Fener hayata döndü
Üst üste 4 kez kaybeden F.Bahçe, 22 maçtır kazanan Efes?i devirdi
İlk çeyrek 16 sayı geri düşen Efes, tüm maç kaçan rakibini son saniyede yakaladı. Ama zor anlarda şahlanan F.Bahçe son 3 uzatma dakikasında 12 sayı atıp kazandı.
BİR maç kaç kere gider gelir? Kaç kere basit hatalar, kahramanca atışlar belirleyici olur. Dünkünden fazla olmaz herhalde. Efes Pilsen maça çok yanlış bir beşle çıkınca daha ilk çeyrekte 16-0?lık böyle bir maçta altından kalkılması çok zor bir seri yiyiverdi. Kazanmak zorunda olan F.Bahçe Ülker?in saldıracağı çok belliyken sahada topu Kerem Tunçeri veya Thornton gibi sakin ellere teslim etmek yerine sıcak atmosferlerde en çabuk su kaynatan isimler Cenk-Ender ikilisi ile başlayınca üst üste top kayıplarıyla 6. dakikada 23-7 geri düşmüştü bile Efes.
KESKİN BIÇAK RASİM
KALAN sürede F.Bahçe kaçtı, Efes kovaladı. Kerem?in girmesiyle panik ortamı yatıştı, yavaş yavaş düşen tempoda Kaya?nın da ekstra şutlarıyla farkı eritti Efes. Devrede durum 40-33?e gelmişti. İkinci yarıda Rasim silahına başvurdu sarı-lacivertliler. Her zamanki gibi parke üzerindeki oyunu basketbolun dışına çıkartan Rasim, gerçekten atılana kadar en az 5 kere atılmayı hak eden hareketlerle Efes?in tüm dengesini altüst etti.
ANCAK o gidip tekrar basketbola dönülünce bir kez daha F.Bahçe?nin hücum sorunları gün gibi ortaya çıktı. 33. dakikada 70-60 önde olan F.Bahçe, normal sürenini bitimine kadar 7 dakikada topu topu 2 sayı atabildi. Bu arada Efes saçma sapan top kayıpları yapmasa, maçı geri getiren Kerem Tunçeri iki kritik üçlükte çember dövmese bu kısır dönemden Efes beraberlik değil rahat bir galibiyet bile çıkarabilirdi. Elbette bu son bölümü Tanjeviç?in üç kalın uzunu Semih, Oğuz ve Vidmar?ı oturtarak oynaması da ayrı bir komedi. Son ribaund pozisyonunda Ergin Ataman Kaya?yı sokarken bile aklına gelmedi Semih?i almak. Sonucu ribaund ve uzatma oldu.
SEMİH MAÇI GETİRDİ
UZATMADA bu sefer roller değişti. 5 sayı öne fırlayan Efes?i bu defa ?İşler zora girince coşan? karakteri ile karşıladı F.Bahçe Ülker. Uzun süre oturan Semih de 2 basketle dengeyi getirdi.
EH Formula 1 otomobili devir saati gibi oynayan galibiyet ibresi sonuçta bir yerde duracaktı. Ve F.Bahçe tarafında durdu. Yazık ki maç boyunca onlarca tartışmalı düdükten en sonda gelen iki tanesi o ibrenin nerede duracağında belirleyici oldu.
Kaan Kural / Vatan
***
Ne kadar kabul etmesekte Türkiye'de bir Aziz Yıldırım gerçeği var. Hem futbol, hem basketbol federasyonu ve medyayı istedikleri gibi kullanıyorlarlar. Her mecrada büyük bir baskı kuruyorlar. Futbol takımları üst üste yenilgiler alırken ve dağılmak üzerken ansızın üst üste yaşanan hakem hatalarıyla (!) seri galibiyetler almaya başlamışlardı. Öyle veya böyle şampiyonluk yarışına dahil edildiler. Sahalarında taraftarlar arası bıçaklanma olayları örtbas edilirken, çok kötü oynayıp kazandıkları maçlardan sonra bile basını arkalarına alarak iyiye gittikleri dillendirildi. Basketbol takımları ise üst üste dört maç kaybetmiş, önündeki iki maçta Efes Pilsen ve Siena ile karşılaşacaktı. Bu iki maçı kaybetmeleri halinde freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gideceklerin bildikleri için olaya müdahale etme gereği duydular. Efes Pilsen maçını bağladılar... Euroleague'den elenmeleri nedeniyle Siena mağlubiyeti onları sarsmayacaktır. Önlerinde farklı kazanmaları olası bir Aliağa maçı var. O maçtan sonra basınında gazıyla F.bahçe Ülker geri döndü imajı oluşturup "Şampiyonluğun en büyük adayı" sloglanları attıracaklar. Olayın farkında olmayan insanlarda bu söylevin peşine takılıp "Ne büyük Fener" istediği an istediğini yapıyor düşüncesine kapılacak.
Bir söz vardır: "Şuyûu vukuundan beter" derler. Öyle bir atmosfer oluşturuyorlar ki, esmeseler bile gürlemeleri yetiyor. F.bahçe sahada hiçbir şey yapmasa bile TBF'yi arkasına alarak sonuna kadar gitmeye adaydır. Birileri bu tezgahı bozmadıkça onlar hak-hukuk çiğnemekten hicap duymazlar! Zira başkanları, "kupaların sahada kazanılmadığı öğrendim" diyen bir kişidir ve görevine devam etmektedir!..
