Işıl-Hartley-Tilbe-Vickie çok sağlam bir dörtlüydü. Kabul ettikleri indirimlerle bir arada tutabilirdik. 6-7 transfer yerine 2 ya da 3 takviyeyle daha üst seviye bir kadro oluşturabilirdik. Olmadı...
Saha içinde bu dörtlüden özellikle Tilbe'nin muadili yok, üstelik çok da iyi bir sezon geçirmişken kaybettik...
Şimdi tamamen yeni bir ilk 5, yeni bir rotasyon, yeni oyun planları, yeni görev dağılımları kurulması lazım. Euroleague de var bu sene ve bu durum gerçekten zorlayacak. Gelecek gruba göre çok kötü sonuçlara hazır olmak gerek.
Maljkovic'den beri oynadığımız bir hızlı basketbol var. Sıradan basketbola göre farklı dinamikleri ve özellikle yüksek temposu var. Bu yeni kadroyla o oyun devam mı edecek yoksa daha "normal" basketbola mı döneceğiz. Gerçi uzun oyuncuların "size"larına bakınca pek olası görünmüyor ama... Bu kadro bu oyuncular ne kadar uyum sağlayabilecek...
Hep bunlar soru işareti...
Efe hoca 2 sezondur bu tarz sorulara hep çözüm bulmayı başardı. Bu sene de başaracaktır diye umuyorum...
Yerli transferde alınabilecek tüm oyuncuları aldık aslında. O bakımdan iyi bir iş oldu. Yani Botaş'ın Işıl-Tilbe-Bahar'ı hariç en güçlü ikinci yerli rotasyon oldu diyebilirim.
Yabancıları açıkçası pek bilmiyorum. İzleyerek fikir edinmeye çalışıyoruz tabi ama görmek lazım. Mercedes ve Bella'nın ilk Avrupa tecrübesi olacak. Anete de 2018'de Dünya Kupası'nda Amerika'ya attığı 30 sayıyla adını duyurmuştu. Biraz baktığım kadarıyla çok atış kullanan bir oyuncu. O maçta bile 11/29 isabetle 30 atmış ki takımın kullandığı şut toplamı 79.
Geçen sene düzenli forma giyen Hartley ve özellikle ikinci yarıda belli dakika alıp dinamizmiyle katkı koyan Sude haricinde herşey tamamen yeni olacak.
Çok fazla bilinmezle dolu bir sezon başlıyoruz. Takım olmak, bir ahengi tutturmak, dengeyi sağlayabilmek falan çok önemli olaylar. 13 kişilik rotasyonda 6 yeni oyuncu var. 4 yabancının 3 tanesi takıma bu sezon katılıyor. Geçen seneden kalan 7 oyuncunun 6'sı altypıdan beri beraber oynayan isimler. Yeni bir kaptan, yeni bir düzen, belki yeni ritüeller... Bunlar bile çözülmesi gereken şeyler...
Yalçınkaya gitti, sorumlu yöneticiler gitti. Şu an için en azından umutluyuz. Ama şubenin bir dolu kronik arızası var. Onlar tekrar yaşanır mı, yaşandığı zaman takım bir arada kalabilir mi...
Göreceğiz...
Yeneriz, yeniliriz, kötü gideriz, iyi gideriz farketmez...
Huzurumuz olsun, sıfatını bile görünce söveceğimiz hainler olmasın. Galatasaray olsun...
Gerisi bi şekil halloluyor işte...