Theodore sadece kendi maçında olan görüntüler üzerinden değil Fenerbahçe taraftarının attığı görüntüler üzerinden de Gökseninle dalga geçmeye çalışıyor. Bunu Fenerbahçeli bir oyuncuya yapsaydı yine karakteriyle alakalı sorunları olduğunu ve bu şekilde prim yapmaya çalıştığını yazardım. Kendisinin maçımızdan sonra taraftarımıza küfürler savurması da çok hoş bir tavır olmasa gerek. İstediğin kadar iyi basketbolcu ol yetenekli ol, karakter konusunda sıkıntıların varsa hep o şekilde hatırlanırsın. Ekpe Udoh diye örnek bir sporcu da var hem mükemmel insan hem mükemmel sporcu. Bir de Theodore gibi sporcular var. Ayrıca ben bir üst seviyede başarılı olamayacağını düşünüyorum, şutu yok drive ederek oynuyor. Euroligte buna pek müsaade etmezler, öyle dilediği gibi her topu da kullanamaz
2016/2017 Transfer Dönemi ve Kadro Yapılanması
- Konbuyu başlatan GSbasket.Org
- Başlangıç tarihi
Nereye yazacağımı kestiremedim, yeni başlık açmak da istemedi. Yöneticilerimiz uygun görürlerse yerini değiştirebilir veya başlık hâline getirebilirler.
Sorularım:
1.Gelecek sezon için yönetim/Ataman tarafından koç tercihi/takım tercihi hakkında bir çalışma yapılmaya başlanmış mıdır?
2.Muhtemel bir ayrılık sonrası boşta Türk koçlardan hangisi bizi olmak istediğimiz seviyeye çıkarabilir, yönetim içinde kariyerli (herkesin tanıdığı bir kaç isim hariç) ve/veya umut vadeden yabancı koç adı bilen duyan biri var mıdır?
3.Ölümü gösterip sıtmaya (Özyer,Mincinözlü-Ataman gibi) razı etmeye çalışır mı bu yönetim/koç?
4.Muhtemelen bütçe düşecek, bu duruda örneğin Tibor'u tutmak veya yıldız seviyesinde birini getirmek çoook zor. Bir mucize yaratamazsak seneye EL de hayal. Beşiktaş'tan 3 kupalı sezon sonu maddi destek beklentileri yerine getirilmediğini söyleyerek bırakan Ataman'ı daha da düşecek bütçe ile görür müyüz seneye?
Yorumum:
Ben ne yönetimden ne de koçtan ayrılma kararı beklemiyorum, sonuçta biri erkek basketbolunda tüm yükü sırtında atıp bir başarı yakalandığında mutlu aile fotosunda yer almaktan diğeri de istediğini yapabildiği bir ortamdan daha iyisini bulamadığı sürece (bence ikisi de şu ortamda bulamaz) ayrılmayı düşünmez.
Önerim:
Yıllar önce daha ayrıntılı yazmıştım ama tekrarlıyacağım. Bizim yapmamız gereken biraz uzun vadeli ve mevcut kulüp yapısında imkânsıza yakın ama "futbol kulübü" ve diğer branşlar mesele "Galatasaray Olimpik Sporlar Kulübü" şeklinde aynı tarihe, aynı taraftara, aynı ambleme ama farklı üye ve yapılanmaya sahip olan iki kulüp hâline gelmektir. Örneğin Real ve Barça aynı başkan/yönetimk kurulu altındaki farklı ve bağımsız uzman/profesyonel yöneticiler tarafından yönetiliyor. Olympiakos'un futbol yönetimi farklı diğer branşlar ise farklı yönetime sahiptir; basketbol takımı bir büyük zengin taraftar, sutopu takımı ise taraftar kolektifi tarafından yönetilir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün ama hem futbol hem de basketbolda iddialı oldukları için bu kulüpleri örnek verdim. Amblemi aynı derken de futbol takımının göğsünde bile 1905'li ambleme bin bir nazla (gazete haberlerinden okuduğum kadarı ile) izin veren muhterem abi(ler)nin "yeni kulüp aynı amblem" fikrine ne diyeceğini tahmin etmek zor değil ama yine de birinin doğru yanlış bir öneri sunması gerekli artık; hatta çok geç kaldık. Başka liselerden mezun zencilere kapalı olan futbol kulübü futbolseven/bilen (görünen aslında ne seviyorlar ne de biliyorlar) tarafından yönetilsin; kendini ari ırk görenlerin anlayışının aksine olimpik kulüp tüm gönülverenlere açık olur. Bunu yapmadığımız sürece bir zengin sahip çıksın, bir büyük sponsor gelsin (büyük sponsor beklemekten küçük ama sadık çok sayıda sponsor da bulamıyoruz, örneğin Fransız veya İtalyan kulüplerde formanın rengi görünmüyor küçük sponsor logolarından) diye bekler dururuz.