Üst üste 4 kez kaybeden F.Bahçe, 22 maçtır kazanan Efes?i devirdi
İlk çeyrek 16 sayı geri düşen Efes, tüm maç kaçan rakibini son saniyede yakaladı. Ama zor anlarda şahlanan F.Bahçe son 3 uzatma dakikasında 12 sayı atıp kazandı.
BİR maç kaç kere gider gelir? Kaç kere basit hatalar, kahramanca atışlar belirleyici olur. Dünkünden fazla olmaz herhalde. Efes Pilsen maça çok yanlış bir beşle çıkınca daha ilk çeyrekte 16-0?lık böyle bir maçta altından kalkılması çok zor bir seri yiyiverdi. Kazanmak zorunda olan F.Bahçe Ülker?in saldıracağı çok belliyken sahada topu Kerem Tunçeri veya Thornton gibi sakin ellere teslim etmek yerine sıcak atmosferlerde en çabuk su kaynatan isimler Cenk-Ender ikilisi ile başlayınca üst üste top kayıplarıyla 6. dakikada 23-7 geri düşmüştü bile Efes.
KESKİN BIÇAK RASİM
KALAN sürede F.Bahçe kaçtı, Efes kovaladı. Kerem?in girmesiyle panik ortamı yatıştı, yavaş yavaş düşen tempoda Kaya?nın da ekstra şutlarıyla farkı eritti Efes. Devrede durum 40-33?e gelmişti. İkinci yarıda Rasim silahına başvurdu sarı-lacivertliler. Her zamanki gibi parke üzerindeki oyunu basketbolun dışına çıkartan Rasim, gerçekten atılana kadar en az 5 kere atılmayı hak eden hareketlerle Efes?in tüm dengesini altüst etti.
ANCAK o gidip tekrar basketbola dönülünce bir kez daha F.Bahçe?nin hücum sorunları gün gibi ortaya çıktı. 33. dakikada 70-60 önde olan F.Bahçe, normal sürenini bitimine kadar 7 dakikada topu topu 2 sayı atabildi. Bu arada Efes saçma sapan top kayıpları yapmasa, maçı geri getiren Kerem Tunçeri iki kritik üçlükte çember dövmese bu kısır dönemden Efes beraberlik değil rahat bir galibiyet bile çıkarabilirdi. Elbette bu son bölümü Tanjeviç?in üç kalın uzunu Semih, Oğuz ve Vidmar?ı oturtarak oynaması da ayrı bir komedi. Son ribaund pozisyonunda Ergin Ataman Kaya?yı sokarken bile aklına gelmedi Semih?i almak. Sonucu ribaund ve uzatma oldu.
SEMİH MAÇI GETİRDİ
UZATMADA bu sefer roller değişti. 5 sayı öne fırlayan Efes?i bu defa ?İşler zora girince coşan? karakteri ile karşıladı F.Bahçe Ülker. Uzun süre oturan Semih de 2 basketle dengeyi getirdi.
EH Formula 1 otomobili devir saati gibi oynayan galibiyet ibresi sonuçta bir yerde duracaktı. Ve F.Bahçe tarafında durdu. Yazık ki maç boyunca onlarca tartışmalı düdükten en sonda gelen iki tanesi o ibrenin nerede duracağında belirleyici oldu.
Kaan Kural / Vatan
***
Ne kadar kabul etmesekte Türkiye'de bir Aziz Yıldırım gerçeği var. Hem futbol, hem basketbol federasyonu ve medyayı istedikleri gibi kullanıyorlarlar. Her mecrada büyük bir baskı kuruyorlar. Futbol takımları üst üste yenilgiler alırken ve dağılmak üzerken ansızın üst üste yaşanan hakem hatalarıyla (!) seri galibiyetler almaya başlamışlardı. Öyle veya böyle şampiyonluk yarışına dahil edildiler. Sahalarında taraftarlar arası bıçaklanma olayları örtbas edilirken, çok kötü oynayıp kazandıkları maçlardan sonra bile basını arkalarına alarak iyiye gittikleri dillendirildi. Basketbol takımları ise üst üste dört maç kaybetmiş, önündeki iki maçta Efes Pilsen ve Siena ile karşılaşacaktı. Bu iki maçı kaybetmeleri halinde freni patlamış kamyon gibi yokuş aşağı gideceklerin bildikleri için olaya müdahale etme gereği duydular. Efes Pilsen maçını bağladılar... Euroleague'den elenmeleri nedeniyle Siena mağlubiyeti onları sarsmayacaktır. Önlerinde farklı kazanmaları olası bir Aliağa maçı var. O maçtan sonra basınında gazıyla F.bahçe Ülker geri döndü imajı oluşturup "Şampiyonluğun en büyük adayı" sloglanları attıracaklar. Olayın farkında olmayan insanlarda bu söylevin peşine takılıp "Ne büyük Fener" istediği an istediğini yapıyor düşüncesine kapılacak.
Bir söz vardır: "Şuyûu vukuundan beter" derler. Öyle bir atmosfer oluşturuyorlar ki, esmeseler bile gürlemeleri yetiyor. F.bahçe sahada hiçbir şey yapmasa bile TBF'yi arkasına alarak sonuna kadar gitmeye adaydır. Birileri bu tezgahı bozmadıkça onlar hak-hukuk çiğnemekten hicap duymazlar! Zira başkanları, "kupaların sahada kazanılmadığı öğrendim" diyen bir kişidir ve görevine devam etmektedir!..
