2020-2021 Euroleague

Singletonın ipten aldı başka açıklaması yok. Efes iki yıldır zaten direk şampiyonluğu hakeden bir takım ama Laso bence son zamanlarda ki en acayip koçluk performansını gösterdi. Obradovic falan diyorlar reale büyük aptallık olur öyle birşey. Kadrosuna onun kadar hakim bir koç bu kıtada yok şuan. Her maç farklı şeyler deneyerek favoriye karşı son ana kadar geldiler. Ligde 32-1 falanlar galiba hayret verici bir performans.
 
Bayern maça sonunda ortak olup Baldwin aracılığıyla yine saçmaladı. Bu Baldwin Avrupa basketbolundan men edilmeli. Trinchieri de molayı boşuna almış. Mola almayıp bıraksaydı da o hücum Baldwin ile mala bağlanırdı.
 
Milano lütfen Allah aşkına defol git ya sen harbi LOSER kelimesinin sözlükteki karşılığısın cümle alemin beynini yaktılar yine
Maç sonu daha da fena hem kendi akılları durdu hem ekran başındakilerin ama maçı aldılar. Loserlık konusunda Milano da Efes de Barça da kitap yazdı ama saha avantajı ve oyuncu kalitesi farkıyla bir şekilde F4'e kalmayı başardılar.
 
Laso'ya hakkaten tebrikler. Yenilse de efsane iş yaptı.

Efes'e gelince seriyi bu denli zorlu geçmeleri kesinlikle işe yarayacak. Maç sonu oynama güveni açısından daha özgüvenli olacaklar ve oyun son topa kalırsa kullanacak adamın Simon olduğunu da hatırladılar.

F4'te Ataman'ın yapması gereken yegane iş Dunston'ın sürelerini azaltıp maçın tamamına yakınını Sertaç ve Pleiss ile oynamak. Efes'in en önemli özelliği kısalarının deliciliği sayesinde gelen 3'lükler. Dunston'un şutunun olmayışı rakip uzunun rahatlıkla yardıma gelmesini sağlıyor ve pozisyon tıkanıyor. Kaldı ki yakın mesafede de Dunston; Sertaç ve Pleiss kadar yumuşak bırakamıyor topu.

Bugün maçın kırılma anı Pleiss'in oyuna girip attığı 5 sayıydı. Dunston ile devam etse son 2 maçtaki kısırlık devam edecekti. Pleissîn 3'lüğünden sonraki hücumda tepe ikili oyununda Larkin, Thompkins ile kaldı. Yanından vurup geçerken Garuba dip çizgiye yerleşen Pleiss'i bırakıp gelemedi ve Larkin de faulü alıp çizgiye gitti

Efes'in 2 maç vermesinin sebebi de maç sonlarında Real'in tepe ikili oyunlarında uzunları riske edip kısaya yardım getirmesiydi.

Hasılı kelam Efes'in hücum oyununda Dunston'a yer yok. Onu rotasyon dışı bırakırsa Efes F4'te 2 maçta da 90 civarı atar
 
01:18 kala 12 sayı öndesin ve son 14 saniye maçı kazanabilmek için savunma yapmak zorunda kalıyorsun.Şaka gibi ama biz bunu ciddi ciddi izledik.

Hadi fark 4'e kadar inmiş.Yahu topu oyuna sokarken kaybediyorsun,sayıyı yiyorsun.Bir daha oyuna sokmak isterken hücum faul yapıyorsun.Basketbol maçı değilde tiyatro seyrediyoruz sanki.Kyle Hines Baldwin'in karşısında çok iyi durdu,final four kapısını açtı o duruşla.Psikolojik olarak büyük yıkım olurdu onlar adına yoksa.
 
Ah Bayern ah Zenit... Yani 2.maçı Zenit alıp 0-2 yapmak üzereydi son saniyede hücumu değerlendiremediler. 0-2 olsaydı Zenit en kötü 3-1 geçerdi bu seriyi kendi evinde bitirirdi mutlaka.
Bayern de dün şu sevimsiz Baldwin olmasa tarihin en ilginç ivmesini son 30 saniyede kazanmıştı. Milano resmen havlu atmıştı. Vurup alacaklardı maçı.
Messina da ne kadar overrated koç olduğunu gösterdi. Şu 2 eşleşme de kendileriyle değil, rakibin vermesiyle kazanılmış mucize iki F4 bileti.
 
Efes yine de şanslı sayılır. Çünkü karşılarında Loser Cska, Barça, Milano var. Ya bu sezonki formlarıyla eski günlerini aratan Olympiakos, Panathinaikos, Zalgiris, Maccabi gibi Euroleague kültürüne sahip ekol takımlar olsaydı?

Ayrıca Efes hâlâ güven vermiyor. O kadar kaliteli kadroya, geniş rotasyona rağmen maç dönüp dolaşıp oyuncuların günlük dış atış performansına kalıyor. Dün akşam da takım oyununa, çizilmiş setlere, top dolaştırmaya, ikili oyunlara dair pek bir şey göremedik. Laso sürekli bir şeyler arıyor, deniyor, değiştiriyor fakat Ataman’ın oyuncularında hücumların büyük bölümü 24 saniyenin bitmesine yakın üç sayı çizgisinin gerisinden sallanan topla sonlanıyor. Üçlüklerin girmediği bir günde ne yapacakları büyük merak konusu. Umarım B planları da vardır.
 