Bu arada lafım kendisini kulübün sahibi gören, liseliler ve diğerleri ayrımını gözümüze sokan küçük ama sesi gür çıkan menfaatçi lisecileredir.
Sorularım:
1.Gelecek sezon için yönetim/Ataman tarafından koç tercihi/takım tercihi hakkında bir çalışma yapılmaya başlanmış mıdır?
2.Muhtemel bir ayrılık sonrası boşta Türk koçlardan hangisi bizi olmak istediğimiz seviyeye çıkarabilir, yönetim içinde kariyerli (herkesin tanıdığı bir kaç isim hariç) ve/veya umut vadeden yabancı koç adı bilen duyan biri var mıdır?
3.Ölümü gösterip sıtmaya (Özyer,Mincinözlü-Ataman gibi) razı etmeye çalışır mı bu yönetim/koç?
4.Muhtemelen bütçe düşecek, bu duruda örneğin Tibor'u tutmak veya yıldız seviyesinde birini getirmek çoook zor. Bir mucize yaratamazsak seneye EL de hayal. Beşiktaş'tan 3 kupalı sezon sonu maddi destek beklentileri yerine getirilmediğini söyleyerek bırakan Ataman'ı daha da düşecek bütçe ile görür müyüz seneye?
Yorumum:
Ben ne yönetimden ne de koçtan ayrılma kararı beklemiyorum, sonuçta biri erkek basketbolunda tüm yükü sırtında atıp bir başarı yakalandığında mutlu aile fotosunda yer almaktan diğeri de istediğini yapabildiği bir ortamdan daha iyisini bulamadığı sürece (bence ikisi de şu ortamda bulamaz) ayrılmayı düşünmez.
Önerim:
Yıllar önce daha ayrıntılı yazmıştım ama tekrarlıyacağım. Bizim yapmamız gereken biraz uzun vadeli ve mevcut kulüp yapısında imkânsıza yakın ama "futbol kulübü" ve diğer branşlar mesele "Galatasaray Olimpik Sporlar Kulübü" şeklinde aynı tarihe, aynı taraftara, aynı ambleme ama farklı üye ve yapılanmaya sahip olan iki kulüp hâline gelmektir. Örneğin Real ve Barça aynı başkan/yönetimk kurulu altındaki farklı ve bağımsız uzman/profesyonel yöneticiler tarafından yönetiliyor. Olympiakos'un futbol yönetimi farklı diğer branşlar ise farklı yönetime sahiptir; basketbol takımı bir büyük zengin taraftar, sutopu takımı ise taraftar kolektifi tarafından yönetilir. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün ama hem futbol hem de basketbolda iddialı oldukları için bu kulüpleri örnek verdim. Amblemi aynı derken de futbol takımının göğsünde bile 1905'li ambleme bin bir nazla (gazete haberlerinden okuduğum kadarı ile) izin veren muhterem abi(ler)nin "yeni kulüp aynı amblem" fikrine ne diyeceğini tahmin etmek zor değil ama yine de birinin doğru yanlış bir öneri sunması gerekli artık; hatta çok geç kaldık. Başka liselerden mezun zencilere kapalı olan futbol kulübü futbolseven/bilen (görünen aslında ne seviyorlar ne de biliyorlar) tarafından yönetilsin; kendini ari ırk görenlerin anlayışının aksine olimpik kulüp tüm gönülverenlere açık olur. Bunu yapmadığımız sürece bir zengin sahip çıksın, bir büyük sponsor gelsin (büyük sponsor beklemekten küçük ama sadık çok sayıda sponsor da bulamıyoruz, örneğin Fransız veya İtalyan kulüplerde formanın rengi görünmüyor küçük sponsor logolarından) diye bekler dururuz.
Bu arada lafım kendisini kulübün sahibi gören, liseliler ve diğerleri ayrımını gözümüze sokan küçük ama sesi gür çıkan menfaatçi lisecileredir.
