KBL | Galatasaray 89-73 Fenerbahçe

Bu arada bu sonuçla çok fazla şey kazandık tabiki ama bence en önemli kazanım ligi ilk 4te bitirmeyi %99 garantilemiş olmak. Bu şekilde oynayabilirsek Agüyü de yenmemiz olağan olur. 3.bitirip EL Womena katılma yolunu açarız diye düşünüyorum
 
tebrikler cocuklar. buyuk bir is bence - insallah daha da basarili oluruz. yakin dogu ile mac yapmayalim yeter daha :)

Mehmet Bey iman gücüyle mi yendik? Nasıl oldu acaba, anlatırsanız çok seviniriz.

"Bütçenin karesi + taraftar sayısının karekökü - (üye sayısı / 3)" formülü mü işledi ne oldu? DDKV (Double Double Kristine Vitola) teorisi mi çalıştı bugün? Matematik anlatabiliyor mu galibiyeti?
 
17f9ab1fefff41219ea63e0a7ff1e2c8.jpeg

Galatasaray Kadın Basketbol Takımımızın Bilyoner.com Kadınlar Basketbol Ligi 24. hafta karşılaşmasında Fenerbahçe’yi 89-73 mağlup ettiği mücadele sonrası Başantrenörümüz Marina Maljkovic maç sonu basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Marina Maljkovic:
“Bu derbi galibiyeti bize nefes aldırdı. Yakın Doğu Üniversitesi ile bu sezon oynadığımız beş maçı da kaybettik ama EuroCup Women’da geldiğimiz sonuçtan memnunum. EuroCup’ta elendikten sonra bu maçı kazanmak bizim için çok önemliydi. Bu sene gerçekten kadromuzda büyük değişimler oldu. Genç oyuncular var, sene ortasında gelenler var… Böylesine zor bir maçı kazandığımız için çok onurlu ve mutluyum.
Buranın Galatasaray olduğunu oyuncularım ve ben hepimiz biliyoruz. Kadın basketbolunda bu sezon bizim için bir geçiş sezonu yaşanıyor ancak bu sezonu iyi geçirdiğimiz için çok mutluyum.
Fenerbahçe’yi yenmek çok zordu. Onlar EuroLeague Final Four takımı. Biz bu sezon her maça maç maç baktık. En üst yerde bitirebilmek için en iyisini yaptık. Oyuncularımı kutluyorum. Taraftarlarımıza da teşekkür ederim. Galatasaray’da olmaktan oyuncularım ve ben çok mutluyuz. Maç öncesinde Galatasaray – Fenerbahçe derbisinin kulüp için önemini biliyordum. Bu yüzden de galibiyetle ayrıldığımız için tüm Galatasaray ailesini tebrik ediyorum.”
Deniz Çolakoğlu:
“Maça çok iyi başladık. İlk yarıda geri de düştük ama iyi mücadele verdik ve maçı kazanmasını bildik. Farklı bir skorla kazanmak çok güzel. Şampiyonluk yarışında adımızın var olduğunu göstereceğiz. Play-Offlar’a iyi bir yerden girip finale kadar gitmek istiyoruz.”
 
Maçın ikinci yarısını izleyebildim, geriden gelip farkı 21'e kadar çıkardığımız o çok keyifli bölüm. Anderson'un harika performansı ile bu performansları standarda dökmüş Moriah Jefferson'u izlemesi büyük şanstı. Oyunculardan başlamışken takımımızın underrated parçası Masha'yı unutmayalım ve tabii bugün sonunda ribaund katkısı ile galibiyette pay sahibi olan Vitola. Deniz'e de değinelim, ilk olarak bu konuya Önder Abi dikkatimi çekmişti, bugün Furkan da twitter'da paylaşmış, Deniz yetenek açısından bu seviyenin oyuncusu olduğu soru işareti olsa da sahadayken hep takım daha iyi oynuyor. İlginç bir durum olsa da iyi coaching bu benim gözümde, takım sporlarında en iyi oyuncuları tahtaya alt alta yazmakla iyi takım olunmuyor, doğru parçaları birleştirmekle olunuyor.