Ah Bayern ah Zenit... Yani 2.maçı Zenit alıp 0-2 yapmak üzereydi son saniyede hücumu değerlendiremediler. 0-2 olsaydı Zenit en kötü 3-1 geçerdi bu seriyi kendi evinde bitirirdi mutlaka.
Bayern de dün şu sevimsiz Baldwin olmasa tarihin en ilginç ivmesini son 30 saniyede kazanmıştı. Milano resmen havlu atmıştı. Vurup alacaklardı maçı.
Messina da ne kadar overrated koç olduğunu gösterdi. Şu 2 eşleşme de kendileriyle değil, rakibin vermesiyle kazanılmış mucize iki F4 bileti.

Benim gibi fark varken takibi bırakan çok olmuş Milano Bayern maçını. Dedim aha şeytanın bacağını kırdılar en sonunda ama yine ter içinde kalmışlar.
 
Tracy Mcgrady'nin 35 saniyede 13 sayısından daha heyecanlıydı. 10 saniyede o kadar aksiyon ve ivmeler oldu ki... Spikerle Caner Eler'in tepkileri de inanılmazdı haliyle. Onlar da şoklardaydı.
 
Eurolig sezonun beşini ve ikinci beşini açıklamış. İlk 5 şu şekilde:

Pangos
Micic
Lucic
Mirotic
Tavares

3 tanesini bilip Tavares ve Mirotic yerine De Colo ve Sertaç yazmıştım. Aslında sezon genelinde De Colo , Mirotic'e göre 1 tık daha baskındı sanki, bilemedim. Mevki olarak 3 oyun kurucu yazmışım gerçi. Tavares'i gören Fenerliler de Vesely için sosyal medyada yabancılarla kapışıyorlar İngilizce küfürlerle. İkinci beşte de yok sanırım bu arada Vesely.
Ha bir de ek olarak; İsmail Şenol İngilizce bir twit atmış. Attığı twitte Alman konsolosluğu falan bir şeyler yazıyordu ama üşendim okumadım. İlginç bazı kararlar alınmış sanırım F4 maçlarıyla ilgili.
 
İsmail Şenol'un Ergin Ataman'la yaptığı röportaj güzel olmuş, izlemenizi öneririm denk gelirseniz. Ergin hocanın bu kadar güldüğü ve konuştuğu bir röportaj hatırlamıyorum pek. F4 ile ilgili ''kazanırız, ya da kazanırsak şöyle olacak demeyeceğim, çünkü şampiyon olacağız biz'' dedi.

Türk basketboluyla ilgili de ''Bu ülkede basketbolun gelişmesine en büyük katkı sağlayanlardan biri, her ne kadar zaman zaman karşı karşıya gelsek de Aziz Yıldırım'dır. Fenerbahçe için çok yatırımlar yaptı. Ayrıca Ünal Aysal da aynı şekilde basketbola önem verip yatırım yapanlardandı'' diye 2 isim söyledi.
Efes kulübü ve yönetim yapısı ile ilgili açıklamalarda bulunurken de bunların temelinde yöneticilerin basketbola olan sevgisinden bahsetti. Yani olayın başında tabiki hepimizin bildiği üzere sevmek yatıyor. Bizim kulüpte yıllardır amatör branşları seven bir Başkan yahut yönetici göremedim ben.
 
Yani olayın başında tabiki hepimizin bildiği üzere sevmek yatıyor. Bizim kulüpte yıllardır amatör branşları seven bir Başkan yahut yönetici göremedim ben.

Daha geçen sene mevcut yöneticilerden Abdürrahim Albayrak kapatma muhabbeti falan yapıyordu. Hakikaten futbol dışı branşlar konusunda bizimle rakibimiz olarak gördüğümüz camialar arasında korkunç zihniyet farkı var.

Düzenleme: Röportajı izlerken İsmail Şenol'un "Madem bu kadar motiveydiniz İspanya'da neden maç kazanamadınız?" sorusundan rahatsız olan tek ben miyim? Youtube yorumlarına bakılırsa yalnız değilim fakat burada da izleyen varsa sorayım dedim. Hocadan "Bu soruyu Kokoskov'a sorabilir misin?" tarzı bir yanıt bekledim ama herhalde kamera arkasındaki samimiyetlerine sayıp bir şey dememiş. Soruluş şekli ve cümle olarak çok saygısız bir soru sormuş İsmail Şenol.
 
Son düzenleme:
Soruyu ben de izledim ama pek saygısızlık olarak bakmadım. Bu tarzda 1-2 sorusu daha vardı hatırladığım. Bazen sert gibi görünen üslupla sorulan sorular samimidir aslında, ben o çerçevede gördüm. Ergin Ataman da biraz özeleştiriye girip açık konuşunca İsmail de pek yontma gereği duymadı bazı soruları. Zaten Ergin Ataman - İsmail Şenol arasında yıllara dayanan bir yakınlık olduğunu da biliyoruz. Biraz halkın merak ettiği, kafalardaki soruları sormak istemiş.
Ha tabi Fener cephesine bu tarz soruları veya sorunları pek gündeme getirmiyorlar o ayrı konu.
 

Üst