EuroBasket 2017

Galatasaraylı olmasıyla ilgisi yok, Göksenin de aynı Sinan bey gibi durağan oyunda faydalı bir oyuncu. Sadece Sarıca'ya özel değil, günün basketbolunda Göksenin ve Sinan kadar yarı sahaya bağımlı adamlara yer yok. Sinan'ın belki 6-7 sene önce böyle bir oyuna adapte olması faydalı olabilirdi, şu an hiç şansı yok. Çünkü iki oyuncu da atletizm ve ceza şutundan uzaklar. İki özellikten Doğuş gibi hiç yoktan birine sahip (atletizm) olabilseler yine iyi kötü faydalı olurlardı, ikisi de olmayınca sahada olmalarının da pek anlamları olmuyor. Geçtim Göksenin'in oynamasını, Sinan'ın dahi sahada kaldığı her saniye zarar şu sistemde. Zaten bilhassa son periyotlarda oyuna girdiği her anda da istikrarlı şekilde takımın içine etmeye devam ediyor. Dünkü Letonya maçında son periyot Sinan oynayana kadar Furkan sahada olsa hiç yoktan daha fiyakalı kaybederdik. Sinan ve Göksenin'in gibi topa baskıdan başka bir şey bilmeyen adamlara karşı top çevirince ne yapacaklarını bilmiyorlar. Dün sadece Sinan'ın tuttuğu 33'lük Skele'den son 3 dakika içinde 2 tane boş turnike yedik bu sebeple.

Sertaç'ın filan oynaması yokluktan zaten. Takımın eli yüzü düzgün tek uzunu son resmi maçını Ocak'ta oynamış. Ersan yok, Ömer zaten çocuk hayatıyla cebelleşiyor, öbür OKC'li salağı söylemeye bile gerek yok. Samet Geyik beklenen çıkışı yapsa bu turnuvadaki kozlarımızdan biri olacaktı ama o da sırf para için saçma sapan Daçka, Efes transferleri yapınca gelişimini durdurdu. Bu yıl Beşiktaş çıkışı olur belki. Elde kalan zaten 3-4 tane adam var, en yüksek profillileri de Barış ve Sertaç, yapacak bir şey yok.

Sürekli dediğim gibi şu turnuvayı izleyip Eylül'de Sinan'ın geri döneceğini bilsem üzüntüden kahrolurdum heralde. Fener için çok önemli değil, hem ezeli rakiplerinden oyuncu aldılar, hem de saçmak için hali hazırda çok paraları var. Akarken dolduruyorlar pek tabii. Bizse ayakları gitmeyen adamın maaşının çeyreğine bir takım kurduk. Sırf inat için şu herifi tutmaya kalkışsak bugün kadroya kattığımız 2-3 oyuncudan feragat etmemiz gerekecekti bence. O yüzden Göksenin'in, Sinan'ın filan oynayıp oynamaması pek umurumda değil, hiç yoktan birinin takımımızın selameti açısından aramızdan ayrılması benim mutlu olmama yetiyor.