Staff açısından bugüne çok özel hazırlanıldığı TV'den izlediğim bir yarıda bile kendini belli ediyordu. Sezon başından beri fazla fazla sahaya konulan enerji, müdale ve emek bugün farklı bir derbi galibiyeti ile taçlanması emektarlar adına beni mutlu etti. Lakin içinde bulunduğumuz şartlar altında bu başarının bu sezon için sürdürülebilir olması mümkün değil. Bu maçı Ergin Ataman'a laf sokmak için kullananlar, Marina Hoca'nın YDÜ maçı sonrası röportajını izleyebilirler. Kendi de içinde bulunduğu durum ve elindeki bütçeden rahatsızlığını dile getirdi. Aynı açıklamalarda, sadece tercüme olan kısma denk geldiğim için tam anlam veremediğim şekilde şu şekilde bir cümle kurdu; "Sezon çok kötü gitmiyor. Bizden Eurocup'ta gruptan çıkmamız, ligde ise kalmamız istendi." Sahiden ilginç bir istek, eğer bir tercüme hatası (veya benzer manaya gelebilecek yakın kelimeler yüzünden anlam bozulması) olmadıysa koca bir skandal var ortada. Koç tarafında değil, ondan bunu isteyenler için tabii ki.

Galatasaray'da 100 gr akıl kaldıysa, bunun 50'si Marina Maljkovic'te, 40'ı da Ergin Ataman'da. Buradaki konumuz Marina Maljkovic olduğu için oradan devam edelim. Eurocup'tan elenince sızlanmalar başladı. Anderson konusunda ben de yanlış yaptığını düşünsem de rasyonel bakışla öyle ya da böyle bu eşleşmeden çıkmamızın imkanı olmadığı belliydi. Kimse bu kadının sihirbaz olduğunu iddia etmedi. Elindeki imkanlarla en iyisini vadeden ve bunu Sırbıstan Milli Takımı ile 2 kez vura vura göstermiş kabileyetli, özel bir koç. "Haydi bize bir Eurocup, bir de gelirken şampiyonluk kap o zaman" demek için kulübümüzün de ona bir şeyler vermesi lazım. Kesinlikle sahip çıkılması gereken, şubenin anahtarı gönül rahatlığı ile teslim edilebilecek bir isim Marina Maljkovic. Galatasaray'ı seven kim varsa yönetimde bu kadın için elini taşın altına sokmak, kol kanat germek mecburiyetindedir. Biz taraftarlar da tabii.

Sahip çıkılması gereken bir diğer isim Moriah Jefferson. Resmen bir elmas gibi parlıyor takımda. Kadın basketbolunda biz alışkınız, ezeli rakipler, ülkeler, kıtalar arasında seyyah olan oyunculara ama bu kız yaşı da itibariyle uzun yıllar bırakılmaması gereken bir isim. Keşke bu branşta da sözleşmeler, kadro planlamaları futboldaki gibi olsa da şimdi ne alıyorsa +1 ekleyip 5 senelik sözleşme yapsak. Karikatürlerde, çizgi filmlerde üstün teknoloji robot çizimi vardır, Hani bir eliyle yemek karıştırır, öteki eliyle çocuğu besler, ayağının biriyle yerleri silerken ötekisiyle toz alır; işte öyle bir üstün teknoloji Moriah. Yvonne Anderson da bugün bu teknolojinin bir alt modeli gibiydi, umarım Avrupa pasaportu ayarlanıp onu elimizde tutarsak sınıf atlarız.

Işıl olsaydı bu maçı büyük ihtimalle kazanamazdık. Takımı inanılmaz yavaşlatıyor kendisi bu maçta da görmüş olduk. Jefferson ve Anderson ikilisiyle yağ gibi akıyoruz hücumlarda.

Afaki şeyler hakkında yorum yapmayı pek sevmesem de bence çok haksız bir yorum değil Yasin Yıldırım'ın yorumu. Işıl sahada olsa bugün için en iyi oyuncumuz Anderson'dan bu kadar faydalanamayacaktık öncelikle. Eh Işıl'ın ne vereceğini de kestiremiyoruz, farkın açıldığı dakikalarda takım arkadaşlarına, hakeme, başka bir şeye tutulup moral-motivasyona da zarar verebilirdi.

Işıl'ın basın tarafından hep kalkanı var, ben belki abartarak eleştiriyorum kimi zaman ama eleştiri iyidir, biraz "comfort zone" dışına çıkmak, gerçek dünyaya iniş yapmak iyi gelir herkese. Galatasaray bugün, rakibinin Parker'lı kadrosuyla F4 takımı olarak geldiği maçta farklı kazandı, Işıl yokken şampiyon da oldu 2 sene önce. Hayat bitmez ama Işıl giderse güç kaybederiz, bunu da görmek lazım o yüzden takımda kalmasını istiyorum eleştirsem de, ona da Sinan Güler'e de Galatasaray'ın kaptanı olarak yakışan sözleşmelerinde indirime gidip, bu görevlerine devam etmeleridir. Rakibimiz Birsel'e ne veriyor beni ilgilendirmiyor açıkçası, güçlü kadrolar kurmak için bu kulüp için önemli şeyler ifade eden oyuncuların fedakarlık yapmaları gerekiyor. Ne Galatasaray'ın kasası, ne de kaptanlarımızın mevcut performansları o derece kontratları karşılamıyor.

