2020-2021 Euroleague

Has Galatasaray'lı, imparator Ergin hocamızın en buyuk ozelliği ise, dogru yonetimlerle buyuk işler basarabilmesi. Besiktas'ta iken o kadroyu Hawkinsli , Erceg'li nereden nereye getirdi. Mehmet Yagmur bile star gibi gozuktu. Hocanın verdiği ahenk,enerji. Hep diyorum. Fatih Terim : Ergin Ataman. Otesi bu Cumhuriyet tarihine gelmedi. Eh gelenleride gorduk....Butce düşürüldi diye...( 15 milyon bandına ) Obra kaçtı gitti. Oysaki Ergin hocam 14 milyon usd bütçe ile show yapıyor Euroleague arenasında. Obradovic demek 7-8 milyonları versek hayatta çalışmayacak. Eh...Siena,Besiktas,Galatasaray'da yaptıkları yeterde artar basarı hanesinde..
 
Lider oyun kurucular gökten zembille inmiyor. Mesela o liderlerden Micic, Zalgiris de rol oyuncusuydu. Larkin, Avrupa'nın basketbol efendisi Obra tarafından Ennis kadar değerli görülmedi. Bu adamlar Ataman'la lider oldular. Ha keza Simon kariyer yıllarını 33-34 yaşında Ataman'la yaşadı. Moermann, Singleton Barca'da sürünürken Ataman'la altın çağlarındalar

Eleştiri var eleştiri var. Şahsen Ataman'ı eleştirmek için fırsat kollayıp oynattığı basketbol çağın gerisinde kalmış iş bulamayan Mahmuti'ye karşı övgüler beslersen derdinin eleştiri olmadığı ortaya çıkar

Övmek var, övmek var. Simon hangi altın çağını Ataman'la yaşamış? Malaga, Kuban, Milano sezonlarını nereye atacağız bu adamın? Gelelim Singleton'a; bu adam zaten Pana'dayken Avrupa'nın Lebron'u olarak nitelendiriliyordu. Moerman'a hiç girmeye gerek yok. Zira Moerman zaten bizim sınırlarımız içinde parladı.

Kısaca, tutup G league'den oyuncu çıkartıp süper star yapmadı kimseyi Ataman. Kendisinin dahi böyle bir iddiası yoktur. Topa hükmetmeyi seven guardlarla oynamayı sever, başarılı da olur. Direksiyonu saha içinde teslim de eder her daim o oyuncuya.

Sanırsın bana Popovic'i anlatıyor. Vasat oyunculardan mucize çıkartıp şampiyonluklar kazanıyor. Hey allahım...

En başta söylediğim gibi; eleştiriye bu kadar kapalı olmayın.

Has Galatasaraylı dediğiniz koçun zamanında bize "koyduk mu" molası aldığını da unutmayın.

Eğer o hor görülen Mahmuti, kuş kadar bütçelerle inanılmaz başarılar kazanmasaydı, ardından bu şubeye o kısa dönemlerde de olsa bütçe yaratılır mıydı, sorgulayın.
 
Lider oyun kurucular gökten zembille inmiyor. Mesela o liderlerden Micic, Zalgiris de rol oyuncusuydu. Larkin, Avrupa'nın basketbol efendisi Obra tarafından Ennis kadar değerli görülmedi. Bu adamlar Ataman'la lider oldular. Ha keza Simon kariyer yıllarını 33-34 yaşında Ataman'la yaşadı. Moermann, Singleton Barca'da sürünürken Ataman'la altın çağlarındalar

Eleştiri var eleştiri var. Şahsen Ataman'ı eleştirmek için fırsat kollayıp oynattığı basketbol çağın gerisinde kalmış iş bulamayan Mahmuti'ye karşı övgüler beslersen derdinin eleştiri olmadığı ortaya çıkar

Övmek var, övmek var. Simon hangi altın çağını Ataman'la yaşamış? Malaga, Kuban, Milano sezonlarını nereye atacağız bu adamın? Gelelim Singleton'a; bu adam zaten Pana'dayken Avrupa'nın Lebron'u olarak nitelendiriliyordu. Moerman'a hiç girmeye gerek yok. Zira Moerman zaten bizim sınırlarımız içinde parladı.

