2020 Tokyo Olimpiyatlarında Türk Sporcular

Türkiye Tokyo 2020 Olimpiyatlarinda Kaçı Altın Toplam Kaç Madalya Alır?

  • 5-7 Altın, 20- Toplam Madalya

    Oy: 0 0.0%
  • 3-4 Altın, 18- Toplam Madalya

    Oy: 0 0.0%
  • 0 Altın, 7+ Toplam Madalya

    Oy: 0 0.0%

  • Kullanılan toplam oy
    10
  • Anket kapatılmış .
Bu başlıkta özel olarak türk sporcuları konuşalım. Son olimpiyatlara göre daha iddialı olduğumuz bir oyunlar olacak. Belki katılım anlamında ayni seviyedeyiz ama hem favori sporcularımız daha çok hem de yeni neslin müsabaka baskısını daha rahat atlattığını düşünüyorum. Olimpiyatlar öncesi büyük bir baskı da hissetmemislerdir bu sefer. Bu oyunlarda altın ve toplam madalya anlamında iddialı olduğumuz gibi atletizm ve yüzme gibi branşlarda finale kalmasını yeterli görecegimiz ve bunu başarabilecek isimler bol. Bu başlığa da madalya üzerinden bir tahmin/beklenti anketi açmamız yerinde olacaktır. Ankete de katılımınızı beklerim.
 
Olimpiyatlar bizim adımıza fena başlamadı ama hayal kırıklıklarıyla günün ilk yarısını kapattık. Okçulukta karışık takımda kesin madalya alırız diyemezdik hem de sıralama atışları sonrası 7.olup çeyrek finalde olası bir ABD eşleşmesine toslama ihtimalimiz varken. Ama ABD, Endonezya'ya sürpriz şekilde kaybedince biz de Rusya'yı yenince yarı final yolumuz açıldı ve bu fırsatı değerlendirdik. Yarı finalde de Fransa gelse çok daha iyi olurdu ama diğer yarı finaldeki G.Kore-Meksika erken finalini görünce Hollanda eşleşmesine şükretmemiz gerekir. Maalesef kaybettik ve bu sadece final değil kürsü ihtimalimizi de yitirmemize neden olmuştu bence ki öyle de oldu. Ama finalde Hollanda'nın neredeyse Koreyi bile yeneceğini görünce iç geçirmeden edemedim. Bence kürsüyü diğer 3 takımdan daha fazla haketmedik ama yine de büyük bir fırsat vardı. Buradan çıkacak bir madalya hem Mete'yı hem Yasemin'i bireyselde rahatlatacaktı.

Tekwando'da ise -49KG'da Rukiye YILDIRIM 3 numaralı seribaşı ve 30 yaşında olmasına reğmen ilk olimpiyatı olmasının etkisiyle oldukça tecrübesiz gibi mücadele etti. Fazla atak stili hem karşı tarafa yaradı. Yarı finale kadar sadece 1'er sayıyla biraz da şansla gelmişti. Yarı finalde ise günün sürpriz ismi 17 yaşındaki 15 numaralı seribaşı (Sırasıyla favorilerden 2 numaralı Sırbı ve 7 numara Çinliyi eze eze yendi. Çinli rakibini 33-2 yendi hatta.) İspanyola 2.raundun ortasından itibaren teslim oldu denebilir. Şimdi repesaj imkanı var ve şanslı ki Tekwandoda yenildiğin sporcunun geçtiği rakiplerle değil diğer taraftan gelen finalistin rakipleriyle karşılaşılıyor. O da 1 numaralı seribaşı WONGPATTANAKIT olunca repesajdan daha uygun rakiplerden biri gelecek. Buradan bir madalya çıkaramazsa başarısızlık olur.

Ayrıca, tekwando'yu anlatan spiker gördüğüm en kötü spiker olabilir. Hem anlattığı sporu doğru düzgün bilmiyor ve bilmemesine rağmen bilmişlik taslayıp tirazlar ediyor hem de ne sesi ne diksiyonu düzgün. Bir ara yanlışlıkla Judo demesini dil sürçmesi olarak kabul edebilirim ama Rukiye'nin maçlarında maç yakın giderken ve üst üste rakip puanlar alırken 20 farkla teknik üstünlüğe gider mi gibi saçmalamaları beni benden aldı. Açıkçası hiçbir şey bilmesen bile böyle konuşmazsın. Bunun adı aptallıktır. Halbuki daha önce tekwandoyu anlatan spikerleri iyiydi. En Çok madalya adayı bulundurduğumuz branşlardan birine bu spikeri vermek de nedir?
 