Ülke sporunda, benim için de, futbol varken başka bir branşın lokomotif olması imkansız elbette. Buna rağmen kadın basketbolu Galatasaray için hep özel bir şube olmuştur. Camiaya mutluluk, motivasyon kazandırdı çoğu zaman, bazen de bu bayrağı erkek basketbol şubesi ele aldı. Misal Fenerbahçe'de de bir dönem kadın voleybol, şimdilerde erkek basketbolu bu rolde. Bu sporlar önemli camialar için. Dediğim gibi kadın basketbolu, Sarayın Sultanları bizim için her zaman çok özel, derbilerde, lig tablolarında çok kötü bir sezon yaşarken yine yüzümüzü güldürdüler. Bizim için keyifli, takım için emeklerinin karşılığını aldıkları gururlu bir gün oldu. Bu sezon için umut duymak için hala karamsar olsa da son mermimize kadar teslim olmayacağımızı görmek sevindirdi. Az tüketip, çok yukarılara bayrağımızı diken Sarayın Sultanları'nı yine o seviyelerde görmek istiyoruz. Bu yüzden de Marina Maljkovic çok önemli bir isim ve de piranhaları.

Tebrikler Hanımlar!
 
Hayat bitmez ama Işıl giderse güç kaybederiz, bunu da görmek lazım o yüzden takımda kalmasını istiyorum eleştirsem de, ona da Sinan Güler'e de Galatasaray'ın kaptanı olarak yakışan sözleşmelerinde indirime gidip, bu görevlerine devam etmeleridir. Rakibimiz Birsel'e ne veriyor beni ilgilendirmiyor açıkçası, güçlü kadrolar kurmak için bu kulüp için önemli şeyler ifade eden oyuncuların fedakarlık yapmaları gerekiyor. Ne Galatasaray'ın kasası, ne de kaptanlarımızın mevcut performansları o derece kontratları karşılamıyor.

Umarım bugüne kadar yaptığı gibi "Sen Galatasaray'ın evladısın" yalanlarına inanıp yine saçma sapan bir kontrata imza atmayıp hak ettiğini ister. Bu kulüp senelerdir onun yaptığı fedakarlığı hak etmiyor çünkü. Artık 31 yaşına geldi ve biraz da para kazansın bir zahmet.
 
Umarım bugüne kadar yaptığı gibi "Sen Galatasaray'ın evladısın" yalanlarına inanıp yine saçma sapan bir kontrata imza atmayıp hak ettiğini ister. Bu kulüp senelerdir onun yaptığı fedakarlığı hak etmiyor çünkü. Artık 31 yaşına geldi ve biraz da para kazansın bir zahmet.

Vallahi Önder Bey, burası profesyonel spor sahnesi. Ne kulüpler için "evlat" var, ne de oyuncular için "yuva".
Galatasaray olmazsa Dinamo Kursk var. Herkes hak ettiğini kazanır, kimse için sorun olacağını sanmıyorum.
 
Umarım bugüne kadar yaptığı gibi "Sen Galatasaray'ın evladısın" yalanlarına inanıp yine saçma sapan bir kontrata imza atmayıp hak ettiğini ister. Bu kulüp senelerdir onun yaptığı fedakarlığı hak etmiyor çünkü. Artık 31 yaşına geldi ve biraz da para kazansın bir zahmet.

Zaten senelerdir Galatasaray'da en çok şikayet ettiğimiz konulardan biri bu değil mi? Geçmişi çok iyi o yüzden aldığı paralar helal olsun. Işıl'a karşı bir art niyetim kesinlikle yok. Zamanında çok fedakarlık yaptı, güzel bir karakteri var, iyi kaptanlık yapıyor ama şubeye verilen parayı ve oynadığı oyunu göz önüne koyarsak maaşında indirim istemek bence hiç haksız bir durum değil.
 
Zaten senelerdir Galatasaray'da en çok şikayet ettiğimiz konulardan biri bu değil mi? Geçmişi çok iyi o yüzden aldığı paralar helal olsun. Işıl'a karşı bir art niyetim kesinlikle yok. Zamanında çok fedakarlık yaptı, güzel bir karakteri var, iyi kaptanlık yapıyor ama şubeye verilen parayı ve oynadığı oyunu göz önüne koyarsak maaşında indirim istemek bence hiç haksız bir durum değil.