Kısaca, tutup G league'den oyuncu çıkartıp süper star yapmadı kimseyi Ataman. Kendisinin dahi böyle bir iddiası yoktur. Topa hükmetmeyi seven guardlarla oynamayı sever, başarılı da olur. Direksiyonu saha içinde teslim de eder her daim o oyuncuya.

Sanırsın bana Popovic'i anlatıyor. Vasat oyunculardan mucize çıkartıp şampiyonluklar kazanıyor. Hey allahım...

En başta söylediğim gibi; eleştiriye bu kadar kapalı olmayın.

Has Galatasaraylı dediğiniz koçun zamanında bize "koyduk mu" molası aldığını da unutmayın.

Eğer o hor görülen Mahmuti, kuş kadar bütçelerle inanılmaz başarılar kazanmasaydı, ardından bu şubeye o kısa dönemlerde de olsa bütçe yaratılmıydı, sorgulayın.
 
Oktay Mahmudi looser koctur..Oylede kalacaktır. Anadolu Efes yani eski adı ile Efes Pilsen'de kendisine verilen bütçelerle, fenerbahce ülker'e silip süpürülmesi bir yana, Avrupa'da Efes Pilsen ile geçirdiği başarısızlıklar arşivdedir. Öyle ki, favori olarak çıkılan Beşiktaş serisinde Alan Anderson yerine Nihad Dedovic'i alarak, dar bütçeli Ergin hocamın o zaman çalıştırdığı cola turka'ya elenmesi ile zaten beni şahsen şaşırtmamıştır. 2005'te'de ( Efes'ten bir hiç uğruna Willie Solomonu gönderirken), 2010'da da(bjk'a elleri ile şampiyonluğu verirken), hep looserdır ve öylede kalacaktır. Zaten geçmişten bugune kadar yaptıkları ile...Selcuk Ernak,Erman Kunter'ın çalıştığı şu senede...kendisi nerededir? Kluplerce niye tercih edilmemektedir acaba? ... Hadi onu geçtim,En son çalıştığı Daçka klubunde kendisi hakkında neler denmiştir ve bugun hala denmektedir Daçkalı yöneticiler tarafından acaba!?
 
Övmek var, övmek var. Simon hangi altın çağını Ataman'la yaşamış? Malaga, Kuban, Milano sezonlarını nereye atacağız bu adamın? Gelelim Singleton'a; bu adam zaten Pana'dayken Avrupa'nın Lebron'u olarak nitelendiriliyordu. Moerman'a hiç girmeye gerek yok. Zira Moerman zaten bizim sınırlarımız içinde parladı.

Kısaca, tutup G league'den oyuncu çıkartıp süper star yapmadı kimseyi Ataman. Kendisinin dahi böyle bir iddiası yoktur. Topa hükmetmeyi seven guardlarla oynamayı sever, başarılı da olur. Direksiyonu saha içinde teslim de eder her daim o oyuncuya.

Sanırsın bana Popovic'i anlatıyor. Vasat oyunculardan mucize çıkartıp şampiyonluklar kazanıyor. Hey allahım...

En başta söylediğim gibi; eleştiriye bu kadar kapalı olmayın.

Has Galatasaraylı dediğiniz koçun zamanında bize "koyduk mu" molası aldığını da unutmayın.

Eğer o hor görülen Mahmuti, kuş kadar bütçelerle inanılmaz başarılar kazanmasaydı, ardından bu şubeye o kısa dönemlerde de olsa bütçe yaratılmıydı, sorgulayın.



Aynen kardeşim, Singelton Pana'da LeBron'du. Peki bu adam LeBrondu da Barca'da niye yokları oynadı? Malum LeBron her yerde LeBrondur.

Simon'un Malaga ve Milano sezonları ve takımlarının oynadığı seviyeyle, Efes sezonları ve Efes'in oynadığı seviyeyler arada uçurum var. Yahu her sene başında Ataman, Simon'u takımda tutuyor diye eleştiri alıyor, sezon başladıktan sonra herkes iyi ki Simon var diyor. Bu arada Simon an itibariyle 35 yaşında hani fiziksek olarak en formda döneminde de değil.

