2016/2017 Yeni Kadro Yapısı ve Hazırlık Dönemi

9+can sinan göksenin orhan ve ege
6 yabancı 6 yerli yapmamız gerekir lig icin (yabancıdan yana sıkıntımız yokta sanki iyi bir yerlide eksik kaldık )
canın yerine kenan olsa bir nebze iyiydi (kenanın kıl olduğunu düşünsemde )
ve çok renkdaşımız yazdığı gibi ucan kacan iyi bir savumacıatlet kısa eksiğimiz oldugunu düşünüyorum( blake+diebler biraz fazla oldu )
 
Son Eurocup şampiyonu Galatasaray Odeabank, bu sezon ülkemizi Euroleague'de temsil edecek 4 takımdan biri.
Bütçesini arttırıp kadrosunu önemli takviyelerle güçlendiren Galatasaray'ın bu sezonki hedeflerini takımın başantrenörü Ergin Ataman Vatan Gazetesin'den Merve Toy'a anlattı.

Başarı çıtasını en yukarıya koyan tecrübeli koç Ergin Ataman bakın neler söyledi:

Bu sezon Euroleague'de oynayacaksınız. Nasıl bir Galatasaray izleyeceğiz?

"Euroleague zaten zor bir ligdi ama değişen formatla takımların en güçlüleri kaldı. Ligi de eklersek bu sene 70-80 civarı maç yapacağız.
Heyecan verici bir sezon olacak. Yeni statüde kolay rakip yok. Her takım final-four için kadro kuruyor. Biz de geniş bir kadroyla çalışmalara başladık."

Sizin her zaman iddialı hedefler verdiğinizi biliyoruz. Geçen sezon da şampiyonluktan bahsetmiştiniz. Bu sezon adına hedefiniz nedir?

"Sezona başladığımızda takımımın oynadığı basketbolu ve inancı gördükten sonra şampiyonluğa dair iddiamızı dile getirmiştim.
Bu sezon da inşallah bu kadro bana aynı şeyleri söyleme inancı verir. Taraftar da şampiyonluk istiyor."

Final-four'da istiyorlar şüphesiz ki...

"Bizi final-four kesmez. Biz kupalara alışkın takımız. Galatasaray, Avrupa'da en çok kupa kazanan takım. Biz nerede oynuyorsak, o kupayı almak için oynar ve mücadele ederiz.
Bu sene de inşallah takımım bana ve taraftarımıza bu sevinci yaşatacak inancı ve performansı ortaya koyacak."

'BÜTÇE 9 MİLYON DOLAR'

Bu sezon için kurduğunuz kadroyu ne seviyede değerlendirebiliriz?

Geçen sene Eurocup şampiyonu olan Galatasaray takımı büyük heyecan yarattı. Yönetim de bunu gözardı etmeyip bütçeyi %50 arttırdı. Geçen yıl 6 milyon dolar olan bütçemiz bu sezon 9 milyon dolar.
Şu ana dek 8.5 harcadık. Anadolu Efes, Fenerbahçe, Darüşşafaka, CSKA, Barcelona gibi takımlarla kıyaslarsanız bütçemiz düşük gibi görünebilir ama hedefimize ulaşmak adına yeterli görüyorum.

Final Four'da geçen sene Fenerbahçe ve CSKA gibi dev bütçeli takımlar vardı ama aynı zamanda Caja Laboral gibi daha mütevazı bütçeli, Lokomotiv Kuban gibi ortanın biraz üzerinde bütçeli takımlar da vardı.
Burada önemli olan kadro seçimini iyi yapmak. Geniş bir kadro kurduk. Dengeli bir takım yarattık. Bana göre iddialı bir kadromuz var. Oyuncularımız çok tecrübeli."

'Obradovic'in bütçesi bende hiç olmadı'

"Ergin Ataman-Obradovic mukayesesi devam eder. Önemli olan fair-play ruhu içinde olması."

Taraftarlar sizi her zaman Obradovic'le kıyasladı. Bu sezon Velimir Perasovic ve David Blatt de geldi. Bu mukayeseler artacak. Sizin bu kıyaslamalarla ilgili düşünceniz nedir?

"Obradovic Avrupa'nın en kariyerli, en başarılı antrenörü. Onunla mukayese edilmek gurur verici. Ivkovic ya da başka bir antrenörle değil, Obradovic'le kıyaslıyorlar hep.
Benim elimde hiçbir zaman Obradovic'in elinde olan kadrolar ya da bütçeler olmadı. İkili düello olarak bakılırsa da Obradovic'in bir üstünlüğü var ama yüzde 60'a 40'tır herhalde oran.
Bu da beni daha da motive ediyor.

Bu sezon Blatt ve Perasovic de var. Ufuk Sarıca da Beşiktaş'a geldi. Yani bu sezon oyuncular arasında olduğu kadar antrenörler arasında da kıyasıya bir mücadele var.
Ama yine tabii Fenerbahçe-Galatasaray rekabetinden dolayı Ergin Ataman-Obradovic mukayesesi devam eder. Önemli olan fair-play ruhu içinde olması. Bunlar güzel şeyler."