Göksenin'in tabii ki getirdiği şeyler var, Sinan'ın da vardı. Ama iki oyuncu da çok uç örnek. Sinan'ın konusunu yeniden yeniden açmak istemiyorum. Şöyle söyleyeyim, bugün 34 yaşında, Euroleague Şampiyonuna öyle ya da böyle transfer yapılmasını sağlayan adama ana avrat söven taraftara kucak açmış bir adam Sinan. Bunu Fenerbahçe'ye transfer olurken de yapmadı, daha 6 ay önce yaptı. Aynı anda bugün takımımızın kaptanı olan Göksenin de çok uç karakter. Galatasaray kaptanı için rakip takımı ve taraftarı sınirlendirmenin yolu sadece benche oturup bacağını pota arkasındaki rakip taraftara sallamak olmamalı. Onu Sabri 15 yıl yaptı, şimdi Göztepe'nin duran toplarını kullanıyor. Galatasaray kaptanının hem sahada, hem de dışarıda bir ağırlığı olmalı. Sahaya çıkınca da yeteneği el verdiğince en iyisini yapabilmeli. Şu Toparlak Melih'e bakın Allah aşkına. Adam normal sezonda 8 ay Obradovic'in şamar oğlanı oldu, azarlandı, itildi, kakıldı ama bize karşı da, Euroleague'de forma bulduğunda da eleman çıkıp kendisine çizilen tek payeyi yüzünün akıyla yerine getiriyor. Ne bir zorlaması var, ne de ekstrası. Ama görevi gelince de kafasını ve kulaklarını dış dünyaya kapatıp en iyi şekilde işini yapıyor. Bizim Sinan'dan daha çok takdir ediyorum bu Tosunu bu anlamda. Şu ana kadar da Cedi'yle birlikte ayakları yere en sağlam basan oyuncumuz görüntüsünde. Demek ki adında sadece ''kaptan'' sıfatı geçmesiyle büyük takım oyuncusu olunmuyormuş. Biraz sahada da bir şeyler koymak lazımmış. Öbür türlü Galatasaray'ın maçlarında maskottan çok bir şey yok zaten. Göksenin'in kendini acilen geliştirmesi ve yeni oyuna müdahil olabilmesi lazım. Yaşı da müsait, uğraşmıyorsa, yapmıyorsa Galatasaray'ı hak edecek kaptan çokca bulunur.

Bence Ufuk Sarıca fena iş yapmıyor. Şu grupta tek Rusya mağlubiyetini eleştirebilirim, o da biraz ilk maç olmasıyla karambole geldi gibime geliyor. Fikstür biraz şanslı olup ilk maçı Letonya, sonu Rusya'yla oynasak işler çok daha farklı olurdu. Şimdi daha şoktan uyanamadan bir de İspanya kasırgası gelecek. Boğulacaksan büyük denizde boğul demişler. Velev ki çıktın Hırvatistan'ın karşısında eledin, sonraki turda tüm pozisyonlarda fiziken ve kalite olarak üstün İtalya'yla oynayacaksın. Bizim Cedi'yle birlikte en iyisi dediğimiz Melih, İtalya'nın en iyi 3. oyuncusunun havlusunu tutuyor çoğunlukla kendi kulübünde. Kalite farkı her takımla var ve biz en fecisine son 16'da denk geldik. Turnuvada bizden kaliteli 3 takıma kaybettik, en kalitelisiyle son 16 maçımızı oynayacağız. Bundan sonra yırtınmanın alemi yok, İspanya kaybına mazerete de gerek yok. Dileğim oyuncular kafaları rahat çıkar, güzel tribün olur ve Sarıca şu Sinan ısrarından vazgeçer. Ondan sonrası 40 dakikalık tek maç, belli mi olur.
 
Doğuş Balbay' konusunda milli takımı geçtim,basketbol süper liginde oynaması bile saçmalık.10 senedir ne serbest atış atabiliyor, ne kısa,orta ve uzun şut kullanabiliyor. Tek yeteneği sıçraması. Nasıl bir torpil varsa adamda artık.Sözde guard olan bir basketbolcunun bırakın kısa,uzun mesafe şutlarını,serbest atışlarda bile kendini geliştiremesi tam bir faciadır. Üstelik bu adam amerika kolej çıkışlı. Göksenin konusunda art niyetli olunduğunu düşünüyorum.Bu kadar vasat oyuncuların olduğu kadroda ceza şutu olan Göksenin'e dakika vermemek iyi niyetli bir hareket değildir.
 
Gökhan bey aslında benim adıma cevabı kendiniz vermişsiniz. Ben Göksenin iyi bir oyuncu demiyorum. Bir basketbolsever olarak fırsat buldukça farklı ülkelerden, farklı liglerden sürekli basketbol maçları izliyorum. Göksenin'i beğenecek kadar kör değilim ama elimizde dar bir milli takım havuzu var, sizin de dediğiniz gibi. Doğuş Balbay adlı arkadaştan daha fazla hak ediyor orada olmayı. Doğuş Balbay boyundaki bir oyuncunun atletizmi de sahada çok nadir işe yarıyor. Göksenin çok istikrarlı olmasa da, eskiye oranla ceza şutlarını daha iyi kesen; 24 saniye süresinin sonlarında top elinde kaldığında özellikle geçen sene gördüğümüz üzere, topa bomba muamelesi yapmadan uzunlarla ikili oyun dahi oynamaya çalışan bir oyuncu. Bakın iyi şutör veya ikili oyunları iyi oynuyor demiyorum. Oyuncu kendisini geliştirmeye çalışıyor. Çalışkanlığıyla saygı görmeyi hak ediyor. Orada oynayan oyuncuların hiçbirisinden daha az hak etmiyor, en azından belli süreler almayı.

