Montepaschi Siena - Cibona Zagreb maçı beklediğim gibi başladı. Siena oyunu üçüncü periyoda kadar kontrol etti fakat, şut dış yüzdeleri çok düşüktü. Buna mukabil, Cibona ise çok yüksek yüzdeyle şut attı. Koç Pianigiani'nin teknik faul almasından sonra, üstüne Romain Sato ve Terrell Mcintyre'de sportmenlik dışı faul yapınca kontrol Cibona'ya geçti. Yalnız bu maçın kazanılmasında hakemler Cibona'ya çok yardım ettiler. Alan Anderson'a yapılan faullerin birçoğu o seviyede çalınmayacak faullerdi. Sato'ya çaldıkları sportmenlik dışı faul çok ucuzdu. Cibona kanımca içeride F.bahçe Ülker'i de yener ve diğer maçları kaybeder.
Real Madrid - Barcelona maçının neredeyse tamamını Barcelona önde götürmesine rağmen, Sergio Llull'un son çeyrekteki mükemmel performansıyla Madrid kazandı. 21 yaşındaki Llull'un özgüveni bazı oyuncular için ilham kaynağı olabilir! Hakikaten çok hoş bir maç oldu, izleyenlerin çoğuna keyif vermiştir sanıyorum.
Lottomatica Roma - Unicaja Malaga maçı beklentilerimin uzağındaydı. Unicaja, Aito Reneses Garcia'nın gelişiyle müthiş bir ivme yakaladı ve final-four seviyesinde oynuyorlar. Maçın ilk üç periyodunu rahat götürdüler, son periyodda Roma yaklaştı ama, yetişemedi. Jasmin Repesa'nın gidişine müteakip Euroleague'de Roma için ciddi bir düşüş başladı. Deplasmanda Tau'yu yenen takım gitti, başka bir takım geldi... Haftaya Partizan deplasmanında işleri çok zor!
AJ Milano bu satten sonra kimi yenerse şaşırmamak lazım. Zira takım halinde özgüvenleri doruğa çıktı ve hakikaten iyi basketbol oynuyorlar. İstikrarsız Olympiacos'u yenmeleri pek sürpriz olmadı. Giannakis'in böylesi bir kadroyu hakkını vererek oynatmadığı aşikar. Düşük tempo oynatacağım diye takımın hücum ritmini altüst ediyor. Elinde Yunanistan Milli Takımı varmış gibi davranması Giannakis için eksi puan...
Panathinaikos - Partizan maçına konuk ekip çok iyi başladı, bir ara "acaba Panathinaikos evinde yenilecek mi?!" sorusu geldi ama, ikinci yarıda savunmayı sertleştirip, Pekovic'i çok iyi kullandılar ve farklı kazandılar. Haftaya Unicaja deplasmanında Pekovic'i bu denli kullanabilecekler mi bilemiyorum...
Haftanın en farklı galibiyetini Maccabi aldı. Esasında maça pek iyi başlamamışlardı. Alba Berlin ilk dakikaları önde götürdü fakat, akabinde tempoyu arttıran Maccabi rakibini yakalayıp her geçen dakika farkı arttırmaya başladı ve rahat bir galibiyet aldılar. -Bu arada Sevgili Kerem D'or Fisher'den bahsetmiş. D'or Fisher'ın bu denli etkili olmasının sebebi Maccabi'nin uzun yıllardır süregelen hücum sisteminden kaynaklanıyor. Hücumda ilk opsiyonları pota altında uzun oyuncuyu topla buluşturmaktır... Maccabi'de her zaman içeride çok yüksek verimlikle oynamış, ismi Maccabi'de parlamış oyuncular olmuştur.-
Tau Ceramica evinde Prokom'u zorlanmadan yendi. Splitter'ın sakatlığı onlar için mühim kayıp fakat, bu eksiği yıllardır sürdürdükleri üst düzey takım oyunuyla aşıyorlar. Yinede haftaya Olympiacos'a karşı böylesi önemli bir oyuncunun yokluğunu arayacakları aşikar.
CSKA Moskova, yaptığı müthiş dış savunmayıla F.bahçe Ülker'e potayı göstermedi. CSKA şampiyon gibi oynuyor, şampiyonun yapması gerektiği gibi savunma yapıyor. Lakin oyunun sıkıştığı anlarda sanki Papaloukas'ı arıyor gibiler... Planinic, henüz onun boşluğunu tam olarak doldurmuş görünmüyor.