Milli Takım'ın koçu olmak istiyorum'

"Federasyon başkanımız Harun Erdenay'la konuştuk. Kendisi de ben de Milli Takım'da istikrarın devam etmesini istiyoruz."

Milli Takım'daki belirsizlik sürüyor mu? Federasyon ve Ergin Ataman arasında nasıl bir yol haritası çizildi?

Federasyonbaşkanımız Harun Erdenay'la konuştuk. Başkan da ben de istikrarın devam etmesini istiyoruz. 2017'de Türkiye'de düzenlenecek Avrupa Şampiyonası'nda takımın başında olmak istiyorum.
Ay-yıldızlı ekibimizin antrenörü olmak büyük bir onur. Ama Eurobasket 2017 sonrası statü değişiyor ve artık elemeler lig esnasında oynanacak.
Dolayısıyla hiçbir hoca için hem kulüp hem de Milli Takım çalıştırmak mümkün olmayacak.

Benim Galatasaray'la kontratım Haziran 2017'de bitiyor, Milli Takım'la sözleşmem ise bu yıl eylül ayı sonunda bitiyor. O zamana kadar federasyon bir değerlendirme yapıp bu konudaki tercihini yapacaktır."

'Şimdi sıra taraftarımızda'

7 bin kombine kampanyası başladı. Bu rakama ulaşabileceğinizi düşünüyor musunuz?

"7 Ekim'de lig başlıyor ve parolamız 7 bin kombine. Bence bu rakama ulaşılacak. Bu coşkulu taraftar Euroleague heyecanının yaşanacağı sezonda kombinelere ilgi gösterecektir.
Her tür bütçeye gore kombineler var ve bence Galatasaray'ın özellikle önde gelen isimlerinin kombineler başta olmak üzere bu sene daha çok destek vermesi lazım.
Yönetim sözünü tuttu, ayıracağı bütçeyi ayırdı, şimdi geri kalan desteği bekliyoruz."

Austin Daye Euroleague'le tanışacak.

"Kesinlikle çok yetenekli. NBA'den Avrupa'ya geldi. Biraz Zoran Erceg gibi diyebiliriz ama atletik kapasitesi çok yüksek. Deon Thompson transferini de yaparak bu pozisyonu da daha sağlam hale getirdik.
İstikrarlı ve sert bir uzun. Aynı zamanda Alex Tyus'ı da aldık. Benim takıma olan inancım tam."

'McCollum acele etti'

Kalmasını isteyip tutamadığınız oyuncu var mı?

"Errcik McCollum kalsın istedim ama yüksek bütçeli teklif alınca çok acele davranıp Çin'e gitti. Lasme de beklemediğimiz şekilde cezalı duruma düşünce iki önemli kaybımız oldu."

Transferde kumar diye tabir edilebilecek seçimler de var. Mesela Krstic. Bu kumarı ilk kez de oynamıyorsunuz tabii.

"Krstic en büyük kumarımız. Ama geçen sezon basketbola veda etmiş bir oyuncu Chuck Davis'i sezon ortasında getirdik ve sonuç ortada.
Krstic Avrupa'nın en iyi pivotu. 33 yaşında, yani basketbol oynamak için ideal yaşta. Ciddi bir sakatlık geçirdi ve geçen sezon oynamadı.
Ama Avrupa'da, NBA'de pek çok oyuncunun bu ameliyattan sonra çok iyi şekilde geri döndüğüne şahit olduk. Kendisi şu an tamamen hazır ve çok katkı vereceğine inanıyorum."

'Goudelock'ı almaya çok yakındık ama...'

"Andrew Goudelock'ı transfer etmeye çok yakındık. Ama son anda menajeri bazı sebepler yüzünden Goudelock'ın Galatasaray'a gelemeyeceğini söyledi.
Polemik yaratmak istemiyorum. Bizim teklifimizin altında bir rakama Maccabi'ye gitti."
 
Hoca güzel demiş "cska efes fb Barcelona'ya kıyasla düşük ama hedefimize ulaşmak adına yeterli" diyerek.

SM-G900FQ cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 

Sezon öncesi yazı dizimizin 4.ayağından hepinize merhabalar. Guard rotasyonu dedikten sonra bugün Micov, Göksenin, Sinan, Diebler ve Schilb’i konuk ediyoruz. Micov diyerek başlayalım, keyifli okumalar.

2-3 NUMARALAR ( Sinan Güler – Blake Schilb – Vladimir Micov – Jon Diebler – Göksenin Köksal )

Vladimir Micov: Ne desem, nasıl başlasam bilemiyorum. Öyle şeyler yaşattı ki duygulanmamak elde değil. Hayatımın en sancılı günlerinden birisiydi 6 Nisan akşamı; Canaria deplasmanı. Uzun bir süre zihnimde yankılanacak “Oldu, oldu, oldu Hakan oldu” sesleri. Maç bitiminde yaşadığım duygu boşalması, sokağa çıkıp attığım depar ve nefes nefes kalışım silinmeyecek hafızamdan. Maçı uzatan ve son saniye bloğunu yapan Micov’a sonsuz teşekkürler.

