Wimbledon 2011

Rafa finale çıkamazsa da liderlik gidiyor olmalı :)

Yanlış hatırlamıyorsam, Djokovic finale kalırsa, finali kaybetse bile 1 numara olacak.. Çünkü puan koruma esasına dayalı sıralama.. Önceki sene yaptığın derecenin altında kalırsa puan kaybediyorsun, üstüne çıkarsan ekstra puan kazanıyorsun. Kabaca mantık bu.. Nadal zaten son şampiyon.. O şampiyon bile olsa , Djokovic'in final oynadığı kadar ek puan alamıyor..

Ayrıca Sharapova da 3 numaralı koltuğu Zvonareva'dan almış oldu.. Pazartesi açıklanacak sıralamada 3 numara olacak. Sözümüzün arkasındayız, US OPEN sonrası yeni 1 numara olacak.. Wozniacki zaten maksimum kapasite oynuyor.. Clijsters da sakatlıklarla boğuşuyor.. Masha syırılır.
 
Clijsters döner sakatlıktan ama bu Sharapova'yı geçmesi çok zor, gerçi yarın Kvitova maçı da belli olmaz büyük favori diyemiyorum şahsen ben Masha'ya. Çünkü 2.servisi çok zayıf, çoğu zaman çift hata yapıyor ki Kvitova'nın returnleri inanılmaz. O zayıf servisleri değerlendirecektir, servis oyunlarında da etkili bir isim o yüzden Masha'nın servis yüzdesi yarınki maçın zorluğunu belirler bence.
 
Yanlış hatırlamıyorsam, Djokovic finale kalırsa, finali kaybetse bile 1 numara olacak.. Çünkü puan koruma esasına dayalı sıralama.. Önceki sene yaptığın derecenin altında kalırsa puan kaybediyorsun, üstüne çıkarsan ekstra puan kazanıyorsun. Kabaca mantık bu.. Nadal zaten son şampiyon.. O şampiyon bile olsa , Djokovic'in final oynadığı kadar ek puan alamıyor..

Ayrıca Sharapova da 3 numaralı koltuğu Zvonareva'dan almış oldu.. Pazartesi açıklanacak sıralamada 3 numara olacak. Sözümüzün arkasındayız, US OPEN sonrası yeni 1 numara olacak.. Wozniacki zaten maksimum kapasite oynuyor.. Clijsters da sakatlıklarla boğuşuyor.. Masha syırılır.

Yok benim demek istedigim djokovic finale cikmasa bile lider oluyor nadal cikamassa:) bu puan koruma sisteminden dolayi
 
Clijsters US Open'da lütfen dönsün ya.

Evet dönsün, yoksa Sharapova'nın bu hali bile ya da diğerlerinin bu halleri bile çok sıkıcı. Dün azıcık maça bakayım dedim ama fazla dayanamadım kapadım. Yakın zamandaki kadın tenisçiler arasında Henin'den başkası yalan zaten, geri dönüşünden sonra o açığı Kim kapatıyordu o da bu aralar yok, yakın zamanda dönmesi dileğimiz. Finale gelirsek, Sharapova her turnuva favori gösteriliyor burada, bu sefer finale kadar gelmiş ayıp etmesin kazansın artık.
Erkeklerde de Federer olmadığına göre Nadal da kazansın istemeyeceğime göre Murray kazansın istiyorum, artık geçsin o eşiği ve o da daha güçlü girsin yarışın içine. Artık Federer o yarıştan çekiliyor yeni isimler lazım.
 
Sharapova'nın servisinde bir istikrar olmamasının nedeni kendisini ameliyatlara sokan sağ omuzundaki sakatlık..
Arada boş geçen zamanın tek sebebi o sakatlık. Döndükten sonra bile uzun süre bandajla oynadı zaten..
Sağ eliyle servis atan bir tenisçi için sağ omuzundaki sakatlıktan daha rahatsız edici bir şey olamaz..
O çift hata hastalığı da o zaman başladı.. İstediği gibi servis atamadığı için çift hataya düşüyordu..
Bir süre sonra bu bir obsesyona dönüştü, artık ne zaman ilk servisi kaçırsa büyük baskı altına sokuyor kendini "yine mi " diye..

