Bu sabah Aliya İzzetbegovic'i anlatan bir uzun bir belgesel izledim.. Hemen tüm sporları seven ve buna siyaseti çok karıştrmamayı tercih eden biri olarak normalde buraya bunları bile yazmamam gerekir ama öyle olmuyor..
Eğer 2 yıldır su akmıyor diye su sırasında elinde bidonla bekleyen 14 yaşındaki kıza ateş edebiliyorsan, BM yardımları ülkeye girmesin diye kamyonları bombalıyorsan, bizim mirasımız olan Mostar Köprüsünü, yüzlerce camiyi bombalıyorsan sen insan değilsin.. Tüm sırplar böyledir denemez elbet ama şu işareti veren bir sırpı desteklememizi de kimse beklemesin.
http://www.tennisnow.com/getattachm...0bab4/Is-Djokovic-a-Nazi.aspx?maxsidesize=300
İşte çetnik selamı..Bosna savaşını başlatan hepsi uzun sakallı sırp gerillalarının selamı.. Zamanında Kezman ce Sasha İliç'in de verdiği selam. Allah, baba ve oğul.. Üstün ırk sırplar (!).. Belgeselde sırpların esir aldıkları Bosnalıların serçe ve yüzük parmaklarını kestikleri ve bu üç parmakla yaşamaya mahkum edildikleri de anlatıyordu..
Dediğim gibi bunları spora karıştırmamak lazım.. O zaman Djokovic de bu selamı vermeyecek. Onbinlerce insanın kanının üzerine bu adamdan nefret etmek için benim kendi adıma çok nedenim var.. Sırrı Süreyya Önder demişti bir gün " faşizm çok ayıp bir şeydir ".. Ayıp kelimesi hafif kalır..Soykırım yapanların selamını alacak değiliz.
Biz Aliya İzzetbegoviclerin, Ömer Behmen ve arkadaşlarının yüzüne zaten bakamayacak durumdayız. Diyor ki " biz hep Türkler gelip bizi kurtaracak diye bekledik, sonra baktık gelen giden yok, direnişe başladık". Sabahki belgesel o acı günlerin üzerindeki külleri uçurup ateşi alevlendirdi..O zaman biz 10 lu yaşlarda çcocuktuk ve oturduk televizyondan izledik.. Devletimiz, hükümetimizle beraber.
Eğer Djokovic bunları gündeme getirmese belki aklımıza bile gelmez ama bizim Djokovic, Baghdatis gibi Türklüğe ve müslümanlığa düşmanlıklarını, spor sahalarında bile açık açık ifade etmekten çekinmeyen insanları sevecek, destekleyecek midemiz yok.. En azından benim yok.