sampiyon olup yurolige katilabilirken bizim o sansimiz bile yok. Ama fener ligde pileyofa kalamasa bile yuroligde bjk ile birlikte gurubu sonuncu bitirse bile sonraki sezon yuroligde olcagi garanti. Bunuda sadece ve sadece fenerli murat ulkerin miras biraktigi a lisansi ile sagladilar.

Sonrasi corap sokuyu gibi geldi. Temeli olan binaya kat cikmak kolay. Hersene yuroligde olan bi takim istanbul gibi bi sehirde ve once ulker sonrada dogus gibi 3 liralik adama 5 lira verebildigin 11 yabancili butceler sunuyo sana. Yine bu avantajlar sayesinde getirdigin yuksek butcelerle basari yakalayabilen pirestisli bi kocun var. Taraftar sikintin zaten yok. Finalforuda istanbula aldinmi sampiyon olmasan doverlerdi zaten. Ben fenerin a lisansi miras birakilmadanki halinide bilirim. Enson aydin orsu getirip yuksek butceli takim kurup ligde pileyofa 7. girebilmisti zar zor. Bu isler surec isi ve bazi kalin kafalilar anlayamasada bu sureci baslatarak haksiz rekabet saglayan sirf fenerli oldugu icin fenere miras birakan murat ulkerin a lisansidir. Murat ulkeri cocukken birisi seker verip Galatasarayli yapsaymis oda lisansi bize verseymis ulkeye gelen 2. yurolig sampiyonlugu icin okadar beklemezdi bu ulke.

İbrahim bey , Murat Ülker galatasaraylı olsaydı emin olun, parayı ver nereye harcadığına karışma diyerek Murat ülkeri daha ilk sezonunda soğuturduk klüpten
 
İlk adımın atılmasında Ülker'in rolü etkisi yadsınamaz ama her şeyi sadece buna bağlamak da kolaycılık olur. Ülker lisans hakkı 2011 yılında bitti. Eurolig isterse bunu başka bir Türk takımına verebileceği gibi başka ülkeden bir takıma da verebilirdi. 2011 sonrasında yaşanan gelişmelerde kendilerinin de büyük payı var. Ayrıca Ülker'in çekildiği sezon zarar etmeyi göze alarak bütçeyi sabit tuttular hatta arttırdılar. Biz de olsa eminim kip bütçe yarı yarıya düşerdi. Ülker gitti hemen Şahenk'i buldular, Şahenk gitti Ali koç destek atacak. Adamlar sonuçta buluyor mu buluyor. Türkiye'nin en büyük iki camiasından bir tanesi sürekli iş adamlarından destek buluyor ama diğeri bulamıyorsa bence bizim dönüp kendimize bir bakmamız gerekiyor. Ben klüp içi dinamiklerinin de bu konuda ciddi bir etkisi olduğunu düşünüyorum.

Onların A lisansı var diyip tüm başarılarını gölgelemek de ciddi bir saygısızlık. Efesin de var o lisansı fenerin final oynadığı ligde sonuncu oldular.

Basketbolda A lisans diye bir kavramın olmasını doğru buluyorum. Fener Cska Real Oly Pao gibi takımlar es kaza liglerinde kötü bir sonuç alırsa seneye euroligde olmazlarsa eurolig çok ciddi darbe alır. Çünkü basketbola düzenli bütçe yatırım yapabilecek takım sayısı çok fazla değil. Euroligin bu takımlardan vazgeçme lüksü yok. O lüksü olsa Pao'nun o mafyatik sahibinin ağız kokusunu çekmezlerdi çoktan şutlardılar Pao'yu. Basketbolda kontratlar genelde 1 yıllık ve düşük bütçeli takım o sezon başarı elde etse bile oyuncularının çoğunu tutamıyor seneye benzer bütçeyle yerlerini dolduramazsa euroligde madara oluyor. Karşıyaka feneri yenip şampiyon oldu ama euroligde gruptan çıkamadı. Karşıyakaya şampiyonluk kaptıran fener ise gitti final oynadı. Euroligde bu tip örnekler defalarca yaşandığı için ULEB yönetimi de A lisans ile önemli takımların katılmasını garanti haline getiriyor. Böylece ligde kalite devamlılığı sağlayamayı amaçlıyor. Yaptıkları şeyin adil olmayan yanları olsa da kalitenin devamlılığı açısından son derece doğru. İki sezon bu dev takımların yerine Venezia Banvit Zenit Bilbao ile oynama lüksü yok ULEB'in.
Ulker 2006da kendisi devam edip 2011de ulkersporun a lisansi bittiginde o sene subeyi kapatsa ulkerin lisansini alip fenere verirlermiydi? Ulkerin lisansi bitti fener yenilemeye kendisi hakkazandi soylemi bukadar basitce curutulebilecek bisey.