Her oyuncuya sabredilirken, Göksenin 10 saniyeliğine sahaya sürülüp, faul yaptı diye (savunamadağı oyuncu da Bogdanovic) kenara alındıktan sonra bir daha yüzüne dahi bakılmazsa ben orada samimiyetin varlığına inanamam. Ben bir Galatasaraylı olarak kendi takımımın yetiştirdiği oyuncuları orada görmek istiyorum. Elimden geldiğince de tarafsız bakıyorum ve Göksenin; Barış Hersek, Sertaç Şanlı, Erkan Veyseloğlu, Kenan Sipahi, Doğuş Balbay gibi adamların ciddi süreler aldığı bir milli takımda oynamayı hak etmiyor mu?
 
Gökhan bey aslında benim adıma cevabı kendiniz vermişsiniz. Ben Göksenin iyi bir oyuncu demiyorum. Bir basketbolsever olarak fırsat buldukça farklı ülkelerden, farklı liglerden sürekli basketbol maçları izliyorum. Göksenin'i beğenecek kadar kör değilim ama elimizde dar bir milli takım havuzu var, sizin de dediğiniz gibi. Doğuş Balbay adlı arkadaştan daha fazla hak ediyor orada olmayı. Doğuş Balbay boyundaki bir oyuncunun atletizmi de sahada çok nadir işe yarıyor. Göksenin çok istikrarlı olmasa da, eskiye oranla ceza şutlarını daha iyi kesen; 24 saniye süresinin sonlarında top elinde kaldığında özellikle geçen sene gördüğümüz üzere, topa bomba muamelesi yapmadan uzunlarla ikili oyun dahi oynamaya çalışan bir oyuncu. Bakın iyi şutör veya ikili oyunları iyi oynuyor demiyorum. Oyuncu kendisini geliştirmeye çalışıyor. Çalışkanlığıyla saygı görmeyi hak ediyor. Orada oynayan oyuncuların hiçbirisinden daha az hak etmiyor, en azından belli süreler almayı.

Her oyuncuya sabredilirken, Göksenin 10 saniyeliğine sahaya sürülüp, faul yaptı diye (savunamadağı oyuncu da Bogdanovic) kenara alındıktan sonra bir daha yüzüne dahi bakılmazsa ben orada samimiyetin varlığına inanamam. Ben bir Galatasaraylı olarak kendi takımımın yetiştirdiği oyuncuları orada görmek istiyorum. Elimden geldiğince de tarafsız bakıyorum ve Göksenin; Barış Hersek, Sertaç Şanlı, Erkan Veyseloğlu, Kenan Sipahi, Doğuş Balbay gibi adamların ciddi süreler aldığı bir milli takımda oynamayı hak etmiyor mu?

Dediğim gibi Barış ve Sertaç bu takımda yokluktan oynuyor. Ersan ve Ömer'in geldiği, Samet'in daha hazır olduğu herhangi bir turnuvada daha şans bulabileceklerini sanmıyorum. Doğuş yeni oyun sisteminde Göksenin'den daha iyi savunmacı. Geçiş hücumlarında çok daha atlet, switchlerde top çalmaya daha yakın oyuncu. Zaten kimse Doğuş'tan şut beklemiyor takımda, Sertaç ve Barış dahil onu yapabilecek 8-9 oyuncu var hali hazırda. Kenan zaten beğensek de beğenmesek de Cedi ve Furkan'la birlikte 90'ların ortası gelen kuşağın en önemli 5-6 temsilcisinden biri. Dixon'ın eline bakıyoruz koca ülkede, point guard kıtlığını göz önüne alırsak Kenan'ın bu ülke basketboluna kazandırılması elzemden öte gibi, fena da oynamıyor çocuk yalan yok. Bir tek Erkan'ı tartışırım ben, o da normal sezonda çok iyiydi be abi. Özellikle karşılıklı iki takımın kısaldığı anlarda rakibin insanlık dışı bir 4 numarası yoksa faydalı da olabiliyor. Semih'le içeri girince cut'ı da çok iyi biliyor. Sadece Letonya ve Sırbistan maçlarında 4-5 boş turnike attı bu sayede. Yani pek tabii ki sınırlı oyuncu ama sırf aldığı Pertevniyal altyapısıyla bile sahada kaldığı sürede doğru işler yapabiliyor adam.