Moermann'a gelince ülke sınırları içerisinde Eurocup seviyesinde yıldızı parlamış, Barca'da ise Euroleague'de süre dahi bulamamış bir adam. Ataman ile sakatlanıncaya kadar Euroleague'nin iyi 4 numaralarından birine evrildi.

Avrupa'nın yükselen yıldızı Saras'ın, Pangos'un yedeği yaptığı Micic'in Ataman ile geldiği seviyeyi zaten anlatmaya gerek yok. Bu arada ne hikmetse aynı Micic yazın Dünya Şampiyonasında yokları oynadı. Ataman'ı görünce kenarda oynayası geliyor demek ki

Son olarak Mahmuti'nin sana göre kuş kadar olan bütçesinin daha azıyla Ataman aynı yıl BJK'de ortada kupa bırakmadı.

Bu arada Ataman'ın molasını hatırlatıncaya kadar yakın zamanda Galatasaray basketbol tarihinin en önemli 2 kupasını kimin aldırdığını hatırlamanı da öneririm. Haaa her babayiğidin harcı değildir Efes'te Avrupa'nın zirvesindeyken ben Galatasaraylıyım diyebilmek
 
Su devirde hala ataman - mahmudi tartismasi ve kiyaslamasi kaldi mi?
Mahmudinin takim calistirma motivasyonu bile yok artik.
 
Hawkins - Bonsu - Erceg - Erwin - Arroyo kadrolu Beşiktaş'ın bütçesi bizden düşüktü? Vov. Akıl, fikir...

Shipp'ın bacağı kırılmasaydı Dedovic zaten gelmeyecekti. Dedovic kötü tercih miydi? Asla. Adam yıllardır El oyuncusu.

Anlamak bu kadar zor olmasa gerek. 10 seneden fazladır bu forumdayım. Eskiler zaten bilir kimi sevip kimi sevmediğimi. Lakin sevgiden ziyade performansa yönelik yapılmış bir eleştiriye, "sen zaten Mahmuti'yi savunursun" demek abesle iştigal. "elmanın tadı kötü" denince , yanıt olarak "sen zaten armutçusun" mu denir?

Diğer taraftan; "Son topa kadar" mottosunu yaratmış koça ve o ekibe manevi bağlılığım var. Kendisinden kat kat yüksek bütçeli takımlara karşı oynattığı oyuna, mücadeleye, "cehver'in kirilenko'yu box etmesi lazım" cümlesine manevi bağlılığım var. Size ne ?
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Hawkins - Bonsu - Erceg - Erwin - Arroyo kadrolu Beşiktaş'ın bütçesi bizden düşüktü? Vov. Akıl, fikir...

Shipp'ın bacağı kırılmasaydı Dedovic zaten gelmeyecekti. Dedovic kötü tercih miydi? Asla. Adam yıllardır El oyuncusu.

Anlamak bu kadar zor olmasa gerek. 10 seneden fazladır bu forumdayım. Eskiler zaten bilir kimi sevip kimi sevmediğimi. Lakin sevgiden ziyade performansa yönelik yapılmış bir eleştiriye, "sen zaten Mahmuti'yi savunursun" demek abesle iştigal. "elmanın tadı kötü" denince , yanıt olarak "sen zaten armutçusun" mu denir?

Diğer taraftan; "Son topa kadar" mottosunu yaratmış koça ve o ekibe manevi bağlılığım var. Kendisinden kat kat yüksek bütçeli takımlara karşı oynattığı oyuna, mücadeleye, "cehver'in kirilenko'yu box etmesi lazım" cümlesine manevi bağlılığım var. Size ne ?



Aynen kardeşim rakipte Arroyo, Bonsu, Hawkins vardı, biz zaten patateslerle oynuyorduk. Ataman Bonsu'yu getiriken , Mahmuti NBA'den Songalia'yı getirmişti. Ha bir de Barcelona'dan aldığımz Lakovic, Shumpert ve Oly'den gelen Gordon öpücük karşılığı oynuyordu diyorsan ona bir şey diyemem.