Tyus yerine Lasme olsaydı, theodore bir çok kez şapkayı yerdi kafasına. Pleis sahadayken ne hale geldiği ortada. Ayrıca savunma noktasında ciddi defoları var, tabiri caizse küçük takımın büyük oyuncusu bence. Şut istikrarı olmaya bu fizikte bir oyuncu ancak eurocup seviyesinde kalır. Karakter meselesi çok önemli değil, lakin bence esas sıkıntı çok zeki olmaması. Seneye bu ligde bence onu alıcak en iyi takım biz olabiliriz. Fenev dixon ile 2 senelik yeni kontrat yapmışken bunun hala ordan yol yapmaya çalışması aptallığını gösteriyor. 23 yaşında olsa anlarım ama 27 yaşında olup vede türkiye'de daha önce 2 sene oynamış bir adamın taraftar dinamiklerini daha iyi analiz edebilmesi gerek.
Son olarak şunu dicem, bize gelen russ smith bundan 2 gömlek iyi oyuncu. Yani olay theodore falan değil. Bence bizim esas almamız gereken kişi koç Filipovski. Theodore tarzı bi dünya guard var piyasada.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Son olarak şunu dicem, bize gelen russ smith bundan 2 gömlek iyi oyuncu. Yani olay theodore falan değil. Bence bizim esas almamız gereken kişi koç Filipovski. Theodore tarzı bi dünya guard var piyasada.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Bora
0
Jordan Theodore'un üst seviyede başarılı olamayacağını iddia etmek, biraz ezberden konuşmak oluyor. Üst seviyeden kasıt EL takımları ise, oyuncunun bu sezon ligdeki EL takımlarına karşı performansı ortada:
Darüşşafaka: 32 sayı, 6 asist
Galatasaray: 32 sayı, 9 asist
Efes : 24 sayı, 6 asist
Fenerbahçe : 11 sayı, 4 asist
Darüşşafaka: 17 sayı, 8 asist
Galatasaray: 19 sayı, 5 asist
Tek eksi noktası 3,2'lik top kaybı ortalaması, ki o da bu kadar çok top kullanan bir guard için normaldir.
Bobby Dixon Fener'e giderken de, orada başarılı olamayacağını söyleyen, hatta sokak basketbolcusu olduğunu iddia edenler vardı. Adam iki senedir takımın en verimli kısa oyuncusu oldu. 34 yaşında iki senelik sözleşme kaptı.
Türkiye Ligi sertlik bakımından Euroleague'den aşağı değil. Bu ligde kendini ispat eden her oyuncu, EL takımlarında oynayabilir.
Darüşşafaka: 32 sayı, 6 asist
Galatasaray: 32 sayı, 9 asist
Efes : 24 sayı, 6 asist
Fenerbahçe : 11 sayı, 4 asist
Darüşşafaka: 17 sayı, 8 asist
Galatasaray: 19 sayı, 5 asist
Tek eksi noktası 3,2'lik top kaybı ortalaması, ki o da bu kadar çok top kullanan bir guard için normaldir.
Bobby Dixon Fener'e giderken de, orada başarılı olamayacağını söyleyen, hatta sokak basketbolcusu olduğunu iddia edenler vardı. Adam iki senedir takımın en verimli kısa oyuncusu oldu. 34 yaşında iki senelik sözleşme kaptı.
Türkiye Ligi sertlik bakımından Euroleague'den aşağı değil. Bu ligde kendini ispat eden her oyuncu, EL takımlarında oynayabilir.
Faul çizgisinden airball atan Russ'la Thedore karşılaştırılmasın bir zahmet ya. Adam kendini ispatlamak için daha ne yapacak?
Thedore'dan önce "Sasa Filipovic" i yoklamak lazım önümüzdeki sene için bence.
Faul çizgisinden airball atan russ'ı sezon başında flipovski'ye ver, theodore'uda bizim şu kadroya guard olarak al, tam tersi konuşuluyor olurdu 2 oyuncu içinde... Russ Smith önemli bir oyuncu idi kolej kariyeri boyunca, 2015 yaz liginin en iyi oyuncusu idi, Theodore dediğin adam daha önce 2 takımı küme düşürttü bu ligde... Bandırma'daki Bjk maçında nasıl dağıldığını net hatırlıyorum.
Olay oyuncuda değil oynatanda. Dixon obra ile nasıl oynuyor, bir de gecen yaz milli takımda nasıl oynadı????