Efes acisindan zaten taraftar olayini yazdim. Bide efesin telefonla 1. hakemi mactan bigun once ariyip hersey kontrol altinda dedirtcek lobisi artik yok. Avrupada bile lobi gucunu kaybetti efes.

Ilkadim atildiktan sonra gerisi geliyo cok ufak dokunuslarla. F1 yarisi izlerken bile cikis sonrasi lider durumda olan soforlerin yarisi kazanma oranlari yuzde 70-80lerde diye aklimda kalmis. Nasil olmasin onnude arabalar olan soformu avantajlidir yoksa onunde araba olmadan gidenmi?
 
Bende herzaman bunu diyorum iste. Siponsor bulup para basmakla olmuyo. Yuroligde abartili bi haksiz rekabet var. Biz yada herhangi bi avrupa takimi yurolig oynayabilmek icin 40 takla atarken adamlarin yeri garanti. Almanya vtb gibi liglerin en sanslilari ligde sampiyon olup yurolige katilabilirken bizim o sansimiz bile yok. Ama fener ligde pileyofa kalamasa bile yuroligde bjk ile birlikte gurubu sonuncu bitirse bile sonraki sezon yuroligde olcagi garanti. Bunuda sadece ve sadece fenerli murat ulkerin miras biraktigi a lisansi ile sagladilar.

Sonrasi corap sokuyu gibi geldi. Temeli olan binaya kat cikmak kolay. Hersene yuroligde olan bi takim istanbul gibi bi sehirde ve once ulker sonrada dogus gibi 3 liralik adama 5 lira verebildigin 11 yabancili butceler sunuyo sana. Yine bu avantajlar sayesinde getirdigin yuksek butcelerle basari yakalayabilen pirestisli bi kocun var. Taraftar sikintin zaten yok. Finalforuda istanbula aldinmi sampiyon olmasan doverlerdi zaten. Ben fenerin a lisansi miras birakilmadanki halinide bilirim. Enson aydin orsu getirip yuksek butceli takim kurup ligde pileyofa 7. girebilmisti zar zor. Bu isler surec isi ve bazi kalin kafalilar anlayamasada bu sureci baslatarak haksiz rekabet saglayan sirf fenerli oldugu icin fenere miras birakan murat ulkerin a lisansidir. Murat ulkeri cocukken birisi seker verip Galatasarayli yapsaymis oda lisansi bize verseymis ulkeye gelen 2. yurolig sampiyonlugu icin okadar beklemezdi bu ulke.

İbrahim bey EL deki haksız rekabet fb den değil EL nin sisteminden kaynaklanıyor. Ancak eğri oturup doğru konuşmak lazım, şu anda fb nin yerinde biz olsak yine haksız rekabet var der miydiniz?
 
İbrahim bey EL deki haksız rekabet fb den değil EL nin sisteminden kaynaklanıyor. Ancak eğri oturup doğru konuşmak lazım, şu anda fb nin yerinde biz olsak yine haksız rekabet var der miydiniz?
Tabiki sistemden kaynaklaniyo. Lehine haksiz rekabet yaratan sartlari niye kullaniyosun diye fbyi suclamak mumkunmu. Haksiz rekabet ya vardir ya yoktur. Kimin lehine oldugu bizim haksiz rekabet olup olmadigi yonundeki degerlendirmemizi degistirirse objektif bakamayiz olaya.
 
Çünkü haksız rekabet yok. ULEB yıllarca önceliğim ekonomik istikrar dedi. Bu yola gireceğini bağıra bağıra söyledi. Ortada haksız rekabet yok Galatasaray'ın başına vizyonsuz kişilerin gelmesinin ceremesini çekiyoruz.

A lisansını verseydi bir onu 2011 yenilemesinde kaybederdik. Kimse farkında değil lakin ULEB 2011'de lisanslama yaptı. Kulübün içinde ve burada 30-40-50-60 yıl önceki ülke içine sıkışmış basketbol başarılarına dönmek isteyenler var.
 