Yine o dönem iki takımın da yerli rotasyonlarının bütçeleri arasında ciddi farklar var. Ataman 7-8 kişi ile kupaları ambargo koyarken Mahmuti 12 oyuncusunu da belli bir seviyeden tutmak paraları saçıyordu. Ender ve Cevher dönemin gözde yerlileriyken basketbol tarihimizde nadir görülecek şekilde yerli oyuncu olan Furkan'ı boy-outla transfer etmiştik.

Gel gelelim konu neden Mahmuti'ye geliyor, biraz inceleyelim sevgili alimünyum. Yaptığın eleştiri performansa dair mi yoksa Mahmuti'nin gönderilip Ataman'ın gelişinin acısıyla mı ilgili, irdelersek neticeye ulaşacağımızı düşünüyorum.

Ataman, Euroleague sonuncusu takımı çalıştığı ilk tam yılında takımını Euroleague finaline çıkardı ki Euroleague tarihinde eşi benzeri var mı bu durumun, sanmıyorum. Ne sen ne de basketbol yorumcuları böyle bir yükselişi rüyanızda dahi görseydiniz herhalde inanmazdınız. Çalıştığı 2 sene içerisinde Avrupa'dan çıkmadığı deplasman kalmadı ve bunu yaparken de Euroleague'de kendisinden yüksek bütçeli 6-7 takım vardı.

Peki bir basketbolsever olarak bir kere bile ilgili başlığa Euroleague özelindeki bu tarihi yükselişle ilgili gelip 2 satır yazdın mi? Yazmamak hakkın tabi ama o zaman da derdinin performans olmadığı ortaya çıkıyor işte

İlgili başlıkta yaptığın yoruma bakalım şimdi:

Neymiş Ataman guardlar olmasa vasatmış. E kardeşim o zaman Euroleague tarihinde Saras, Diamantidis, Papaloukas, Spanoulis, Holden, Teodosic, Serrod, DeColo gibi guardlarla şampiyon olan antrenörlerin hepsinin başarısını küçümseyelim. Sonuçta hepsi yıldız guardlarla oynuyordu değil mi?
Ha bu arada ne Micic ne de Larkin, Ataman ile çalışmadan önce yukarda saydığım guardlarla aynı seviyede değildi.


Sorarlar adama, madem performansla ilgili yorum yapıyorsun, Ataman'ın takımı tozu dumana katarken neredeydi o performans yorumların? Şimdi senin yaptığın yorum, performans yorumumu yoksa Mahmuti'nin gönderilip Ataman'ın gelişinin acısından kaynaklı mı, netleşmiştir diye düşünüyorum.

Yaptığın yorumun Mahmuti'nin gönderilişinin kuyruk acısıyla ilgili olduğu bu kadar barizken o zaman konu niye Mahmuti'ye geliyor diye sormayacaksın akıllı kardeşim.

Dediğin gibi yıllardır hepimiz bu forumdayız. Kimin derdinin ne olduğunu herkes iyi bilir.
 
Son düzenleme:
Ataman'ı sevmem sebepleri herkesçe malum ama Mahmuti dönemi de Ataman dönemi de kapanması gereken zamanda kapandı. Oyuncu kalitesinin bu kadar düştüğü ortamda Larkin merkezli bir kimya yakaladı Efes. Bu sezon iyi başlamasa da bu Larkin'den çok diğer oyuncuların da kötü durumuyla alakalı. Sezon ilerledikçe toparlayacağını düşünüyorum ama Simon'un kariyer zirvesini Ataman'la yaşadığını inkar etmeye gerek yok ha keza Micic ve Larkin'in de. Pleiss'in de aynı zamanda. Kimse sisteminn en önemli dişçisi olmadan aynı etkiyi yapamaz. Oyuncu merkezli koç olmak kötü bir şey değil elinizde iyi oyuncu varsa bunu yaparsınız. kaldı ki Arroyo Larkin gibi lider oyuncularınız varsa bunu da yaparsınız.

Gelelim diğer tarafa Furkan'a buy out verdik evet ama Furkan hem buradayken katkı verdi hem de giderken para kazandırdı. ha biz o paranın nasıl kullanıldığını eleştirdik diye kötü olduk o da olsun. O dönem yapılan hamlelelere gelirsek Songaila göz göre göre yapılan hataydı. Ama Beşiktaş'ın bütçesi o dönem bizden yüksekti. Elimizdeki kayda değer bütçeyi Ataman'la kullanmamız bence eleştirilmemeli bu konuda.
 
