Koskoca kulüp kazandığı her Fener maçından sonra Fener Ağlama çalarken ligde takımı bulunan en ufak şehirlerden birinin takımında oynayan, yılın 40 haftası çoğu maçta tam dolmayan 3000 kişilik salonda kendini kanıtlamaya çalışan ve 27 yaşında hayatının en önemli kupasını kazanan adamın da bir zahmet galibiyet sarhoşluğu yaşamasını mazur görelim. Şunu Fener'e karşı yapsa bu sefer de Fenerliler küfür eder, Galatasaraylılar alkışlardı. Asıl sorulması gereken soru arada az buz değil, müthiş bir bütçe, teçhizat ve destek farkı varken Banvit gibi bir kulübün nasıl olup da ligin en değerli 5 takımından 3'ünü 4 günde yenip kupa kazanabildiği. Diğerlerinin sorunu kendilerini bağlar. Beşiktaş'la Banvit arasında kadro olarak uçurum yok, Efes'le ise büyük ihtimal biz oynasak biz de kazanırdık. Ama bu takımın en verimsiz adamı Theodore'un, Orelik'in ömrü hayatı boyunca göremeyebileceği kalibrede maçlar oynamışken nasıl olur da bu kadar gamsız, hedefsiz ve yüreksiz olurlar anlayamıyorum. Banvit resmen bizi döve döve kazandı o maçı. Emir'in kural hatası kıyısında bir kararla 2 sayısı yeniyor itiraz yok, rakip 2 üçlüğü panyadan atıyor isyan yok, maçtan sonra olay oluyor tepki yok, koçta ar, yüz yok ki hala çıkıp Banvit'i çözemediklerini anlatıyor. Sanki aynı takıma yıl içinde kendisini 2 kez rezil etmemiş, maçın sonunu Theodore'un domine edeceğini kestirememiş ve takımını kafa veya taktik olarak maça hazırlamaktan bihaber olduğunu idrak edememiş gibi.
İşin özü Theodore'un -elin takımının bir oyuncusu- şu yaptığını Galatasaray'a bir saygısızlık olarak ediyorsak sene başından beri kenarda oturan veya sahada oynayan oyuncularımızın ve teknik ekibimizin, kulübümüz adına yaptıklarını nasıl yorumlamalıyız bilemiyorum. Tüm karakterini, hırsını, yeteneğini ortaya koyup yokluktan bir kupa çıkartan adam mı yaptığı işe saygılıdır, yoksa mücadeleden kaçan, takımdaşlıktan uzak oyuncular ve 3 katı altı bütçesindeki takımın tek yıldız oyuncusuna 6 aydır çare bulamayan büyük koç mu? Theodore'u sevmiyorum, Karşıyaka'da izlediğim Dixon kalibresinde bir oyuncu olarak da görmüyorum ama karakter anlamında Galatasaray'da görmek istediğim tipte oyunculardan biri olduğunu söyleyebilirim. Vidmar, Orelik, Datome, Udoh, Derrick Brown, Stimac gibi. Mccollum, Lasme, Shipp, Jamon, N'dong gibi. Bugün sahip olduğumuz oyuncular isterlerse işlerinde en iyileri olsun, en değme Galatasaray düşmanı kadar üstlerindeki formaya saygıları olduğuna inanmıyorum. Rakipler bizi yendiklerinde ekstra sevinç ve gurur gösteriyorlarsa bu Galatasaray'ın büyüklüğüyle ilgili bir durumdur. Peki bu forma altında mücadele etme şansı bulup rezil bir şekilde harcayan maaşlı çalışanlarımıza ne demeli?