Ne yapıyorsak yapalım, esas olarak Galatasaray ismini zedelemeyecek, çizgisini sürekli ve sürdürülebilir bir hale getiren bir takım olalım.
Seneler arasında bu kadar uçurumlarımız olmasın, Ergin Hoca ile yaşadığımız şampiyonluktan beri geldiğimiz nokta, yaşadığımız dip olmasın. Sonuçta sporda her şey bütçenin yüksekliği değil, doğru yapılanma ve planlama hepsinden değerli. Gönül tabiki yüksek bütçeler, daha yüksek profil oyuncular ister. Ancak bunu dönemsel bazda zorlamalarla yapınca, şu an geldiğimiz konuma düşüyoruz ve etkisi daha kötü oluyor. Bu sebeple esasen geçmişten gelen ödeme düzensizlikleri ve sözlerin tutulamaması sebebiyle oyuncu piyasasında bir güven kaybına uğradık, bu repütasyonu bir şekilde düzeltmek gerek. Bulunacak sponsorluklar ve diğer gelirlerle bütçe net belirlenmeli, buna göre plan yapılmalı. Sonuçta basketbol spor doğası olarak, takımı değiştirseniz de kimyanızı daha çabuk yakalayabileceğiniz bir dal.
Kısacası artık ne yapıyorsak uzun vadeli ve planlı yapmamız lazım, bütçeye göre doğru yapıyı kurmamız ve sınırları aşmamamız lazım, Oktay Hoca'ya gerekli ortamı hazırlamak lazım. Ama tüm bunlardan önce basketbolun bir amatör branş olmadığını, üvey evlat olmadığını ortaya koymak lazım. Gözleri UEFA'dan gelecek FFP cezalarına dikip, kulübü futboldan ibaret sanmamak lazım.
Umarım Mustafa Cengiz ve yönetimi kendilerine gösterilen bu teveccühün ve desteğin karşılığını verirler. Futbol bizim esas oğlanımız olsa da basketbolun üvey evlat muamelesi bile görmemesi, üstüne düşülmemesi kabul edilebilir bir durum değil. Bu konuda eğer kendilerinin bir hazırlıkları yoksa, diğer adaylardan mesela Ozan Korkut'un basketbolla alakalı söylemleri vardı, altı ne kadar doludur bilemeyiz ama en azından yardım alınabilir, sponsorluklar anlamında. Kısacası aksiyon almak lazım, iyi-kötü bütçe belirleyip, plan-programı yapmak lazım.