Duyan da milyon alıyor sanacak kardeşim maşallah.

Kadın takımına bu sene 11 milyon TL bütçe kullanılmış, öyle bir konusuyorsunuz ki bunun sanki yarısı Işıla gitmiş gibi. Başka takılacak, uğraşacak şey kalmadı galiba?
 
Son düzenleme:
Vallahi Önder Bey, burası profesyonel spor sahnesi. Ne kulüpler için "evlat" var, ne de oyuncular için "yuva".
Galatasaray olmazsa Dinamo Kursk var. Herkes hak ettiğini kazanır, kimse için sorun olacağını sanmıyorum.

Bence de bugüne kadar hiç hak ettiğini alamadığı için umarım daha fazlasını ister.
 
@Aras Kafkaslı; dediklerinize katılıyorum. Beğeni tuşum çalışmıyor maalesef, alıntı da yapmak istemedim uzun bir yazı için. Ydü eşleşmesinde Anderson olsaydı finale %100 kalırdık diye bir şey söylemedim burda Önder Abi öyle bir şey demişim gibi bir algı yaratmıştı. Belki cümleyi yanlış ifade ettiğim için öyle yazmıştır. Ama en azından ilk maçı kazanacağımızı düşünüyordum. İkinci maçta da zaten diferansın etkisiyle kafadan yenik başladık.

Işıl konusunda da fikirlerim belli. Bu forumdan önce gscforum'da yazıyordum. Ondan önce yine twitter'da vs. sosyal mecralarda yazıyordum. Işıl çok yetenekli bir oyuncu değil, buralara kadar geldiyse fanatik Galatasaraylı olmasından ve mücadeleci kimliği olmasından mütevellittir. 13/14 sezonunda performans çıtasını zirveye çıkarmıştır, 3 kupa alırken de hakkını her yerde verdim. 2014'te Ankara'daki TR Kupası finalinde de fotoğraf çekilmişliğimiz vardır. Yani benim niye nefretim olsun, böyle bir karakterde değilim. Ondan önce basketbolun Sabrisi deniliyordu, doğrudur katılıyorum da. Esmeral-Nevriye-Birsel zamanlarında bomboşken airball'lar atan bir oyuncuydu. Evet zamanla kendisini geliştirdi özellikle Ekrem hocayla birlikte. Ama yetenek geliştirilmiyor işte. Sabri de büyük Galatasaraylı, her maç deli dana gibi koşar, mücadele eder ama yetenek var mı yok. Bunu söyledik diye fenerli oluyormuşuz burdan öğrendim. Son 2 sezondur Işıl maalesef Ekrem hocanın Işıl'ı değil, Kursk'taki sezonu pek takip edemedim ama rotasyon oyuncusu deniliyordu o zamanlar. Onu da hesaba katarsak 3 sezondur bitik bir Işıl var. Doğruya doğru demek lazım. Sinan da bu sezon özelinde tek başına takımı batırdığı maçlar da oldu, eleştirimizi de yaptık. Ergin hoca da bu takıma kupalar kazandırmıştır ama batırdığı sezonlar var. Şimdi geçmişte iyi diye bu sezonki kötü performanslarını yok mu sayalım? Ben duygusal değilim bu tip konularda, daha çok profesyonel ve mantıken bakıyorum.

Bu arada her şey bütçe değil, 1,5 m TL'lik takım bu sezon destan yazdı. Bu sezonu kupasız tamamlasak bile unutamadığım sezonlardan biri olacak. Bir kez daha hocayı ve oyuncuları tebrik ediyorum. Yönetimi de istifaya davet ediyorum. Bu takım Cavanda'nın yarı fiyatına kuruldu, başka da sözüm yok.
 
Bu arada her şey bütçe değil, 1,5 m TL'lik takım bu sezon destan yazdı. Bu sezonu kupasız tamamlasak bile unutamadığım sezonlardan biri olacak. Bir kez daha hocayı ve oyuncuları tebrik ediyorum. Yönetimi de istifaya davet ediyorum. Bu takım Cavanda'nın yarı fiyatına kuruldu, başka da sözüm yok.