Son düzenleme:
Ryan Broekhoff, Anadolu Efes'le bir ön protokol yapmıştı ve eğer Temmuz ortasına kadar NBA teklifi olmasaydı, gelecek sezon Efes forması giyecekti. Dün itibarıyla Dallas Mavericks'le iki yıllık sözleşme imzaladı.

(via@ismailsenol)
 
Ryan Broekhoff, Anadolu Efes'le bir ön protokol yapmıştı ve eğer Temmuz ortasına kadar NBA teklifi olmasaydı, gelecek sezon Efes forması giyecekti. Dün itibarıyla Dallas Mavericks'le iki yıllık sözleşme imzaladı.

(via@ismailsenol)

Çok kötü haber Efes için. Wilbekin'in alınamaması kadar kötü. Zaten iyi oyuncuydu üstüne bir de Ergin hocanın tarzına tam uygundu. Yaptıkları en iyi transfer olurdu eğer olsaydı. Efes bizim Eurocup şampiyonu olduğumuz takıma doğru evriliyor yavaş yavaş.
 
NBA takımlarını anlamıyorum bu çöpe çok mu muhtaçmış, çok mu aramış Mavs..


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

NBA dinamikleri farklı. Avrupa basketbolunda ortalama hatta altı bir performans gösteren orada başarılı olabiliyor. Brandon Jennings bile bir yere kadar NBA'de iş yaptı. Oysa Lottomatica Roma'da tabi yaşı da etkendi ama döküldü.
 
Vesely, Udoh, Calathes, Kuzminskas, Clark, Cole gibi oyuncuların tutunamadığı yerde Broekhoff’dan medet ummaları ya da ne gibi bişey düşündüklerini anlayamadım...


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 
Vesely, Udoh, Calathes, Kuzminskas, Clark, Cole gibi oyuncuların tutunamadığı yerde Broekhoff’dan medet ummaları ya da ne gibi bişey düşündüklerini anlayamadım...


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Vesely, Udoh un tutunamadığı, Dunston, Hines, Ayon gibi isimlerin ilgi bile görmedği yerde Thompson yıllarca oynayıp iyi de katkı verdi.. Murat Bey in söylediği gibi çok farklı kriterler söz konusu iki organizasyon arasında.
 
Vesely, Udoh, Calathes, Kuzminskas, Clark, Cole gibi oyuncuların tutunamadığı yerde Broekhoff’dan medet ummaları ya da ne gibi bişey düşündüklerini anlayamadım...


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Vesely, Udoh un tutunamadığı, Dunston, Hines, Ayon gibi isimlerin ilgi bile görmedği yerde Thompson yıllarca oynayıp iyi de katkı verdi.. Murat Bey in söylediği gibi çok farklı kriterler söz konusu iki organizasyon arasında.
 
O isimler belli bi fizik gücü, farkı olan isimlerdi-istisnalar hariç. Günümüz basketbolunda, hele NBA gibi uçup gitmiş bir ligde Broekhoff tercihi şaşırttı. Her neyse onlar düşünsün Dallas’lı değiliz [emoji1]


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 
Ray McCallum resmen Daçka'da !

Darüşşafaka Basketbol, Birleşik Amerikalı oyun kurucu Ray Michael McCallum’ı bir yıllığına kadrosuna kattı.

Geçtiğimiz sezonu İspanya ACB Ligi’nde Unicaja Malaga forması ile geçiren McCallum, takımının EuroLeague’de oynadığı 30’un maçın 30’unda da sahada yerini alırken maç başına 21.1 dakikada 9.2sayı, 2.3ribaund ve 2.7 asist ortalamalarıyla mücadele etti.

1991 doğumlu oyuncu ACB Ligi’nden önce NBA’de sırası ile Sacramento Kings, Memphis Grizzlies, San Antonio Spurs ve Detroit Pistons formalarını giymişti.

Loyd-Ray-Pienars-X-Eric tarzı bir yabancı rotasyonlari oldu.
Belki 6.yabancıyi da Euroleague için kadrolarına katabilirler.
Euroleague'de alt sıralarda olacaklardır malesef.
 
Son düzenleme:
İç transferde şimdiye kadar Berk Uğurlu, dış transferde ise Tayfun Erülkü ve İlkan Karaman ile anlaşan Pınar Karşıyaka, ilk yabancı transferini yaptı. Karşıyaka, beklendiği gibi Erving Walker ile önümüzdeki sezon için anlaşma sağladı.