Sadece spiker değil yanındaki yorumcu da çok kötüydü. Puanların neredeyse %90'ının sensörler aracılığıyla geldiği dalda da daha maçlar başlamadan hakem konuşmaya başladılar. Spikerin bilgisizliği ve densizliğinin yanında yorumcunun sık sık "Hakemlerin kadirliğine uğruyoruz(!)" cümlesini duymak enteresandı.
Jimnastik izlerken de tam tersini hissettim. Burada hem spiker Zafer Aktaş, hem de yorumcu Fatih Tank seyirciyi bilgilendirici, güzel bir yayın sundular. Zaman zaman sadece Türk sporcuları anlatmaktan diğer sporculara değinmekte biraz eksiklik yaşasalar da 4 sporcumuzun finale kaldığı elemelerdeki bu heyecan da çok normal.
 
Ne varsa kadınlarda var bu ülkede. Sadece işlerine odaklanıp en iyisini yapmaya çalışıyorlar. Erkekler gibi boş konuşup caka satmaya çalışmıyorlar. Kadın voleybol takımımız her zaman heyecanlandırmıştır beni. Kadınların voleybola olan yatkınlığı erkeklerin futbola olan yatkınlığından daha fazladır.
 
Bizim yüzmede niye bu kadar başarısız..
Bunu kimse arastirmiyor mu..?
her tarafımız denizlerle göllerle nehirlerle çevrili ama yüzmede geride kalmışız..
 
5 olimpiyata katılıp tecrübe kazanan Derya Büyükuncu bu tecrübesini Survivor denen samimiyetsiz ortamda kullandı. İşte bu yüzden bu haldeyiz.
 
Türklerin ırk olarak suyla pek alakası yok çünkü. Genelde karacıdır bizim ırkımız. Benim lisede bir sınıf arkadaşım vardı, Ukrayna asıllı Türkiye'de yaşayan bir çocuk, ismi de Ukrayna ismi zaten. Lisede İstanbul'da katıldığı bütün yüzme şampiyonalarında yürüye yürüye altın madalyaları alıp geliyordu ertesi gün okula.
 
Bizim yüzmede niye bu kadar başarısız..
Bunu kimse arastirmiyor mu..?
her tarafımız denizlerle göllerle nehirlerle çevrili ama yüzmede geride kalmışız..
Olimpik havuzumuz var mı peki? Dün söylendi mesela, İzmir'de sporcuların çalışılabilecekleri uygun sadece 1 olimpik havuz varmış. İstanbul'da bile 3 ya da 4 tane olması lazım ki bunların bir kısmı da halka açık havuzlar. Örneğin İtü'dekini biliyorum, öğrenciler - mezunlar vs. kullanılıyor, sporcular yararlanabiliyor mu emin değilim. Yarı olimpik havuz sayımız fena değil sanırım, son yıllarda kısa kulvar şampiyonalarında nispeten daha başarılı olmaya başladık.
 
Bizim yüzmede niye bu kadar başarısız..
Bunu kimse arastirmiyor mu..?
her tarafımız denizlerle göllerle nehirlerle çevrili ama yüzmede geride kalmışız..

Bu yazdığın şey bizim futbol medyasının bilip bilmeden "Havuzda Boğulduk" başlıklı saçmalıklarından farksız. denizle gölle ne alakası var olimpik yüzme havuzunda yüzmenin! Başarılı olan ülkelere bir bak bakalım ya etraflarında deniz bile yoktur ya da varsa bile girilemiyecek kadar soğuktur. Yüzme havuzda yapılan bir spor açık yüzme yarışlarını saymazsak. Bunun için de yeterli tesis gerekir. Ayrıca ne yaparsan yap bazı milletler bazı sporlara daha yatkındır. Batı Avrupa veya ABD, Avustralya gibi oradan gelmiş olanlara ek yapabileceğimiz sadece Çin, Japonya, G.Kore, Rusya gibi spor ülkeleri var. Örneğin çok az siyahi sporcu vardır yüzmede. Üstünlük kuramadıkları ender dallardan biri siyahiler için yüzme.

Ayrıca, yüzmede belli bir süre barajı vardır ve onu geçersen katılım hakkı kazanırsın. A Barajını geçersen direkt, B barajını ise ülkenden tek sen geçtiysen yine direkt katılırsın. Biizm sporcularımız buraya havadan toplanarak gelmediler. yani. Hepsi belli olimpik standartları sağladılar. Ama genelde yapabildikleri en iyi dereceye yaklaşamıyorlar. Sorunsa bu sorun olabilir. Ama her ne olursa olsun yarı final yapabilecek seviyede bir yüzücü çıkarsak bile başarıdır. Emre SAKÇI bunu başarabilirdi ama genelde dünya standartında dereceleri kısa kulvarda elde etmiş bir sporcu. Uzun kulvar neredeyse bambaşka bir dal suda dalış halinde süzülerek geçirdiğin yüzdelik dilimi düşündüğünde. Neyse, olimpiyattan olimpiyata yüzme takip edip niye başarısızız sorusunu sormak da ayıptır.
 
