Yabancı sayısında geri dönüş yok
Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık, Fenerbahçe Acıbedem Voleybol takımının Bayanlar Şampiyonlar Ligi'nde ikinci olmasının diğer büyük kulüpleri de tetikleyeceğini söyledi.
Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık, 2 yıldır süren GAP Spor Okulları'nın kapanış törenine katılmak üzere Diyarbakır'a geldi. Fenerbahçe Acıbedem Voleybol takımının Bayanlar Şampiyonlar Ligi'nde ikinci olmasının gurur verici olduğunu belirterek, Fenerbahçe ve Acıbedem'in sponsorluk konusunda Türkiye'de iyi örneklerden biri olduğunu söyledi. Karabıyık, sponsorluk konusunda şunları söyledi:
"Bir yandan Fenerbahçe bir yandan da Acıbadem grubunu kutlamak lazım. Sponsorluk Türkiye'de çok fazla müessesi olan fazla geçmişi olan bir müessese değil. Özel federasyonların kuruluşundan sonra 2005 yılını düşünecek olursak 5 yıllık geçmişi var. Voleybolda ne noktada denilirse her ne kadar bizler açısından arzulanan noktada görünmezse bile, Voleybol'un sponsorsuz hiçbir faaliyeti de kalmadığını da söylemek isterim. Yani ligler 1-2-3'üncü lige kadar sponsorları var. Kulüp sponsor ilişkilerinde arzulanan nokta da olunmadığı muhakkak. Ama Fenerbahçe, Acıbadem gibi örnekler ilerleyen dönemde kulüplerin de sponsor desteği alacağına yönelik ümit veriyor."
Karabıyık, sporun en güzel yanlarından birinin rekabet olduğunu belirterek, Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş'ın yüzyılı bulan rekabet ve güzel dostluk örnekleri verdiğini söyledi. Karabıyık, Fenerbahçe'nin başarısının diğer büyükleri de tetikleyeceğini belirterek, "Fenerbahçe içinde erkek voleybolu da tetikleyecek. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş'ı da tetikleyecek diye değerlendiriyorum" dedi.
Voleybol Federasyonu Başkanı Erol Ünal Karabıyık, liglerde şu anda 2+1 uygulamasının olamadığını, 3+1'in uygulandığını söyledi. Karabıyık, şöyle dedi:
"Oyun alanında 3 yabancı uyruklu görev alırken, bençte de bir yabancı uyruklu sporcu olabiliyor. Yani 12 kişilik müsabaka kadrosunda 4 yabancı olabiliyor. 6 kişinin görev aldığı oyun alanında da yarısı yani 3 yabancı uyruklu sporcu görev alabiliyor. 2006 yılından itibaren kulüplerimiz bu yabancı uyruklu sporcuların sayısını fazlalığından söz ederek bunu kademeli olarak indireceğimizi söyledik, söylüyoruz. 2008 yılında başlayan bu proramı da ilan ettik. Geçen yıl Mayıs ayında 2010-2011 sezonuna, yani gelecek sezondan itibaren yabancı uyruklu sayısının 2+2 olacağını söylemiştik. Kulüplerimize buna göre tedbir alın demiştik. Bazı yayın organlarında bazı değerli köşe yazarları Fenerbahçe bu başarıyı elde edince federasyon böyle bir karar aldı gibi fikirler de öne sürüyorlar. Doğru değil. Bu karar, 2006'dan başlayan, ama kulüplere 2007'de, 2008 ve en son da 2009 yılında tebliğ edilen bir karar. Yani 1 yıl öncesinde en son tebligat yapıldı. Yoksa Fenerbahçe başarılı oldu, daha başarılı olmasın gibi bir şey düşünebilir miyiz? Türkiye Voleybol Federasyonu olarak, daha çok nasıl başarılı oluruzun arayışındayız."
Türk kulüplerinin uluslararası başarısının Türk voleybolunun başarısı anlamına gelmediğini savunan Karabıyık, şunları söyledi:
"Uluslararası arenadaki en üst yarışmanın yapıldığı yer Olimpiyatlardır. Olimpiyatlardaki başarı o branşın uluslararası seviyede elde edeceği en üst başarıdır. Olimpiyatlarda kulüp takımları ile gitmiyoruz. Milli takımlarla gidiyoruz, yabancı uyruklu oyuncu sayısında belli bir dengeyi sağlamak zorundayız ki, milli takımlarımız zarar görmesin. Milli takımlarımıza sporcu yetişsin, sporcu oynayarak yetişiyor. Sporcu antrenmanla, maç izleyerek yetişmez. Forma şansı bulması lazım. Türkiye'nin takım sporlarındaki en üst başarısını kulüplerde Fenerbahçe gibi ondan öncesinde de bizim finallerimiz var. 3 finalimize daha var. Şampiyon Kulüplerde, milli takımlar seviyesine de baktığımızda Türk voleyboludur, takım sporlarında dünya finali oynayan. 2007 yılında yıldız voleybol milli takımımız dünya şampiyonasında final oynadı 2'nci oldu. O yıldız milli takımdan bugün kulüplerinde oynayabilen forma şansı bulan çocuğumuz yok maalesef. Bir Naz vardı. Naz da Fenerbahçe Spor Kulübümüz'de zaman zaman forma şansı buluyor. Bazen de bulamıyor. Bütün bunları değerlendirdiğimiz zaman milli takımlar ile kulüp takımlarının dengesini kurmak zorundayız. Ayrıca bizim aldığımız bu karar sadece ulusal liglerle ilgili. Lig müsabakalarında 2 yabancı uyruklu sporcu müsabakada olsun istiyoruz. Uluslararası müsabakalarla ilgili bir kısıtlamamız yok. Ulusulararası arenada Türkiye'yi temsil edecek kulüplerimizin 6 yabancı uyruklu oyuncusunu tescil ediyoruz. Deniliyor ki bunlar ligde oynama fırsatı bulamayacaklarsa niye gelsinler Türkiye'ye? Profesyonel olduklarına göre ve bir sezonda da oynanan müsabaka sayısı neredeyse 50'yi buluyor. 50 müsabaka zaten 6 aya sığan bir sezonu vardır. Uluslararası Voleybol Federasyonu'nun kuralı budur. Ulusal ligler ekim aynının 15'inde başlamak zorundadır, 15 Mayıs'ta da bitmek zorundadır. Ulusal ligler 6 aya sığdığına göre 6 ayda 50 müsabaka haftada 2 müsabaka anlamına gelir. Haftada 2 müsabakada yoğun bir müsabaka trafiğidir. Biz hep savunduğumuz şu, ligde 2 yabancısıyla oynar, diğer 2 de performansta sakatlık, sağlık durumuna göre takviye olur. Yabancılar kendi aralarında yarışırlar. Yerli oyuncularımız da 4 yabancı oyuncumuz da forma şansı bulması demek, her takımda bir oyuncumuzun daha forma şansı bulması demek. Yani 12 yerli oyuncumuzun daha oynayabilmesi, imkanının sağlanması anlamına geliyor. Yoksa kulüplerimizin başarısı her zaman bizim iftar edeceğimiz başarılardır. Ama milli takımları da yok saymak mümkün değildir. Yapılan düzenleme bununla ilgilidir. Bugünün de düzenlemesi değildir. Yıllar önceden ilan edilmiş, bunu kademeli olarak indireceğiz diye yapılan bir düzenlemedir."