Spot-up’ların efendisi Micov yine takımın ana dişlilerinden birisi oluyor 16/17 sezonunda. 25-30 dakikaları göreceğini düşünüyorum bu yıl da. Sahada her an her saniye ne yaptığını bilen, gerektiğinde bitirici gerektiğinde yaratıcı pozisyona geçen müthiş bir takım oyuncusu. Savunmada pozisyon bilgisive muazzam yardım savunmalarıyla var olarak kendinden daha hızlı ve atlet oyuncuların arkasında durabilen, asla defo yaratmayan bir adam. P&R oynayan ve P&R üzeri şut atabilen 3 numaraları savunmakta biraz zorlandığını söyleyebiliriz zira savunmasında eksi atabileceğimiz yer P&R savunması. Ancak rakiplere baktığımızda bu tip 3 numaraların sayıca az olması bunu ciddi bir savunma sorunu haline getirmiyor. Soğukkanlılığı özellikle deplasmanlarda reaksiyon vermemiz gereken anlarda negatif yansısa da madalyonun diğer yüzüne geçtiğimizde deplasman atmosferinden etkilenmeyerek performansını rahatça sergilemesine sebep oluyor. 4 numaraya geçtiğinde savunmada yaptığı yardım savunmalarıyla rakibin ikili oyunlarını bozuyor, hücumda da yılların 4 numarası gibi doğru pozisyon alıp pick and pop’ı en doğru şekilde oynuyor. Herşeyiyle özellikle de karakteriyle büyüdü bu topraklarda, stay with us Vlado!

Göksenin Köksal: Türkiye’de büyük takımların kadrolarında barındırmaları gereken bazı oyuncular vardır. Neredeyse yazılı kural hükmündedir ki ülke gerçekleri bunu gerektiriyor. Göksenin Köksal da bunlardan birisi yani cimbombomun çocuğu. Yanlış anlaşılmasın; Göksenin Köksal bu kontenjandan ekmek yiyen ve yeterliliği olmayan futbol takımı oyuncularından değil. Her geçen gün üzerine koyduğu savunması, hücum ribaundlarındaki etkinliği ve ceza şutlarıyla rotasyonun sağlam parçalarından birisi;taraftarın sevgilisi. Göksenin’in savunma özellikleri uzunca bir dönem yanlış algılandı ülkede fakat geldiğimiz noktada kendisini bu yönde ciddi anlamda geliştirdi. Rakibin üzerinde yaptığı kontrolsüz baskılar onu iyi savunmacı yapmıyordu ama artık rakibin karşısında kalma eğilimi, inatçılığı ve fizik gücü ile iyi bir savunmacı Göksenin. Kenardan getirdiği enerji ve ribaundlarda koyduğu emek de bonusları. Abdi İpekçi’de dönem dönem tam saha baskılı savunma tercih ederek momentumu kazanmayı amaçlayan Ataman’ın yine burada başvuracağı isimlerden birisi Göksenin. (Russ-Sinan-Göksenin-Daye-Tyus ; tam saha baskı 5’i) Tabi olay bununla sınırlı kalmıyor. Tek yönlü oyuncuları oynatmak ve onları sadece savunma ya da hücumda değerlendirmek gün geçtikçe zorlaşıyor. Savunmada koyduğunuz emek hücumda değerlenmiyorsa sonuca direkt olarak yansımıyor. Göksenin’in savunma performansı dış atışları ile birleştiğinde değerli hale geldi. Ondan beklentimiz başarılı olduğu alanları daha da geliştirmesi ki son yıllarda gösterdiği azim bu konuda umutlu olmamızı sağlıyor. Yürüyedur Aslan parçası!



Sinan Güler:
Geldik kaptana… Ergin Ataman’la olgunlaştırdığı oyunu ve ellerinde yükselen Eurocup kupası ile değerli bir yılı geride bıraktı. Errick McCollum’un guard yetilerinin sınırlı olması dolayısıyla Blake Schilb’le beraber kendisine fazla yük verdik geçtiğimiz yıl. Kadroda primer yönlendirici olmaması Blake ve Sinan gibi sekonder yönlendiricilerimizi bu yönde kullanmamızı gerektirdi. Caleb Green’li günlerde temponun yüksek sayılabilecek seviyelerde olması ve sahanın boyuna uzaması Sinan ve Blake’in verimini artırdı fakat Caleb Green’in sakatlığı tüm düzeni bozdu. 3 numarada yaratıcılığından faydalandığımız Micov’un 4 numaraya geçişi (daha çok bitirici olarak kullandık), oyun ve set temposunun düşüşü ile guard eksikliğini çokça hissettik ve oyun planımız sekteye uğradı. Düşük tempoda Sinan ve Blake’e kalan organizasyon yükü de haliyle beklentileri karşılamadı. Oyun kalitesindeki bu düşüş bizi Chuck ve Errick gibi bire biri olan oyunculara gereğinden fazla itti Münih ve Canaria serilerinde.

