Üst düzey yabancı liglerde, UEFA Kupası'nın üst turlarında ve bilhassa Şampiyonlar Ligi'nde oynanan futbolla, Türkiye liginde oynanan tam olarak futbol diyemeyeceğimiz "şeyi" mukayese edersek ortaya hem manidar, hem de trajikomik bir tablo çıkıyor.
Dün oynanan Chelsea - Liverpool maçında oluşan tempo, taktik detaylar, heyecan, aktrasyon, gerilim ve ardı arkası kesilmeyen soru işaretleri tarihe geçecek mükemmel bir geceyi tanıklık etmemize vesile oldu. İlk yarıda Liverpool istediği skoru almış gibiydi, hatta daha fazlasını da atabilirlerdi; Chelsea kalecisi Peter Cech'in kötü bir gününde olması her türlü skorun oluşabileceğinin işaretlerini taşıyordu. İkinci yarıda ise üst üste gelen Chelsea golleriyle tablo tersine döndü. Herkes L'pool işi bitirdi derken, kaleci Pepe Reina'nın yediği affedilmez gollerle şaşkınlık yaşadık. Sanıyorum Reina ve Cech Türkiye liginden bir takımda oynasa ve böyle goller yese tefe koyup çalarlardı!.. Akabinde peş peşe gelen L'pool goleri ile skor 3-4 olunca birçok kişi "acaba?.." sualini düşünmeye başlamıştı ki, Lampard son noktayı koydu ve bir önceki turda Real Madrid'i sürklase eden Liverpool'u Şampiyonlar Ligi'nde bir kez daha saf dışı bıraktı. Belki Steven Gerrard'ın varlığı sonucu farklı kılabilirdi... Maç fevkaladeydi ama, ülkemizde yayın yapan Star TV'den takip edenler spikerimsi Uğur Önver'in kötü ötesi anlatımna maruz kaldı. Yaptığı garip benzetmeler, "dalga geçmeler", maç anlatmayıp sürekli pozisyonları yorumlamalar, pozisyonlara yaptığı vurgudaki bozukluk, pozisyonları geç fark etmeler; bazen Liverpool taraftarı gibi, bazen Chelsea taraftarı gibi sözler vb. yanlışlar birçok kişiyi ciddi anlamda rahatsız etti. Star TV acaba spiker seçiminde kasten mi böyle tercihler yapıyor?!
Bayern Münih - Barselona maçında ise Bayern Münih maçın başında yoğun bir baskı kurmasına rağmen istediği gollere ulaşamayarak üstünlük kuramadı. Dakikalar ilerledikçe Barça'nın top kontrolünü dengelemesi sonucu tempo düştü fakat, müsabaka boyunca seviye hiç düşmedi.
Bugün Porto - Manchester United maçında Porto'ya temayül ediyorum. Porto her yıl yeni yetenekler keşfedip, kurduğu fantastik kadroyla hep örnek alınması gerektiğini düşündüğüm bir kulüp olmuştur. Oynadıkları hızlı ve ofansif futbol çok keyif veriyor. Yarı finale çıkmaları durumunda, finale ulaşma ihtimalleri artacak...
Arsenal - Villarreal maçı biraz gölgede kalsada, çok zevkli bir maç olacaktır sanıyorum. Skor avantıjını elinde bulunduran Arsenal asla kapanarak oynamaz, Villarreal ise gol bulmak zorunda olduğu için ofansif oynamak zorunda...