Basketbol branşı haricinde Galatasaray'a manevi hiçbir bağlılığı olmayan, takım tutmak konusunda rasyonel düşünen, bunu basketbol harici başlıklarda defalarca kez dile getirmiş birine, "koç gittiği için kuyruk acın var" demek zaten senin kalitesizliğin dostum. Ben zaten senelerdir buralardayım. Ataman'ın dar rotasyonla, oyuncu merkezli oynattığı oyunu Gs'ye gelmeden de beğenmiyordum. Hala beğenmiyorum. Ki bu mantıkla felaket başarısız sezonları da mevcut Ataman'ın. Rakocevic'le benchteki kavgasını kaç kişi hatırlar acaba? O dönemin en yüksek bütçeli takımlarındandı Efes. Ama başarılı olduğunda, başarıyı kutlamak da erdemdir. Eurocup şampiyonu olduğumuz seneki başlıklara bakarsın çok istersen. İşkembeden sallamakla olmuyor öyle.

Ben, Cem Akdağ'ın onur mücadelesi verdiği sezonda tribündeydim aralıksız. Ardından Mahmuti ile "son topa kadar" derken de tribündeydim. Mahmuti'ye veda ederken de Nevizade'de... Ünal Aysal'ın kısa vadeli hamlesi bir şampiyonluk, bir Eurocup getirdi lakin ardından enkaz kaldı basketbol şubede. Benim tercihim kimliği olan bir şubenin senelerce aynı seviyede mücadele etmesiydi. Şampiyon olmasa da olur. Benim için Abdi'deki Cska maçı, Eurocup finalinden daha kıymetli.

Kısaca bunlar benim bakış açım ve bir kısmı subjektif değerlendirmelerim. Bunu da rahatlıkla ifade edebiliyorum. Farkındaysanız Mahmuti başarısız oldu diyenlere tek bir yanıt dahi vermiyorum, ithamda bulunmuyorum. Son kez söylüyorum; size ne güzeller?
 
Ataman'ı sevmem sebepleri herkesçe malum ama Mahmuti dönemi de Ataman dönemi de kapanması gereken zamanda kapandı. Oyuncu kalitesinin bu kadar düştüğü ortamda Larkin merkezli bir kimya yakaladı Efes. Bu sezon iyi başlamasa da bu Larkin'den çok diğer oyuncuların da kötü durumuyla alakalı. Sezon ilerledikçe toparlayacağını düşünüyorum ama Simon'un kariyer zirvesini Ataman'la yaşadığını inkar etmeye gerek yok ha keza Micic ve Larkin'in de. Pleiss'in de aynı zamanda. Kimse sisteminn en önemli dişçisi olmadan aynı etkiyi yapamaz. Oyuncu merkezli koç olmak kötü bir şey değil elinizde iyi oyuncu varsa bunu yaparsınız. kaldı ki Arroyo Larkin gibi lider oyuncularınız varsa bunu da yaparsınız.

Gelelim diğer tarafa Furkan'a buy out verdik evet ama Furkan hem buradayken katkı verdi hem de giderken para kazandırdı. ha biz o paranın nasıl kullanıldığını eleştirdik diye kötü olduk o da olsun. O dönem yapılan hamlelelere gelirsek Songaila göz göre göre yapılan hataydı. Ama Beşiktaş'ın bütçesi o dönem bizden yüksekti. Elimizdeki kayda değer bütçeyi Ataman'la kullanmamız bence eleştirilmemeli bu konuda.

Songaila, Rancik'in yerine gelmişti Furkan, hatırlarsın. Teoride Rancik'in 2 model üstüydü. Aynı profilde ve ondan çok daha kariyerliydi Songaila ama performans olarak gerisinde kaldı.
 