Sinan bu yıl Euroleague’de daha az dakikalar almalı zira artık takımın ana liderlerinden değil. Dentmon ve Russ gibi net guardlarımızın oluşu onun üzerindeki yükü alacaktır lakin kar-zarar dengesine baktığımızda Sinan’ın sürelerindeki artış hanemize ciddi artılar katmıyor. İkili oyun savunmasındaki zamanlama hataları ve perdelere yenik düşüşü tepede kolay geçilmemize yol açıyor ve savunma dengemiz kayıyor. Yani demem o ki savunmada her perdeye takılan, savunma dengesinin kaybolmasına sebebiyet veren bir oyuncuya ciddi süreler verebilmek için hücumda size ciddi artı değerler kattığını görmek gerek. Russ ve Dentmon’ın olduğu yerde; karar anlarında Sinan’ın birincil ihtiyaç olmadığını, maçın seyrine göre sürelerinin değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum Euroleague’de. (Sinan, Blake ve Diebler’a vereceğimiz süre tahmini olarak 35-40 dakika. Maça ve rakibin durumuna göre birisini o maç çok fazla değerlendirmeyeceğimizi düşünüyorum.) Ligde ise yine ana ihtiyaçlardan birisi Sinan. Yabancı kontenjanının ve 9 yabancının sıkıntılı yanlarından birisi bu durum maalesef. Yani Euroleague’de 10-12 dakika oynatacağınız bir oyuncuyu ligde 25’li dakikalarda kullanmak durumunda kalıyorsunuz bu da takımda rollerin oturmasını zorlaştırıyor. Bu gibi karışıklıkların önüne tam manasıyla geçmek kolay değil mevcut sistemde fakat biraz daha rahatlamak adına; Diebler veya Schilb’den biriyle sözleşme imzalamayıp yerine Simmons almak, ikisine verdiğimiz yaklaşık 1.1m‘a tek oyuncu almak ya da başka bir yabancı + Simmons almak bana göre daha mantıklı seçeneklerdi.

Jon Diebler: Avrupa’nın en iyi set şutörlerinden Jon Diebler ile devam ediyoruz. Tepe P&R’leri ve devamındaki doğru alan paylaşımı üzerine kurguladığımız hücum düzenlerinde malumunuz şut tehditiyle spacing’e pozitif katkıda bulunup ve sahayı enine genişletmemizi sağlayacak Diebler. İkili oyunlarda ters tarafta pozisyon alan bir Diebler, yardımları zorlaştırarak oynanan tepe P&R’unün kalitesini muhakkak artıracaktır. Yine perde çıkışı kullanacağı 3’lükleri de sıkışan set hücumlarında cephanemizde bulunduracağız. Kariyer senesini Karşıyaka’da Ufuk Sarıca’yla geçiren Diebler’ın yüksek tempoda verimi daha da artıyor. Özellikle erken yerleşim üzerine çalışılan setlerde doğru açılarda bulunarak çok etkin oluyor. Karşıyaka’da Strawberry kaynaklı oynanan penetre-pas kombinasyonlarının da bitiricisiydi. Bahsettiğimiz üzere Jon Diebler yaratıcı değil bitirici bir oyuncu ve bitirişlerindeki kalite sadece iyi şutör olması kaynaklı değil aynı zamanda yüksek oyun bilgisiyle de ilintili. Diebler’ın geçtiğimiz yıl Euroleague’de true shooting yüzdesi %71 ki bu yüzde sanırım sıralamanın en tepesindeki yüzde.

Gelelim Diebler’daki soru işaretlerine. Schilb’in mi Diebler’ın mı 9.yabancı olacağını net olarak bilmiyoruz lakin duyduğum kadarıyla planlama Diebler’ı sadece Euroleague’de kullanmak üzerine. Şut ritm işidir, devamlılık gerektirir. Ligde hiç kullanmadığınız bir oyuncuyu sadece Avrupa’da kullanmak belirli zorlukları da beraberinde getirir ki 9 yabancıya karşı olma sebeplerimden birisi de bu. Yani Diebler için hazırlayacağımız perde oyunlarını ligde kullanmayacak ve bu çözüme sadece Avrupa’da başvuracağız. Bu da devamlılık açısından sıkıntı oluşturuyor. Topu yere vuramıyor oluşu ve Micov’u da topsuz kullanabiliyor olmamız; yarı sahada çözüm üreten Schilb’e çeviriyor okları Ergin Ataman penceresinde. Diebler’ın savunmaya daha fazla konsantre olup daha fazla aranan adam olması gerektiğini düşünüyor, Avrupa’nın en doğru şut kullanan, en iyi set şutörüne (Carroll hariç diyelim, tartışmalara mahal vermeyelim) hoşgeldin diyoruz!

Blake Schilb: Tempoyu çok düşürmediğimiz 2015/2016 sezonunun ilk yarısında önemli performans veren Blake Schilb taraftar bazındaki beklentilerin aksine takımda kaldı. Errick McCollum, Sinan Güler, Vladimir Micov, Blake Schilb ve Stephane Lasme ana dişlileriyle kupa kazanan Ergin Ataman, aralarındaki iyi ilişkileri bozmamak adına bu oyuncuların hepsiyle masaya oturdu. Savunmadaki defoları ve düşen oyun temposunda hücumdaki verimsizliği ile gün geçtikçe kredisini düşürdü Blake. Takımda topu eline isteyen oyuncular kervanına bir de Blake’i eklemiş olduk. 2 numara oynadığında rakibin karşısında çok zorlanan Blake’in savunmaya verdiği en büyük destek kuşkusuz ribaundlar ancak bu yeterli olmuyor. Ön alanda yenilmemek artık savunmanın ana şartı ki savunma dengesinin bozulmaması herşeyden kıymetli. Hücum tarafında ikili oyunları pozisyonuna göre çok iyi oynayan, P&R üstü şutlarla kendi şutunu yaratabilen bir oyuncu. O oynadığında hücumdaki akışkanlık artıyor fakat geçen sene de gösterdi ki uzun maratonda takımın en güvenilir eli olarak Blake’e güvenmek sizi sıkıntıya sokabiliyor. Beklentimiz Blake’in 15/16 sezonu ilk yarısındaki performansını yinelemesi.