Çok uzun sürse de artık tamamen sağlıklı görünüyor.. Zaten kortta konsantre olma, maça asılma, direnme , inat etme konusunda 1 numaralı bayan tenisçiydi.. Müthiş müsabık ve asla yılmıyor, vazgeçmiyor.. Şimdi bir de kort dışındaki ilişkisinden kaynaklanan bir moral avantajı var sanırım.. Sasha Vujacic her yerde peşinde, hep beraberler.. Saha dışında mutlu birinin saha içinde de çok farklı etkileneceği muhakkak..

Tabii bir de WTA de yıllardır süren boşluk var.. Sharapova mevcut oyuncular içinde , potansiyeline göre Clijsters ile 1-2 olacak tek tenisçi. Ben artık Williams sisters bitti gözüyle bakıyorum.. Clijsters da son demler.. 2012 sonu bırakacağını söylemişti.. Kalanlar içinde Sharapovanın potansiyelinde kimse yok.. O yüzden yeniden gelecek ve 1 numaralı koltuğa oturacak.. Bunun için çok fazla beklemesine de gerek yok.. Wozniacki slamleri kötü oynadığı için koltuğu sağlama alamıyor, Clijsters zaten sakat ve kariyerinin sonunda.. Masha gelecek ve Us Open bittiğinde yeni 1 numara olacak..

Kvitova maçı da hiç kolay olmaz elbette.. Yalnız Kvitova'nın savunma tenisi konusunda ciddi zaafları var.. Sadece hücumda ve özellikle forehand kanadında etkinliği var, dolayısıyla forehandi çok keskinleşmiş durumda, işleyen demir parıldıyor.. Yalnız Masha hücum ederken Kvitova'nın nasıl cevap vereceği büyük soru işareti.. Bence Sharapova, şu formu ve morali ile geri düşse de Kvitova'ya maç bırakmaz, bırakmamalı.. Maçlara yavaş başlamayı alışkanlık edindiği için önden bir 2-3 oyun kaybediyor peşinen, sonra toparlıyor..
 
Sharapova'nın solak bir tenisçiyle maçını ilk kez izleyeceğim. Bakalım erkeklerde olduğu kadar sorun çıkaracaklar mı rakiplerine, gerçi Nadal gibi bir solak değil ama e bir dereceye kadar avantajlar dezavantajlar görünür.

Wimbledon ile ilgili bir belgesel izledim. Çok ilginç bilgiler var, tenisçilerin aralarda içtikleri "robson" marka içecek 70 li yıllardan kalmaymış. Mr. Robson, oyunculara "limon suyu, arpa suyu ve su" karışımıyla oluşturduğu bu içeceği içirebilmek için çok uğraşmış. Sonunda da başarmış. Yıllardır "robson" içecekleri dolapta hazır bekliyor.

1902'den beri aynı toplar (slazenger) kullanılıyormuş.

Tribünlerin çatısı öyle bir yapılmış ki sahadan başka bir yeri görmeniz mümkün değil. Üst sıralarından itibaren her hangi bir yerden maçı izliyorsanız, karşı tribünleri bile görmüyorsunuz. Sadece saha görünüyor.

Çok önceden bayanlarda etekler çok uzunmuş, ilk biri (ismini unuttum :) ) kendi dizaynı mini bir elbise ile katılınca çok tepki çekmiş, tenise erotizm bulaştı gibi sözler edilmiş ama sonradan çok benimsenmiş ve o bayan tenisçi bir sonraki turnuvada ne giyecek diye takip edilir olmuş. O günden sonra da bayanlar diz altı etek giymemiş.

2 hafta'da 54 bin 250 top kullanılıyormuş vek ullanılmış toplar 3’lü paketler halinde 2.5 sterlin karşılığında satılacakmış. (Maç esnasında kucağına gelen topu boşuna geri veriyorlarmış demek ki.)
 
Sharapova inşallah şampiyon olur da cebim dolar :D

Erkeklere gelince, gönlüm önceden de dediğim gibi Murray-Tsonga finali görmekten yanaydı. Ama final beklenildiği gibi Nadal-Djokovic oldu. Güzel bir maç bizleri bekliyor, kim kazanırsa kazansın beni ilgilendirmiyor. Tuttuğum bir tenisçi yok ikisi arasında
 
Nadal ve Djokovic finali.