Basketbol branşı haricinde Galatasaray'a manevi hiçbir bağlılığı olmayan, takım tutmak konusunda rasyonel düşünen, bunu basketbol harici başlıklarda defalarca kez dile getirmiş birine, "koç gittiği için kuyruk acın var" demek zaten senin kalitesizliğin dostum. Ben zaten senelerdir buralardayım. Ataman'ın dar rotasyonla, oyuncu merkezli oynattığı oyunu Gs'ye gelmeden de beğenmiyordum. Hala beğenmiyorum. Ki bu mantıkla felaket başarısız sezonları da mevcut Ataman'ın. Rakocevic'le benchteki kavgasını kaç kişi hatırlar acaba? O dönemin en yüksek bütçeli takımlarındandı Efes. Ama başarılı olduğunda, başarıyı kutlamak da erdemdir. Eurocup şampiyonu olduğumuz seneki başlıklara bakarsın çok istersen. İşkembeden sallamakla olmuyor öyle.

Ben, Cem Akdağ'ın onur mücadelesi verdiği sezonda tribündeydim aralıksız. Ardından Mahmuti ile "son topa kadar" derken de tribündeydim. Mahmuti'ye veda ederken de Nevizade'de... Ünal Aysal'ın kısa vadeli hamlesi bir şampiyonluk, bir Eurocup getirdi lakin ardından enkaz kaldı basketbol şubede. Benim tercihim kimliği olan bir şubenin senelerce aynı seviyede mücadele etmesiydi. Şampiyon olmasa da olur. Benim için Abdi'deki Cska maçı, Eurocup finalinden daha kıymetli.

Kısaca bunlar benim bakış açım ve bir kısmı subjektif değerlendirmelerim. Bunu da rahatlıkla ifade edebiliyorum. Farkındaysanız Mahmuti başarısız oldu diyenlere tek bir yanıt dahi vermiyorum, ithamda bulunmuyorum. Son kez söylüyorum; size ne güzeller?


Basketbol ile ilgili bir konuda tartışırken ''size ne alüminyum '' diyerek kendi kaliteni zaten ortaya koydun. Ancak ne hikmetse benzer üslupta karşılık alınca aklına kalite geldi.

Tuttuğun takımın tarihi Eurocup zaferine seviniyor olmanı da nimettenmiş gibi sayman enteresan. Yakın zamanda tuttuğun takımın müzesine giren tek Avrupa Kupası'na da sevinmeseymişsin bence lütufta bulunmuşsun.


Ataman'a karşı olan eleştirini de performans odaklı olarak açıkladın. Ben de bir basketbolsever olarak Avrupa'nın son yıllardaki en büyük çıkışını yapan yapan takımıyla alakalı bir şeyler yazmayıp, 15 sene önceki Rakoceviclerden dem vurmanın yanısıra Avrupa ve NBA basketbolununun evrildiği basketbolun tam tersini ifade eden tufaf argumanlarla eleştiri peşinde koşmanın samimi ve performansla ilgili olmadığını, kuyruk acısıyla ilgili olduğunu belirttim.

Eeee öyle ''alümiyum''a, böyle ''kuyruk acısı''
 
Bayern’de Baldwin öyle bir smaç yaptı ki titretti potayı. Yalnız spiker Pleiss hakkında nefis bir benzetme yaptı. 2,21 m bedene, boya hapsolmuş guard dedi. Gerçekten o nasıl tekniktir, topa yumuşak dokunmaktır. Gerçekten çoğu kısa oyuncuda bu teknik yok. Günümüz basketboluna uymuyor ama şöyle 10-15 sene önce oynasaymış çok daha değerli olurmuş Pleiss.
 
Micic maçı verdi sonda. Kritik top kaybı yaptı sonra müsait hücumları da değerlendiremedi. Resmen elleriyle verdi alınan maçı.
 
Maçın sonunda Micic ve sakatlıklardan ayakları gitmeyen Simon-Larkin ikilisiyle sahada kalmak maçı veren faktördü. Bayern neredeyse hiç boş dönmedi sonlarda. Doğuş, Erten ve Anderson'dan en az birisi sahada kalmalıydı

Trinchieri düşük bütçelerde Avrupa'nın belki de en iyisi ancak bugüne kadar daha kaliteli kadroları çalıştırma fırsatları yakaladığında hayal kırıklığı yarattı
 

Üst