  • 1-2-3 rotasyonuna (120dk) kabaca baktığımızda Euroleague’de Dentmon’ın 30, Russ Smith’in 25-27dakika civarında süre alacağını düşünüyorum. Micov’un da yaklaşık 28 dakikaları göreceğini düşünürsek bu 3 oyuncuyu 85 dakika kullanmış olacağız. Kalan 35 dakika Sinan Güler, Jon Diebler, Blake Schilb ve Göksenin Köksal’a gidecek. Deplasmanlarda Göksenin’in süre almayacağını düşünürsek kalan 3 oyuncunun maç maç değerlendireleceğini ve genellikle 1’inin o maç çok süre almayacağını düşünüyorum.
Bir sonraki yazımız 4-5 rotasyonu ile tekrar görüşmek üzere, arkası yarın.

Oğuzhan Günebakan
 
'Goudelock'ı almaya çok yakındık ama...'

"Andrew Goudelock'ı transfer etmeye çok yakındık. Ama son anda menajeri bazı sebepler yüzünden Goudelock'ın Galatasaray'a gelemeyeceğini söyledi.
Polemik yaratmak istemiyorum. Bizim teklifimizin altında bir rakama Maccabi'ye gitti."

Hocanin polemik vurgusu cok net aslinda . Guedelock 'ın galatasaray transferi gündemdeyken , fenerbahce taraftari oyuncuya sosyal medya üzerinden ciddi şekilde hakaret ve tehditlerde bulunarak , olasi guedelock transferimize taş koymustu . Hoca bu konudan bahsedip passat medyasina sezon öncesi malzeme vermek istemiyor dogal olarak ...
 
'Goudelock'ı almaya çok yakındık ama...'

"Andrew Goudelock'ı transfer etmeye çok yakındık. Ama son anda menajeri bazı sebepler yüzünden Goudelock'ın Galatasaray'a gelemeyeceğini söyledi.
Polemik yaratmak istemiyorum. Bizim teklifimizin altında bir rakama Maccabi'ye gitti."

Hocanin polemik vurgusu cok net aslinda . Guedelock 'ın galatasaray transferi gündemdeyken , fenerbahce taraftari oyuncuya sosyal medya üzerinden ciddi şekilde hakaret ve tehditlerde bulunarak , olasi guedelock transferimize taş koymustu . Hoca bu konudan bahsedip passat medyasina sezon öncesi malzeme vermek istemiyor dogal olarak ...

Biz FB nin pozisyonundaolsakarkamıza bile bakmazdık, şuan bile bakmıyoruz adamların üzerinde sağlam etkimiz var.
Şu kadroya Guedelock mı, Dentmon mı dersek, Dentmon daha faydalı olacaktır. Bize artıları olmuş oldu :)
 
Dentmon çok daha ucuza geldi bu da avantaj bence. Ayrıca guard almış olduk. Keşke iki yıllık yapsa idik sözleşmeyi :) umarım ödeme sıkıntısı yaşamayız.
 
Lasme'nin KSK maçında bir bloktan sonra kusmasını hatırlayan var mı? O zaman vay be adam nasıl çalıştı bütün maç en sonunda vücut böyle tepki verdi diye saf ve iyimser bişeyler düşünmüştüm. Yaktın bizi Lasme.
 
Coachun takima guveni tam ;)

Ergin Ataman: “Spektaküler Bir Takım Olacağız”

Yeni sezon öncesi çalışmalarını Abdi İpekçi Arena’da sürdüren Galatasaray Odeabank’ta Baş Antrenör Ergin Ataman, GSTV muhabiri Berkay Aslan’ın sorularını yanıtladı.

Ergin Ataman’ın açıklamaları şu şekilde:

“Çok iyi bir hafta geçirdik. Yeni bir takımız. Birçok oyuncu ilk kez Galatasaray takımıyla antrenmana çıkıyor. Ben açıkçası çok mutlu ve ümitliyim. Oyuncularımızın hepsi takım oyununu seven, basketbol oynamaktan zevk alan, son derece kaliteli oyuncular. Biz bunların hepsini araştırdık, izledik. Kendi antrenmanınızda, kendi oyun düzeninizde oyuncuları etüt etmek çok önemli. İlk intibam son derece pozitif. Önümüzde daha çok süre var ligin başlamasına. Önümüzdeki hafta sonundan itibaren hazırlık maçlarına başlayacağız. İtalya’da yaklaşık 8-9 maç yapacağız. Sonra da Moskova’ya ve Yunanistan’a gideceğiz. Takım her geçen gün birbirine uyum sağlayan, iyi basketbol oynayan bir takım haline gelecek. Bu beş günlük çalışma döneminden son derece memnunum. Hepsi iyi karakterli oyuncular olarak göze çarpıyor. İlk haftada yeni transferimiz Justin Dentmon yoktu, son anda transfer ettiğimiz için. Önümüzdeki hafta içerisinde o da takıma katılacak. Blake Schilb yarın İstanbul’a gelecek ve Salı ya da Çarşamba gününden itibaren 14 kişi çalışmalara başlayacağız.