Nadal yen şu Djokovic'i 47 yaptırma şu adama :).

Tsonga basit hataları yapmasan çok farklı olurdu be ama helal olsun sana !
 
Puanlama sistemi çok garip, adam her yıl şampiyon olsa bir başkası üzerine her yıl koyarak gelse seni geçiyor. İlginç...

Murray'a bir iki lafım var. Ben bu adamı traşsız görmedim nerdeyse, hep böyle -kirli sakal diyeceğim ama daha çok pis sakala benziyor- virane kılıklı bir görüntüde.

Tek tük sakalın çıkıyor, bir traş ol. Saçını sakalını bir hizaya sok. Biraz tertip düzen. Belki grand slam kazanmana yardımcı olur. :)
 
Murray cidden balonmuş. Bi kere de kazan be çocuk. Adanın lafta gözbebeği , işe gelince arazi. Döneminin Owen'ı gibi.
 
Bugün Masha için büyük gün.. Tüm o uzun sakatlıkların, korttan uzak kalan günlerin, çift hata yağmuruna şemsiye açamadığı maçların acısını çıkarma günü.. Herkesin bildiği ama bilmemezlikten geldiği, kendisinin bir Kournikova olmadığını, sadece bir güzel kız, sadece bir medya ikonu olmadığını bir kez daha ispatlama günü..

Akşama kadar evden çıkmıyoruz Masha.. Sen kupayı kaldır önce.
 
Bu sabah Aliya İzzetbegovic'i anlatan bir uzun bir belgesel izledim.. Hemen tüm sporları seven ve buna siyaseti çok karıştrmamayı tercih eden biri olarak normalde buraya bunları bile yazmamam gerekir ama öyle olmuyor..

Eğer 2 yıldır su akmıyor diye su sırasında elinde bidonla bekleyen 14 yaşındaki kıza ateş edebiliyorsan, BM yardımları ülkeye girmesin diye kamyonları bombalıyorsan, bizim mirasımız olan Mostar Köprüsünü, yüzlerce camiyi bombalıyorsan sen insan değilsin.. Tüm sırplar böyledir denemez elbet ama şu işareti veren bir sırpı desteklememizi de kimse beklemesin.

http://www.tennisnow.com/getattachm...0bab4/Is-Djokovic-a-Nazi.aspx?maxsidesize=300

İşte çetnik selamı..Bosna savaşını başlatan hepsi uzun sakallı sırp gerillalarının selamı.. Zamanında Kezman ce Sasha İliç'in de verdiği selam. Allah, baba ve oğul.. Üstün ırk sırplar (!).. Belgeselde sırpların esir aldıkları Bosnalıların serçe ve yüzük parmaklarını kestikleri ve bu üç parmakla yaşamaya mahkum edildikleri de anlatıyordu..

Dediğim gibi bunları spora karıştırmamak lazım.. O zaman Djokovic de bu selamı vermeyecek. Onbinlerce insanın kanının üzerine bu adamdan nefret etmek için benim kendi adıma çok nedenim var.. Sırrı Süreyya Önder demişti bir gün " faşizm çok ayıp bir şeydir ".. Ayıp kelimesi hafif kalır..Soykırım yapanların selamını alacak değiliz.

Biz Aliya İzzetbegoviclerin, Ömer Behmen ve arkadaşlarının yüzüne zaten bakamayacak durumdayız. Diyor ki " biz hep Türkler gelip bizi kurtaracak diye bekledik, sonra baktık gelen giden yok, direnişe başladık". Sabahki belgesel o acı günlerin üzerindeki külleri uçurup ateşi alevlendirdi..O zaman biz 10 lu yaşlarda çcocuktuk ve oturduk televizyondan izledik.. Devletimiz, hükümetimizle beraber.

Eğer Djokovic bunları gündeme getirmese belki aklımıza bile gelmez ama bizim Djokovic, Baghdatis gibi Türklüğe ve müslümanlığa düşmanlıklarını, spor sahalarında bile açık açık ifade etmekten çekinmeyen insanları sevecek, destekleyecek midemiz yok.. En azından benim yok.
 

Üst