Büyükçekmece'de 2015-16'da ve geçen sezon oynayan Walker, ligde 18.5 sayı, 2.9 ribaund, 5.1 asist, FIBA Europe Cup'ta 15.8 sayı, 1.6 ribaund, 3.7 asist ortalamaları tutturdu. Geçen sezon BSL All-Star maçında 30 sayı atarak en skorer oyuncu olan Walker, Karşıyaka deplasmanında ise 34 sayı, 5 ribaund, 10 asistle yıldızlaşmıştı.

(via@sportando)
 
Vesely, Udoh, Calathes, Kuzminskas, Clark, Cole gibi oyuncuların tutunamadığı yerde Broekhoff’dan medet ummaları ya da ne gibi bişey düşündüklerini anlayamadım...


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi

Atletizminin yetmeyecegini dusunsem de basarili olma ihtimali var. Bazen hakikaten uygun takimi bulmak cok onemli. Joe Ingles mesela eueoligde en fazla ortalama ustu oyuncuydu gitti Utahta temel parcalardan birisi oldu. Avrupayi aglatan Udoh ise havlu salliyor. Belli olmuyor bu isler. Nba bambaska bir dunya farkli bir evrendem gelmis gibi, Kestiremiyorsunuz.
 
Ben bu düşüncenize katılmıyorum. Katılım şartları adil olmalı. Ligde şampiyon olan bir takım 2. sınıf kupaya katılacaksa bu takımların motivasyonu ne derece sağlıklı olur? Çünkü takımlar ligde şampiyon olamazsak bile EL'de yokuz ee ben ne anladım bu işten o zaman niye yarışıyoruz diyebilir. Koca bir sezonu sırf 1 teneke almak için mi oynamış olacaklar? Futbola dönelim. Galatasaray bu sezon ligde şampiyon oldu ama Avrupa Ligi'ne gitti o zaman demez miyiz biz niye ligde şampiyon oluyoruz 1 numaralı kupada olamayacaksak diye? Yerel ligde adam sürünüyor, play-off'a zar zor girmiş çeyrek finalde elenmiş ama lisansın varsa seneye EL'de olman garanti. İngiltere'de 3 sene önce Leicester şampiyon oldu ve ŞL'ye gitmeye hak kazandı. Yani İngiltere'nin en iyisi olarak gidiyorsun sıradan bir takım olarak değil. Ligde bir takım şampiyon olmuşsa bu diğer takımların üstünde olduğu içindir. Karşıyaka da o sezon ligdeki diğer takımlardan üstündü yarı finalde ve finalde saha avantajı olmamalarına rağmen şampiyon oldular. Ee bunun ödülü de sadece bir teneke olmamalı, şampiyon olduğun ülkeyi temsil etme görevi verilmeli. Sırf bütçesi az diye katılmasına izin vermemek saçma olurdu. Oldu o zaman Şampiyonlar Ligi'nin adı değişsin mesela Zenginler Ligi olsun böyle saçma bir turnuva mı olur?

Futbolla bir tutmaktan kaynaklaniyor problem. Nasil ki Mugdata veriyorsunuz ama basletbola vermiyorsunuz sozu hataliysa futboldaki SL ile bir tutmak da hatali. Futbola ciddi yatirim yapan en az 50-60 tane klup var. Real ve Barca bile vazgecilmez degil ancak basketbolda oyle degil. Iki elin parmaklari kadar takim ciddi istikrarli butce ayiriyor. Bi takimlardan vazgecemez Uleb. Bir de futbolda kontratlar uzun sureli basarili olmus kadro korunabiliyor ama basletbolda oyle degil, kadro eryesi sene dagilmis oluyor. O sampiyon takim kalmamis oluyor. Karsiyakada Dixon fenere Doebler efese , Gabriel avrupaya gitti tako dagildi gitti.Ertesi seneye bisey kalmadi. Basketbol ile futbolun dinamikleri cok farkli.
 
Geçen sezon Anadolu Efes’te forma giyen eski NBA oyuncusu Tyler Honeycutt, Los Angeles’da polisle çatışmaya girdi. Oyuncunun evinde polise karşı barikat kurup bir süre polisle çatıştığı belirtiliyor.

CBS Radio’dan Mitch Lebe @TheMitcher’nin haberine göre Honeycutt, polisle girdiği çatışmada öldürüldü...
 

Üst