Göksenin şu an hala rakip oyuncuları 5 yıl önce Teodosic'i, Spanoulis'i savunduğu gibi savunmaya çalışıyor. Artık olay birebir temastan kaçmakken Göksenin sürekli rakiple göğüs göğüse çarpışmaya çalışıyor. Öyle olunca da ne pas kanallarına bir etkisi oluyor, ne de oyun akışını nitelikli şekilde takip edebiliyor. Maalesef oyundaki son 5 yıldaki önemli değişim hep Göksenin'in tersine çalıştı. Hatırlarsanız 5 yıl önce Göksenin için iyi ama biraz daha vücutlanması lazım demiştik. Yalan yok, yaptı da çocuk. Şimdi de acilen vücudundaki yağ oranını en aza indirip atletizminin önünü açması gerekiyor. Çok iyi ribaundçu mesela fiziğine göre. Sadece oyun bilgisinden de değil bu, hiç fena atlet değil Göksenin. Bence biraz daha o tarafa dönmesi gerekiyor yeniden. Kenan mesela birebir savunmada Göksenin'den fizik olarak daha avantajlı ya da bilgili değil ama oyununu yeni tarza adapte etmiş. Gelen rakiple çarpışmak yerine her pozisyonda topa atak yapmayı ve faul yerine iyi atletizmiyle rakibi potada bozmayı tercih ediyor. Göksenin'in de öyle Allah vergisi bir atletizmi varken buraya dönmesi lazım. Yoksa dün Sinan'ın yaptığı gibi sen adamına odaklanmışken oyunu 3 saniyede 90 derecede çeviren rakibin pota altında senin tuttuğun adamı boş turnikede bulabiliyor.

Sırf bu eksikliklerinden Göksenin benim izlediğim maçlarda hakikaten takımın 12. oyuncusundan daha iyisi gibi durmadı. Tüm 12 oyuncudan daha kötü olduğu için değil, oyunu hepsinden daha yanlış okuduğu için. O yüzden oynamasını eleştiremem. Bu şekilde oynarsa bu seneki Kunter takımında da büyük roller alabileceğini düşünmüyorum ben.
 
Top 16'da ilk maçra Slovenya, Ukrayna'yı rahat bir oyunla 79-55 mağlup etti ve çeyrek finale yükseldi.

Slovenya'da Anthony Randolph 21 sayı 3 ribaunt, Luka Doncic 14 sayı 10 ribaunt 6 asist, Klemen Prepelic 14 sayı 2 ribaunt 3 asist, Jaka Blazic 8 sayı 3 ribaunt, Gasper Vidmar 8 sayı 5 ribaunt ile oynadı. Goran Dragic düşük bir yüzdeyle oynadı, karşılaşmayı 5 sayı 4 ribaunt 4 asist ile tamamladı.(ikilik 2/10, üçlük 0/2, s.a 1/2 )


Ukrayna'da Maksym Pustozvonov 11 sayı 4 ribaunt, Denys Lukashov 9 sayı 4 ribaunt 4 asist, V'Yacheslav Bobrov 8 sayı 4 ribaunt, Oleksandr Lypovvy 6 sayı 2 asist, Viacheslav Kravtsov 4 sayı 3 ribaunt 4 asist ile oynadı.
 
Almanya, maç boyu çekişmenin eksik olmadığı karşılaşmada Fransa'yı 84-81 mağlup etti ve çeyrek finale yükseldi.