Olimpik havuzumuz var mı peki? Dün söylendi mesela, İzmir'de sporcuların çalışılabilecekleri uygun sadece 1 olimpik havuz varmış. İstanbul'da bile 3 ya da 4 tane olması lazım ki bunların bir kısmı da halka açık havuzlar. Örneğin İtü'dekini biliyorum, öğrenciler - mezunlar vs. kullanılıyor, sporcular yararlanabiliyor mu emin değilim. Yarı olimpik havuz sayımız fena değil sanırım, son yıllarda kısa kulvar şampiyonalarında nispeten daha başarılı olmaya başladık.

Ege Üniversitesi havuzu var bildiğim kadarıyla, biz de antrenmanlarımızı orada yapardık. Yazın şampiyonalar Alsancak'taki açık olimpik havuzda yapılırdı. Ülkede ne kadar göl, ırmak, deniz olursa olsun bunlar ancak potansiyel sporculara yüzme aşkını verebilir. Uzun mesafeciler ve boğazlarda yapılan yarışlara katılan çoğunluğu master yaş grubu yüzücüler hariç kimse denizde antrenman yapamaz. Ayrıca yurt dışında bu işler çok profesyonel yürüyor. Düzenli olarak kamplar yapılarak hem sporcuların kanındaki oksijen miktarına kadar bakılıyor hem de yüzücülerin psikolojik olarak sağlam kalmaları ve özellikle ergenlik döneminde okul durumlarına destek olunması için psikolojik destek sağlanıyor. Ben de gayet iyi bir yüzücüyken bir ergenlik bunalımında bırakıvermiştim yüzmeyi. O dönemki rakibim Yaman Oğuz Fenerbahçe'deydi ve milli sporcu oldu ama olimpiyatlarda derece almak başka bir şey. Yüzmeden önce taekwondo'yu da taşındığım ilde iyi bir kurs olmadığı için bırakmıştım. Sonra üniversitede burs için yüzdüm, ayrıca 2. kademe yüzme antrenörüyüm ama bu branştan pek ümitli olduğum söylenemez. Bu sene Erdek'e yazlığa gidip yüzemedik bile, her yer müsilaj :) Bir ara, 12 sene filan önce, biraz hazırlanıp milli takım barajını geçerek milli takım sporcusu olmayı düşünmüştüm, bazı kolaylıklar sağlıyor ama milli sporcu da olsanız bizim 50m serbest seçme barajımız 24 saniyeyse dünya rekoru 19 saniye filandır. Yani bir de 200m filan olunca yarı final yüzecek sporcu bulamıyoruz sonra. Ne yazık ki durum böyle.

Yüzme antrenörlerinin doksanlı yılların sonundan itibaren Bulgaristan göçmenlerinden oluşmasından mütevellit bizim yüzme anlayışımızda da biraz SSCB etkisi var. Benim hocalarımdan biri de milli sporcuya 14 yaşındayken kreatin kullandırıp hastanelik etmişti. Türk futbolunun sorunu neyse yüzmede de sorun aynı aslında: Coaching ve disiplin.
 
Son düzenleme:
Phelps'in diyetini okumuştum Türkiye'de o masrafı karşılayabilecek aile yok. Yüzme yoğun antreman gerekiyor. Günde en az 8 saat sadece havuzda geçmeli.
Derya Büyükuncu'ya laf sokulmasını hiç anlamam. Federasyonun kapısını kırıp beni göndereceksiniz demedi hiç bir zaman. Barajları geçti ve hak kazandı.
Siyahi sporcuların olmama nedeni kas yapısı diyenler var ama ayrıca kaç siyah sporcu yapıyor bu sporu?
Bu sporları yapmanız için eğitim ile ortak götürülmesi gerekiyor.
 
Olimpik havuzumuz var mı peki? Dün söylendi mesela, İzmir'de sporcuların çalışılabilecekleri uygun sadece 1 olimpik havuz varmış. İstanbul'da bile 3 ya da 4 tane olması lazım ki bunların bir kısmı da halka açık havuzlar. Örneğin İtü'dekini biliyorum, öğrenciler - mezunlar vs. kullanılıyor, sporcular yararlanabiliyor mu emin değilim. Yarı olimpik havuz sayımız fena değil sanırım, son yıllarda kısa kulvar şampiyonalarında nispeten daha başarılı olmaya başladık.
Niye yok yapsınlar da yapılsın gelişsin sporcular madalya gelsin bize yüzmeden
 
Bu işin sıcak suyla soğuk suyla alakası yok ki. Ruslar eksi bilmem kaçta, karlar arasında giriyorlar işte denize. Slav ırkı, İskandinav insanları soğukla yaşamış, oralara alışkın insanlar zaten. Bizim sular sıcak da ne oluyor ? En başta dediğim gibi ırktan kaynaklanan bir olay bu. Türkler hep Kara Avrupa'sında at sürmüştür eski çağlardan beri. Denizle, suyla pek kültür oluşturamamışlar. Tabii tek sebebi bu demiyorum ama temeli oluşturan önemli bir etken bu.
 

Üst