Geçen yılki sistemimiz bu sezon da devam edecek. Geçen sezon dar bir kadroyla oynuyorduk, bu sene daha derin bir kadro olacak. Daha hızlı oynayan, savunmada da efor sarf eden bir takım olacak. Dediğim gibi, sistemimiz belli; biraz da oyuncuların kalitelerine göre de çeşitli değişiklikler yapabiliriz.

Çok yakın zamanda Euroleague maçlarının başlamasıyla beraber tüm Avrupa Russ Smith’i tanıyacak. İnşallah sakatlık veya başka bir dert olmazsa bence Euroleague’in en iyi guard’ı olmaya aday. Bu beş günlük antrenman boyunca da bunu bizzat gözlemledim. Galatasaray taraftarı çok şanslı, sadece Russ Smith değil Austin Daye tam bir NBA oyuncusu. Alex Tyus, Russ Smith’le birleştiği zaman müthiş spektaküler hızlı oynayan bir takım haline geleceğiz ama tabii burada Russ Smith’in vereceği katkı çok önemli.

Krstic buraya çok iyi geldi. Üç gün boyunca bizim çok ağır tempomuzla çalıştı. Çok ağır bir sakatlık geçirdiği için bir anda ona tam olarak yükleme yapmıyoruz. Bir gün dinlendirdik Krstic’i, şimdi Pazartesi gününden itibaren yeniden başlayacak. Bana göre Krstic fizik olarak çok hazır, çok istekli. Açıkçası çok ters bir durum olmadığı sürece ben Krstic’in bu sezon eski performansına tekrar ulaşacağını düşünüyorum.”

Ergin Ataman: “Spektaküler Bir Takım Olacağız” - GALATASARAY.ORG
 
TED bu sene 12 genç ile oynayacakmış. Ege'yi gerekirse üstüne para vererek TED'e kiralayalım. Sezon ortasında gerekirse geri çağırırız.


Sent from my iPhone using Tapatalk
 
Oynasa oynasa 10 dk oynar. TED'e gönderirsek 20-25 dk oynayabilir. Bu da Ege'yi çok geliştirecektir.

Ege'ye ligde ihtiyacımız olacaktır. Ergin hocanın şans vereceğini düşünüyorum. Toplamda 5 Türk oyuncumuz var. Ege'de giderse 4 Türk kalıyor. 6 da yabancı ligde 10 etti. Lig de uzun maraton elbet şans bulacaktır. Bence Ergin hoca ligde Krstic'i oynatmayabilir.
 
TED ve Giresunun bu hamleleri gençlerin potansiyeline ulaşamaması konusunda ülke basketboluna yardım eder iyi birşey ama bu takımlar küme düşerlerse bir daha yaparlar mı böyle birşey

TURKCELL T70 cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
Sadece yerli gençlere süre verelim gelişsinler olayı pek işe yarayacak bir şey değil bence. Alpella modeli gibi ucuz ama potansiyelli 2-3 yabancı ile genç yerlileri harmanlayarak biraz daha rekabetçi bir ortam oluşturmak daha doğru ve oyuncular açısından daha geliştirici olur. Önemli olan oyuncunun oynaması değil, yüksek seviyede oynaması. 3-5 galibiyet alabilecek bir takım olacaklarsa pek işe yaramayacaktır yani. En azından playoff zorlayan bir takım oluşturmak lazım. Ege'nin hedefsiz bir takımda 30 dakika süre almasındansa bizde 5-10 dakika oynaması kendisi için daha yararlı o nedenle bana göre.
 
Yani şimdi takımla kaç gündür yatıp kalkan, onları izleyen koç. Ki boş yere polyanna konuşan bir insanda değil kendisi. Böyle diyorsa ben çok merak ettim takımı. Hazırlık maçları başlasa da izlesek.

SM-G900FQ cihazımdan Tapatalk kullanılarak gönderildi
 
Yazı dizimizin 5.ayağından merhabalar efendim, bügünkü konuklarımız Daye, Thompson, Tyus, Krstic, Ege ve Hacıyeva.

4-5 NUMARALAR (Austin Daye – Deon Thompson – Orhan Hacıyeva – Ege Arar – Alex Tyus – Nenad Krstic)

Austin Daye: Euroleague’de bu yılın fiyat-performans transferi kendi adıma Austin Daye. 400-500k dolaylarına hücumda böylesine spektaküler bir oyuncu almak gerçekten büyük iş. Transferde yarışa girdiğimiz bir kulübün olmaması da hayli enteresan, özellikle Milano’dan bir hamle geleceğini düşünüyordum.