Almanya'da Daniel Theis 22 sayı 7 ribaunt, Dennis Schröder 21 sayı 4 ribaunt 8 asist ile oynadı. Robin Benzing 12 sayı 2 asist, Lucca Staiger 10 sayı ile oynadı.

Fransa'da Evan Fournier 27 sayı 3 ribaunt 2 asist, Boris Diaw 15 sayı 9 sayı 5 ribaunt, Joffrey Lauvernge 13 sayı 7 ribaunt, Thomas Heurtel 6 sayı 2 ribaunt 4 asist, Kevin Seraphin 6 sayı 7 ribaunt ile oynadı.
 
Maçın yıldızı Daniel Theis kesinlikle. Boris Diaw'ın üzerinden yaptığı posterlik smaç:

[video]https://twitter.com/hizlihucum/status/906507313963520001[/video]
 
İtalya, baştan sona üstün götürdüğü maçta Finlandiya'yı 70-57 mağlup etti ve çeyrek finale yükseldi.

İtalya'da Marco Belinelli 22 sayı 4 ribaunt 2 asist, Luigi Datome 15 sayı 3 ribaunt, Daniel Hackett 10 sayı 6 ribaunt 4 asist, Nicolo Melli 10 sayı 6 ribaunt 2 asist Paul Biligha 6 sayı 4 ribaunt ile oynadı.


Finlandiya'da Petteri Koponen 13 sayı 2 ribaunt 2 asist, Sasu Salin 11 sayı 8 ribaunt, Jamar Wilson 8 sayı 2 ribaunt, Erik Murphy 6 sayı 5 ribaunt, Shawn Huff 6 sayı 6 ribaunt ile oynadı.
 
İtalya, baştan sona üstün götürdüğü maçta Finlandiya'yı 70-57 mağlup etti ve çeyrek finale yükseldi.

İtalya'da Marco Belinelli 22 sayı 4 ribaunt 2 asist, Luigi Datome 15 sayı 3 ribaunt, Daniel Hackett 10 sayı 6 ribaunt 4 asist, Nicolo Melli 10 sayı 6 ribaunt 2 asist Paul Biligha 6 sayı 4 ribaunt ile oynadı.


Finlandiya'da Petteri Koponen 13 sayı 2 ribaunt 2 asist, Sasu Salin 11 sayı 8 ribaunt, Jamar Wilson 8 sayı 2 ribaunt, Erik Murphy 6 sayı 5 ribaunt, Shawn Huff 6 sayı 6 ribaunt ile oynadı.

Bu maçta büyük hayal kırıklığına uğradım, Finlandiya'nın gruplarda gösterdiği performansadan sonra bu oyun yakışmadı.

Henrik Dettmann bu maçta turnuvada izlediğim maçlar içinde en kötü antrenörlük performansının sahibi oldu. Markkanen-Kopenen ve Sasu Salin'i bu kadar kenarda unutacak lüksü nerden buluyor merak ediyorum...
 
Finlandiya üçüncü çeyrekte arada alan savunması filan yapar diye düşündüm ama onu bile denemediler. İtalya da düzgün pota altı oyuncusu yokken büyük fırsat teptiler. Kopponen de ciddi düşüş yaşamış.

Şu sıralar Valenciunas Litvanya yı baltalamakla meşgul.
 
Yunanistan, Kostas Sloukas'ın liderliğinde Litvanya'yı 77-64 mağlup etti ve çeyrek finale yükseldi.

Yunanistan'da Kostas Sloukas 21 sayı 5 ribaunt 4 asist, Nick Calathes 14 sayı 6 asist, Kostas Papanikolaou 11 sayı 6 ribaunt 2 asist, Ioannis Bourousis bir 11 sayı 8 ribaunt 2 asist, Georgios Printezis 8 sayı 3 ribaunt 4 asist ile oynadı.


Litvanya'da Mindaugas Kuzmimskas 20 sayı 5 ribaunt, Jonas Valanciunas 13 sayı 15 ribaunt, Mantas Kalnietis 11 sayı 3 ribaunt 7 asist, Marius Grigonis 7 sayı, Edgaras Ulanovas 7 sayı, Jonas Maciulis 5 sayı 7 ribaunt ile oynadı.
 