Hangi 1.5 Milyon TL kardeşim? Hayır madem bilmiyorsunuz daha birkaç gün önce kongre yapıldı bütün gelir gider tabloları açıklandı oradan takip etseydiniz. Allah aşkına bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayın artık, azcık araştırın!

m326py.png
 
Önder abi 11 milyon kullanılmış ama biliyoruz ki bunun hepsi transfer ve maaş bütçesi değil. Her türlü gider buna dahil. Dolara vurduğumuz zaman 3 milyon dolar yapıyor ki geçmiş dönemlerde bunun en az 2, 3 katını harcıyorduk. Benim derdim Işıl ya da başka biriyle değil. Geçmişte yapılan bir sürü mali hata sonrası bu takıma yapılan muamele asıl sorun. Yoksa Işıl ya da başkasına böyle sözleşme önerildiği zaman bu bana fazla düşürün bunu diyecek hali yok. Zaten bildiğim kadarıyla bir sene daha sözleşmesi var. Ama yaşı da gittikçe ilerliyor ve oynadığı oyunun etkinliği de gittikçe düşüyor. Bunları da göz önüne almamız lazım.
 
Önder abi 11 milyon kullanılmış ama biliyoruz ki bunun hepsi transfer ve maaş bütçesi değil. Her türlü gider buna dahil. Dolara vurduğumuz zaman 3 milyon dolar yapıyor ki geçmiş dönemlerde bunun en az 2, 3 katını harcıyorduk. Benim derdim Işıl ya da başka biriyle değil. Geçmişte yapılan bir sürü mali hata sonrası bu takıma yapılan muamele asıl sorun. Yoksa Işıl ya da başkasına böyle sözleşme önerildiği zaman bu bana fazla düşürün bunu diyecek hali yok. Zaten bildiğim kadarıyla bir sene daha sözleşmesi var. Ama yaşı da gittikçe ilerliyor ve oynadığı oyunun etkinliği de gittikçe düşüyor. Bunları da göz önüne almamız lazım.

Kimin ne kadar aldığını biliyorsan yaz tartışalım, böyle bilip bilmeden sallamakla olmuyor bu işler.
 
Kimin ne kadar aldığını biliyorsan yaz tartışalım, böyle bilip bilmeden sallamakla olmuyor bu işler.

Abi senin verdiğin rakamlar üzerinden böyle bir yorumda bulundum ki haksız da sayılmam. O tabloda erkek takımının bütçesi de 12.500.000 dolar gözüküyor ama biliyoruz ki bütçe 6 milyondu. Hadi taş çatlasın 7 olsun o. Yani bu paranın hepsine maaş ya da transfer bütçesi demek yanlış. Işıl da bildiğim kadarıyla 300 gibi bir rakam alıyor. Takımın maaş bütçesini de göz önüne alırsak en çok kazanan da odur. Bunu öngörmek ya da bilmek için müneccim olmak gerekmiyor.
 
Maçı iman gücüyle mi yoksa sahada sporcularımızın güzel ve mücadeleci oyunuyla mı kazandık? Oynayan ya da oynamayan her oyuncumuzu kastediyorum.

Taraftarın kazanma inancını kimse elinden alamaz. Eğer siz inanmazsanız, kendi basketbolcunuz bile sosyal medyadan cevabı "şlak" diye suratınıza çarpar.

Bazı şeyleri bilmek için ekonomist olmaya gerek yok. Ekonomistler keşke bu kulübe daha teknik yardımlarda bulunsalar. Zira ben taraftarım ekonomist değil.

Bu takımın yapabileceği yapamayacağı şeyler var diye Galatasaray'ın armasının olduğu yerde hava atışı yapılmadan maçı kaybetme mantığının izahı yok. Ben taraftar olarak bütçeyle çok ilgilenmek zorunda değilim. Bu takım büyük maç kapsamındaki maçlardan en az birini kazanmalı. Diğer maçları da kazanabilirdi. Koç tercihi, seyirci baskısı, oyuncuların bireysel performansları, hakem hataları vs. bunda etkili oldu.

Vitola ribaunda müthiş katkı verdi, Deniz'in 2, Cansu'nun 3 tane üçlüğü bize maçı getiren kilit faktörler. Bunu artıracak formülleri bulmalıyız. Bu katkılar gelebilirdi her maçta. Ama biz zaten bütçemiz yok diye bunları önemsememe yolunu seçtik.

Bugün bu takım, onlara inananları ödüllendirdi. Bütçeci, Anderson olsa ne olacakmışçı taraftarlarımız için kötü bir gün. Bu galibiyeti tesadüf diye mi açıklayabilirler, onu da bilmiyorum.

Benim formülüm mücadele, kazanma hırsı, kazanacağına inanma ve çalışma, çalışma, çalışma... Unutulmasın inanırsanız kazanmak için bir şansınız olabilir, ama inanmazsanız zaten hep kaybeder ve sizin gibi neden aramakla meşgul olursunuz. Tekrar ediyorum, bugün kazanmaya inananların günü oldu, zafer inananların olmaya da devam edecek!
 

Üst