Austin Daye Ergin Ataman’ın 4 numaralardaki isteklerini karşılayan ve bonusları olan bir oyuncu. Mühim olan da bonuslarını kullanabilmek. Koçun geçtiğimiz günlerde yaptığı Erceg benzetmesini biraz sakıncalı buluyorum bu açıdan. Austin Daye sadece pick and pop oynayacağımız, spot up şut attıracağımız bir oyuncu değil. Herşeyden evvel 2.11 ve topu yere vurabiliyor. Savunma ribaundu sonrası topla rakip sahaya geçişleri rakiplere ciddi tehdit yaratıyor. Geçtiğimiz yıl Pesaro’nun aldığı savunma ribaundlarının %27.6’sı Austin Daye’e ait. NCAA yıllarından itibaren %25’lerin çok fazla altına düşmediğini görüyoruz. Takım yapıları farklı olmakla birlikte örnek oluşturması açısından Stephane Lasme’de geçtiğimiz yıl bu oran %19.47’ydi. 4-5 ikili oyunları ve P&R sonrası şutlarıyla klasik Avrupa 4 numaralarından ayrışıyor Daye. Yüzü dönük stepback’leri ve sırtı dönük oyundaki fadeaway’leri de barındırdığı net silahlar.

Gelelim Daye’deki soru işaretlerine. Temel olarak 3 sıkıntı görüyorum ki ilki mental. Austin Daye konsantrasyon sorunları yaşayabilen bazen kendini tamamen soyutlayabilen bir oyuncu. Ama bu periyotlar ciddi sorun teşkil edecek kadar uzun periyotlar değil, bu açıdan çok sorun yaşayacağımızı sanmıyorum. İkinci soru işareti rolünü ne kadar kısacağımıza dair. Geçtiğimiz yıl Pesaro’da Daye’inUsage Rate‘i(kabaca hücumda topa dokunma yüzdesi) %33.87.(Maç başına 16.7 şut) Russ Smith ve Justin Dentmon’ın da başarılı yıllarına bakarsak benzer oranları görüyoruz. Top paylaşımı açısından Daye’in Usage Rate oranı bu yıl düşecek. Bunu düşürürken bonuslarından vazgeçme tehlikesi onun verimini düşürebilir fakat Ergin Ataman’ın bu konuyu zamanla ideal normlarda tutacağını ve Daye’den en doğru verimi alacağını düşünüyorum. Üçüncü soru işareti Daye’in savunma performansı fakat hücumda katacakları kar-zarar dengesinde kesinlikle pozitif yönde ağır basıyor.

Kişisel olarak bu yaz en sevindiğim transfer hamlesi Austin Daye’di. Avrupa’nın en iyi 4 numarası olmaya aday Austin Daye’e başarılar diliyor, kendisini parçalı altında izlemek için sabırsızlanıyoruz.

Deon Thompson: Transfer döneminin başından itibaren 4.5 arayan Ergin Ataman’ın rotasyon hamlesi Deon Thompson oldu. İlk 12’de 6 yabancı olacağını (3 kısa 3 uzun) ve rotasyonda aktif kullanabileceğimiz yerli 4’ün olmayışını düşündüğümüzde kağıt üzerinde mantıklı bir seçimdi 4.5.

Deon’un en temel silahları orta mesafeleri ve pick and pop’ları. Alçak postta ve pota dibinde (bitirişleri, hücum ribaundları) fiziksel özellikleriyle etkili olan, hücumda birden fazla kutucuğu doldurabilecek bir oyuncu. Savunmada kalıplı uzunlar karşısında sıkıntı çekmeyen oldukça sert bir uzun Deon. Fiziksel özellikleri ile ortayı kapatsa da buradaki lateral çabukluğu ve ayak hızındaki defektler dolayısıyla penetre eden kısayı savunmakta zorlanabiliyor. Deon’un tekrar 4’e uyumlu olabilmek adına yazın kişisel antremanlar yapıp biraz kilo verdiği söyleniyor ki transferdeki verimi belirleyecek noktaların başında 4’e uyumluluğu geliyor. Daye, Krstic, Tyus sonrası daha atlet bir 4.5 bulmamız gerektiğini düşünsem de özellikle orta mesafe şutundan ciddi faydalanacağımızı düşünüyorum. Buradaki itirazım bireysel değil sistematikti dolayısıyla hala aynı yerdeyim. Şöyle ki Daye, Tyus, Deon hamlelerini yapmış olsak ve son hamlemiz kalmış olsa yine atlet, ayakları hızlı bir uzun almamız gerektiğini söyleyecektim isimlerden bağımsız. Uzun rotasyonundaki çabukluk ve atletizm eksikliğini muhtemelen yıl içinde yeni bir hamle ile giderme ihtiyacı hissedeceğiz. Yani temel soru işaretim hem Krstic hem Deon’u almamız ki buradaki seçimim Deon alma yönünde olurdu. Deon Thompson’ın yeni Erwin Dudley’imiz olması dileğiyle…



Alex Tyus:
Sezonun en kritik oyuncularından Alex Tyus ile devam ediyoruz. Lasme’nin gidişini uzun bir süre hazmedemesek de yerine ikame edebileceğimiz FA oyuncular içinde en güvenilir seçim Alex Tyus’dı. Piyasada hemen hemen sadece Lawal, Mbakwe, Samuels oluşu; D-League’de direkt etki edecek çok fazla oyuncu olmayışı koçu daha güvenilir gördüğü Tyus’a itti muhtemelen ki haksız da değildi. D-League’den Dakari Johnson, Henry Sims ve özellikle de Jeff Ayres’in muhakkak Avrupa yapması gerektiğini düşünüyorum bu arada. Tofaş’ın aldığı Ronald Roberts da en iyilerden seçim, ciddi çıkış yapması kuvvetle muhtemel.