Son düzenleme:
Letonya, ezici üstünlük kurduğu karşılaşmada Karadağ'ı 100-68 mağlup etti ve çeyrek finale yükseldi.

Letonya'da Janis Timma 21 sayı 5 ribaunt 7 asist, Kristaps Porzingis 19 sayı 6 ribaunt 3 asist, Janis Strelnieks 12 sayı 2 ribaunt 7 asist, Dairis Bertans 9 sayı 2 ribaunt 4 asist, Rolands Smits 8 sayı 4 ribaunt, Zanis Peiners 8 sayı 3 ribaunt, Janis Blums 8 sayı ile oynadı.


Karadağ'da Bojan Dubljevic 21 sayı 4 ribaunt, Nikola Vucevic 16 sayı 9 ribaunt 4 asist, Nikola Ivanovic 7 sayı 3 asist, Vladimir Mihailovic 7 sayı ile oynadı.
 
Sırbistan Macaristan maçı çok ilginç maç oluyor. Tam TL'yi kapatıcam Macarlar farkı kapatıyor bi anda, tam izliyicem Sırplar farkı 15-20 ye dayıyor. Maç başından beri böyle gidiyor.


Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
 
Sırbistan, baştan sona üstün götürdüğü karşılaşmada Macaristan'ı 86-78 mağlup etti ve çeyrek finale yükseldi.

Sırbıstan'da Bogdan Bogdanovic 17 sayı 6 asist, Ognjen Kuzmic 17 sayı 10 ribaunt 3 asist, Boban Marjanovic 16 sayı 6 ribaunt, Milan Macvan 14 sayı 2 asist, Vladimir Lucic 11 sayı 5 ribaunt 2 asist, Stefan Jovic 9 sayı 3 ribaunt 7 asist ile oynadı.


Macaristan'da Zoltan Perl 22 sayı 7 ribaunt 4 asist, Csaba Ferencz 15 sayı, David Vojvoda 11 sayı 2 asist, Akos Keller 8 sayı 5 ribaunt ile oynadı. Adam Hanga etkisiz kaldığı karşılaşmayı 1 sayı 4 asist ile tamamladı.
 
Son düzenleme:
Daniel Theis'ın Boris Diaw'ın üstünden vurduğu smaç ve Joffrey Lauvergne'in Daniel Theis'ın üstünden vurduğu smac muazzam...

[video=youtube_share;ZCULcRbYjBo]https://youtu.be/ZCULcRbYjBo[/video]
 
Maçımızın başlamasına 5 dk var ama salonda ciddi boşluklar var. Bu gerçekten rahatsız edici. Bizim maçımız dışındaki son 16 maçlarıında taraftar sayısı da çok çok düşüktü. Böyle Avrupa Şampıyonası mı olur Allah aşkına !
 
Ergin Ataman'ı eleştirirdik, gereksiz yere teknik faul alır diye ama en azından momentum rakipteyken alırdı. Ufuk Sarıca, rüzgar bizim arkamızdayken teknik faul alıyor. Örnek alacaksan bari doğru bir şekilde örnek al.
 
İspanya, üstünlüğü elden bırakmadığı karşılaşmada Milli takımımızı 73-56 mağlup etti ve çeyrek finale yükseldi.

İspanya'da Ricky Rubio 15 sayı 2 ribaunt 3 asist, Pau Gasol 11 sayı 7 ribaunt 4 asist, Sergio Rodriguez 11 sayı 4 ribaunt 9 asist, Marc Gasol 10 sayı 5 ribaunt 2 asist, Juan Carlos Navarro 8 sayı 2 ribaunt 2 asist, Juancho Hernangomez 8 sayı 4 ribaunt, Fernando San Emeterio 4 sayı ile oynadı.


Türkiye'de Furkan Korkmaz 20 sayı 5 ribaunt 2 asist, Melih Mahmutoğlu 10 sayı 2 asist, Cedi Osman 8 sayı 4 ribaunt 3 asist, Semih Erden 6 sayı 10 ribaunt, Sertaç Şanlı 4 sayı 3 ribaunt, Erkan Veyseloğlu 4 sayı 2 ribaunt ile oynadı.
 

Üst