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Dixon, Ufuk Sarıca ile şampiyon olup kendini gösterdi Obra ile değil.
Russ, o berbat fiziği ve oyun zekasıyla en fazla Nbdl'de oynar. Summer League'leri zaten kimse ciddiye almıyor, yoksa zamanında Daye de oralarda çılgın atıyordu. Savunmanın s'si yapılmıyor orada.
Thedore nasıl bir takımı küme düşürmüş oluyor? Oynadığı takım playoff yapacaktı da Thedore takımı sabote mi etti?
Ben obra ile şampiyon oldu demedim ama onunla elit oyuncu oldu, geçen sene final four da final oynayan takımın guard'ı dixon ile yazın ataman'nın milli takımındaki guard dixon arasındaki farkı belirttim. Theodore nasıl senin dediğin gibi tek başına küme düşürmediyse, banvit'ide tek başına taşımıyor.
Neyse sen haklı ben haklı olayına girmicem, sana göre theodore iyidir bana göre russ, zaten bu benim ilk yazımda bu iyi oyuncu kısmı detay sadece, önemli olan koç becerisi, onu belirttim iki örnektede.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
Koç farkı ayan beyan ortada zaten de, Russ için Jordan'ın iki gömlek üstü demek ne kadar gerçekçi?
Banvit, takım olarak kesinlikle iyi oynuyor ve sene başından beri keyifle takip ediyorum fakat kırılma anlarında hep Jordan var. Bu seneki Banvit Jordan'ın takımı. Banvit'le oynadığımız ilk maçımızdan sonra Filipovski Jordan için; "Çok iyi oynadı fakat bizim icin önemli olan bunu sezona yayabilmesi" demişti. Keza Jordan bunu çok da başarılı bir şekilde gerçekleştirdi
Dostum, şimdi çok bariz yetenekler veya yeteneksizler dışında oyuncuyu beğenmek bence subjektif bir durum. Tabi ki şu anki haliyle jordan theodore, russ smith'ten daha iyi durumda, ama aynı theodor'u mersin'de ve antalya'da kafası kesik tavuk gibi nasıl oynadığını, savunmada nasıl kara delik olduğunu gayet net hatırlıyorum.
Russ öyle veya böyle abd'de kendini basketbol olarak bir noktaya getirmiş bir adamdı, bence kolej kariyeri falan baya etkikeyeci idi. Yaz ligi noktasında haklı olduğun taraflar var ama o kadar da tırışka değil orda ki basketbol, sonuçta kontrat kapmak için yapılan bir organizasyon.
Ama daha önce de yazdım senin fikrine saygılıyım, fakat russ'ı göremedik bi türlü. Adam bi haftada euroleague in en iyi oyunculuğundan, bi hafta sonra ahlaksız bir sporcu ithamına uğradı. Adam sahada ne kendi yaptığının ne takımın ne yaptığının nede ataman'nın ne istediğini anlayamadı. Çorba gibi takımda allak bullak oldu.
Neyse sonuçta şöyle düzeltme yapayım, bence russ, theodore veya dixon, bunlar bazı özel yetenekleri olan bireysel adamlar ve kişiye göre hangisi daha iyi değişir. Burda önemli olan koçun bu adamları doğru sistem içinde kullanması.
Tapatalk kullanarak iPhone aracılığıyla gönderildi
theodore ciddi anlamda maç kazanma karakteri olan bir adam o yüzden herkes gibi bende bizim takım için gözüme kestirmiştim fakat ta ki twitter daki yapıtğı o karaktersiz tutumuna kadar.. zaten türk vatandaşlığınada geçicek heralde gözünü fener e kestirmiş umarım fenere gider , tencere kapağını bulur..
Yukarıda da bahsedilmiş.
Banvit'ten biri alınacaksa Filipovski olsun o isim.
Basketbolcu alınacaksa oda Tolga Geçim olmalıdır...
Banvit'ten biri alınacaksa Filipovski olsun o isim.
Basketbolcu alınacaksa oda Tolga Geçim olmalıdır...
Ataman basın toplantısında sezonun geri kalanı için transfer düşünmüyoruz demiş ama fikri değişirse Huertas serbest bırakılmış ya da bırakılma ihtimali varmış sanırım.
Yeterince rezil etti zaten.
Alacağı guard da Fitipaldo gibi olur muhtemelen zaten.
İyi karar...
Türkçesi nedir ?