Alex Tyus savunma, sisteme uygunluk ve guardlara uygunluk bakımından mevcut havuzu düşündüğümüzde doğru transfer. Özellikle Russ Smith sahadayken oynamak isteyeceğimiz erken P&R’lerde Russ Smith’in birincil partneri. Ribaundlarda savaşan, ikinci şans sayıları için emek koyan yetenekleri sınırlı bir uzun Tyus. Kendisinden kalıplı uzunlar karşısında yaşadığı zorluk ve ara ara pozisyonunu kaybedişi savunmasında eksi atacağımız yerler. Alex Tyus Maccabi yıllarında yaklaşık 20-21 dakika alıp Efes yılında ortalama 12.6 dakika sahada kaldı. Bu yıl özellikle ligde daha fazla süre alacak; artan dakika ve role vereceği cevap da transferin verimindeki kritik noktalardan birisi. Havuzda çok fazla seçenek olmaması ve genel oyun tarzı olarak makul karşıladığım bir transfer oldu Tyus. Umarım artan rolüne uyum sağlayıp Maccabi senelerinin üzerine çıkar.

Nenad Krstic: Esasında ilk 2 yazıda Krstic hamlesine dair birşeyler karalamıştık. Koçun bu yazki kumarımız diye nitelendirdiği Krstic’in savunma perfromansı kendi adıma büyük soru işareti. 5 numaraların alçak post tehditi hala bir silah olsa da değişen basketbolda artık eskisi kadar efektif değil. Krstic’in sadece alçak post silahı olmayıp iyi bir ikili oyun ve orta mesafe bitirici olması onu verim alamadığımız salt alçak post uzunlarından ayırsa da savunma-hücum terazisinde dengenin pozitif tarafa kayacağını öngörmüyorum. CSKA yıllarındaki Krstic’i bu bütçelerde istememek delilik ve koç da kumar diyerek bunu kastediyor. Fakat kadroyu Krstic’e göre dizayn etmedik. Ne ön alanda sert savunmacımız var ne de forvetlerde atletizm desteğimiz. Nenad Krstic Efes yılında içinde bulunduğu ikili oyunların %38’inde sayıya izin verirken diğer transferimiz Tyus’ın Efes yılında bu oran %18. Sakatlık sonrası daha da ağırlaşmış olabileceğini düşündüğüm Krstic’in takıma katılışını eleştirmek için savunma, sistem ve kısalara uygunluk bakımından kendimce sebeplerimin olduğunu düşünüyorum. Nedenselliğe dayalı her veri değerlidir, eleştirler de öyle. Krstic’in kar-zarar dengesi pozitif yönde ağır basarsa eleştirilerim dolayısıyla “yanıldım” diyeceğim tabi ki. Umarım ben yanılırım ve Krstic ile birlikte pozitif ivme yakalarız.

Ege Arar: Yaklaşık 1 ay önce u20 Avrupa Şampiyonası çeyrek final maçında İtalya’ya karşı attığı 24 sayıyla kariyer rekoru kıran Ege’nin yaz dönemi performansı özellikle bu yıl için umut veriyor. İyi yapabileceği işlere kanalize olması ve bir basketbol kimliği kazanması bu yıl için oldukça kritik. Kariyeri için kritik senelerden birisi olduğunu düşünüyorum. Artan Avrupa maçları ve lig rotasyonundaki yeri dolayısıyla muhakkak fırsatı değerlendirmeli, ligdeki sürelerini artırmalı. 4-5 oynayıp, şut performansı ve ribaund sezgileriyle öne çıkacak şekilde çalışmalar yapması bana göre kariyer planlaması açısından oldukça sağlıklı olacak. Yine fiziksel olarak kuvvetlenmesi de şart. Yürüyedur!

Orhan Hacıyeva: Yaklaşık 3-4 yıl önce iyi bir yerli alternatifi olabileceği dolayısıyla istediğimiz Hacıyeva’nın transferi birçoğumuz için sürpriz oldu. Lig rotasyonunda dönem dönem kullanacağımız Hacıyeva’nın Ege’den süre çalmaması dileğiyle…

Oğuzhan Günebakan

https://twitter.com/OgzhnGnbkn
 
Her şeyden önemlisi, rotasyon hocanın içine sinmiş. Bu çok değerli bir veri bizim için. Belli ki tüm istediklerini hayata geçirdi, bu güzel.

Diebler-Schilb yerine atletik bir kısa alınabilir miydi diye düşündük ama bu da hocanın takdiri. Sanırım üçlük yüzdemizde "hata payı" olmasını istemiyor. (Geçen sezon çok kritik maçlarda 13'te 1, 14'te 2 gibi yüzdelerimiz vardı)

Sezonun başlamasını heyecanla bekliyorum...
 

Üst